Derin rüyalar gördüm maceramda etrafıma açıldığımda kalplerin hepsi darda. karşılıklı vurulan yumruklar güllerin yaprakları gibi ağır ağır yere çarparken içimde kopan fırtınalara tepkisizdi dilim. sırtı dönük bir duvara bakan gözlerimdeki yaşları silerken yıllardır koşan bu ayaklarda kalmayan derman sordu ne zaman sönecek bu ateşin? ne zaman sönecek bu güneşin? soluksuzca verdiğim emekler kumsaldaki kum taneleri kadar değersiz dercesine vurdu yüzüme, dercesine sustu gözüme, başka amacım yokmuş gibi yaşama hevesi de kaçtı gönlümde. ruhum çaresiz ayrılmak ister bedenden. hadi susan gönlüm konuş bu sana son tepkisiz sunuş. düşlerde kavuşamadığım her seferinde yerlere yıkıldığım acılarla dolu pişmanlığımın dillerdeki adı!.