İnsanın, dünyaya geldiği andan itibaren yaşam mücadelesi başlar. Her yeni güne bir amaç için ve bunun sonunda bir ödül için uyanır. Amacına ulaşabilmek için hem kendisi ile hem de dış etmenlerle mücadele eder. Amaca giden yolda , en iyiyi, en doğruyu ve en mükemmeli gerçekleştirmek için kararlı adımlar atar. Hedef büyük olunca atılan adımlar gayet emin ve kararlı olur.
Bu yolda önüne birtakım engeller çıkabilir. Bu engelleri atlamak ve geçmek için kendi gücüyle sağlam adımlar atar ya da düşe kalka ilerler. Bazen de üçüncü denemesinde engele takılır ve düşer. Düştüğü anda ilk olarak kendi içindeki ben i dinlemek yerine dışarıdakiler Ne diyor, ne yapmalıyım? deyip fikir alır. Zaten takıldın, düştün ve kalkamazsın. sesini duyunca kendini bu yoldan çıkmış bulur. Kendi içindeki ben in sesini dinlemez. Kendini başkalarının fikirleri ile başarıya giden yolda öğrenilmiş çaresizlik içine sokar.
Öğrenilmiş çaresizlik , ezberlediğimiz gibi yaşamak, zihin haritamızı değiştirmemektir. Bir daha deneme cesaretini kaybetmektir ve kaybedenlerden olmaktır. Önyargılar, dış etmenler, hayat dersi ve geçmiş tecrübeler deyip pes etmektir.
Kader, en iyisini yapmak sonra sonucunu beklemektir. Kadercilik ise elinden geleni yapmamak, sonucunun yine takdir olmasını beklemektir. Doğuda kısmetinde varsa yoksa söylenirken , batıda kişinin kendinden kaynaklanan becerisizliktir.
Toplumumuzda geleneksel, millileşmiş önyargılar, düşünceler öğrenilmiş çaresizlik durumlarındandır. Gençler için arabesk müzik ve sözleri , öğrenciler için en zor ders matematik-fizik, en zor öğretmen Ali öğretmen, ort yaştaki insanlar için Bu yaştan sonra öğrenipte doktor mu olacağim? tarzı ifadeler toplumumuzu öğrenilmiş çaresizliğe düşüren geçmiş tecrübelerdir. Kısmetinde varsa ayağına gelir. Başa gelen çekilir. Her şey olacağına varır. gibi türkü sözleri , atasözleri, romanlar, gelenek ve töreler kişinin içindeki ben duygusuna set olup onu engelleyen en büyük etmenlerdir.
Kişi kendinde tutuklu kalmamalıdır. İç konuşmalarında mücadele gücü ve başarı duygusuyla kendi içinde ben ile muhasebe yapmalıdır. İnanç, akıl birliği ile yola çıkmalıdır. Yaratıcı düşüncelere açık omalı ve öğrendiğini, tecrübelerini kendi içinde muhakeme etmelidir. Geçmişteki kötü yaşantılara ket vurmalı , ileriye sağlam adımları, kendi idaresi ile atmalıdır.
Hedeflerimizin bir cam-tavan sınırı olmalıdır. Bu tavana nasıl en iyi yoldan daha kısa sürede ulaşabilirim demeliyiz kendimize. Hayatta tecrübelerimiz, bizim tavan limitlerimiz olmalıdır. Belli bir seviyeyi, Kendim aşacağım. demeliyiz. Çünkü inandığımız ve düşündüğümüz kadar yapabiliriz ve engelleri o derece büyük adımlarla geçebiliriz.İnancımız varsa yapma imkanımız da vardır. Birkaç kez deneyip Olmadı, olmayacak yapamıyorum. diyerek içimizdeki öğrenilmiş çaresizliğe hemen teslim olmamalıyız.
Küçük yaşlarda hayal vardır imkan yoktur, ilerideki yaşlarda imkan vardır hayal yoktur. Bu nedenle Ağaç yaş iken eğilir. sözüyle kendimize bir yol çizmeliyiz. Bu yolda başarı çıtamızı yüksek tutarak , kararlı ve sağlam adımlarla ilerlemeliyiz. İnanç , hayal ve imkan koşulları altında asla öğrenilmiş çaresizliklere boyun eğmemeliyiz. Dış engellere takılıp içimizdeki beni engellememeliyiz.
Her şey bizim kendimizde başlar ve yol haritamızı kendimiz çizeriz.Hayatı olduğu gibi kabul edebiliriz ama olmuyorsa olmuyor dememeli, kabul edilir hale gelmesi için çaba göstermeliyiz.
Her sabah uyandığımızda , yaşamak için bir amacımız olduğunu ve bu amaca ulaşabilmek için koşmamız gerektiğini unutmamalıyız. Başarımızın kendimiz için olduğunu bilip içimizdeki ben ile yola koyulmalı, elimizden gelenin en iyisini yapabilmek için mücadele etmeliyiz. Kendimize, Bu yola ben ile başladım, benim bedenimle adım attım ve ben ile sonuna kadar yürüyeceğim. diyebilmeliyiz. Yol alırken atalet yani eylemsizlik durumuna düşmemeliyiz. O yapamadı ben de yapamam. dememeliyiz. Kırk kapıyı tek tek bir kez çalmaktansa , bir kapıyı kırk kez çalmalıyız açılana kadar. İçimizdeki ben ve irademiz ile yola çıktığımızı ve yolun sonu başarıya ben ile ulaştığımızı unutmamalıyız.
Başarısızlık mum yakmak yerine karanlığa düşmektir. Oysaki ışığa ulaşmak için gerekli olan malzeme ben ve inancımızdır. Önemli olan elimizdeki kibrit parçasını nasıl kullanacağımızı bilmemiz ve hangi koşulda bunu ateşleyeceğimizdir.Hedef , inanç ve yeteneğimizle yolumuza dikiz aynasına bakarak ileriye doğru yol almamalıyız. Mum ışığımızı kendimiz yakarak kararlı , sağlam adımlar atarak bu yola çıkmalıyız.