- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 29 Eyl 2015
-
- Mesajlar
- 1,638
-
- MFC Puanı
- 94
Şikeste Nestalik
şikeste nestalik, şikeste olarak da bilinir, kuralları kırılarak (Farsça şikeste: kırık) yazılan nestalik yazı. 17. yüzyıl başlarında Safeviler döneminde İranda ortaya çıktı ve yalnız İran, Afganistan, sınırlı ölçüde de Hindistanda, özellikle yazışmalarda şikeste talik ve nestalikin yerine kullanılarak günümüze kadar geldi. Bilinen en eski örneği, Safevilerden Şah I. Süleymanın valilerinden Mürteza Kulihan Şamlunun (ö. 1688) yazdığı bir nottur. Bu yazının bir ölçüye kadar olgunlaşmış olmasına bakılarak, şikeste nestalikin 17. yüzyıldan biraz önce ortaya çıktığı ve bir gelişme dönemi geçirdiği düşünülebilir. Şikesteyi ilk yazan bir başka kişi de Şefia unvanıyla tanınan Muhammed Şefi-i Herevidir (ü. 17. yy sonu-
18. yy başları). Bunları Mirza Hasan-ı Kir-mani (ö. 1675?), Muhammed Muhsin-i Komi (ö. 1684?), Muhammed İbrahim-i Komi (ö. 1703?), Muhammed Aliyy-i İsfahani (ö. 1748?) gibi hattatlar izledi ve her biri şikestenin gelişmesine katkıda bulundu. Ama şikesteyi güzelliğinin doruğuna çıkaran Abdülmecid-i Talkâni (ö. 1771) oldu. Onun ortaya koyduğu bazı karmaşık birleşme biçimlerinin okunuşta zorluk yaratması,
19. yüzyılda şikesteyi basitleştirme gayretlerine yol açtı, ama büyük bir başarı sağlanamadı. Bugün Tahrandaki Encümen-i Hoş-nuvîsân-i İran (İran Hattatlar Encümeni) adlı okulda Talkâninin yolu izlenmektedir. En büyük şikeste ustaları Yedullah Kabuli ve Rıza Muşaşaidir. Türkiyede fazla tutulmamış olan şikeste, Bâb-ı Fetvada pek yalın sayılacak bir biçimde kullanılmıştır.
şikeste nestalik, şikeste olarak da bilinir, kuralları kırılarak (Farsça şikeste: kırık) yazılan nestalik yazı. 17. yüzyıl başlarında Safeviler döneminde İranda ortaya çıktı ve yalnız İran, Afganistan, sınırlı ölçüde de Hindistanda, özellikle yazışmalarda şikeste talik ve nestalikin yerine kullanılarak günümüze kadar geldi. Bilinen en eski örneği, Safevilerden Şah I. Süleymanın valilerinden Mürteza Kulihan Şamlunun (ö. 1688) yazdığı bir nottur. Bu yazının bir ölçüye kadar olgunlaşmış olmasına bakılarak, şikeste nestalikin 17. yüzyıldan biraz önce ortaya çıktığı ve bir gelişme dönemi geçirdiği düşünülebilir. Şikesteyi ilk yazan bir başka kişi de Şefia unvanıyla tanınan Muhammed Şefi-i Herevidir (ü. 17. yy sonu-
18. yy başları). Bunları Mirza Hasan-ı Kir-mani (ö. 1675?), Muhammed Muhsin-i Komi (ö. 1684?), Muhammed İbrahim-i Komi (ö. 1703?), Muhammed Aliyy-i İsfahani (ö. 1748?) gibi hattatlar izledi ve her biri şikestenin gelişmesine katkıda bulundu. Ama şikesteyi güzelliğinin doruğuna çıkaran Abdülmecid-i Talkâni (ö. 1771) oldu. Onun ortaya koyduğu bazı karmaşık birleşme biçimlerinin okunuşta zorluk yaratması,
19. yüzyılda şikesteyi basitleştirme gayretlerine yol açtı, ama büyük bir başarı sağlanamadı. Bugün Tahrandaki Encümen-i Hoş-nuvîsân-i İran (İran Hattatlar Encümeni) adlı okulda Talkâninin yolu izlenmektedir. En büyük şikeste ustaları Yedullah Kabuli ve Rıza Muşaşaidir. Türkiyede fazla tutulmamış olan şikeste, Bâb-ı Fetvada pek yalın sayılacak bir biçimde kullanılmıştır.