- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 29 Eyl 2015
-
- Mesajlar
- 1,638
-
- MFC Puanı
- 94
Sel ve Su Baskını
Dünyada en sık görülen doğal afet seldir . Tüm doğal nedenli olağandışı durumlar a bağlı mal kayıplarının % 40'ı sel nedeniyledir . Sellerin sayısı ve olumsuz etkisi artsa da , ölüm sayısı yıldan yıla azalmaktadır . Ancak yine de tüm dünyada doğal nedenli olağandışı durumlara bağlı ölümlerin yarısından fazlası sellere bağlıdır . Ülkemizde ölüme yol açan doğal nedenli olağandışı durumlar arasında seller 2 . sırada yer almaktadır . 1903-2004 yılları arasında ülkemizde 100 ve üstü insanın etkilendiği veya 10 ve üstü ölüme yol açmış 27 sel incelendiğinde , meydana gelen sellerden 94 . 657 kişinin etkilendiği , 1252 kişinin yaşamını yitirdiği görülmektedir . Bu 27 selin yol açtığı toplam zarar 1 . 971 . 291 . 860 . 000 TL . olarak bildirilmektedir . Sellerin yol açtığı toplam maddi zarar açısından doğal nedenli olağandışı durumlar arasında 2 . sırada olduğu görülmektedir . Ülkemizde seller etkilediği toplam kişi sayısında ise 3 . sıradadır . hastalıklar daha çok ortaya çıkar . 1 . dönem : İlk üç gün , bulaşıcı/salgın hastalık pek görülmez . 2 . dönem : Dördüncü günden dördüncü haftaya kadar olan bölümdür . Bulaşıcı hastalıkların görülmesi , sık karşılaşılan bir durumdur . Genellikle sel bölgesinde , selden önce tek tek bulunan hastalıkların salgın yaptığı görülmektedir . 3 . dönem : Dördüncü haftadan sonrasıdır . Kuluçka süresi uzun olan hastalıklar , bu dönemde görülür . Hangi hastalıklar görülür? Suyla bulaşan enterotoksijenik E-Coli enfeksiyonları , Şigellozis , Hepatit-A , Leptospirozis hatta Giardiazis salgınları görülme riski artar . Genellikle sel bölgesinde , sel öncesinde görülen hastalıkların salgın yaptığı görülmektedir . Öncelikle su ve besin kaynaklı ishalli hastalıkların ortaya çıkmasını beklenir . Burada temel etken , su , kanalizasyon altyapılarının zarar görmesi , özellikle de sağlıklı içme ve kullanma suyu sağlanmasında görülen aksaklıklardır . Bir başka temel etmen , vektör üreme alanlarının artmasıdır . Vektör ve kemiricilerin kontrolü önemlidir . Olağan koşullarda vektörle bulaşan hastalıkların sağlık riskleri oluşturduğu bölgelerde olağandışı durumlar sonrasında vektör üreme alanlarında genişleme ve insan vektör ilişkisinde artış görülmesi , buna bağlı olarak vektörlerle bulaşan hastalıkların çoğalması beklenir . Sellerden sonra yuvaları bozulan fare gibi kemiricilerin ve yılan , akrep gibi canlıların oluşturduğu sağlık risklerinde artış görülebilir . Fare gibi kemiriciler sel ortamında artar ve enfekte fare idrarı ile kontamine olan sel suları ile bütünlüğü bozulmuş ciltlere temas sonrası leptospirozis olguları görülebilir . İzmir'de 1995 yılı kasım ayında yaşanan ve 62 kişinin öldüğü selden sonra toplam yedi kişide leptospirozis saptanmış ve bu hastalardan bir kişi ölmüştür . Sivrisinek üreme alanlarında bir artış olması , sıtma olgularını artırır . Suların içindeki sıvı ve katı atıkların cilde temas etmesi sonucu deri enfeksiyonlarının da artmasını beklenir . Selin ev ve ev eşyalarını etkilemesi , sel geçtikten sonra da etkili olur . Bu etkileme , sağlık sorunlarını uzun döneme yayar . Bu arada , sel sırasında yaşanan sağlık sorunlarının zamanında tedavi edilmemesi , sağlık sorunlarını ağırlaştırır , komplikasyonlara yol açar , tedaviyi zorlaştırır . Peki , neler yapılabilir? 1- Sel riski olan bölgede , hangi sağlık sorunlarının yaşanabileceği önceden değerlendirilmelidir . 2- Düzenli bir bilgi toplama sistemine sahip olmak , kritiktir . Yoksa , oluşturulmalıdır . Bu salt bürokratik bir işlem olarak kabul edilmemelidir; bununla , olası hastalıkların/sağlık sorunlarının erken belirlenmesi ve zamanında müdahalesi mümkün hale gelir . 3- Selden etkilenen evlerde yaşayanlar hergün ziyaret edilerek , sağlık sorunları izlenmelidir . 4- En önemli ihtiyaç , sudur . Sel bölgesindekilere , günlük ihtiyacı kadar temiz su sağlanmalıdır . Su dezenfeksiyonu için en kolay ve en hızlı etki gösteren yöntem klor uygulamasıdır . Suların sürekli dezenfeksiyonu sağlanmalı , sağlıklı olmayan sular için , evlere klor tabletleri dağıtılmalıdır . 5- Halk , kaynağını bilmediği suları kullanmamaları uyarılmalıdır . Sel sularıyla temasın önlenmesiyle ilgili eğitim yapılmalı , bu durumla karşılaşanların ciltlerini sabunlu suyla yıkaması önerilmelidir . 6- Kısa sürede , vektör kontrol önlemleri alınmalıdır . Sıtma için , bu çok önemlidir . Fare ve benzeri kemiricilerin risk durumu da değerlendirilmelidir . 7- Aşılama hizmetleri aksatılmadan sürdürülmelidir .
Dünyada en sık görülen doğal afet seldir . Tüm doğal nedenli olağandışı durumlar a bağlı mal kayıplarının % 40'ı sel nedeniyledir . Sellerin sayısı ve olumsuz etkisi artsa da , ölüm sayısı yıldan yıla azalmaktadır . Ancak yine de tüm dünyada doğal nedenli olağandışı durumlara bağlı ölümlerin yarısından fazlası sellere bağlıdır . Ülkemizde ölüme yol açan doğal nedenli olağandışı durumlar arasında seller 2 . sırada yer almaktadır . 1903-2004 yılları arasında ülkemizde 100 ve üstü insanın etkilendiği veya 10 ve üstü ölüme yol açmış 27 sel incelendiğinde , meydana gelen sellerden 94 . 657 kişinin etkilendiği , 1252 kişinin yaşamını yitirdiği görülmektedir . Bu 27 selin yol açtığı toplam zarar 1 . 971 . 291 . 860 . 000 TL . olarak bildirilmektedir . Sellerin yol açtığı toplam maddi zarar açısından doğal nedenli olağandışı durumlar arasında 2 . sırada olduğu görülmektedir . Ülkemizde seller etkilediği toplam kişi sayısında ise 3 . sıradadır . hastalıklar daha çok ortaya çıkar . 1 . dönem : İlk üç gün , bulaşıcı/salgın hastalık pek görülmez . 2 . dönem : Dördüncü günden dördüncü haftaya kadar olan bölümdür . Bulaşıcı hastalıkların görülmesi , sık karşılaşılan bir durumdur . Genellikle sel bölgesinde , selden önce tek tek bulunan hastalıkların salgın yaptığı görülmektedir . 3 . dönem : Dördüncü haftadan sonrasıdır . Kuluçka süresi uzun olan hastalıklar , bu dönemde görülür . Hangi hastalıklar görülür? Suyla bulaşan enterotoksijenik E-Coli enfeksiyonları , Şigellozis , Hepatit-A , Leptospirozis hatta Giardiazis salgınları görülme riski artar . Genellikle sel bölgesinde , sel öncesinde görülen hastalıkların salgın yaptığı görülmektedir . Öncelikle su ve besin kaynaklı ishalli hastalıkların ortaya çıkmasını beklenir . Burada temel etken , su , kanalizasyon altyapılarının zarar görmesi , özellikle de sağlıklı içme ve kullanma suyu sağlanmasında görülen aksaklıklardır . Bir başka temel etmen , vektör üreme alanlarının artmasıdır . Vektör ve kemiricilerin kontrolü önemlidir . Olağan koşullarda vektörle bulaşan hastalıkların sağlık riskleri oluşturduğu bölgelerde olağandışı durumlar sonrasında vektör üreme alanlarında genişleme ve insan vektör ilişkisinde artış görülmesi , buna bağlı olarak vektörlerle bulaşan hastalıkların çoğalması beklenir . Sellerden sonra yuvaları bozulan fare gibi kemiricilerin ve yılan , akrep gibi canlıların oluşturduğu sağlık risklerinde artış görülebilir . Fare gibi kemiriciler sel ortamında artar ve enfekte fare idrarı ile kontamine olan sel suları ile bütünlüğü bozulmuş ciltlere temas sonrası leptospirozis olguları görülebilir . İzmir'de 1995 yılı kasım ayında yaşanan ve 62 kişinin öldüğü selden sonra toplam yedi kişide leptospirozis saptanmış ve bu hastalardan bir kişi ölmüştür . Sivrisinek üreme alanlarında bir artış olması , sıtma olgularını artırır . Suların içindeki sıvı ve katı atıkların cilde temas etmesi sonucu deri enfeksiyonlarının da artmasını beklenir . Selin ev ve ev eşyalarını etkilemesi , sel geçtikten sonra da etkili olur . Bu etkileme , sağlık sorunlarını uzun döneme yayar . Bu arada , sel sırasında yaşanan sağlık sorunlarının zamanında tedavi edilmemesi , sağlık sorunlarını ağırlaştırır , komplikasyonlara yol açar , tedaviyi zorlaştırır . Peki , neler yapılabilir? 1- Sel riski olan bölgede , hangi sağlık sorunlarının yaşanabileceği önceden değerlendirilmelidir . 2- Düzenli bir bilgi toplama sistemine sahip olmak , kritiktir . Yoksa , oluşturulmalıdır . Bu salt bürokratik bir işlem olarak kabul edilmemelidir; bununla , olası hastalıkların/sağlık sorunlarının erken belirlenmesi ve zamanında müdahalesi mümkün hale gelir . 3- Selden etkilenen evlerde yaşayanlar hergün ziyaret edilerek , sağlık sorunları izlenmelidir . 4- En önemli ihtiyaç , sudur . Sel bölgesindekilere , günlük ihtiyacı kadar temiz su sağlanmalıdır . Su dezenfeksiyonu için en kolay ve en hızlı etki gösteren yöntem klor uygulamasıdır . Suların sürekli dezenfeksiyonu sağlanmalı , sağlıklı olmayan sular için , evlere klor tabletleri dağıtılmalıdır . 5- Halk , kaynağını bilmediği suları kullanmamaları uyarılmalıdır . Sel sularıyla temasın önlenmesiyle ilgili eğitim yapılmalı , bu durumla karşılaşanların ciltlerini sabunlu suyla yıkaması önerilmelidir . 6- Kısa sürede , vektör kontrol önlemleri alınmalıdır . Sıtma için , bu çok önemlidir . Fare ve benzeri kemiricilerin risk durumu da değerlendirilmelidir . 7- Aşılama hizmetleri aksatılmadan sürdürülmelidir .