Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

“Suyun arındırıcı etkisiyle kendimize geldik”

EsiLa

MFC Üyesi
Konum
Dünya
  • Üyelik Tarihi
    30 Eyl 2015
  • Mesajlar
    3,135
  • MFC Puanı
    510
Bu yıl Tuzlu Su teması etrafında sanatçı ve sanatseverleri bir araya getiren 14. İstanbul Bienali sona erdi. Ekim ayından bu yana şehri sarmalayan eserler herkeste farklı izler bıraktı. Ressam Hülya Yazıcı da Bienal’i Star Sanat okurları için değerlendirdi.

021120151611231365995_2.jpg


Rumeli Feneri'nden Büyükada'ya, İstanbul'u baştanbaşa kapsayan 14. İstanbul Bienali "Tuzlu Su" düşünce biçimleri üzerine bir teori temasıyla ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 80'i aşkın sanatçının katılımıyla, bir deniz şehri olan İstanbul'un tuzla suyla kurduğu, eski ve güncel ilişkisini belkide bir ölçüde buna bağlı şekillenen; sosyal, politik ve poetik yapısını irdeliyor.

İstanbul'a büyük ölçüde nüfuz eden, sergilendiği dış ve iç mekânlarda kentin eski dokusuna da dikkat çekmeyi başarıyor ve zaman algımızı etkileyecek, gerçek üstü bir algı deneyimi yaşatıyor.

Sergi küratörü Carolyn Christov Bakargiev, “Boğaziçi ekseninde kentin geneline yayılan bu sergi bir materyalin tuzlu su ile çelişen, düğüm ve dalga imgelerinin etrafında dönüyor. Sergi dünyayı şiirsel ve politik olarak şekillendiren ve dönüştüren, görünür ve görünmez farklı dalga örüntülerini ve frekanslarını, su akıntılarını ve yoğunluklarını ele alıyor. Belki de bir dalga sadece bir zamandır bir dalganın yüksek ve alçak noktaları arasındaki farkla duyumsanan his zamanı, dolayısıyla mekânı ve yaşamı imleyebilir. Sanatla birlikte ve sanat aracılığı ile yas tutuyor, hatırlıyor, kınıyor, iyileşmeye çalışıyoruz ve kendimizi bu mekânda beraber yaşamış birçok topluluğun neşe ve canlılık olasılıklarına adıyor, formdan yeşeren yaşama sıçrıyoruz” şeklinde ifade ediyor.

2013 yılında gerçekleştirilen “Anne ben barbarmıyım” temalı bienalin, gezi olaylarıyla ilişkilendirilmesi, bu noktadan bakmamız önerildiyse eğer dünyaya bu sorunun karşılığını negatif olarak verdiğimizi düşünüyorum. Kültürün politikayı belirlemesi, dizayn etmesi her zaman mümkün. Hatta güncel sanatın böyle bir işlevi var diyebiliriz. Ancak sanatçının sanat yoluyla işaret ettiği şey, yanlış olarak gördüğüne tepki vermek ise eğer bunu yıkarak değil zaman içinde onarak, dönüştürerek yapması gerektiğidir. Bu nedenle üzerimize yapıştırılan barbarlık kavramının olumsuz imajını yok edecek bir kültürel etkiye daha yakın bir bienal olduğunu düşünüyorum yeni bienalin. Yaralarımızı iyileştirmek ve suyun serinliğiyle ve arındırıcı ve taşıyıcı etkisiyle bir nebze de olsa kendimize geldiğimizi düşünüyorum.
 
Üst Alt