-
- Üyelik Tarihi
- 9 Şub 2015
-
- Mesajlar
- 44,845
-
- MFC Puanı
- 29,224
Tahta salıncakta sallıyorum geçmişimi Anneannesarsılıyorum. Kaç güz birikmiş öykümdesayamıyorum. Mumlar eritmiş yüreğimle geldim; elimde bir demet çiçekhani senin verdiğin
Hem çiçeklerin konuşuyor
Anneanne! Senin tek tek seçtiğin güzîdelerinisimlerini söylüyorlar bana. Gülgözyaşı diyor adına; lâlehasret; karanfilgece; zambakgurbet Bu çiçekler isim değiştirmiş elimde! Sızım sızım kalmış hâtıraları.
Avlu çiçekleri en çok toprağında mutluöğrendim bunu Ya o erik ağacıfısıldar mı mâsumluğumu? Elimde küçük süpürgeyle kalakaldım ortada. Görmeyeli dillenmiş her zerre ve üstelik ellerim de büyümüş ve kezâ aynadaki sûretim de
Köşe bucak aradım dedemin siyah taşınıbulamadım. Bulamadıkça ısınamadım Anneanne! Soğuk suyunda yüzünü yıkadım rûhumunarttı soğukluğum. Mevsim hep kış ve dizlere kadar kar Oysayazı da vardı çocukluğumun!
Çiçekleri hatırlamıyorum o kar soğuğunda. Masal gibiydi dedemhayâtıma girdi ve gitti Söylediği son gazeldi Üşüttüm içimi
Yaz ve bahar Dur durak bilmezdin! Güz ve kış Mevsim dinlemezdin! En çok da miskinliği sevmezdin. Herkesin yapacağı işi olurdu mutlaka
İşte yine bayram Geliyorum Anneanne! Düşümde büyütüp büyüyememişliğimibahçenin mis kokusuna bırakıyorum kalbimi Varsın ayaza gelsin bayramlar bundan böyle. Anılar defterinde dipnotumuz olsun yazlar Ve o büyük portalar
Kendimi önemli hissettiğim kocaman tahta kapıgıcırtısıyla merhaba diyor bana ve koşuyorum son hız ömrümün düş evine
Düşüveriyorum dayaralarım kanıyor dizlerimde. Portaların gizemi hâlâ gülüşlerimde. Düşe kalka geldim Anneanne; çocukluğumun çok bilmiş dilliliğiyle değilse delâl oldum da geldim
Yine çok kalamayacağız. Bitmeyen işlerimiz var evde Ben isesenin evinin gizinde bir tek enstantenedeyim. Kilitliyim esrârına tavan arasının; yeni yeni süpürgelerden başka neler konur acaba?
Sen yine harıl harıl Kolay gelsin Anneanne! Öyle yakırkyama seccâdelerinde rûhunu yamalıyorsun ilâhî buluşma gününe! Benimki lâcivert ve boyuma göre Niye lâcivert diye sormamışım hiçalmışım elime öylece Şimdilerdesenin kırkyama parçaların gibi kareler biriktiriyorum ömrümde rengârenk. Zeminhâlâ lâcivert Sâhitılsımı neydi lâcivertin?
Günkoyulaşıyor anılar şehrimde İçime hüzün bulaşıyor Anneanne! Koşuyorum incir ağacı altından son hızla. Koyulanıyorkıvâma eriyor rengim. Gecede demleniyor sessizliğim
Bir bakraç eriğin hayâlinde sallanıyorum salıncakta Bize en güzel ikrâmıntahta salıncağın ve çiçeklerindi Yıllar sonra iseasıl ikrâmın küçük gözlerinde ışıl ışıl mütebessimliğinin olduğunu haykıracakmışım meğerse!
YokAnneanne; sus gerçekleri!...
Acılar gerçek ve gerçekler acıladı içimi
Sus gerçekleri Anneanne! Bendüşlerimde yine o küçük kızyine aynı gül kokulu bahçe ve erik ağacımı büyütüyorum Süpürüyorum küçük ellerime yaraşır küçük süpürgeyle kapı önlerini ve sallıyorum salıncağımda yârelenmemiş c/ismimi
Yaşamak çekiliyor içimdensus gerçekleri!.. Hem üzülme sen de; gül bahçendeki gübre kokularıbesler belki çiçeklerinin geniş zamandan silinemeyecek râyihalarını. Hem evin Gençliğin Gelinliğin Dört mâsumu cennete gönderişin Ve refîk-i hayâtın ve hâtıraların harâbeye dönse deharap etme kalbini! Kırıla kırıla onarılacağız Anneanne; mis kokulu avlun içimizde Gerçek çekilsin debiz gönlümüzde yeşertelim verdâlarını aşkın!..
Âh Anneanne! Kim bilir nelere akmada göz pınarların? İnsansusamaz ki içine! Susturamaz sızılarını
Ve benküçümenliğimle muntazır kaldım ırmak gibi akışında leyl ü nehârın. Hep o tahta salıncakta bıraktım ömrün kalanını
*
Zeynep Dilyâre
Anneanne! Senin tek tek seçtiğin güzîdelerinisimlerini söylüyorlar bana. Gülgözyaşı diyor adına; lâlehasret; karanfilgece; zambakgurbet Bu çiçekler isim değiştirmiş elimde! Sızım sızım kalmış hâtıraları.
Avlu çiçekleri en çok toprağında mutluöğrendim bunu Ya o erik ağacıfısıldar mı mâsumluğumu? Elimde küçük süpürgeyle kalakaldım ortada. Görmeyeli dillenmiş her zerre ve üstelik ellerim de büyümüş ve kezâ aynadaki sûretim de
Köşe bucak aradım dedemin siyah taşınıbulamadım. Bulamadıkça ısınamadım Anneanne! Soğuk suyunda yüzünü yıkadım rûhumunarttı soğukluğum. Mevsim hep kış ve dizlere kadar kar Oysayazı da vardı çocukluğumun!
Çiçekleri hatırlamıyorum o kar soğuğunda. Masal gibiydi dedemhayâtıma girdi ve gitti Söylediği son gazeldi Üşüttüm içimi
Yaz ve bahar Dur durak bilmezdin! Güz ve kış Mevsim dinlemezdin! En çok da miskinliği sevmezdin. Herkesin yapacağı işi olurdu mutlaka
İşte yine bayram Geliyorum Anneanne! Düşümde büyütüp büyüyememişliğimibahçenin mis kokusuna bırakıyorum kalbimi Varsın ayaza gelsin bayramlar bundan böyle. Anılar defterinde dipnotumuz olsun yazlar Ve o büyük portalar
Kendimi önemli hissettiğim kocaman tahta kapıgıcırtısıyla merhaba diyor bana ve koşuyorum son hız ömrümün düş evine
Düşüveriyorum dayaralarım kanıyor dizlerimde. Portaların gizemi hâlâ gülüşlerimde. Düşe kalka geldim Anneanne; çocukluğumun çok bilmiş dilliliğiyle değilse delâl oldum da geldim
Yine çok kalamayacağız. Bitmeyen işlerimiz var evde Ben isesenin evinin gizinde bir tek enstantenedeyim. Kilitliyim esrârına tavan arasının; yeni yeni süpürgelerden başka neler konur acaba?
Sen yine harıl harıl Kolay gelsin Anneanne! Öyle yakırkyama seccâdelerinde rûhunu yamalıyorsun ilâhî buluşma gününe! Benimki lâcivert ve boyuma göre Niye lâcivert diye sormamışım hiçalmışım elime öylece Şimdilerdesenin kırkyama parçaların gibi kareler biriktiriyorum ömrümde rengârenk. Zeminhâlâ lâcivert Sâhitılsımı neydi lâcivertin?
Günkoyulaşıyor anılar şehrimde İçime hüzün bulaşıyor Anneanne! Koşuyorum incir ağacı altından son hızla. Koyulanıyorkıvâma eriyor rengim. Gecede demleniyor sessizliğim
Bir bakraç eriğin hayâlinde sallanıyorum salıncakta Bize en güzel ikrâmıntahta salıncağın ve çiçeklerindi Yıllar sonra iseasıl ikrâmın küçük gözlerinde ışıl ışıl mütebessimliğinin olduğunu haykıracakmışım meğerse!
YokAnneanne; sus gerçekleri!...
Acılar gerçek ve gerçekler acıladı içimi
Sus gerçekleri Anneanne! Bendüşlerimde yine o küçük kızyine aynı gül kokulu bahçe ve erik ağacımı büyütüyorum Süpürüyorum küçük ellerime yaraşır küçük süpürgeyle kapı önlerini ve sallıyorum salıncağımda yârelenmemiş c/ismimi
Yaşamak çekiliyor içimdensus gerçekleri!.. Hem üzülme sen de; gül bahçendeki gübre kokularıbesler belki çiçeklerinin geniş zamandan silinemeyecek râyihalarını. Hem evin Gençliğin Gelinliğin Dört mâsumu cennete gönderişin Ve refîk-i hayâtın ve hâtıraların harâbeye dönse deharap etme kalbini! Kırıla kırıla onarılacağız Anneanne; mis kokulu avlun içimizde Gerçek çekilsin debiz gönlümüzde yeşertelim verdâlarını aşkın!..
Âh Anneanne! Kim bilir nelere akmada göz pınarların? İnsansusamaz ki içine! Susturamaz sızılarını
Ve benküçümenliğimle muntazır kaldım ırmak gibi akışında leyl ü nehârın. Hep o tahta salıncakta bıraktım ömrün kalanını
*
Zeynep Dilyâre