- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Geceyarısı
Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım
içinde onca insan
Soluk soluğa
Ve bilmeyen sonsuzluk nedir
Haklı olan kim bu kargaşada?
Ateş ve su
Ucu bucağı olmayan bu çığlıgın
Ortasında nasil barışılabilir?
Anlamak isterim
Bir beşikle bir darağacını
Aynı ağaçtan
Sorular sormak icin geldim şu dünyaya
Yasım acıların yasıdır
Boynumu üzgün bir çicek gibi kırıp da
Yollara düştügümde
Ya da sabah yellerinden bir taçla
Yürüdüğüme inanırdım - yanılırdım
Geceyi günle
Bu söylencenin bir yerinde durakladım
Ve anlatamadım
Acını ödünç ver bana
Damarlarında uyuyan sevinci ödünç ver
Yitirdim çünkü onları da..
Ilenmiyorum
Ne aklımda yaşadiılarım üstüne düşünceler
Ne de geleceğime dair bir tasa.
Gelirken çan çalmıyor yalnızlık
Bir adam
Yüzle
Soruların vardı senin
Gözlerin dunyayı eleyip dururdu boyuna
Bir fısıltı gibi başladı sevgim
Çığlık oldu
Sonrası...Mutlu bile olduk bazı
Artık sen yadsısan da ne kadar
Ya da ben bilmiyorum mutluluk nedir
Anlatsın yollar
Şimdi gece
Az önce kağıtlara gül kuruları serptim
Dolaplardan kekik
Öylece serptim
Sen ki
Aklımın almadığı bir yerde
Şimdi gece
Bize artık yeter de artar bile...
Dünyanın ölümünü gördüm
En yakın dostlarımın birer birer
Vakitsiz açan çiçeklerin
Ölümünü gördüm
İnandıramaz beni öldüğüne sevgilerin!
Yaşam ki bir kum saatidir usulca akan
Dolan sevgilerimizdir biz boşaldıkca
Yaşımız biraz da sevgilerimizin akranıdır
Vereceğimiz tek şey budur dünyaya.
Şu dağılgan yüreğimi
Yüreğimi bir gün yollara atarsam
Bir gün bir nehir yataklarına dolarsam
Bütün sözcüklere adını ekleyeceğim
Güldeniz
Gülaşk
Ey gül yaşamım
Gecelerdi
Yatağımda bir kımıltıydın
Uykusunda konuşurken sesini öptüğüm
Varmak için beyninin kıvrak dağ yollarına
Kokundu
Esintisinde usul usul yürüdüğüm
Ki değişmem yaseminlerle
Sanki bir kız yürürdü yollarda
Evimin sokağına girer
Kapımı açardı gümüş bir anahtarla
Sanki hep gelirdi
Tozlu kitapların yığıldığı odalarda
Kalırdı duvarlarda gülüşünden bir tini
Yatağımda bedeninden bir oyuk.
Benimse ellerim titrerdi
Saçlarına saçlarına doğru titrerdi
Şimdi kağıtların üstünde gidip gelen ellerim
Titremiyor artık
Geceyarılarını çoktan geçti
Bu şiir bitmeyince varolmayacak ellerim
Ellerim uykusuz
Süzülüp alçalıyor karanlığa doğru.
Bütün yaşamım seninle geçiyor belleğimden
Seninle var ve seninle sürüp gidecek artık
Bir akdeniz kentinde limon koklayan
Ve hep ufkun ardına bakan çocuk
Acıyı buldu sonunda
Çaldı yüzünü bir yaşamlık
Geçer şimdi dumanlı bir kentin sokaklarından
Şaire çıkar adı - az buçuk kaçık.
Yeryüzünden silinmiş ırkların sonuncusuyum ben
Oturup da şimdi aşk şiiri yazmam bundan
Gülsün köpek sürüsü
Bu dizeleri
Doğru
Ama haykıracağim laflarını tuzla kesip
Yitip giden bu aşkı
Beynime bir sarkaç gibi vuruyor sorular
Neresinde yanıldik biz bu yaşamın?
Hangi el bozdu büyüyü
Acılara hüküm verdi
Kalbimde yillardır kabuk bağladı yaralar
Ödüm kopuyor
Yenilmeyeceğim
Hep direnen bir yanım kalacak
Adımın soluk izi
şimdi gece
Üçyüzaltmışbeşi çarp - oradayım işte
Yorgun değilim
Geçmişle geleceğin öpüştüğü yerde bir nokta
Gibiyim ve çoktan dürüldü defterim
Uçurumlar üstünde uçuşur dizelerim
Onlara köprü olacak bir beden yoksa da..
Bu benim yalnızlığım
Kana kana içtiğim çesmelerden susayarak ayrılmak
Titreyen bir ışık karanlıklarda
Onu kim görebilir
Sonuda hep bir soruyla karşı karşıya kalmak
Boynumun borcu bu
Her aşktan böyle bir şiir kaldı bende
Yaşamımın bir dilimini özetleyen
Unutuşun çiçekleri bunun için hic açmıyor
Donuyor bir gülüş tek bir dizede
Yaşanmış yüzlerce anı
Çivileniyor beynimin bir yerlerine
Geride -hayır- acılar filan da kalmıyor
Bir boşluk yalnızca
Nefret ediyorum ve seviyorum seni
Girdiğin bütün kapıları açık bırak
Birazdan git diyebilirim çünkü..
Çağım yalnız bırakmıyor beni
Tutuşumda
Çağım aramızda çekilen kanlı bir bayrak
Uzayan
Sözcükleri güden çobanları var kalbimin
Beynimin yaşamı saran kıskaçları
Bitsin dediğim yerde bunun icin başlıyorum
Yitirdiğim her şeye dönüp de bakmam bundan
Sensin yalnızlığa uzanan yolların düğüm yeri
Ama şu anda içimde öyle çoğulsun ki
Böyle irkilmezdim dünyayı kucaklasam.
Çapraz yalnızlıklar astım göğsüme
Yollarda bir savaşçı gibi yürüdüğüm doğrudur
Gözlerle
kalbimdir ona tek sınır
Susmayı bunun icin severim bir cığlık gibi
Donup kalır sesim kendi göğünde
Onu ne anlayan
Yaşamım sonsuz bir hac yolculuğuna dönüşüyor burada
Kendi içimde ya da uzak yollarda
Bulduğum ve yitirdiğim bütün varlıklar
Bir mozayiğe biçim veriyorlar sessizce..
Bende dünyanın acısıyla sevinci öpüşüyor
Irmakların birleştiği o nokta benim
İtilip tekmelendiğim bütün kapılarda
Bana atılan her taş şimdi çiçek açıyor.
Bir gün anlarsın beni neden suskunum
Dünya içimde konuşurken böyle
Bedenimi aşıyor yorgunluğum
Karşında oturduğum masalardan dökülüp saçılıyor
Bu öyle bir cığlık ki
Ondan öte her söz bir saçmalığı büyütüyor.
Adını çoktan unuttun yüzün aklımda
Ve bu şiiri neden sana adadığımı bilmiyorum
Ama her güzellik nasılsa kendi adını bulur
Bunun için ben Gül dedim sana..
Yine de bir çiçeğe bunca yağmur yağarsa
Kökleri toprağı saramaz olur
Üstüne titrediğim her şeyi yitirmeyi öğrendim çoktan
Söylenecek bir tek sözüm kalmazsa
Çizerim yüzünü kuşların kanatlarına
Her çırpınışta gökyüzüne dağılır
Yüzün
Kağıtların aklığına aşkın tortusu çöküyor
Parklar
Yazdıkça biraz daha unutuyorum seni
Ve her yerde düş tacirleri
Bir şeyleri yorumlayıp duruyorlar aptalca
Büyüteçlerle inceliyorlar şu yitik ömrümüzü
Ben aşkın son hasatçısı
Gülünç
Sana artık bir sığınak olsun bu şiir
Noterlere ver onaylasınlar - her hakkı saklıdır
Düşün
Yeni okula başlayan bir çocuğa yardım eder gibi
Öyle acemilikler yaptım ki ben
Hiç kalır bu şiir onların yanında ve
Nasıl ayaktayım diye şaşıyorum bazen.
Görüp göreceği son şey bu şiirdir dünyanın
Çığlığımdan arta kalan bunlar olacak
Aklımın son kırıntılarını da burada harcıyorum
Bundan böyle ibreler hep eskiye vuracak
Yakınmıyorum
Kalırsa odalarda unutulmuş birkaç şiir
Bir yeniyetmen in altını çizeceği dizeler benden
Senin adın nasılsa bir gün hepsini tamamlayacak...