- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Bir varmış bir yokmuş. Sinan adında yaramaz mı yaramaz bir çocuk varmış. Hiç söz dinlemez, günlerini afacanlık yaparak geçirirmiş. Kötü bir huyu da, büyüklerinin sözünü dinlemeyip hep kendi bildiğini yapmakmış.
Günlerden bir gün, sınıfça ormana bir geziye çıkacaklarmış. Annesi Sinanı bak oğlum, sakın yaramazlık yapma. Öğretmenlerinin yanından ayrılma! diye sıkı, sıkı tembihlemiş. Sinan ise hiç oralı olmuyor, annesinin dedikleri bir kulağından girip, öbüründen çıkıyormuş.
Nihayet ormana gelmişler. Piknik yapmak için, uygun yer aramaya başlamışlar. Bu sırada Sinan, arkadaşlarına yardım edeceğine, bir tavşan görüp onun peşinden koşmaya başlamış. Eline de bir taş almış, tavşanı vurmayı düşünüyormuş.
Farkında olmadan arkadaşlarından ve öğretmenlerinden uzaklaşmış. Geri dönmek istemiş, ama yolu şaşırmış! Tavşan da çoktan kaçıp, kurtulmuştu
Hangi yoldan geldiğini karıştırdığından, kaybolmuştu! Sinan arkadaşlarının yanına dönmek için oraya buraya gitmiş. Fakat saatler geçiyor, ama arkadaşlarını bulamıyormuş. Hava da kararmaya başlamış, iyice korkmaya başlamıştı!
Artık korkudan ağlamaya başlamıştı. Annesinin sözlerini dinlemediği için, çok pişman olmuştu.
Bu arada Sinanın kaybolduğu anlaşılınca, arama ekipleri onu ormanda aramaya başlamışlar. Korkudan ve soğuktan titreyerek bir ağaca yaslanan Sinanın ağlamaktan gözleri kızarmıştı. Nihayet arama ekipleri onu bir ağacın altında otururken bulmuşlar. Sinan, onları görünce öyle çok sevinmiş ki havalara uçmuş!
Eve geldiğinde annesine sıkıca sarılıp özür dilemiş. Bir daha da annesinin nasihatlerini dinleyeceğine, bilmediği yerlerde büyüklerinin yanından ayrılmayacağına söz vermiş.