-
- Üyelik Tarihi
- 3 Nis 2015
-
- Mesajlar
- 4,042
-
- MFC Puanı
- 245
Sen Hiç Gördün Mü Ağlayan Bir Papatya?
Bazen ağlarsın bazen gülersin hayat seni nereye götürür bilemezsin. Yorulmuşsundur bir bankta oturur parktaki çocukları seyredersin. Şeker tadında anılar gelir aklına… Bağdaş kurarak yediğin yer yemekleri…
Öylece seyrettiğin çocuklar gözlerinde ılık bir rüzgar dolandırır. Bazen dökersin o rüzgarları, yanaklarında menderesler çizip yüreğine doğru akarken, ellerin gözlerinde dolanır… Aman kimse görmesin erkek adam ağlar mı der gibi…
Ağlar mı erkek adam bilmem ama aklı anılarına takılıp giden bir insan biraz gözyaşı dökmeli… İllede kötü anılarda gözyaşı dökülecek diye bir kaide yok… Şöyle bol tebessümlü bir anıyı hatırlayıp güldükten sonra. Biraz da gözyaşı dökmeli ki gelecek olan anıların değeri biline… Gülünücek zamanda dibine kadar gülünmeli, ağlanacak zamanda yetirince gözyaşı dökülmeli…
Hiç ağlayamadığı için sevgisinden şüphe eden insan duydunuz mu? Ben duydum ağlayamıyorum yoksa sevmiyor muyum diye sızlanıp duran birisini… Anıları mezara koymak gibidir anılara ağlamak… Ağlamak lazım efendim. Biraz tebessüm biraz gözyaşı güzel bir ikilidir aslında…
Öylece seyrettiğin çocuklar gözlerinde ılık bir rüzgar dolandırır. Bazen dökersin o rüzgarları, yanaklarında menderesler çizip yüreğine doğru akarken, ellerin gözlerinde dolanır… Aman kimse görmesin erkek adam ağlar mı der gibi…
Ağlar mı erkek adam bilmem ama aklı anılarına takılıp giden bir insan biraz gözyaşı dökmeli… İllede kötü anılarda gözyaşı dökülecek diye bir kaide yok… Şöyle bol tebessümlü bir anıyı hatırlayıp güldükten sonra. Biraz da gözyaşı dökmeli ki gelecek olan anıların değeri biline… Gülünücek zamanda dibine kadar gülünmeli, ağlanacak zamanda yetirince gözyaşı dökülmeli…
Hiç ağlayamadığı için sevgisinden şüphe eden insan duydunuz mu? Ben duydum ağlayamıyorum yoksa sevmiyor muyum diye sızlanıp duran birisini… Anıları mezara koymak gibidir anılara ağlamak… Ağlamak lazım efendim. Biraz tebessüm biraz gözyaşı güzel bir ikilidir aslında…
Şairin dediği gibi:
“Ah etmem sevdiğimin nazına
Ellerim değerken aşıklar sazına
Gözyaşları beste olur şair aklıma
Alır beni götürü ta uzaklara…”
Öyledir şair aklına can veren iki şeyden biridir. Biri yârin gülüşüdür diğeri yaşların gözlerinden süzülüşüdür… Şair olmak da zordur hani. Acıya yazıyorsun, sevince de, herşeye yazıyorsun, kelimeler sermaye olmuş dilinde, kalemler iğne olmuş duygulara işleyen, insanlar iplik olmuş dolaşınca çözülmek bilmeyen…
Hani diyor ya kasımpaşalı eşref abilerden biri
Hani diyor ya kasımpaşalı eşref abilerden biri
“Ben seni sevdim be gülüm
Dikenin taneleri elime tesbih olur
Salladıkça akan kanlar
Gözlerime yaş olur…”
Demeyin öyle delikanlı adamdır eşref abiler, aşkı dozunda yaşarlar. Bir mendilde saklıdır bazen aşkları… Bazense bir zülüfte…
Birde aşkı verene bir uğrayalım istedik… Kasımpaşanın dar sokaklarında bir tur atalım dedik. Bir eşref abinin kahvehanesinde bu sefer muhabbette kahve demledik. Çayı aldattık sanmayın onu gelmezden evvel içtik…
Eşref abi elinde tesbihini sallaya sallaya döndü ve kahvesini yudumladı hafifçe. Başladı söylenmeye:
Birde aşkı verene bir uğrayalım istedik… Kasımpaşanın dar sokaklarında bir tur atalım dedik. Bir eşref abinin kahvehanesinde bu sefer muhabbette kahve demledik. Çayı aldattık sanmayın onu gelmezden evvel içtik…
Eşref abi elinde tesbihini sallaya sallaya döndü ve kahvesini yudumladı hafifçe. Başladı söylenmeye:
Daracık sokaklarda insan bazen bunalıyor bazen yoruluyor. Sen hiç gördün mü ağlayan bir papatya. İşte öyleydi, İstanbulun sokakları kadar severdik biz severken, şimdiyse sevmeyi öğreteni seviyoruz çok şükür. Bakma öyle külhanbeyi durduğumuza, biz ağlardık, geceleri gözyaşları ıslatırdı yastığımızı ama çaktırmazdık… Edep derdik, başımızı sevsek de öne eğer geçerdik.
Şu anı kokan her masada nice sohbetler ederdik. Bazen berber Hüseyin gelirdi bazen kasap Necmi derdini anlatmaya.Olsun biz her akşam dert dinlerdik ama her akşamda bir derde derman olmanın neşesiyle eve giderdik. Biz böyledik oğul. Yaşım 75, tesbih sallayacak gücümde kalmamış ama salladığıma bakma yılların adetidir. Can çıkmadan huyda çıkmıyor işte. Heybemde anlatacak anılar var yazılacak yazılar belki… Anlatacak, yazacak vakit var mı bilmem ama en azından ağlayacak biraz vaktim var… Eskiye özlem yaşlılık alametidir. Yaşlılığı kabullenmek kolay da değildir ama yaşlandık demek bir erdemdir… Gençsin geçene geçti gözüyle bakma batan güneş ne kadar seninse doğacak güneşlerde senindir. İçilecek çaylarda yapılacak muhabbetlerde sen de demlen, ilim ağacın da sürüyle çiçekler filizlensin ama sen“Ben çiçek açtım.” deme bırak arifler desin sana“Sen çiçek açtın.” diye… O yüzden ariflerle takıl ki arif olasın. Kimle olursan o olursun bunuda aklında çıkarma….
Şu anı kokan her masada nice sohbetler ederdik. Bazen berber Hüseyin gelirdi bazen kasap Necmi derdini anlatmaya.Olsun biz her akşam dert dinlerdik ama her akşamda bir derde derman olmanın neşesiyle eve giderdik. Biz böyledik oğul. Yaşım 75, tesbih sallayacak gücümde kalmamış ama salladığıma bakma yılların adetidir. Can çıkmadan huyda çıkmıyor işte. Heybemde anlatacak anılar var yazılacak yazılar belki… Anlatacak, yazacak vakit var mı bilmem ama en azından ağlayacak biraz vaktim var… Eskiye özlem yaşlılık alametidir. Yaşlılığı kabullenmek kolay da değildir ama yaşlandık demek bir erdemdir… Gençsin geçene geçti gözüyle bakma batan güneş ne kadar seninse doğacak güneşlerde senindir. İçilecek çaylarda yapılacak muhabbetlerde sen de demlen, ilim ağacın da sürüyle çiçekler filizlensin ama sen“Ben çiçek açtım.” deme bırak arifler desin sana“Sen çiçek açtın.” diye… O yüzden ariflerle takıl ki arif olasın. Kimle olursan o olursun bunuda aklında çıkarma….
Sana son bir sözüm olsun….
Ağlamak vakti ağlayan kimsenin kalbi yumuşaktır…
Gülmek vakti gülenin gönlü pek bir tatlıdır
Sen sen ol iki vakti bir araya getirme
Getirmemek ariflik hikmetidir…
Gülmek vakti gülenin gönlü pek bir tatlıdır
Sen sen ol iki vakti bir araya getirme
Getirmemek ariflik hikmetidir…
Alıntı