- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Ekonomi, politika bilimi, antropoloji, tarih ve psikolojiyi kapsayan diğer sosyal bilimler ile karşılaştırıldığında toplum bilimi oldukça yeni bir bilim dalıdır. Arkasındaki düşüncelerin ise daha uzun bir geçmişi vardır ve ortak insan bilgisi ve felsefesinin karışımına kadar izleri takip edilebilir.
Toplum bilimi 19. yüzyılın ilk yarısında modernliğin iddialarına karşı bir akademik tepki olarak belirmeye başladı: dünya küçülmeye başlayıp bütünleşmeye başlıyor, insanların yeryüzündeki deneyimleri hızlı bir şekilde atomize olup yayılıyordu. Toplum bilimciler sadece toplumsal grupları nelerin bir arada tuttuğunu öğrenmeyi değil aynı zamanda toplumsal dağılmaya karşı bir çare geliştirmeyi de umut ettiler.
Sociology kelimesi 1838de Auguste Comte tarafından Latince Socius (arkadaş, dost) ve Yunanca logos(bilim) kelimelerinin biraraya getirilmesi ile oluşturuldu.
Comte insana dair bütün bilimleri tarih, psikoloji ve ekonomi dahil, bütünleştirmeyi istiyordu. Onun toplumsal şemasi tam 19.yüzyıla özgüydü; tüm insanlığın aynı tarihsel aşamalardan (teoloji, metafizik, pozitif bilimler) geçtiğine inanıyordu ve eğer birisi bu gelişimi kavrarsa toplumsal hastalıklar için çareler de bulabilirdi. Toplum bilim bilimlerin kraliçesi olmalıydı.
Herbert Spencer
Sociology terimi ile ilk yayımlanan kitap İngiliz düşünür Herbert Spencerin yazdığı The Study of Sociology(Toplum Bilimi Çalışması) idi (1874).
ABDde bazıları tarafından Amerikan Toplum biliminin babası diye tanımlanan Lester Frank Ward, 1883te Dinamik Toplum Bilim kitabını yayınladı ve ilk kez Kansas Üniversitesi, Lawrenceda 1890da Toplum Bilim Öğeleri başlıklı bir kursta(Amerika'nın devam eden en eski toplum bilim bölümüdür) bu disiplin kendi adıyla öğretilmeye başlandı.
Kansas Üniversitesinde Tarih ve Sosyoloji Bölümü 1891 yılında kuruldu ve ilk tam anlamıyla bağımsız toplum bilim bölümü 1892de Chicago Üniversitesi nde
1895te Amerikan Toplumbilimi Dergisini çıkaran Albion W. Small tarafından kuruldu.
İlk Avrupa toplumbilim bölümü, L'Année Sociologique un (1896) kurucusu Émile Durkheim tarafından 1895te Bordeaux Üniversitesinde kuruldu.
Birleşik Krallıktaki ilk toplumbilim bölümü London School of Economics and Political Scienceda (İngiliz Toplum Bilim dergisini de yayınlayan) 1904de kuruldu.
1919da Almanyada Ludwig Maximilians University of Munichde Max Weber ve
1920de Polonyada Florian Znaniecki tarafından toplum bilim bölümleri oluşturuldu.
Toplum bilim alanında uluslararası işbirliği 1893te, René Worms tarafından kurulan ancak 1949da oluşan çok daha geniş katılımlı Uluslararası Toplum Bilim Birliği (ISA) ile yıldızı kararan küçük Uluslararası Toplum Bilim Enstitüsü ile başladı.
1905te dünyanın en büyük profesyonel sosyologlar birliği olan Amerikan Toplum Bilim Birliği kuruldu.
19. yydan 20. yyın başlarına kadar diğer klasik toplum bilim kuramcıları şunlardır:
Karl Marx,
Ferdinand Tönnies,
Émile Durkheim,
Vilfredo Pareto,
ve Max Weber .
20. yydan 21. yyın başlarına kadar diğer klasik toplum bilim kuramcıları şunlardır:
Markus Dressler,
Comte gibi bu bilimciler de kendilerini sadece sosyolog saymaz. Çalışmaları din, eğitim, iktisat, hukuk, psikoloji, etik, felsefe ve teoloji konularına yöneliktir ve kuramları değişik akademik disiplinlere uyarlanmıştır. En çok ne var ki toplum bilim üstünde etkili olmuşlardır (aynı zamanda ekonomi üstünde de merkezi bir isim olan Marksı hariç tutarak) ve gene onların kuramları bugün hala en uygulanabilir kuramlar olarak düşünülmektedir.
Disiplinin içinde, bilimsel açıklamadan farklı olan anlayışın felsefi kökleri vardı. Comteun başını çektiği ilk kuramcıların toplum bilime yaklaşımı, toplumu anlamak için doğal bilimlerde kullanılan yöntemleri ve yömtembilimini aynen uygulayarak toplum bilimin bir doğal bilim gibi geliştirmekti. Deneycilik ve bilimsel yönteme yapılan vurgu toplumbilimsel iddialar ve bulgular için tartışılmaz bir temel oluşturmayı ve felsefe gibi daha az deneysel disiplinlerden toplum bilimini farklılaştırmayı araştırıyordu. Pozitivizm denilen bu yöntembilimsel yaklaşım toplum bilimciler ve diğer bilim insanları arasında çekişme kaynağına ve sonunda disiplinin kendi içinde de bir ayrışma noktasına dönüştü. Böylece, birçok bilim, gerekirci, Newtoncu modelden belirsizliği kabullenen ve içselleştiren olasılıklı modellere geçerken toplum bilim gerekirci (çeşitlemeleri yapıya, etkileşime veya diğer güçlere yükleyen)yaklaşıma inananlar ve her türlü açıklama ve tahmin olasılığına karşı duranların hakimiyetine girdi.
Bilimsel açıklamadan farklı ikinci bir görüş ise kültürel hatta kendi başına toplumsaldı. 19.yyın başlarından itibaren insan toplumunun anlamlar, semboller, kurallar, normlar ve değerler gibi kendine özgü yanları bulunmasından dolayı doğal dünyadan toplumsal dünyanın ayrı olduğunu tartışan Wilhelm Dilthey ve Heinrich Rickert gibi bilim insanları tarafından toplum hayatını inceleyen pozitivist ve doğacı yaklaşımlar sorgulanmıştı. Toplumun bu öğeleri insan kültürlerini hem sonucuydular hem de bunlar tarafından üretiliyorlardı. Bu bakış açısı daha sonra antipozitivizmin (insancıl toplum bilim) kurucusu olan Max Weber tarafından geliştirildi. Anti-doğacılıkla yakın ilişkili bu anlayışa göre, toplumsal araştırma insanın kültürel değerlerine yoğunlaşmalıydı. Bu, bir insanın öznel ve nesnel araştırma arasında nasıl bir ayrım yapabileceği konusunda bazı tartışmalara yol açtı ve kişisel yorumlu (hermeneutical) çalışmaları etkiledi. Benzer tartışmalar, özellikle internet çağında, toplum bilimde, hedef kitleye özgü toplum bilimsel uzmanlığın yararına vurgu yapan kamu sosyolojisi gibi çeşitlemelere yol açmaktadır.
Toplum bilimi 19. yüzyılın ilk yarısında modernliğin iddialarına karşı bir akademik tepki olarak belirmeye başladı: dünya küçülmeye başlayıp bütünleşmeye başlıyor, insanların yeryüzündeki deneyimleri hızlı bir şekilde atomize olup yayılıyordu. Toplum bilimciler sadece toplumsal grupları nelerin bir arada tuttuğunu öğrenmeyi değil aynı zamanda toplumsal dağılmaya karşı bir çare geliştirmeyi de umut ettiler.
Sociology kelimesi 1838de Auguste Comte tarafından Latince Socius (arkadaş, dost) ve Yunanca logos(bilim) kelimelerinin biraraya getirilmesi ile oluşturuldu.
Comte insana dair bütün bilimleri tarih, psikoloji ve ekonomi dahil, bütünleştirmeyi istiyordu. Onun toplumsal şemasi tam 19.yüzyıla özgüydü; tüm insanlığın aynı tarihsel aşamalardan (teoloji, metafizik, pozitif bilimler) geçtiğine inanıyordu ve eğer birisi bu gelişimi kavrarsa toplumsal hastalıklar için çareler de bulabilirdi. Toplum bilim bilimlerin kraliçesi olmalıydı.
Herbert Spencer
Sociology terimi ile ilk yayımlanan kitap İngiliz düşünür Herbert Spencerin yazdığı The Study of Sociology(Toplum Bilimi Çalışması) idi (1874).
ABDde bazıları tarafından Amerikan Toplum biliminin babası diye tanımlanan Lester Frank Ward, 1883te Dinamik Toplum Bilim kitabını yayınladı ve ilk kez Kansas Üniversitesi, Lawrenceda 1890da Toplum Bilim Öğeleri başlıklı bir kursta(Amerika'nın devam eden en eski toplum bilim bölümüdür) bu disiplin kendi adıyla öğretilmeye başlandı.
Kansas Üniversitesinde Tarih ve Sosyoloji Bölümü 1891 yılında kuruldu ve ilk tam anlamıyla bağımsız toplum bilim bölümü 1892de Chicago Üniversitesi nde
1895te Amerikan Toplumbilimi Dergisini çıkaran Albion W. Small tarafından kuruldu.
İlk Avrupa toplumbilim bölümü, L'Année Sociologique un (1896) kurucusu Émile Durkheim tarafından 1895te Bordeaux Üniversitesinde kuruldu.
Birleşik Krallıktaki ilk toplumbilim bölümü London School of Economics and Political Scienceda (İngiliz Toplum Bilim dergisini de yayınlayan) 1904de kuruldu.
1919da Almanyada Ludwig Maximilians University of Munichde Max Weber ve
1920de Polonyada Florian Znaniecki tarafından toplum bilim bölümleri oluşturuldu.
Toplum bilim alanında uluslararası işbirliği 1893te, René Worms tarafından kurulan ancak 1949da oluşan çok daha geniş katılımlı Uluslararası Toplum Bilim Birliği (ISA) ile yıldızı kararan küçük Uluslararası Toplum Bilim Enstitüsü ile başladı.
1905te dünyanın en büyük profesyonel sosyologlar birliği olan Amerikan Toplum Bilim Birliği kuruldu.
19. yydan 20. yyın başlarına kadar diğer klasik toplum bilim kuramcıları şunlardır:
Karl Marx,
Ferdinand Tönnies,
Émile Durkheim,
Vilfredo Pareto,
ve Max Weber .
20. yydan 21. yyın başlarına kadar diğer klasik toplum bilim kuramcıları şunlardır:
Markus Dressler,
Comte gibi bu bilimciler de kendilerini sadece sosyolog saymaz. Çalışmaları din, eğitim, iktisat, hukuk, psikoloji, etik, felsefe ve teoloji konularına yöneliktir ve kuramları değişik akademik disiplinlere uyarlanmıştır. En çok ne var ki toplum bilim üstünde etkili olmuşlardır (aynı zamanda ekonomi üstünde de merkezi bir isim olan Marksı hariç tutarak) ve gene onların kuramları bugün hala en uygulanabilir kuramlar olarak düşünülmektedir.
Disiplinin içinde, bilimsel açıklamadan farklı olan anlayışın felsefi kökleri vardı. Comteun başını çektiği ilk kuramcıların toplum bilime yaklaşımı, toplumu anlamak için doğal bilimlerde kullanılan yöntemleri ve yömtembilimini aynen uygulayarak toplum bilimin bir doğal bilim gibi geliştirmekti. Deneycilik ve bilimsel yönteme yapılan vurgu toplumbilimsel iddialar ve bulgular için tartışılmaz bir temel oluşturmayı ve felsefe gibi daha az deneysel disiplinlerden toplum bilimini farklılaştırmayı araştırıyordu. Pozitivizm denilen bu yöntembilimsel yaklaşım toplum bilimciler ve diğer bilim insanları arasında çekişme kaynağına ve sonunda disiplinin kendi içinde de bir ayrışma noktasına dönüştü. Böylece, birçok bilim, gerekirci, Newtoncu modelden belirsizliği kabullenen ve içselleştiren olasılıklı modellere geçerken toplum bilim gerekirci (çeşitlemeleri yapıya, etkileşime veya diğer güçlere yükleyen)yaklaşıma inananlar ve her türlü açıklama ve tahmin olasılığına karşı duranların hakimiyetine girdi.
Bilimsel açıklamadan farklı ikinci bir görüş ise kültürel hatta kendi başına toplumsaldı. 19.yyın başlarından itibaren insan toplumunun anlamlar, semboller, kurallar, normlar ve değerler gibi kendine özgü yanları bulunmasından dolayı doğal dünyadan toplumsal dünyanın ayrı olduğunu tartışan Wilhelm Dilthey ve Heinrich Rickert gibi bilim insanları tarafından toplum hayatını inceleyen pozitivist ve doğacı yaklaşımlar sorgulanmıştı. Toplumun bu öğeleri insan kültürlerini hem sonucuydular hem de bunlar tarafından üretiliyorlardı. Bu bakış açısı daha sonra antipozitivizmin (insancıl toplum bilim) kurucusu olan Max Weber tarafından geliştirildi. Anti-doğacılıkla yakın ilişkili bu anlayışa göre, toplumsal araştırma insanın kültürel değerlerine yoğunlaşmalıydı. Bu, bir insanın öznel ve nesnel araştırma arasında nasıl bir ayrım yapabileceği konusunda bazı tartışmalara yol açtı ve kişisel yorumlu (hermeneutical) çalışmaları etkiledi. Benzer tartışmalar, özellikle internet çağında, toplum bilimde, hedef kitleye özgü toplum bilimsel uzmanlığın yararına vurgu yapan kamu sosyolojisi gibi çeşitlemelere yol açmaktadır.