- Konum
- ------------
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2013
-
- Mesajlar
- 190
-
- MFC Puanı
- 43
Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron yeni filmi Gravity (Yerçekimi) ile birçoğumuzun hayellerini süsleyen uzayı, tüm çıplaklığıyla karşımıza getirdi. İzleyenler astronot olmadıkları için Tanrı'ya şükrediyor...
Bilim-kurgu dünyasına; teknik hatasızlığı, gerçekçiliği ve üst düzey görüntü yönetmenliğiyle yeni bir çığır açacak bir uzay filmi adeta meteor gibi düştü! Gösterime girdiği andan itibaren kısa sürede IMDB'de o kadar çok oylandı ki şimdiden 8.7 notunu almaya hak kazanan kült filmler arasına yerleşti. Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron yeni filmi Gravity (Yerçekimi) ile uzayı tüm çıplaklığıyla karşımıza getiriyor. Ve astronot olmadığınız için Tanrı'ya şükrediyorsunuz. Başrollerde Sandra Bullock ve George Clooney'nin oynadığı filmde Clooney kısa süre sonra sahneyi, yani uzayı tamamen Bullock'a bırakıyor. Kafanızı daha fazla karıştırmadan filmi özetlemekte fayda var: Dr. Ryan Stone (Sandra Bullock) zeki bir tıp mühendisi ve emekliliğinden önce son görevine çıkan deneyimli astronot Matt Kowalsky'nin (George Clooney) yönetimindeki mekikte ilk uzay yolculuğuna çıkıyor. Buraya kadar her şey yolunda. Kowalsky esprileri ve hikâyeleriyle sıkıcı görünen uzay ortamını neşelendirmekte, Dr. Stone ise keşif yürüyüşündeki teknik iletişim problemini tamir etmeye çalışmakta... Kowalsky "Bu görevle ilgili içimde kötü bir his var'' dedikten kısa süre sonra gemi mürettebatı, görevin iptal edildiği ve acilen içeri girmeleri gerektiğini bildiriyor. Ruslar kendi uydularını vururken bir hata yapıp civardaki tüm uyduların da parçalanmasına ve parçaların hızla uzaya serpilmesine neden oluyorlar. Sonuçta kahramanlarımızın gemisi de bu çarpışmadan nasibini alıp kullanılamaz hale geliyor. Dr. Stone ve Kowalsky
haricinde hayatta kalmayı başarabilen kimse yok, üstelik kayışı kopan Bullock uzayda sürüklenmeye başlıyor... Dr. Stone'un başarı öyküsü bana biraz sinir bozucu geldi. Ancak 100 milyon dolar gibi bir maliyetle çekilen bu film her bir kuruşunu hak ediyor. Teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanan Cuaron, çocukluk arkadaşı Emmanuel Lubezki'yi de görüntü yönetmeni yaparak çok doğru bir karar vermiş.
'GERÇEKÇİ OLMAYAN BİR ŞEY GÖREMEDİM'
Cuaron sahneleri o kadar gerçekçi çekmiş ki Ay'a ayak basan ikinci adam Buzz Aldrin bile "Filmde yaşanılmayacak, gerçekçi olmayan pek bir şey göremedim" diyerek beğenisini dile getiriyor. The Hollywood Reporter'a konuşan Buzz Aldrin, sıfır yerçekiminin tasvirinin bu kadar iyi yapılmış olmasından çok etkilendiğini ve uzay istasyonuna gidişin tıpkı gerçekte yaptıkları gibi olduğunu ekliyor. Aldrin'in tek eleştirisi, uzaydan görülen Dünya ile ilgili. Ona göre filmde açıkça görülebilen Dünya'nın ve kıtaların hatları gerçekte bulutlardan ötürü o kadar rahat görülemiyor. Filmin en stresli yerlerinde karakterlerin espri yapmasıyla ilgili de "Sanırım biz Clooney ve Bullock kadar cesur olamazdık. Uzay aracının dışında onca risk altındayken o kadar esprili davranamazdık. Ama bu da karakterlerin içindeki insan sevgisini gösteriyor'' diyor. Ayrıca Aldrin, ABD olarak uzayda 40-50 yıl önce sağladıkları tüm ilerlemeyi kaybetmeye başladıklarının altını çizen filmin halkı aydınlatma açısından çok iyi bir döneme denk geldiğini de belirtiyor.
James Cameron: 'Sersemledim, ağzım açık kaldı'
Filme ilginin bu denli büyük olmasında, bilim-kurgu alanında Aliens, Abyss, Terminatör ve Avatar gibi filmlerle çığır açmış, hepimizin hayranlık beslediği yönetmen James Cameron'un övgülerinin de büyük etkisi var. Cameron, "Sersemledim ve ağzım açık kaldı. Bence bugüne kadar yapılmış en iyi uzay görüntüsü, en iyi uzay filmi. Bu film, çok uzun zamandır görmeye aç olduğum bir filmdi'' diyor. "Senaryoyu okudum, sıfır yerçekiminin doğal görüntüsünü elde etmek için bunu üst düzey gerçekçilikte çekmeyi başarmanın son derece zor olduğunu düşünüyorum...'' Cameron ayrıca Cuaron'a Avatar'da kullandığı "performans yakalama teknikleri"ni önerdiğini, ancak Cuaron'un farklı bir yol izlemeyi tercih ettiğini ve Avatar'ın bile bir adım ötesine geçtiğini söylüyor.