Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Sümer devletinin kuruluşu

LeadeR

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    30 Ağu 2014
  • Mesajlar
    319
  • MFC Puanı
    0
Beyaz Irk – Amerind melezi olan bu Asyalı kavim, burada Tarihin ilk medeniyetini ve ilk devletini inşa ettiler. Bu toplum devleti, sanıldığı gibi kendilerine Sümerler demiyorlardı. Onların kendilerine verdikleri unvan Kenger idi. Sümer ifadesi, Sümerliler olarak tanıdığımız Kengerlerin araştırılmaya başladığı ilk dönemlerde karşılarına çıkan ŞINAR ifadesinden gelmektedir. Bu toplum, Tevrat’da ŞINAR, Akadça’da ŞUMER, eski Mısır Yazıtlarında “SNGR”, Hititçe’de ŞANHAR olarak geçer. Bu farklı ifadelerden en itibar gören kaynak olan Akad yazıtlarındaki ŞUMER ifadesi tercih edilerek onlara S(Ş)ümerler denmiştir. Oysa bu toplum, kendi yazılı kaynaklarında kendilerini KENGER toplumu olarak ifade ediyorlardı. Dolayısıyla bizim onlara kendilerine verdikleri isim olan KENGERLER olarak hitap etmemiz en münasip olanıdır. Elbette Tarih araştırmalarında unvanları Sümerler olarak geçtiği için bu isimi kullanmak gibi bir mecburiyetimizde vardır.

Sümerlerin ataları olan, M.ö. 6.000’de Beyaz Irk ve Amerind’lerle kaynaşan ve bu bölgede müstakil bir etnik-kültürel yapı oluşturan toplumun M.ö. 5000’lerde Türkmenistan bölgesine göç etmesi, sonrasında ise M.ö. 4.000’li yıllarda Hazarın güneyinden Mezopotamya’ya inmesi Sümer Medeniyetinin temellerini atmış oldu. Resim çizmeyi, hissettiklerini ifade etmeyi seven ilk Sümerler, hissettiklerini şekillendirerek kil ve çamurdan heykeller yapmış, resimler çizmiş ve bu yeteneklerini geliştirerek yazıyı bulmuşlardır. Önceleri hissettiklerini resimlerle ifade eden bu toplum, zamanla bu resimleri hem kolay çizilebilir hem de küçük alanlara işlenebilir hale getirmek için simgelere dönüştürdüler. Bu simgeler, sıkça kullanılarak belli bir standarda erişmeye başlayınca ise herkes tarafından anlaşılır hale gelmiş ve belli standartları olan simgeler düşünceleri ifade eder hale gelmiştir. Tek başına belli bir düşünceyi ya da kişiyi ifade eden simgeler ise daha da pratik hale dönüşerek bir heceyi ve ses anonsunu ifade eder hale gelmiş, bu ses anonsları birleşince daha az simgesel şekil türüyle daha çok kelime ifade eden bir alfabeye dönüşmeye başlamıştır. Toplumsal tezahürlerle gelişen Resim-Simge-Alfabe serüveni, Sümerli Rahiplerin bu ifade tekniğini geliştirip toplumsal olayları kaydetmesiyle hem resmi bir hal almış hem de gelişim süreci fevkalade bir tezahürle hızlanmış oldu. Sümerli Rahiplerin simgesel anonslarla düşüncelerini ifade eden cümleleri yazıya dökmeleri M.ö. 3200’lü yıllarda gerçekleşti.
 
Üst Alt