Şeyh Hasan Ezrâkî Türbesi Efsanesi
Yöre: Diyarbakır
Şeyh Hasan, aslında Hazro'nun Ülgen köyü'ndenmiş.
Gidip Şam'a yerleşmiş. Bir süre sonra oradan da Mardin'e göç etmiş. Keramet sahibi bir kişi olduğu için ünü tüm bölgeye yayılmış. Zamanın Mardin hükümdarı, onun gücünden korkup yakalatmış ve tabanı su içinde, çıkılması çok zor olan bir zindana attırmış. Birgün nöbetçi, Şeyh'in bahçedeki çeşmede abdest aldığını görünce şaşkınlıktan dona kalmış. Aynı gün, padişah da Şeyh'i camide namaz kılarken görmüş. Yaklaşıp konuşmak istemiş; fakat Şeyh, ortadan kaybolmuş, yine zindana dönmüş. Şeyh'in zindana sızan güneş ışıklarının huzmesine katılarak zindandan çıktığını ve yine aynı şekilde döndüğünü anlayan hükümdar, Şeyh'i bağışlayıp serbest bırakmış. Şeyh, oradan ayrılıp Lice'nin Dibek Köyü'ne yerleşmiş ve ölünce de oraya gömülmüş. Bu türbeye gelen hastalar, sağlık diler ve adak adarlar.
Yöre: Diyarbakır
Şeyh Hasan, aslında Hazro'nun Ülgen köyü'ndenmiş.
Gidip Şam'a yerleşmiş. Bir süre sonra oradan da Mardin'e göç etmiş. Keramet sahibi bir kişi olduğu için ünü tüm bölgeye yayılmış. Zamanın Mardin hükümdarı, onun gücünden korkup yakalatmış ve tabanı su içinde, çıkılması çok zor olan bir zindana attırmış. Birgün nöbetçi, Şeyh'in bahçedeki çeşmede abdest aldığını görünce şaşkınlıktan dona kalmış. Aynı gün, padişah da Şeyh'i camide namaz kılarken görmüş. Yaklaşıp konuşmak istemiş; fakat Şeyh, ortadan kaybolmuş, yine zindana dönmüş. Şeyh'in zindana sızan güneş ışıklarının huzmesine katılarak zindandan çıktığını ve yine aynı şekilde döndüğünü anlayan hükümdar, Şeyh'i bağışlayıp serbest bırakmış. Şeyh, oradan ayrılıp Lice'nin Dibek Köyü'ne yerleşmiş ve ölünce de oraya gömülmüş. Bu türbeye gelen hastalar, sağlık diler ve adak adarlar.