- Konum
- Irlandaya yakin :)
-
- Üyelik Tarihi
- 29 Haz 2016
-
- Mesajlar
- 253
-
- MFC Puanı
- 1
Yunan ya da Mısır mitolojisinin aksine, Slav mitolojisi çalışmaları için ilk elden bulunabilecek kaynak azdır. Bazı çelişkili teorilere rağmen (örneğin Veles Kitabı) Slavlar'ın Kiril ve Metodius'un 862'te Slav topraklarına gelişlerinden önce herhangi bir alfabeye sahip oldukları kanıtlanamamıştır. Bu, bütün orijinal dini inanışların ve geleneklerin nesilden nesile sözlü kültür aracılığıyla geçmesine neden olmuştur. Fakat Hristiyanlığın hızlı bir şekilde yayılmasıyla (Bulgaristan'ın 864'te din değiştirmesiyle başlayan süreç 11. yüzyılın sonlarına doğru büyük ölçüde tamamlanmıştır) bu inanışlar yüzyıllar geçtikçe unutulmuştur. Slav diniyle ilgili nadir bulunan kaynaklar ise Pagan inanışlarını çarpıtarak tasvir etmekten çekinmeyen farklı uluslara mensup misyonerler tarafından yazılmıştır. Çoğu zaten var olan bilgiyi doğrulayan ögelerden başka bir şey içermeyen kültler (bir çeşit put) ve tapınak kalıntıları bulunmuştur. Eski mitolojik inanışların ve pagan festivallerinin izleri bugüne kadar halk kıyafetlerinde, şarkılarında ve tüm Slav halklarının masallarında görülebilmektedir.
Slav sanatçılar nesiller boyu kendi halk kültürlerinden etkilenmişlerdir.İlya Yefimoviç Repin Sadko Su Altı Krallığında (1876).
Herodot tarihinde oldukça kuzeyde yaşayan ve (Herodotun iddiasına göre) kendilerini her yıl birkaç günlüğüne kurda dönüştüren Neuri adlı bir kabileden bahseden küçük bir not dışında, Ön Asya Slav topluluklarının Doğu, Güney ve Batı Slavlar olarak ayrılmasından önce yazılmış bilinen bir kaynak yoktur. Bazı araştırmacılar bunu Slav halk kültüründeki kurt adam inanışıyla açıklasalar da diğerleri, aslında Herodotun bir grup genç erkeğin köyde maskeler takarak dolaştığı antik Slav karnavallarını kastettiğine inanır. Bu yüzden Ön Slav halkları ve Neuri tartışmalı bir konudur.
Yazılı tarihte, Slavlara ve onların mitolojilerine dair ilk güvenilir kaynak, sadece iki günde Tuna nehrini geçip güneye doğru yönelen bir Slav kabilesinin inanışlarını anlatan Bizans tarihçisi Procopiusun 6. yyde yazdığı Bellum Gothicumdur . Procopiusa göre kabile gök gürültüsü ve şimşek konusunda marifetli olan tek bir tanrıya inanıyordu. Tanrının ismi kaynakta geçmese de Procopiusun daha sonraları tarihi kaynaklarda ve günümüzde çoğu Slav dillerinde (örneğin Lehçede piorun) adı geçen Perunu kastettiği sonucuna varılabilir. Perun, basitçe gök gürültüsü ve şimşek anlamına gelir. Tarihçi, çeşitli kötü ruh ve peri inanışlarından da bahseder, ama başka da isim vermez.
Geçmiş Yılların Vakayinamesi (Tale of Bygone Years), adlı derleme Doğu Slavlarının pagan inanışlarıyla ilgili değerli bilgiler içeren başlıca kaynaktır ve Kiev Knezliğinin tarihini işler. Eser 12. yüzyılın başında derlense de Kiev Knezliğinin Hristiyanlığı kabul etmesinden önce yazılmış daha eski belgelerin kopyalarını ve referanslarını içerir. Slav tanrıları olan Perun ve Velesten, 10. yüzyılda Doğu Slavlarının pagan yöneticileri ve Bizans İmparatorları arasında yapılan barış anlaşmalarında söz dilmektedir. Daha sonra vakayinameci Nestor, İ.Sdan sonra 980 yılında Prens Vladimir tarafından oluşturulan panteonu tanımladı. Panteonda, Hors, Dajdbog, Stribog, Simargl ve Mokoş adlı tanrılar vardır. Vakayinamenin, İpatiyev bölümünde Yunan tanrısı Hephaestusla özdeşleştirilen Svarogdan da bahsedilir. Bir Doğu Slav destanı olan İgor Destanının Veles, Dajdbog ve Horstan söz ettiği bölümler de oldukça ilginçtir. Destanın yazıya geçirilmesi 12. yüzyılın sonlarına rastlar, ama eserin gerçekliği üzerine bazı tartışmalar vardır.
En çeşitli ve zengin kaynaklar Batı Slav grubuna, özellikle de 12. yüzyılın sonunda zorla Hıristiyanlaştırılan Vend ve Polabiyan kabilelerine aittir. Pagan dinini eleştiren Alman misyoner ve rahipler, üstesinden gelmek istedikleri eski mitolojik sistemler hakkında muazzam sayıda belge bırakmışlardır. Ama bu rahipler kendilerini, pagan Slavları putperest ve kana susamış barbarlar olarak gösteren dindar yalanlar söylememekten nadiren alıkoyabilmişlerdir. Misyonerler herhangi bir Slav dili bilmediklerinden, tuttukları kayıtlar karışık ve abartılıdır:
Başlıca kayıt, 11. yüzyılda tarihçi Merseburglu Titmarın büyük tanrı Svaroga tapılan Radagast şehrindeki bir tapınağı tasvir ettiği vakayinameyi içerir. Titmara göre, bu şehir pagan Slav topraklarındaki en kutsal yer ve Svarog da en önemli tanrıydı.
Bir diğer çok önemli kaynak ise Alman rahip Helmonda atfedilen 12. yüzyıl tarihli [[Chronica Slavorum]]dur. Helmond, şeytan ya da kötü ruh Çernobogdan, tanrıça Jivadan, tanrı Porenuttan ve birden fazla başa sahip olan ama ismini vermediği bir tanrıdan söz eder. Son olarak da Helmond, Rügen adasında tapılan ve kendisine göre tüm Batı Slav tanrıları içindeki en önemli tanrı olan Svantevitten bahseder.
Üçüncü ve muhtemelen en önemli kaynak, Gesto Danorum adlı eserinde Rügenli Vendlere karşı Danimarka kralı I. Valdemarın yaptığı savaşı, Arkona Burnunda bulunan Vendlerin şehrinin alınışını ve orada bulunan Svantevitin büyük tapınağının yıkılışını anlatan Saxo Grammaticusa aittir. Saxo, bu tanrıya ait dört kafalı uzun bir heykeli, insanların tapınma şeklini ve bununla ilişkilendirilen gelenekleri titiz bir şekilde betimlemiştir. Saxo, eserinde diğer Slav kabilelerinin Rugevit, Previt ve Porentius isimli çok başlı tanrılarından da söz eder.
Dördüncü kaynak ise 12. yüzyılın başlarında Baltık Denizi kıyılarında yaşayan Slavların topraklarına keşif amaçlı seyahatler düzenleyen Alman savaşçı ve piskopos Bambergli Ottoya ait üç adet biyografidir. El yazması esere göre en büyük Slav tanrısı tapınağı Szczecin şehrinde bulunan Triglavdır. Havalberg ve Wolgastta ise Doğu Slav folklorundaki Yarilonun olası bir benzeri olan ve adının Yarovitten değiştiği düşünülen Gerovit adlı savaş tanrısına tapınılır. Bazı Slav Neopaganistleri tarafından özgün olarak düşünülse de Veles Kitabının tahrip edildiği ortaya çıkmıştır.
Slav sanatçılar nesiller boyu kendi halk kültürlerinden etkilenmişlerdir.İlya Yefimoviç Repin Sadko Su Altı Krallığında (1876).
Herodot tarihinde oldukça kuzeyde yaşayan ve (Herodotun iddiasına göre) kendilerini her yıl birkaç günlüğüne kurda dönüştüren Neuri adlı bir kabileden bahseden küçük bir not dışında, Ön Asya Slav topluluklarının Doğu, Güney ve Batı Slavlar olarak ayrılmasından önce yazılmış bilinen bir kaynak yoktur. Bazı araştırmacılar bunu Slav halk kültüründeki kurt adam inanışıyla açıklasalar da diğerleri, aslında Herodotun bir grup genç erkeğin köyde maskeler takarak dolaştığı antik Slav karnavallarını kastettiğine inanır. Bu yüzden Ön Slav halkları ve Neuri tartışmalı bir konudur.
Yazılı tarihte, Slavlara ve onların mitolojilerine dair ilk güvenilir kaynak, sadece iki günde Tuna nehrini geçip güneye doğru yönelen bir Slav kabilesinin inanışlarını anlatan Bizans tarihçisi Procopiusun 6. yyde yazdığı Bellum Gothicumdur . Procopiusa göre kabile gök gürültüsü ve şimşek konusunda marifetli olan tek bir tanrıya inanıyordu. Tanrının ismi kaynakta geçmese de Procopiusun daha sonraları tarihi kaynaklarda ve günümüzde çoğu Slav dillerinde (örneğin Lehçede piorun) adı geçen Perunu kastettiği sonucuna varılabilir. Perun, basitçe gök gürültüsü ve şimşek anlamına gelir. Tarihçi, çeşitli kötü ruh ve peri inanışlarından da bahseder, ama başka da isim vermez.
Geçmiş Yılların Vakayinamesi (Tale of Bygone Years), adlı derleme Doğu Slavlarının pagan inanışlarıyla ilgili değerli bilgiler içeren başlıca kaynaktır ve Kiev Knezliğinin tarihini işler. Eser 12. yüzyılın başında derlense de Kiev Knezliğinin Hristiyanlığı kabul etmesinden önce yazılmış daha eski belgelerin kopyalarını ve referanslarını içerir. Slav tanrıları olan Perun ve Velesten, 10. yüzyılda Doğu Slavlarının pagan yöneticileri ve Bizans İmparatorları arasında yapılan barış anlaşmalarında söz dilmektedir. Daha sonra vakayinameci Nestor, İ.Sdan sonra 980 yılında Prens Vladimir tarafından oluşturulan panteonu tanımladı. Panteonda, Hors, Dajdbog, Stribog, Simargl ve Mokoş adlı tanrılar vardır. Vakayinamenin, İpatiyev bölümünde Yunan tanrısı Hephaestusla özdeşleştirilen Svarogdan da bahsedilir. Bir Doğu Slav destanı olan İgor Destanının Veles, Dajdbog ve Horstan söz ettiği bölümler de oldukça ilginçtir. Destanın yazıya geçirilmesi 12. yüzyılın sonlarına rastlar, ama eserin gerçekliği üzerine bazı tartışmalar vardır.
En çeşitli ve zengin kaynaklar Batı Slav grubuna, özellikle de 12. yüzyılın sonunda zorla Hıristiyanlaştırılan Vend ve Polabiyan kabilelerine aittir. Pagan dinini eleştiren Alman misyoner ve rahipler, üstesinden gelmek istedikleri eski mitolojik sistemler hakkında muazzam sayıda belge bırakmışlardır. Ama bu rahipler kendilerini, pagan Slavları putperest ve kana susamış barbarlar olarak gösteren dindar yalanlar söylememekten nadiren alıkoyabilmişlerdir. Misyonerler herhangi bir Slav dili bilmediklerinden, tuttukları kayıtlar karışık ve abartılıdır:
Başlıca kayıt, 11. yüzyılda tarihçi Merseburglu Titmarın büyük tanrı Svaroga tapılan Radagast şehrindeki bir tapınağı tasvir ettiği vakayinameyi içerir. Titmara göre, bu şehir pagan Slav topraklarındaki en kutsal yer ve Svarog da en önemli tanrıydı.
Bir diğer çok önemli kaynak ise Alman rahip Helmonda atfedilen 12. yüzyıl tarihli [[Chronica Slavorum]]dur. Helmond, şeytan ya da kötü ruh Çernobogdan, tanrıça Jivadan, tanrı Porenuttan ve birden fazla başa sahip olan ama ismini vermediği bir tanrıdan söz eder. Son olarak da Helmond, Rügen adasında tapılan ve kendisine göre tüm Batı Slav tanrıları içindeki en önemli tanrı olan Svantevitten bahseder.
Üçüncü ve muhtemelen en önemli kaynak, Gesto Danorum adlı eserinde Rügenli Vendlere karşı Danimarka kralı I. Valdemarın yaptığı savaşı, Arkona Burnunda bulunan Vendlerin şehrinin alınışını ve orada bulunan Svantevitin büyük tapınağının yıkılışını anlatan Saxo Grammaticusa aittir. Saxo, bu tanrıya ait dört kafalı uzun bir heykeli, insanların tapınma şeklini ve bununla ilişkilendirilen gelenekleri titiz bir şekilde betimlemiştir. Saxo, eserinde diğer Slav kabilelerinin Rugevit, Previt ve Porentius isimli çok başlı tanrılarından da söz eder.
Dördüncü kaynak ise 12. yüzyılın başlarında Baltık Denizi kıyılarında yaşayan Slavların topraklarına keşif amaçlı seyahatler düzenleyen Alman savaşçı ve piskopos Bambergli Ottoya ait üç adet biyografidir. El yazması esere göre en büyük Slav tanrısı tapınağı Szczecin şehrinde bulunan Triglavdır. Havalberg ve Wolgastta ise Doğu Slav folklorundaki Yarilonun olası bir benzeri olan ve adının Yarovitten değiştiği düşünülen Gerovit adlı savaş tanrısına tapınılır. Bazı Slav Neopaganistleri tarafından özgün olarak düşünülse de Veles Kitabının tahrip edildiği ortaya çıkmıştır.