-
- Üyelik Tarihi
- 12 Kas 2020
-
- Mesajlar
- 2,474
-
- MFC Puanı
- 29,290
Tarih Bilinci Ne Demektir?
Tarih bilincinin çıkış noktası, “şimdiki zaman”dır. Biz tarihi, içinde bulunduğumuz andaki bilinç düzeyimizle değerlendirmek durumundayız. Geçmişe giderken, geleceğe uzanırken, hep şimdiki zamanı hareket noktası olarak alırız. Tarih anlayışı, tarih bilincinin ürünüdür; tarih bilinci de içinde yaşadığımız, yani şimdiki zamanın nesnel gerçekliğinin ürünüdür.
Bu yaklaşımdan çıkan yalın sonuç şudur: Tarihsel bakış zorunludur. Çağdaş bilimsel kavrayış, özellikle insan bilimleri düzeyinde bir olguyu açıklamak isterken, onu geçmişine götürmeyi, onu gelişim aşamalarına göre anlamayı öngörür. Bugün için bilimsel düşünce, belli bir alanda ya da belli bir konu çevresinde, olayların ölçülebilir ilişkilerini onların tarihsel dönüşüm aşamalarından giderek kavramaya çalışan düşüncedir.
Bilinç, herhangi bir parçanın değil, neredeyse bütün bir evreni kucaklayacak bütünselliğin özümsenmiş, tartışılmış, canlı, üretken bilgisidir. Bu bilgi, bütün bir geçmişe döner, bütün bir geleceğe açılır. Onu, dural bir biçimde bugünle sınırlamak yanlış olur. Bu bağlamda tarih bilinci, gerçek bilinç, olası bilinç kavramlarıyla karşılaşırız.
Tarih bilinci, insanın tarihsel bir varlık olduğunu bilmesiyle, varlığını belirleyen tarihselliğin bilgisine ulaşmış olmasıyla belirgindir.
Tarih bilinci, modern insanın bir özelliğidir. Çünkü tarihsellik fikrinin en çok iki yüz yıllık bir geçmişi vardır.
Tarih eğitimi, bir dizi hedefi aynı anda gerçekleştirir: Zihni eğitir, başkasını anlama ve kendini onun yerine koyma yeteneğini geliştirir ve zamanımızın en ağırlıklı sorunlarından bir kısmı için çok gereksinme duyulan bir tarihsel perspektif sağlar.
Bir ülkenin çağdaş bir yurttaşı olmak için, tarih bilgisine ve tarih bilincine sahip olmak gerekmektedir.
O zaman üzerinde yürüdüğümüz köprünün anlamı farklılaşacaktır. Bu anlamın bilincinde olmak, yani tarih bilincini edinmek, bir toplumun kimlik duygusunun temel bir unsurudur. Bir toplumun yanı sıra da, toplumun alt sistemlerindeki kimlik duygusunun gelişmesi ancak tarih bilinciyle olanaklıdır.
Alıntıdır...
Tarih bilincinin çıkış noktası, “şimdiki zaman”dır. Biz tarihi, içinde bulunduğumuz andaki bilinç düzeyimizle değerlendirmek durumundayız. Geçmişe giderken, geleceğe uzanırken, hep şimdiki zamanı hareket noktası olarak alırız. Tarih anlayışı, tarih bilincinin ürünüdür; tarih bilinci de içinde yaşadığımız, yani şimdiki zamanın nesnel gerçekliğinin ürünüdür.
Bu yaklaşımdan çıkan yalın sonuç şudur: Tarihsel bakış zorunludur. Çağdaş bilimsel kavrayış, özellikle insan bilimleri düzeyinde bir olguyu açıklamak isterken, onu geçmişine götürmeyi, onu gelişim aşamalarına göre anlamayı öngörür. Bugün için bilimsel düşünce, belli bir alanda ya da belli bir konu çevresinde, olayların ölçülebilir ilişkilerini onların tarihsel dönüşüm aşamalarından giderek kavramaya çalışan düşüncedir.
Bilinç, herhangi bir parçanın değil, neredeyse bütün bir evreni kucaklayacak bütünselliğin özümsenmiş, tartışılmış, canlı, üretken bilgisidir. Bu bilgi, bütün bir geçmişe döner, bütün bir geleceğe açılır. Onu, dural bir biçimde bugünle sınırlamak yanlış olur. Bu bağlamda tarih bilinci, gerçek bilinç, olası bilinç kavramlarıyla karşılaşırız.
Tarih bilinci, insanın tarihsel bir varlık olduğunu bilmesiyle, varlığını belirleyen tarihselliğin bilgisine ulaşmış olmasıyla belirgindir.
Tarih bilinci, modern insanın bir özelliğidir. Çünkü tarihsellik fikrinin en çok iki yüz yıllık bir geçmişi vardır.
Tarih eğitimi, bir dizi hedefi aynı anda gerçekleştirir: Zihni eğitir, başkasını anlama ve kendini onun yerine koyma yeteneğini geliştirir ve zamanımızın en ağırlıklı sorunlarından bir kısmı için çok gereksinme duyulan bir tarihsel perspektif sağlar.
Bir ülkenin çağdaş bir yurttaşı olmak için, tarih bilgisine ve tarih bilincine sahip olmak gerekmektedir.
O zaman üzerinde yürüdüğümüz köprünün anlamı farklılaşacaktır. Bu anlamın bilincinde olmak, yani tarih bilincini edinmek, bir toplumun kimlik duygusunun temel bir unsurudur. Bir toplumun yanı sıra da, toplumun alt sistemlerindeki kimlik duygusunun gelişmesi ancak tarih bilinciyle olanaklıdır.
Alıntıdır...