- Konum
- Karı$ık..
-
- Üyelik Tarihi
- 7 Mar 2013
-
- Mesajlar
- 2,021
-
- MFC Puanı
- 297
Tarihi
Hatay, Hititlerin bir toprağıydı Hitit imparatorluğunun yıkılışından az önce bu bölgede bağımsız bir Hitit devleti kuruldu. Başkenti Zencirli (Samal) olan bu devlet 150 sene devâm etti. M. Ö. 6. asırda Perslerin istilasına uğradı. Bilâhare Makedonya Kralı İskender, Anadoluyu işgâl ve Pers (İran) Devletini yenerek bu bölgeyi de istilâ etti. İskenderin ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu, generalleri arasında taksim edildi. İskenderin generallerinden Birinci Selevkos Asya İmparatorluğunu, Birinci Selevkosun oğlu Birinci Antiochus, Hatay bölgesinde Antakya şehrini kurdu.
Antakya M.Ö. 306-280 arasında 26 sene Asya İmparatorluğunun başşehri oldu. Şehir nüfûsu 500 bini geçerek Roma ve İskenderundan sonra dünyânın üçüncü büyük şehri oldu. Selevkos Devleti, başşehrini Selevkiya şehrine nakledince Antakya gerilemeye başladı. Roma imparatorluğu, Selevkos (Asya) Devletini ilhak edince, bölge Romalıların eline geçti. Roma imparatorluğu M.S. 395te ikiye parçalanınca bu bölge, Doğu Romanın (Bizans) payına düştü. M.S. 395ten îtibâren 243 sene Antakya, Bizans ve Sâsânîler arasında el değiştirdi. Hıristiyanların dînî merkezi hâline geldi. Sâsânî imparatoru Şehinşah Birinci Sâpûr, 260 senesinde şehri aldı. Bizanslıların 538 senesinde geri almalarını müteakip Birinci Hüsrev Nûşirevân tekrar şehri ele geçirdi. Halkın büyük kısmını, Bağdat yakınlarındaki başşehir Medâyinin civârında kurulan Rûmiye şehrine yerleştirdi. Bizans imparatoru Justinianus, Antakyayı Sâsânîlerden geri aldı ve yeniden inşâ ettirdi.
Hazret-i Ömerin halîfeliği sırasında 638de İslâm ordusu Antakyayı fethetti. 688de Bizanslılar bu şehri geri almak istediler, fakat muvaffak olamadılar. Antakya, Abbâsî Devletinin Bizansa karşı bir sınır eyâletinin merkezi (Avâsım) oldu. Daha sonraları Halepte kurulanHamdânî Emirliği, bu bölgeye sâhip oldu. 966 senesinde Bizans saldırısına karşı şehir kendini savundu. 331 sene süren İslâm hâkimiyetinden sonra Bizans İmparatoru Nikeforos Fokas, Müslümanlar arasındaki iç savaşlardan istifâde ile şehri geri aldı(969). 115 sene Bizansın işgâli altında kaldıktan sonra Anadolu fâtihi ve Türkiye Selçukluları Devleti hükümdârı Kutalmışoğlu Birinci Süleymân Şah, 1084te Antakyayı fethederek, Türk topraklarına kattı. 1086da Süleymân Şahla Alparslanın oğlu Sultan Tutuş (Suriye Selçukluları hükümdârı) arasında çıkan kardeş kavgası (iç savaş) sırasında Kutalmışoğlu Süleymân Şahın vefât etmesiyle şehir, Tutuşun hâkimiyetine geçti.
1071 Malazgird Zaferinin intikâmını almak, Türkleri Anadoludan atmak, Kudüsü ele geçirmek ve İslâmiyeti imhâ etmek maksadıyla Avrupa Hıristiyanları, Haçlı seferleri tertiplediler. Bu seferlerden ilki olan Birinci Haçlı Seferinde 600.000 kişilik bir Haçlı ordusu Anadoluya geldi. Bunlardan 500.000i Türkiye Selçukluları Sultânı Birinci Kılıç Arslan tarafından gerilla savaşları ile imhâ edildi. Geriye kalan 100.000 kişilik Haçlı ordusu, 21 Ekim 1097deAntakya önlerine geldi. Şehri Türk komutanı Yağıbasan Bey savunuyordu. Kuşatma 7,5 ay sürdü. Antakyalı birkaç Hıristiyan 5 Haziran 1098de kale kapılarından birini açarak Haçlı ordusunun gizliceAntakyaya girmesini sağladılar. Kaleye giren Haçlılar, Müslümanları ve hattâ Hıristiyanları kılıçtan geçirdiler. Selçuklu Sultânı, bu mühim şehri geri almak için Kerboğa Bey komutasında büyük bir Türk ordusunu gönderdi. Antakya düşmek üzereyken bir papaz, hazret-i Îsânın bağrına saplanan mızrağı buldum yalanını söyleyerek Hıristiyanları coşturdu ve Antakyayı Türklerin geri almasını engelledi. Burası merkez olmak üzere bir Haçlı Prensliği kuruldu. Kudüse yönelen 100.000e yakın Haçlı sürüsü, Kudüsü işgâl edince câmilere sığınan Müslümanları katlettiler. Câmilerde Haçlı süvârilerinin atlarının karnına ulaşan kan gölü meydana geldi. Kudüs Haçlı Krallığına bağlı olan Antakya Haçlı Prensliği, 170 sene Antakyaya hâkim oldu. 19 Mayıs 1268de Türk-Memlûk Sultânı Baybars, Antakyayı geri alarak 170 sene bu şehre kan kusturan Haçlı Prensliğini ortadan kaldırdı.
Şam, Halep, Lazkiye, Hama ve Humus ile rekâbet edemeyen Antakya, gerilemeye başladı. Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Han, 1516da Mercidâbık Zaferi ile Suriye ve Hatayı Osmanlı Devletine kattı. On yedinci asırda Antakya 5 sancaklı Trablusşam eyâletine (beylerbeyliğine) bağlı bir kazâ merkeziydi. Yirminci asır başlarında ise 3 sancaklı Halep vilâyetinin (eyâletinin) merkez sancağına bağlı 14 kazâdan biriydi. Bu kazâlardan biri de İskenderundu. Birinci Dünyâ Harbinin sonunda Ekim 1918 sonlarında Antakyayı İngilizler işgâl ettiler ve bir sene sonra Fransızlara devrettiler. 20 Ekim 1921de Ankara Antlaşması ile Fransızların iç bağımsızlık tanıdıkları İskenderun sancağında çoğunluk Türklerdeydi. Buna rağmen Fransa iki kardeş ve komşu ülke olan Türkiye ile Suriyenin arasına fitne tohumu ekmek için, Misâk-ı Millî sınırları içinde olan Hatayı (İskenderun sancağını) Lozanda geri vermedi. Fransızlar, 1925 Martında İskenderun sancağının idâresini diğer Sûriye illerinden ayırdılar. Türkçe, Arapça ve Fransızcayı resmî dil kabul ettiler. 1937de bağımsız Hatay Cumhûriyeti kuruldu. 23 Haziran 1939da Türkiye-Fransa arasında yapılan Ankara Antlaşması ile Hatayın Türkiyeye katılması kesinleşti. 23 Temmuz 1939da Hatay, Türkiyenin bir vilâyeti oldu.
Hatay, Hititlerin bir toprağıydı Hitit imparatorluğunun yıkılışından az önce bu bölgede bağımsız bir Hitit devleti kuruldu. Başkenti Zencirli (Samal) olan bu devlet 150 sene devâm etti. M. Ö. 6. asırda Perslerin istilasına uğradı. Bilâhare Makedonya Kralı İskender, Anadoluyu işgâl ve Pers (İran) Devletini yenerek bu bölgeyi de istilâ etti. İskenderin ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu, generalleri arasında taksim edildi. İskenderin generallerinden Birinci Selevkos Asya İmparatorluğunu, Birinci Selevkosun oğlu Birinci Antiochus, Hatay bölgesinde Antakya şehrini kurdu.
Antakya M.Ö. 306-280 arasında 26 sene Asya İmparatorluğunun başşehri oldu. Şehir nüfûsu 500 bini geçerek Roma ve İskenderundan sonra dünyânın üçüncü büyük şehri oldu. Selevkos Devleti, başşehrini Selevkiya şehrine nakledince Antakya gerilemeye başladı. Roma imparatorluğu, Selevkos (Asya) Devletini ilhak edince, bölge Romalıların eline geçti. Roma imparatorluğu M.S. 395te ikiye parçalanınca bu bölge, Doğu Romanın (Bizans) payına düştü. M.S. 395ten îtibâren 243 sene Antakya, Bizans ve Sâsânîler arasında el değiştirdi. Hıristiyanların dînî merkezi hâline geldi. Sâsânî imparatoru Şehinşah Birinci Sâpûr, 260 senesinde şehri aldı. Bizanslıların 538 senesinde geri almalarını müteakip Birinci Hüsrev Nûşirevân tekrar şehri ele geçirdi. Halkın büyük kısmını, Bağdat yakınlarındaki başşehir Medâyinin civârında kurulan Rûmiye şehrine yerleştirdi. Bizans imparatoru Justinianus, Antakyayı Sâsânîlerden geri aldı ve yeniden inşâ ettirdi.
Hazret-i Ömerin halîfeliği sırasında 638de İslâm ordusu Antakyayı fethetti. 688de Bizanslılar bu şehri geri almak istediler, fakat muvaffak olamadılar. Antakya, Abbâsî Devletinin Bizansa karşı bir sınır eyâletinin merkezi (Avâsım) oldu. Daha sonraları Halepte kurulanHamdânî Emirliği, bu bölgeye sâhip oldu. 966 senesinde Bizans saldırısına karşı şehir kendini savundu. 331 sene süren İslâm hâkimiyetinden sonra Bizans İmparatoru Nikeforos Fokas, Müslümanlar arasındaki iç savaşlardan istifâde ile şehri geri aldı(969). 115 sene Bizansın işgâli altında kaldıktan sonra Anadolu fâtihi ve Türkiye Selçukluları Devleti hükümdârı Kutalmışoğlu Birinci Süleymân Şah, 1084te Antakyayı fethederek, Türk topraklarına kattı. 1086da Süleymân Şahla Alparslanın oğlu Sultan Tutuş (Suriye Selçukluları hükümdârı) arasında çıkan kardeş kavgası (iç savaş) sırasında Kutalmışoğlu Süleymân Şahın vefât etmesiyle şehir, Tutuşun hâkimiyetine geçti.
1071 Malazgird Zaferinin intikâmını almak, Türkleri Anadoludan atmak, Kudüsü ele geçirmek ve İslâmiyeti imhâ etmek maksadıyla Avrupa Hıristiyanları, Haçlı seferleri tertiplediler. Bu seferlerden ilki olan Birinci Haçlı Seferinde 600.000 kişilik bir Haçlı ordusu Anadoluya geldi. Bunlardan 500.000i Türkiye Selçukluları Sultânı Birinci Kılıç Arslan tarafından gerilla savaşları ile imhâ edildi. Geriye kalan 100.000 kişilik Haçlı ordusu, 21 Ekim 1097deAntakya önlerine geldi. Şehri Türk komutanı Yağıbasan Bey savunuyordu. Kuşatma 7,5 ay sürdü. Antakyalı birkaç Hıristiyan 5 Haziran 1098de kale kapılarından birini açarak Haçlı ordusunun gizliceAntakyaya girmesini sağladılar. Kaleye giren Haçlılar, Müslümanları ve hattâ Hıristiyanları kılıçtan geçirdiler. Selçuklu Sultânı, bu mühim şehri geri almak için Kerboğa Bey komutasında büyük bir Türk ordusunu gönderdi. Antakya düşmek üzereyken bir papaz, hazret-i Îsânın bağrına saplanan mızrağı buldum yalanını söyleyerek Hıristiyanları coşturdu ve Antakyayı Türklerin geri almasını engelledi. Burası merkez olmak üzere bir Haçlı Prensliği kuruldu. Kudüse yönelen 100.000e yakın Haçlı sürüsü, Kudüsü işgâl edince câmilere sığınan Müslümanları katlettiler. Câmilerde Haçlı süvârilerinin atlarının karnına ulaşan kan gölü meydana geldi. Kudüs Haçlı Krallığına bağlı olan Antakya Haçlı Prensliği, 170 sene Antakyaya hâkim oldu. 19 Mayıs 1268de Türk-Memlûk Sultânı Baybars, Antakyayı geri alarak 170 sene bu şehre kan kusturan Haçlı Prensliğini ortadan kaldırdı.
Şam, Halep, Lazkiye, Hama ve Humus ile rekâbet edemeyen Antakya, gerilemeye başladı. Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Han, 1516da Mercidâbık Zaferi ile Suriye ve Hatayı Osmanlı Devletine kattı. On yedinci asırda Antakya 5 sancaklı Trablusşam eyâletine (beylerbeyliğine) bağlı bir kazâ merkeziydi. Yirminci asır başlarında ise 3 sancaklı Halep vilâyetinin (eyâletinin) merkez sancağına bağlı 14 kazâdan biriydi. Bu kazâlardan biri de İskenderundu. Birinci Dünyâ Harbinin sonunda Ekim 1918 sonlarında Antakyayı İngilizler işgâl ettiler ve bir sene sonra Fransızlara devrettiler. 20 Ekim 1921de Ankara Antlaşması ile Fransızların iç bağımsızlık tanıdıkları İskenderun sancağında çoğunluk Türklerdeydi. Buna rağmen Fransa iki kardeş ve komşu ülke olan Türkiye ile Suriyenin arasına fitne tohumu ekmek için, Misâk-ı Millî sınırları içinde olan Hatayı (İskenderun sancağını) Lozanda geri vermedi. Fransızlar, 1925 Martında İskenderun sancağının idâresini diğer Sûriye illerinden ayırdılar. Türkçe, Arapça ve Fransızcayı resmî dil kabul ettiler. 1937de bağımsız Hatay Cumhûriyeti kuruldu. 23 Haziran 1939da Türkiye-Fransa arasında yapılan Ankara Antlaşması ile Hatayın Türkiyeye katılması kesinleşti. 23 Temmuz 1939da Hatay, Türkiyenin bir vilâyeti oldu.