Çarşı Sendika.Orga konuştu:
1. golü atmışız, bu daha başlangıç
5 Ağustos 2013
Eylül ayını bekleyen AKPnin en çok korktuğu yerlerden biri de stadlar. Beşiktaş taraftarının, kombine alırken, Siyasi slogan atmayacağım diye taahhütte bulunmaya zorlanması üzerine Çarşıyla görüştük. Bizden önce Çarşı adına bazı yerlerde konuşanlar olmuştu ama bizim konuştuklarımızın sahici Çarşılılar olduğunu bir Abbasağa iftarı sonrası, Abbasağa parkında yapılmış bir söyleşi olduğunu söyleyerek ispatlamış olalım. Çarşının kurucuları, grubun deyimiyle Cem abi, Tolga abi, Özgür ve Öndere yönelttik sorularımızı.
Herhangi bir yerde siyasi slogan atılmasının yasaklanmasının absürdlüğüne dikkat çektiler. E-bilet uygulamasının bir fişleme olduğunu belirtip Fişlesinler! Biz de fişliyoruz dediler. Çarşı adına yapılan açıklamalar veya davranışlar konusunda da kendilerinden eminler: Çarşı ruhuna uygun davranışı Çarşılı olmayan bile bilir!
Sendika.Org: Statlarda siyasi slogan atılmayacak ne demek?
Cem: Benim için hiçbir anlamı yok. Aslında sol slogan atılmayacak demek. Yarın öbür gün Şehitler ölmez, vatan bölünmez diye bağırırsam buna kimse bir şey demez.
Sağ slogan atılırsa ve buna ceza verilmezse siz buna karşı ne dersiniz?
Cem: Yok öyle bir şey olmaz zaten Beşiktaş tribünlerinde.
Tolga: Şimdi bunu açmak gerekir. Siyasi tezahürat, siyasi slogan ne demek? Neye göre siyasi? Şimdi Erdoğan adına söylendiğinde siyasi olmayacak da öbürü siyasi mi kabul edilecek? Bunun kriteri ne yani? Kim koymuş bu kriteri? Siyasi sloganın kriterini bana bir anlatın.
Özgür: Örnek vereyim abi, Trabzonspor başkanı Kuruçeşmeye gittik çünkü başbakanı seviyoruz dediğinde bu siyaset değil.
Tolga: Adam gibi adam Tayyip Erdoğan dendiğinde bu siyaset değil. O zaman ben çıkıp diyeceğim ki Her yer Beşiktaş, her yer İnönü. Bu siyasi olacak
Cem: Mesela Beşiktaş ilk golü attığında Bu daha başlangıç mücadeleye devam diye bağırsak bu siyasi mi olacak?
Tolga: 1. golü atmışız bu daha başlangıç, 2. gol için mücadeleye devam anlamına gelebilir.
Özgür: Bu ülkede her zaman alanlarda siyaset yapılmasın lafı aslında muhalif siyaset yapılmasın anlamına gelir.
Kahvede oturuyorsun hükümeti de eleştirdin ama kahvelerde siyaseti önleme yasası diye bir şey yok. Ya da miting yapıyorsun hükümeti eleştiriyorsun, bununla ilgili bir yasa yok. Sistem veya şu anda var olan yönetim kendine muhalif olma potansiyeli taşıyan bütün toplulukların önünü kesmeye çalışıyor.
Ne umuyorlar sizce, slogan atılmayacağını mı düşünüyorlar?
Cem: Korkuyorlar. Bal gibi de biliyorlar slogan atılacak.
Biz uyarmıştık demek için mi kullanacaklar?
Özgür: Bülent Arınç bir hafta evvel açıklama yaptı. Biz istihbarat aldık Eylül ve Ekimde Türkiye karışacak diyor. Şimdi Eylül ayında ligler başlıyor, ekim ayında üniversiteler açılıyor. Bunun için MİTe gerek yok. Kimse sorsan söyler zaten. Bu önden koşullanma hali. Biz demiştik diyecekler. Bu sadece hükümetle ilgili bir şey değil. Bülent Arınçla ilgili de bir şey değil. Bu memlekette böyledir, muhalefet eden kimse susturulur.
Zaten gazeteler manşet attı: Ligler başlıyor, okullar açılıyor, tatilciler geri dönüyor
Cem: İstihbarat dediğini o gazetede okumuştur. Aklı başında gençlik geliyor aklı başında realite geliyor. Onun için korkuyorlar Hep bugüne kadar uyuttukları insanlar artık ayaklandı ondan korkuyorlar.
Tribünlerde sizin rahatsız olduğunuz davranışlar var mıydı? Bunlara karşı bir önlem olamaz mı?
Tolga: Bu yönetmelik 15 senedir uygulanıyor. O 15 senedir uygulanan yönetmelik şimdi mi gözde oldu? 15 senedir siyasi slogan atılır tribünde. Şimdiye kadar hangi taraftar siyasi slogan attı diye sözleşmesinden dolayı taahhüt altına alıp ceza görmüş? Eski köye yeni adet mi geldi?
Özgür: Kahvede oturuyorsun hükümeti de eleştirdin ama kahvelerde siyaseti önleme yasası diye bir şey yok. Ya da miting yapıyorsun hükümeti eleştiriyorsun, bununla ilgili bir yasa yok. Sistem veya şu anda var olan yönetim kendine muhalif olma potansiyeli taşıyan bütün toplulukların önünü kesmeye çalışıyor.
Peki yapar mı dersin şimdi statlarda yasak sonra parklar, atıyorum çıkmaz sokaklar?
Cem: En son çıkmaz sokağa girer öyle kalır işte.
Özgür: En kötü evimizin önüne polis koyar yani.
Çarşı logosunda bile anarşizmin Ası var. Bu kapsamda stada sokmak istemezlerse?
Cem: Zaten RTE stadına sokmayız yani. Girmese de olur.
Özgür: Semboller değerlidir ama çokta yaşamsal vazgeçilmez filan değildir.
Cem: Statta olmasa da olur o bizim her zaman yanımızda.
Tolga: Biz şimdi Kasımpaşa stadını kendi stadımız gibi benimsemiyoruz zaten. 35 tane maç var bunun 17 tanesini içerde oynuyorsun. 17′nin 3ünü de olimpiyatta oynuyorsun. Biz oraya misafirliğe gidiyoruz.
Ama yalnızca bu sene için değil İnönü yapıldıktan sonra da devam edecek uygulama?
Tolga: İnönü yapıldıktan sonra Beşiktaş taraftarı stadına gelecek. İstediğim gibi Çarşı pankartımı da asarım. Logomu da koyarım. Orası bizim mabedimiz.
Tolga: Beşiktaşlının ve Çarşının olmazsa olmazı 3 tane sac ayağı vardır. 30 yıldır biz bunu konuşuruz. Birincisi: Beşiktaş: İkincisi semt. Üçüncüsü İnönü stadı. Çarşı bu tanımın üzerinde. Onun için bu İnönü stadı kutsal bir mabettir.
Özgür: Bizim varlık sebebimiz olan bizi var eden çok değerli bir şeyden bahsediyoruz. Bu üçüne gelebilecek herhangi bir saldırı diyeyim tırnak içerisinde
Çarşıya gelmiş sayılır?
Özgür: Zaten senin varlık sebebin o..
Tolga: Yani İnönü stadı Çarşının sac ayağıdır sonuçta. Biz oraya pankartımızı da sokarız, anarşizmin Asını da. Çarşının alayını o şekilde yazar, sokarız.
Çarşının adını kimse kullanamaz. Kuran biziz, ben bile kullanmam Ben üstüme bir tane Çarşı logosu giymedim bakın. Ya da Çarşı adına bugüne kadar açıklama yapmadım. Ama yani Çarşıyı bunlar temsil edecekse biz ederiz o zaman!
Şimdi siz böyle söylüyorsunuz da Yeni Şafaka Çarşı adına konuşan Ömer Faruk Yüksel statlarda siyasete karşı olduklarını söylemiş?
Tolga: Buna biz katılıyoruz Çarşı siyasetin üzerindedir.
Cem: Ülkede hiçbir parti Çarşıyı zaten temsil edebilecek durumda değil ki.
Tolga: Dikkat edin Taksim Dayanışmasının hükümetle yaptığı hiçbir görüşmesinde Çarşı yoktu.
Cem: Ömer Faruk da geçersizdir. Çarşıyı temsil edemez.
Özgür: Sonuçta bizim tribünlerde de farklı düşünenler var. Olabilir. Bu da hayatın gerçeği ama Çarşının ana bir davranış şekli var. Bunu yılladır gösteriyor zaten
Peki bunu kim belirliyor?
Özgür: Çarşıyı kuran, büyüten, bugüne getiren insanlar, yılladır Beşiktaş semtinden gelen insanlar.. 80 öncesinden gelen bir gelenekten bahsediyoruz.
Tolga: Biz de geleneksel bir abicilik var. Abiler vardır o abilere saygı vardır. O ağabeyler de küçüklerin fikirlerini alırlar tabii, hep bizim söylediğimiz doğru değil. İmece bir karar çıkar. Bir elin nesi var iki elin sesi var mantığı var Beşiktaş tribünlerinde.
Özgür: Diğer taraftar gruplarından farklı olarak Çarşı aslında kendi içersinde bir demokrasi anlayışını kendi meşrebince oturtmuş durumda.
Gezi Parkında bu kadar hakim olması da getirmiş olduğu bu kültürle alakalı herhalde?
Özgür: Tabii. Tolga abi, Cem abi dedi diye yanlışsa bir şey kendimce ben buna itiraz ederim. Yanlışın parçası olmak istemem.
Ömer Faruk Yüksel de bir yanlışın bir parçası olmak istemiyor belki?
Tolga: Olabilir.
Cem: Ona göre yanlış, bana göre doğru.
Ama Çarşı ismini kim kullanıyor?
Cem: Kimse kullanamaz. Kuran biziz, ben bile kullanmam Ben üstüme bir tane Çarşı logosu giymedim bakın. Ya da Çarşı adına bugüne kadar açıklama yapmadım. Ama yani Çarşıyı bunlar temsil edecekse biz ederiz o zaman!
Tolga: Çarşı onlara kalmaz.
Cem: Alene de kalmaz Ömere de kalmaz.
Özgür: Bilenler zaten neyin ne olduğunu biliyor.. Cem abi kurucularından biri. Tolga abi kurucu parçalarından biri. Ama şimdi Çarşı onları da aşmış bir şey artık.
Tolga: Çarşı demokrasinin yanında, mazlumun yanında, ezilenin yanında halkın ta yanında..
carsi-kisiler
Aynı gazeteye Ultraslan ve Genç Fenerbahçeliler de röportaj vermiş
Cem: Ya bırakın onları Onları kendi tribünleri de çözmüş durumda.
Özgür: GS-FB tribünlerinde bu Gezi sürecinin bizden daha büyük etkisi daha yıkıcı etkisi oldu. Bizim tribün zaten böyleydi. FB-GS tribünlerinde bir sürü muhalif insan bugüne kadar hareket edemiyordu. Çünkü oradaki egemen güçler onları bastırıyordu. Bak mesela Genç Fenerbahçeliler Tribüne siyaset girmesin diyor ama tribündekiler Her yer Taksim her yer direniş diyor.
Farklı takımı tutan ama Çarşıya sempati besleyen taraftarlar mesajınız var mı?
Özgür: Çarşı adında birleşmesinler dönsünler statlarına. Ben Fenerlilerle Fenerbahçe maçını seyretmek istemiyorum. Biz de onlara destek olmuş, yol göstermiş olalım.
Cem: Herkes kendi stadında kendi takımını desteklesin ama bu tür olaylarda da hep beraberiz.
Kombinelerle ilgili dayanışma içinde misiniz?
Tolga: Bizim işimiz değil.
Özgür: Şöyle bir ortam yok, orada bir Fenerbahçe grubu var Çarşı onlarla görüşüyor falan. Öyle bir durum yok.
Tolga: Ben size bir şey söyleyeyim. Futbol sezonu başlar. Şu sokaktaki kardeşlik, dostluk, arkadaşlık biter kardeşim. Bu şu değil, elimizde balta satır kavga edelim anlamında değil. O dostluk o kol kola girme işi biter. Herkes kendi takımını savunur.
Cem: Rekabet olacak zaten.
Özgür: Başka türlü nasıl olacak zaten? Ben Fenerbahçeye gol attığımız zaman sevineceğim, Fenerli arkadaşımı kızdıracağım. .
Cem: Küfür etmeyeceksin en azından
Özgür: Ona söz vermesek
Cem: Hakemlerle yönetimlerle ilgili Bir de medyayla ilgili
Onlara edersiniz yani?
Hakem haksızlık yaparsa, medya bizi kışkırtırsa, gene insanlar cahil tabii.
Cahilleri eğitecek misiniz?
Cem: Eğitmeye çalışacağız en azından.
X maçında Beşiktaş taraftarı Tayyip Erdoğanı destekleyen slogan atsın, hiç kimse Çarşı naptı demez. Çakma derler yine.
AKPnin Kazlıçeşme mitinginde çakma Çarşı pankartları açılmıştı. Kasımpaşada da olursa buna karşı bir duruş sergileyecek misiniz?
Sergilememize gerek yok. Çakma olduğunu herkes bilecek zaten.
Diyelim ki Kasımpaşa stadında Adam gibi adam Tayyip Erdoğan sloganı atıldı?
Cem: Atamaz. Kasımpaşada da atamaz.
Önder: Beşiktaşlılar mı? Atamaz değil, atmaz. Silah dayamadıysan atmaz.
Cem: Cebine para koymadıysan, 2000 tane kombine almadıysalar AKP Gençlik Kollarına
Daha önce İnönüde bir pankart asılmıştı?
Hep bir ağızdan: Yarım saatte indirilmişti.
Özgür: Beşiktaş taraftarı içinde AKPli de var solcu da var Ama herkes oluşmuş bir Çarşı anlayışının altında var. Bir arkadaş Ben milliyetçiyim ama Çarşının başında solcuların olması beni rahatsız etmiyor diyor. Bizim tribündeki AKPliler birileri asker halinde göndermezse gelip bağırmaz.
Tolga: Beşiktaş içinde otokontrol var. Bir Fener, Galatasaray taraftarına benzemez Beşiktaş taraftarı.
Cem: Hayır Fener Galatasaray taraftarı da bağırmaz ya.
Özgür: X maçında Beşiktaş taraftarı Tayyip Erdoğanı destekleyen slogan atsın, hiç kimse Çarşı naptı demez. Çakma derler yine.
Çarşı ruhunun ne yapacağını, ne edeceğini, Çarşılı olmayan da bilir?
Özgür: Bu yeni bir şey değil ki biz yıllardır 1 Mayıslara katılırız, açtığımız pankartlar belli. Her şey belli. 30 yıllık bir hikayeden, Beşiktaş semtinden bahsediyorum. Beşiktaş belediyesini AKPli bir belediye alırsa, Beşiktaş tribünleri de değişir.
Cem: Yok canım ya tribün değişmez, saçmalamayın.
Özgür: Belki değişir, belki o da. Kökleri çok sağlam.
Cem: Değişmez. Biz ölmedikçe değişmez.
Sizin el verdiğiniz kimse yok mu?
Cem: El verme diye bir şey yok ki bizde.
Özgür: Bize el veriyor, sağa sola gönderiyor işte.
Cem: El vermiyoruz, ateşe veriyoruz işte bunları.. Hep biz mi yatalım birazda onlar yatsın
Şu e bilet olayına gelelim.
Cem: Saçmalık.
Neden? Çok kolaylık sağlamaz mı girişlerde çıkışlarda?
Özgür: Ben anlatayım. Sizin bütün bilgilerinizi adresiniz, koltuk numaralarınız, ıvır zıvır her şeyiniz kulüp tarafından emniyete veriliyor. Stadın her yerine kamera konuyor. Emniyet her maçtan sonra kameraları seyrediyor. A-33te Ahmet oturuyormuş, şunu yapmış diyor, tık alıyor.
Peki bu yöntem kötü kötü insanların kötü davranışlarını tespit etmek için kolaylık sağlar mı?
Özgür: Sağlar tabii, mobeseler ne kadar sağlarsa o kadar sağlar.
Cem: Kötü kötü insanlar kim?
Bilmem, herhangi kötü insanlar
Cem: Bıçak mı mesela? O zaman bıçak sokmasınlar, arama yapsınlar güzelce.
Bıçağı bilerek mi sokuyorlar diyorsunuz?
Cem: İşini güzel yapsın herkes Bu kamera e-bilet korku demek.
Ben işimi güzel yapmak için e bilet uygulamasına geçiyorum derse
Cem: Yapsın o zaman Görüşürüz.
Tolga: Bunun anlamı fişleme. Fişleyip korkutacak.
Cem: Bizim Allaha şükür onlardan bir korkumuz yok. Fişlesin, biz de onları fişliyoruz. Fark etmez.
Yazıyorsunuz bir kenara öyle mi?
Cem: Fişlemek neyse artık E bilet işi uygulanamaz zaten.
Neden uygulanamaz?
Cem: Ben mesela gitmeyeceğim. Özgüre vereceğim
Özgür: Ben gitmeyip bir adamın kafasını gözünü yarsam, akşam Cemi alacaklar. Ama tabii girişlerde fotoğrafına bakacaklarmış.
(Herkes gülüyor, Kim uyacak ona? Avrupa mı burası? Yüz okutma ne abi?)
Bilici çok seversek, Başbakan yaparız
Konu dışı bir soru, Bilic sosyalist olduğunu açıkladı. Ne diyorsunuz?
Tolga: En kısa zamanda görüşeceğiz kendisiyle. Özlemle bekliyoruz.
Özgür: Tribünde siyaset yasak. Adam kulübede yapıyor abi.
Cem: Hadi ona da yapsınlar. Engellesinler onu da.
Engelleyemezler mi?
Cem: Engellesinler hadi Hadi Nereye gönderiyorlar?
Özgür: Bilici bekliyorduk biz. Hoşgeldi ya. Boşver.
Bu açıklama sizi pek memnun etmedi mi acaba?
Tolga: Yoo, niye memnun etmesin.
Özgür: Takımı nereye getireceği önemli.
Sonuçta partiye başkan getirmedik diyorsunuz
Özgür: Yani
Tolga: Biz onu ne zaman sevdik biliyor musunuz, milli maçta Fatih Terime gider yaptığı gün sevdik.
Önder: Çok seversek Başbakan yaparız!
Söyleşi: Gökhan Korkmaz, Tuba Güneş
1. golü atmışız, bu daha başlangıç
5 Ağustos 2013
Eylül ayını bekleyen AKPnin en çok korktuğu yerlerden biri de stadlar. Beşiktaş taraftarının, kombine alırken, Siyasi slogan atmayacağım diye taahhütte bulunmaya zorlanması üzerine Çarşıyla görüştük. Bizden önce Çarşı adına bazı yerlerde konuşanlar olmuştu ama bizim konuştuklarımızın sahici Çarşılılar olduğunu bir Abbasağa iftarı sonrası, Abbasağa parkında yapılmış bir söyleşi olduğunu söyleyerek ispatlamış olalım. Çarşının kurucuları, grubun deyimiyle Cem abi, Tolga abi, Özgür ve Öndere yönelttik sorularımızı.
Herhangi bir yerde siyasi slogan atılmasının yasaklanmasının absürdlüğüne dikkat çektiler. E-bilet uygulamasının bir fişleme olduğunu belirtip Fişlesinler! Biz de fişliyoruz dediler. Çarşı adına yapılan açıklamalar veya davranışlar konusunda da kendilerinden eminler: Çarşı ruhuna uygun davranışı Çarşılı olmayan bile bilir!
Sendika.Org: Statlarda siyasi slogan atılmayacak ne demek?
Cem: Benim için hiçbir anlamı yok. Aslında sol slogan atılmayacak demek. Yarın öbür gün Şehitler ölmez, vatan bölünmez diye bağırırsam buna kimse bir şey demez.
Sağ slogan atılırsa ve buna ceza verilmezse siz buna karşı ne dersiniz?
Cem: Yok öyle bir şey olmaz zaten Beşiktaş tribünlerinde.
Tolga: Şimdi bunu açmak gerekir. Siyasi tezahürat, siyasi slogan ne demek? Neye göre siyasi? Şimdi Erdoğan adına söylendiğinde siyasi olmayacak da öbürü siyasi mi kabul edilecek? Bunun kriteri ne yani? Kim koymuş bu kriteri? Siyasi sloganın kriterini bana bir anlatın.
Özgür: Örnek vereyim abi, Trabzonspor başkanı Kuruçeşmeye gittik çünkü başbakanı seviyoruz dediğinde bu siyaset değil.
Tolga: Adam gibi adam Tayyip Erdoğan dendiğinde bu siyaset değil. O zaman ben çıkıp diyeceğim ki Her yer Beşiktaş, her yer İnönü. Bu siyasi olacak
Cem: Mesela Beşiktaş ilk golü attığında Bu daha başlangıç mücadeleye devam diye bağırsak bu siyasi mi olacak?
Tolga: 1. golü atmışız bu daha başlangıç, 2. gol için mücadeleye devam anlamına gelebilir.
Özgür: Bu ülkede her zaman alanlarda siyaset yapılmasın lafı aslında muhalif siyaset yapılmasın anlamına gelir.
Kahvede oturuyorsun hükümeti de eleştirdin ama kahvelerde siyaseti önleme yasası diye bir şey yok. Ya da miting yapıyorsun hükümeti eleştiriyorsun, bununla ilgili bir yasa yok. Sistem veya şu anda var olan yönetim kendine muhalif olma potansiyeli taşıyan bütün toplulukların önünü kesmeye çalışıyor.
Ne umuyorlar sizce, slogan atılmayacağını mı düşünüyorlar?
Cem: Korkuyorlar. Bal gibi de biliyorlar slogan atılacak.
Biz uyarmıştık demek için mi kullanacaklar?
Özgür: Bülent Arınç bir hafta evvel açıklama yaptı. Biz istihbarat aldık Eylül ve Ekimde Türkiye karışacak diyor. Şimdi Eylül ayında ligler başlıyor, ekim ayında üniversiteler açılıyor. Bunun için MİTe gerek yok. Kimse sorsan söyler zaten. Bu önden koşullanma hali. Biz demiştik diyecekler. Bu sadece hükümetle ilgili bir şey değil. Bülent Arınçla ilgili de bir şey değil. Bu memlekette böyledir, muhalefet eden kimse susturulur.
Zaten gazeteler manşet attı: Ligler başlıyor, okullar açılıyor, tatilciler geri dönüyor
Cem: İstihbarat dediğini o gazetede okumuştur. Aklı başında gençlik geliyor aklı başında realite geliyor. Onun için korkuyorlar Hep bugüne kadar uyuttukları insanlar artık ayaklandı ondan korkuyorlar.
Tribünlerde sizin rahatsız olduğunuz davranışlar var mıydı? Bunlara karşı bir önlem olamaz mı?
Tolga: Bu yönetmelik 15 senedir uygulanıyor. O 15 senedir uygulanan yönetmelik şimdi mi gözde oldu? 15 senedir siyasi slogan atılır tribünde. Şimdiye kadar hangi taraftar siyasi slogan attı diye sözleşmesinden dolayı taahhüt altına alıp ceza görmüş? Eski köye yeni adet mi geldi?
Özgür: Kahvede oturuyorsun hükümeti de eleştirdin ama kahvelerde siyaseti önleme yasası diye bir şey yok. Ya da miting yapıyorsun hükümeti eleştiriyorsun, bununla ilgili bir yasa yok. Sistem veya şu anda var olan yönetim kendine muhalif olma potansiyeli taşıyan bütün toplulukların önünü kesmeye çalışıyor.
Peki yapar mı dersin şimdi statlarda yasak sonra parklar, atıyorum çıkmaz sokaklar?
Cem: En son çıkmaz sokağa girer öyle kalır işte.
Özgür: En kötü evimizin önüne polis koyar yani.
Çarşı logosunda bile anarşizmin Ası var. Bu kapsamda stada sokmak istemezlerse?
Cem: Zaten RTE stadına sokmayız yani. Girmese de olur.
Özgür: Semboller değerlidir ama çokta yaşamsal vazgeçilmez filan değildir.
Cem: Statta olmasa da olur o bizim her zaman yanımızda.
Tolga: Biz şimdi Kasımpaşa stadını kendi stadımız gibi benimsemiyoruz zaten. 35 tane maç var bunun 17 tanesini içerde oynuyorsun. 17′nin 3ünü de olimpiyatta oynuyorsun. Biz oraya misafirliğe gidiyoruz.
Ama yalnızca bu sene için değil İnönü yapıldıktan sonra da devam edecek uygulama?
Tolga: İnönü yapıldıktan sonra Beşiktaş taraftarı stadına gelecek. İstediğim gibi Çarşı pankartımı da asarım. Logomu da koyarım. Orası bizim mabedimiz.
Tolga: Beşiktaşlının ve Çarşının olmazsa olmazı 3 tane sac ayağı vardır. 30 yıldır biz bunu konuşuruz. Birincisi: Beşiktaş: İkincisi semt. Üçüncüsü İnönü stadı. Çarşı bu tanımın üzerinde. Onun için bu İnönü stadı kutsal bir mabettir.
Özgür: Bizim varlık sebebimiz olan bizi var eden çok değerli bir şeyden bahsediyoruz. Bu üçüne gelebilecek herhangi bir saldırı diyeyim tırnak içerisinde
Çarşıya gelmiş sayılır?
Özgür: Zaten senin varlık sebebin o..
Tolga: Yani İnönü stadı Çarşının sac ayağıdır sonuçta. Biz oraya pankartımızı da sokarız, anarşizmin Asını da. Çarşının alayını o şekilde yazar, sokarız.
Çarşının adını kimse kullanamaz. Kuran biziz, ben bile kullanmam Ben üstüme bir tane Çarşı logosu giymedim bakın. Ya da Çarşı adına bugüne kadar açıklama yapmadım. Ama yani Çarşıyı bunlar temsil edecekse biz ederiz o zaman!
Şimdi siz böyle söylüyorsunuz da Yeni Şafaka Çarşı adına konuşan Ömer Faruk Yüksel statlarda siyasete karşı olduklarını söylemiş?
Tolga: Buna biz katılıyoruz Çarşı siyasetin üzerindedir.
Cem: Ülkede hiçbir parti Çarşıyı zaten temsil edebilecek durumda değil ki.
Tolga: Dikkat edin Taksim Dayanışmasının hükümetle yaptığı hiçbir görüşmesinde Çarşı yoktu.
Cem: Ömer Faruk da geçersizdir. Çarşıyı temsil edemez.
Özgür: Sonuçta bizim tribünlerde de farklı düşünenler var. Olabilir. Bu da hayatın gerçeği ama Çarşının ana bir davranış şekli var. Bunu yılladır gösteriyor zaten
Peki bunu kim belirliyor?
Özgür: Çarşıyı kuran, büyüten, bugüne getiren insanlar, yılladır Beşiktaş semtinden gelen insanlar.. 80 öncesinden gelen bir gelenekten bahsediyoruz.
Tolga: Biz de geleneksel bir abicilik var. Abiler vardır o abilere saygı vardır. O ağabeyler de küçüklerin fikirlerini alırlar tabii, hep bizim söylediğimiz doğru değil. İmece bir karar çıkar. Bir elin nesi var iki elin sesi var mantığı var Beşiktaş tribünlerinde.
Özgür: Diğer taraftar gruplarından farklı olarak Çarşı aslında kendi içersinde bir demokrasi anlayışını kendi meşrebince oturtmuş durumda.
Gezi Parkında bu kadar hakim olması da getirmiş olduğu bu kültürle alakalı herhalde?
Özgür: Tabii. Tolga abi, Cem abi dedi diye yanlışsa bir şey kendimce ben buna itiraz ederim. Yanlışın parçası olmak istemem.
Ömer Faruk Yüksel de bir yanlışın bir parçası olmak istemiyor belki?
Tolga: Olabilir.
Cem: Ona göre yanlış, bana göre doğru.
Ama Çarşı ismini kim kullanıyor?
Cem: Kimse kullanamaz. Kuran biziz, ben bile kullanmam Ben üstüme bir tane Çarşı logosu giymedim bakın. Ya da Çarşı adına bugüne kadar açıklama yapmadım. Ama yani Çarşıyı bunlar temsil edecekse biz ederiz o zaman!
Tolga: Çarşı onlara kalmaz.
Cem: Alene de kalmaz Ömere de kalmaz.
Özgür: Bilenler zaten neyin ne olduğunu biliyor.. Cem abi kurucularından biri. Tolga abi kurucu parçalarından biri. Ama şimdi Çarşı onları da aşmış bir şey artık.
Tolga: Çarşı demokrasinin yanında, mazlumun yanında, ezilenin yanında halkın ta yanında..
carsi-kisiler
Aynı gazeteye Ultraslan ve Genç Fenerbahçeliler de röportaj vermiş
Cem: Ya bırakın onları Onları kendi tribünleri de çözmüş durumda.
Özgür: GS-FB tribünlerinde bu Gezi sürecinin bizden daha büyük etkisi daha yıkıcı etkisi oldu. Bizim tribün zaten böyleydi. FB-GS tribünlerinde bir sürü muhalif insan bugüne kadar hareket edemiyordu. Çünkü oradaki egemen güçler onları bastırıyordu. Bak mesela Genç Fenerbahçeliler Tribüne siyaset girmesin diyor ama tribündekiler Her yer Taksim her yer direniş diyor.
Farklı takımı tutan ama Çarşıya sempati besleyen taraftarlar mesajınız var mı?
Özgür: Çarşı adında birleşmesinler dönsünler statlarına. Ben Fenerlilerle Fenerbahçe maçını seyretmek istemiyorum. Biz de onlara destek olmuş, yol göstermiş olalım.
Cem: Herkes kendi stadında kendi takımını desteklesin ama bu tür olaylarda da hep beraberiz.
Kombinelerle ilgili dayanışma içinde misiniz?
Tolga: Bizim işimiz değil.
Özgür: Şöyle bir ortam yok, orada bir Fenerbahçe grubu var Çarşı onlarla görüşüyor falan. Öyle bir durum yok.
Tolga: Ben size bir şey söyleyeyim. Futbol sezonu başlar. Şu sokaktaki kardeşlik, dostluk, arkadaşlık biter kardeşim. Bu şu değil, elimizde balta satır kavga edelim anlamında değil. O dostluk o kol kola girme işi biter. Herkes kendi takımını savunur.
Cem: Rekabet olacak zaten.
Özgür: Başka türlü nasıl olacak zaten? Ben Fenerbahçeye gol attığımız zaman sevineceğim, Fenerli arkadaşımı kızdıracağım. .
Cem: Küfür etmeyeceksin en azından
Özgür: Ona söz vermesek
Cem: Hakemlerle yönetimlerle ilgili Bir de medyayla ilgili
Onlara edersiniz yani?
Hakem haksızlık yaparsa, medya bizi kışkırtırsa, gene insanlar cahil tabii.
Cahilleri eğitecek misiniz?
Cem: Eğitmeye çalışacağız en azından.
X maçında Beşiktaş taraftarı Tayyip Erdoğanı destekleyen slogan atsın, hiç kimse Çarşı naptı demez. Çakma derler yine.
AKPnin Kazlıçeşme mitinginde çakma Çarşı pankartları açılmıştı. Kasımpaşada da olursa buna karşı bir duruş sergileyecek misiniz?
Sergilememize gerek yok. Çakma olduğunu herkes bilecek zaten.
Diyelim ki Kasımpaşa stadında Adam gibi adam Tayyip Erdoğan sloganı atıldı?
Cem: Atamaz. Kasımpaşada da atamaz.
Önder: Beşiktaşlılar mı? Atamaz değil, atmaz. Silah dayamadıysan atmaz.
Cem: Cebine para koymadıysan, 2000 tane kombine almadıysalar AKP Gençlik Kollarına
Daha önce İnönüde bir pankart asılmıştı?
Hep bir ağızdan: Yarım saatte indirilmişti.
Özgür: Beşiktaş taraftarı içinde AKPli de var solcu da var Ama herkes oluşmuş bir Çarşı anlayışının altında var. Bir arkadaş Ben milliyetçiyim ama Çarşının başında solcuların olması beni rahatsız etmiyor diyor. Bizim tribündeki AKPliler birileri asker halinde göndermezse gelip bağırmaz.
Tolga: Beşiktaş içinde otokontrol var. Bir Fener, Galatasaray taraftarına benzemez Beşiktaş taraftarı.
Cem: Hayır Fener Galatasaray taraftarı da bağırmaz ya.
Özgür: X maçında Beşiktaş taraftarı Tayyip Erdoğanı destekleyen slogan atsın, hiç kimse Çarşı naptı demez. Çakma derler yine.
Çarşı ruhunun ne yapacağını, ne edeceğini, Çarşılı olmayan da bilir?
Özgür: Bu yeni bir şey değil ki biz yıllardır 1 Mayıslara katılırız, açtığımız pankartlar belli. Her şey belli. 30 yıllık bir hikayeden, Beşiktaş semtinden bahsediyorum. Beşiktaş belediyesini AKPli bir belediye alırsa, Beşiktaş tribünleri de değişir.
Cem: Yok canım ya tribün değişmez, saçmalamayın.
Özgür: Belki değişir, belki o da. Kökleri çok sağlam.
Cem: Değişmez. Biz ölmedikçe değişmez.
Sizin el verdiğiniz kimse yok mu?
Cem: El verme diye bir şey yok ki bizde.
Özgür: Bize el veriyor, sağa sola gönderiyor işte.
Cem: El vermiyoruz, ateşe veriyoruz işte bunları.. Hep biz mi yatalım birazda onlar yatsın
Şu e bilet olayına gelelim.
Cem: Saçmalık.
Neden? Çok kolaylık sağlamaz mı girişlerde çıkışlarda?
Özgür: Ben anlatayım. Sizin bütün bilgilerinizi adresiniz, koltuk numaralarınız, ıvır zıvır her şeyiniz kulüp tarafından emniyete veriliyor. Stadın her yerine kamera konuyor. Emniyet her maçtan sonra kameraları seyrediyor. A-33te Ahmet oturuyormuş, şunu yapmış diyor, tık alıyor.
Peki bu yöntem kötü kötü insanların kötü davranışlarını tespit etmek için kolaylık sağlar mı?
Özgür: Sağlar tabii, mobeseler ne kadar sağlarsa o kadar sağlar.
Cem: Kötü kötü insanlar kim?
Bilmem, herhangi kötü insanlar
Cem: Bıçak mı mesela? O zaman bıçak sokmasınlar, arama yapsınlar güzelce.
Bıçağı bilerek mi sokuyorlar diyorsunuz?
Cem: İşini güzel yapsın herkes Bu kamera e-bilet korku demek.
Ben işimi güzel yapmak için e bilet uygulamasına geçiyorum derse
Cem: Yapsın o zaman Görüşürüz.
Tolga: Bunun anlamı fişleme. Fişleyip korkutacak.
Cem: Bizim Allaha şükür onlardan bir korkumuz yok. Fişlesin, biz de onları fişliyoruz. Fark etmez.
Yazıyorsunuz bir kenara öyle mi?
Cem: Fişlemek neyse artık E bilet işi uygulanamaz zaten.
Neden uygulanamaz?
Cem: Ben mesela gitmeyeceğim. Özgüre vereceğim
Özgür: Ben gitmeyip bir adamın kafasını gözünü yarsam, akşam Cemi alacaklar. Ama tabii girişlerde fotoğrafına bakacaklarmış.
(Herkes gülüyor, Kim uyacak ona? Avrupa mı burası? Yüz okutma ne abi?)
Bilici çok seversek, Başbakan yaparız
Konu dışı bir soru, Bilic sosyalist olduğunu açıkladı. Ne diyorsunuz?
Tolga: En kısa zamanda görüşeceğiz kendisiyle. Özlemle bekliyoruz.
Özgür: Tribünde siyaset yasak. Adam kulübede yapıyor abi.
Cem: Hadi ona da yapsınlar. Engellesinler onu da.
Engelleyemezler mi?
Cem: Engellesinler hadi Hadi Nereye gönderiyorlar?
Özgür: Bilici bekliyorduk biz. Hoşgeldi ya. Boşver.
Bu açıklama sizi pek memnun etmedi mi acaba?
Tolga: Yoo, niye memnun etmesin.
Özgür: Takımı nereye getireceği önemli.
Sonuçta partiye başkan getirmedik diyorsunuz
Özgür: Yani
Tolga: Biz onu ne zaman sevdik biliyor musunuz, milli maçta Fatih Terime gider yaptığı gün sevdik.
Önder: Çok seversek Başbakan yaparız!
Söyleşi: Gökhan Korkmaz, Tuba Güneş