10. Burj Dubai , Dubai, 2010
818 metre uzunluğundaki Burj Dubai, dünya’nın en uzun binası ünvanını da şimdilik elinde bulunduruyor. Hem evlerin hem de iş yerlerinin birarada bulunduğu bina, Dubai manzarasına en tepeden bakabileceğiniz tek yer. Üstelik evler ve ofisler Armani tarafından tasarlanmış. Adrian Smith ve Bill Baker adlı mimarların tasarladığı bu Arap harikası, son 10 yılın en ihtişamlı 10 mimarisi arasında yerini alıyor.
9. Neues Museum (Yeni Müze), Berlin,2009
1840’lı yıllarda yapılan ve 2. Dünya Savaşı sırasında harabeye dönen bina, 60 sene boyunca bu şekilde kaldı. 1997’de David Chipperfield Architects, koruma uzmanı Julian Harrap ile birlikte Neues Müzesi’nin yeniden yapımı için düzenlenen uluslararası yarışmayı kazandı. Yaklaşık 10 sene süren restorasyon çalışmaları sonucunda Berlin Müze Adası’ndaki Neues Müzesi kapılarını 2009 yılında tekrar açtı.
8. Le Viaduc de Millau, Aveyron,2004
Güney Fransa’da bulunan bu eşsiz yapı şuanda dünya’da bulunan en büyük köprü olma özelliğini taşıyor. Tasarımı Michael Virlogeux (inşaat mühendisi) ve Norman Foster (Mimar) imzalı olan 343 metre yüksekliğe sahip Le Viaduc de Millau, Eiffel kulesinden bile tam 37 metre yüksek. İnşası 394 milyon Euro’ ya malolmuş ve bu maliyetin, üzerinden geçen araç başına tahsil edilen geçiş ücretiyle, yaklaşık 75 yılda kendini amorti edeceği hesaplanmış. Ayrıca yapımcı firma, köprüye 120 yıllık bir ekonomik ömür biçiyormuş.
7. St. Pancras İstasyonu, Londra, 2007
Londra 2012 olimpiyatları için yeniden tasarlanan St. Pancras, bir tren istasyonu olmasının dışında bir sanat galerisi olma özelliğini de taşıyor. Victoria döneminde inşaa edilen demiryolu dünya’nın en güzel istasyonlarından biri olarak görülüyor. Mimar Alasatair tarafından yaklaşık 10 yıl süren restorasyon sonucunda , 19 .yüzyıla ait olan bu yapı günümüzün teknolojisiyle birleştirildi.
6. Pekin Ulusal Stadyumu, Pekin, 2008
Tasarımı yüzünden Kuş yuvası adıyla anılan Pekin Ulusal Stadyumu, 2008 yaz olimpiyatları için inşaa edildi. Dünyaca ünlü mimarların katıldığı bir yarışma sonucu İsviçreli firma Herzog & de Meuron Architekten AG tasarımı gerçekleştirmeyi üstlendi. 2003 yılında temelleri atılan ve 5 yılda tamamlanan yapının 91 bin kişiyi ağırlayacak kapasitesi bulunuyor.
5. Avrupa Güney Gözlemevi Oteli, Cerro Paranal, 2003
Şiili’de bulunan otel, Atacama Çölü’nde çalışan astronotların kalması için dizayn edilmiş. Otel, “Auer and Weber” mimarlık firması tarafından “Mayr Ludescher” mühendislik firmasıyla işbirliği yaparak tasarlandı. Peki böyle bir yapıya dönüştürülen bu otel’de kalan astronotlar ne yapıyorlar merak ediyor musunuz? Avrupa Gözlemevi Oteli’nde konaklayan astronotlar’ın son keşiflerinden biri insanoğlu tarafından görülmüş en uzak galaksi olan Abell 1835 IR1916 galaksisi.2005 yılında da, 260 ışık yılı uzaklıktaki bir kahverengi cücenin yörüngesinde olan2M1207b adlı bir exolar gezegenin ilk resmini sağlamış. İşte bize bu şekilde veri sağlamaktalar.
4. 30 St Mary Axe, Londra, 2003
Gökyüzündeki bahçesi ve restoranıyla “dünyanın en havadar yeri” olarak adlandırılıyor. Temiz hava almak ve Londra’ya tepeden bakmak için ideal bir yer. Mimarisi Lord Foster ve Ken Shuttleworth tarafından yapılan 40 katlı bina bir isveç firması olan Skanska tarafından inşa edildi. Yapımına 2001 yılında başlanılan bina 2 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanmış ve 2004 yılında da hizmete açılmış. 2004 yılında RIBA Stirling Ödülünü alan bina, 2005 yılında da en çok beğenilen yeni binalardan biri olarak gösterilmiş. 2006 yılında tamamı satışa çıkartılan 30 St Mary Axe binası aynı yılın Aralık ayında Alman IVG Immobilien AG firması tarafından 1,26 milyar dolar gibi bir fiyata satın alınmış.
3. Serpentine Köşkü, Londra, 2002
Bu lirik köşk, mimar Toyo Ito ve mühendis Cecil Balmond tarafından tasarlandı. Eser, “geleceğin mimarisi” olarak adlandırılıyor.
2. Blur, Yverdon-les-Bains, 2002
Gerçekten oldukça ilginç bir yapı; içinde yapılanlar ise daha da ilginç. Sansasyonel tasarımıyla dikkat çeken köşk , New Yorklu mimarlar Diller ve Scofidio tarafından İsviçre’deki Expo 2002 için dizayn edildi. 20 metre yüksekliğinde ve 100 metre uzunluğundaki görkemli binaya 30 bin su fıskiyesi yapıldı. Bulanık bina olarak adlandırılan yapı 400 kişiyi ağırlayabiliyor. Altıncı İsviçre Ulusal sergisinin merkez pavyonu insan yapımı bir sis bulutunun içine gizlenmiş, askıda bir platformdan oluşuyor. Etkileşimli medya projesi, beyin tabakalarına bağlı olan gelişmiş yağmurluklar ile giyilebilir, kablosuz bir teknoloji ortaya koyuyor. İzleyiciler birbirlerine tepki gösterirken; bu yağmurluklar kişiler arasındaki pozitif veya negatif eğilimi, renk ve sesle değişimleri ile belirtiyor. Buluta girmeden önce her ziyaretçi karakter profilini gösteren bir anket dolduruyor ve bir yağmurluk alıyor. Ziyaretçilerin tepki verme durumu anketlere göre değerlendiriliyor. Yağmurluk hem ıslak çevreden korunmayı sağlıyor, hem de kişilik verisi toplayarak, bulutun bilgisayar ağıyla iletişim kuran bir bellek işlevi görüyor. Takip ve tespit teknolojilerini kullanarak her ziyaretçinin konumu tespit ediliyor ve karakter profilleri diğer ziyaretçilerle karşılaştırılıyor.
1. Milenyum Kubbesi, Londra, 2000
Richard Rogers ve Büro Happold tarafından tasarlanan bina, 45 milyon sterline mal oldu. Milenyum kubbesi özellikle 2000 yılı kutlamaları için yapılmıştı. Milenyum Kubbesi’nin aylık masrafı bile 200 bin sterlin tutuyor.
