Sümerler, M.ö. 4.000li yıllarda ayak bastıkları Mezopotamya coğrafyasında 2000 yıl gibi çok uzun bir süre müreffeh bir hayat yaşamışlardı. Bulundukları tarihsel dönemdeki rakiplerinden hem sayıca, hem kültürel hem de ilmi açıdan çok ilerlemiş olan Sümerler, Tufan sonrasında birbirleri ile giriştikleri mücadeleler neticesinde yıpranmaya başladılar. Bölgedeki diğer toplumların zamanla kalabalıklaşıp Sümerleri tehdit eder hale gelmeleri ile Sümerlerin Mezopotamyadaki hâkimiyetlerinin sonunu giderek yaklaşmaktaydı.
M.ö. 2800lü yıllara gelindiğinde Kiş Kralı Etana, pek çok Sümer Şehir devletini birleştirerek yönetimi altına almıştı. Kiş Şehrinin hakimiyet alanının genişlemesi diğer şehir devletlerinin de genişleme politikaları geliştirmelerine sebep oldu. Sümer Şehir devletleri, birbirleri ile savaşarak hâkimiyet mücadelesi içerisine girmişlerdi. Bu iç mücadelelerle zayıflayan Sümerlere ilk tehdit oluşturanlar, Sümerlerin doğu sınırında bulunan Elamlılar olmuştur. Semitik kökenli bir toplum olan Elamlılar, M.ö. 3000li yıllardan itibaren günümüz İran Coğrafyasının güney batısında varlıklarını göstermeye başlamışlar, zamanla güçlenerek Sümerlerin hâkimiyet alanlarına genişleyerek Sümerler için önemli bir tehdit oluşturmaya başlamışlardı. Elamlıların Sümerler üzerine ilk taarruzları M.ö. 2530 2450 yılları arasında gerçekleşti. Bu süre zarfında Sümer Şehirlerine ısrarlı taarruzlarla saldırarak Sümer Şehir devletleri için bir dış tehdit oluşturmuşlar ve zayıflamalarını hızlandırmışlardır.
Elamlıların taarruzları Sümerlileri zayıflatsa ve toprak kayıplarına sebep olsa da Sümerler halen varlıklarını devam ettirebilmişlerdi. Sümerler, her ne kadar dış tehditlere maruz kalmışsa da Sümerlerin sonunu hazırlayan süreç içeriden tezahür etmiştir. Annesi bir rahibe olan Sargon, gayrimeşru bir ilişki sonrası dünyaya gelmiş ve öldürülmemesi için annesi tarafından gizli yollardan evlatlık verilmiştir. Semitik kökenli biri olan Sargon, evlat edinildiği itibarlı bir aile vasıtasıyla Kiş Kralı Urzababanın sarayında görevlendirilerek giderek daha yüksek mevkilere ulaştı. Kral Urzababanın giriştiği bir savaştan yenik olarak sarayına döndüğünde darbe yaparak Kiş Krallığını ele geçirdi. Bir Sümer Şehir Devletinin Krallığını ele geçirmesiyle birlikte, krallığa bağlı olan güçlerin yanında Arap Yarımadasından Mezopotamya ya göç eden Semitik kökenli Akadları himayesine alarak tüm Sümer Şehir Devletlerini kendisine itaate zorladı ve giriştiği mücadelelerle Sümerlerin toplumsal bütünlüğünü tamamen ortadan kaldırdı. (M.ö. 2334 2279)
Akadların taarruzları sonrasında bölünen, zayıflayan ve kendi içinde istikrarı sağlayamayan Sümerler, zaman içerisinde küçük parçalar halinde, maruz kaldıkları taarruzlar neticesinde yıkılarak tarih sahnesinden silinmeye başladılar.
M.ö. 2800lü yıllara gelindiğinde Kiş Kralı Etana, pek çok Sümer Şehir devletini birleştirerek yönetimi altına almıştı. Kiş Şehrinin hakimiyet alanının genişlemesi diğer şehir devletlerinin de genişleme politikaları geliştirmelerine sebep oldu. Sümer Şehir devletleri, birbirleri ile savaşarak hâkimiyet mücadelesi içerisine girmişlerdi. Bu iç mücadelelerle zayıflayan Sümerlere ilk tehdit oluşturanlar, Sümerlerin doğu sınırında bulunan Elamlılar olmuştur. Semitik kökenli bir toplum olan Elamlılar, M.ö. 3000li yıllardan itibaren günümüz İran Coğrafyasının güney batısında varlıklarını göstermeye başlamışlar, zamanla güçlenerek Sümerlerin hâkimiyet alanlarına genişleyerek Sümerler için önemli bir tehdit oluşturmaya başlamışlardı. Elamlıların Sümerler üzerine ilk taarruzları M.ö. 2530 2450 yılları arasında gerçekleşti. Bu süre zarfında Sümer Şehirlerine ısrarlı taarruzlarla saldırarak Sümer Şehir devletleri için bir dış tehdit oluşturmuşlar ve zayıflamalarını hızlandırmışlardır.
Elamlıların taarruzları Sümerlileri zayıflatsa ve toprak kayıplarına sebep olsa da Sümerler halen varlıklarını devam ettirebilmişlerdi. Sümerler, her ne kadar dış tehditlere maruz kalmışsa da Sümerlerin sonunu hazırlayan süreç içeriden tezahür etmiştir. Annesi bir rahibe olan Sargon, gayrimeşru bir ilişki sonrası dünyaya gelmiş ve öldürülmemesi için annesi tarafından gizli yollardan evlatlık verilmiştir. Semitik kökenli biri olan Sargon, evlat edinildiği itibarlı bir aile vasıtasıyla Kiş Kralı Urzababanın sarayında görevlendirilerek giderek daha yüksek mevkilere ulaştı. Kral Urzababanın giriştiği bir savaştan yenik olarak sarayına döndüğünde darbe yaparak Kiş Krallığını ele geçirdi. Bir Sümer Şehir Devletinin Krallığını ele geçirmesiyle birlikte, krallığa bağlı olan güçlerin yanında Arap Yarımadasından Mezopotamya ya göç eden Semitik kökenli Akadları himayesine alarak tüm Sümer Şehir Devletlerini kendisine itaate zorladı ve giriştiği mücadelelerle Sümerlerin toplumsal bütünlüğünü tamamen ortadan kaldırdı. (M.ö. 2334 2279)
Akadların taarruzları sonrasında bölünen, zayıflayan ve kendi içinde istikrarı sağlayamayan Sümerler, zaman içerisinde küçük parçalar halinde, maruz kaldıkları taarruzlar neticesinde yıkılarak tarih sahnesinden silinmeye başladılar.