- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Şeref Akdik Kimdir?Şeref Akdik Hayatı,Şeref Akdik Biyografisi
Şeref Akdik "En büyük şansım, sanatkar bir babadan olmam ve en büyük arzum akademide bir vazife almamdı" demişti.
İstanbul'da 12 Mayıs 1899'da Fatih semtinde doğmuştu. İki amcasından biri Hüsn-ü Hat ile uğraşır, diğeri ise resimle uğraşmakla birlikte keman da çalardı.
Kaderin tercihi, Şeref Bey'in, babası ve amcaları gibi hem hattat, hem de ünlü bir ressam olmasıydı. Bu elbette güzel bir şeydi. Henüz beş altı yaşlarında babasının hat çalışmalarını dikkat ve merakla izlerdi. Babası Kamil Efendi de, ondaki bu merakı ve bu istidadı görünce "Senin ressam olmanı istiyorum" der, ona resim malzemeleri alır, teşvik ederdi.
Fatih Rüştiyesi'nde resim derslerindeki başarısı da onun iyi bir ressam olacağının sinyalini verir. 11 yaşında bir yarışmada aldığı ödül onu çok heyecanlandırır, sevindirir ve yeni atılımlara hazırlar. O yıllarda şehzadebaşı, sanatçıların soluklandığı bir yerdi. Kıraathaneler, tiyatrolar, alışveriş dükkanları bunlar arasında yer alıyordu.
Yenilikçi bir alışveriş mağazası olan Zuhal aynı zamanda sanatçılar grubunun o dönemde toplandığı bir yerdi. Ressamlardan şehzade Mecid Efendi, Hoca Ali Rıza Bey, Çallı İbrahim gibi ünlü ressamlar burada toplanırlar, sohbet ederlerdi. İsteyen ressamlar da mağazanın vitrinlerinde resimlerini sergilerlerdi. Burası onlar için bir sanat galerisi gibiydi.
Babasıyla gittiği bu mekan, küçük Şeref'e çok sevimli gelmişti. Vitrindeki resimleri sevgiyle izliyor, mağazadan tual, boya, fırça gibi resim malzemelerini satın alarak mutlu oluyordu. Bu merakını fark eden mağaza sahibi onu, oraya devam eden ünlü ressam Ali Rıza Hoca ile tanıştırır. Hoca da Şeref'in elindeki resim defterine öğretici hatıra olarak bir kaya resmi yapar.
Yıl 1914'tür. Mağaza sahibi Hakkı Bey bir gün küçük Şeref'e "Çallı İbrahim hoca evimde benim resmimi yapacak. Gel de nasıl çalıştığını seyret" der... Küçük Şeref'in pür dikkat çalışmayı seyretmesi Çallı hocanın gözünden kaçmaz. Bir ara Şeref'in yanında taşıdığı resim defterine bakar. Sayfalarını çevirirken "İstidatlı bir çocuksun, bizim okula ( Sanayi- i Nefise Mektebi ) güzel sanatlar okuluna gel" der. O yıllarda Çallı hoca akademide tanınmış ressam Salvador Vallery'nin yardımcısıdır.
Şeref'in yaşı küçük olduğundan mektebe alınamamaktadır. Mektep müdürü Halil Ethem Bey'in yol göstermesi üzerine giriş yaşından iki yıl evvel mektebe başlamış olur. 1916'da emekli olan öğretmen Warnia ve Valeri'nin yerinde Hikmet Onat ve Çallı İbrahim hocalar bulunmaktadır. Çallı hoca Şeref Efendi'nin çalışmalarını sergi ve sergileme faaliyetlerini yakın bir alaka ile takip etmektedir.
Şeref Akdik "En büyük şansım, sanatkar bir babadan olmam ve en büyük arzum akademide bir vazife almamdı" demişti.
İstanbul'da 12 Mayıs 1899'da Fatih semtinde doğmuştu. İki amcasından biri Hüsn-ü Hat ile uğraşır, diğeri ise resimle uğraşmakla birlikte keman da çalardı.
Kaderin tercihi, Şeref Bey'in, babası ve amcaları gibi hem hattat, hem de ünlü bir ressam olmasıydı. Bu elbette güzel bir şeydi. Henüz beş altı yaşlarında babasının hat çalışmalarını dikkat ve merakla izlerdi. Babası Kamil Efendi de, ondaki bu merakı ve bu istidadı görünce "Senin ressam olmanı istiyorum" der, ona resim malzemeleri alır, teşvik ederdi.
Fatih Rüştiyesi'nde resim derslerindeki başarısı da onun iyi bir ressam olacağının sinyalini verir. 11 yaşında bir yarışmada aldığı ödül onu çok heyecanlandırır, sevindirir ve yeni atılımlara hazırlar. O yıllarda şehzadebaşı, sanatçıların soluklandığı bir yerdi. Kıraathaneler, tiyatrolar, alışveriş dükkanları bunlar arasında yer alıyordu.
Yenilikçi bir alışveriş mağazası olan Zuhal aynı zamanda sanatçılar grubunun o dönemde toplandığı bir yerdi. Ressamlardan şehzade Mecid Efendi, Hoca Ali Rıza Bey, Çallı İbrahim gibi ünlü ressamlar burada toplanırlar, sohbet ederlerdi. İsteyen ressamlar da mağazanın vitrinlerinde resimlerini sergilerlerdi. Burası onlar için bir sanat galerisi gibiydi.
Babasıyla gittiği bu mekan, küçük Şeref'e çok sevimli gelmişti. Vitrindeki resimleri sevgiyle izliyor, mağazadan tual, boya, fırça gibi resim malzemelerini satın alarak mutlu oluyordu. Bu merakını fark eden mağaza sahibi onu, oraya devam eden ünlü ressam Ali Rıza Hoca ile tanıştırır. Hoca da Şeref'in elindeki resim defterine öğretici hatıra olarak bir kaya resmi yapar.
Yıl 1914'tür. Mağaza sahibi Hakkı Bey bir gün küçük Şeref'e "Çallı İbrahim hoca evimde benim resmimi yapacak. Gel de nasıl çalıştığını seyret" der... Küçük Şeref'in pür dikkat çalışmayı seyretmesi Çallı hocanın gözünden kaçmaz. Bir ara Şeref'in yanında taşıdığı resim defterine bakar. Sayfalarını çevirirken "İstidatlı bir çocuksun, bizim okula ( Sanayi- i Nefise Mektebi ) güzel sanatlar okuluna gel" der. O yıllarda Çallı hoca akademide tanınmış ressam Salvador Vallery'nin yardımcısıdır.
Şeref'in yaşı küçük olduğundan mektebe alınamamaktadır. Mektep müdürü Halil Ethem Bey'in yol göstermesi üzerine giriş yaşından iki yıl evvel mektebe başlamış olur. 1916'da emekli olan öğretmen Warnia ve Valeri'nin yerinde Hikmet Onat ve Çallı İbrahim hocalar bulunmaktadır. Çallı hoca Şeref Efendi'nin çalışmalarını sergi ve sergileme faaliyetlerini yakın bir alaka ile takip etmektedir.