Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Seksenler dizisi çok mu abarttı!

BanderaS

Degildim BİRŞEYİN, Olmadım HİÇBİŞEYİN...
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    20 Nis 2013
  • Mesajlar
    85
  • MFC Puanı
    2
TRT 1’de yayınlanan Seksenler dizisini eminim sizler de severek takip ediyorsunuzdur. Senaryo biraz hafif kalsa da, yaklaşık bir yıldır zaman zaman izlemeye çalışıyorum bu diziyi…

Content-300x225-635025727275110000.jpg


Dizi izlemeyen bir aile olarak (tabi ki bu Medyabey’de yazmaya başlamadan önceydi.Şimdi yazmak için izlemek durumundayım)bu diziyi izlemeye başlamamızın sebebi, çocukluğumuzun o masum günlerini tekrar anma isteği olsa gerek. Bilhassa eşim Şükran’ı ilk defa böyle görüyorum. Çünkü bizim küçük kız bir dizi açacak olsa, birkaç dakikalığına bile olsa bu, kıyameti koparırdı… Ben de izledikten sonra aynı keyfi aldığımı söylemek isterim. Aksayan yanları olsa da seksenleri yaşıyorsunuz…

Sizler de, çakma ve senaryosu zayıf dizilerin bolluğunda bir aile dizisi izlemek istiyorsanız Seksenler tam size göre… Çocuklarınızla izlemek daha da keyifli olacaktır. Çünkü her ayrıntıyı çocuklarınıza anlattığınızda hem siz, hem de çocuklarınız daha çok keyif alacaksınız…

Ben bukez diziyi, abartılı çok karakter var, ihtilali haklı çıkarıyor, falan filan diyerek eleştirmek istemiyorum. Sadece bu günleri yaşamayan çocuklarımızla bu diziyi izlerken neleri paylaşabiliriz onları yazmak istiyorum

İşte şimdi sizlerle seksenli yıllara gidelim ve neler yapardık, neleri bilirdik onları yazalım isterseniz…
- Evden çıkmayan bilgisayar bebeleri haline gelmeden, çocukluğunu yaşayabilmiş, son dönemin bir üyesiydik.
- Büyüteç ile kağıt yakardık ve siyah kağıtların beyaza oranla daha kolay yandığını keşfetmiştik.

- 1.5 voltluk pile dilimizle dokunup o ekşi anı yaşardık.

-Ajda Pekkan’ın Alo, Michael Jackson’ın Pepsi reklamlarını görmüştük …

-“Voltran, Voltran, Voltran!” ne demek bilirdik…

-Depozito toplamak adına kola şişesi biriktirirdik.

- Adile Naşit’ten masal dinler, O, iyi geceler kuzucuklarım deyince yatardık.
-Comanchero’ nun ve Life is life’ın sözlerini ezbere bilirdik.

-Michael Jackson, Madonna, Samantha Fox idollerimiz arasına ilk seksenlerde girmişti.

-Okula siyah önlükle gider, beyaz yakalık takardık.

-Kayahan, Nilüfer, Sezen aksu, Barış Manço ile büyüdük.

-“Moruk” derdik, “Herıld” yani derdik…

-“Hey Corc versene borç!” derken, “olmaz Maykıl bende de yok!” cevabını işitirdik.

-Koltukaltımızda topla okul bahçesine yalnız giderken “nasılsa oynayacak birileri vardır” derdik.

- Eti kemik geçiyor derdik.

- Televizyon konserlerini teybe çekerken odaya giren anneyi hemen sustururduk.

- “Tipe bak çay demle!” derdik.

- Pazar akşamları mecburen yıkanır ve erken yatardık.

-Sesi açıp kısmak için televizyonun dibine kadar gidip üstündeki düğmelere basardık.

- Şehirlerarası yolculuklara çıkarken otobüsün 302s olması için dua ederdik.

-Anket ve hatıra defterlerine, ‘seviyorum ama kimi’ diye başlayan maniler yaardık…

-Leblebi tozu çekerken ölüm tehlikeleri atlatırdık.
-Ayak bileğine takılarak çevrilen top ve sek sek oynardık.

-Bayramda mahalleye dağılıp şeker toplardık.

- Müsaitseniz annemler size gelecek derdik.

-TRT’nin yayın akışının bitmesiyle çalan istiklal marşı
için ayağa kalkıp, marşı hazır olda bangır bangır söyler ve marşın bitiminden
sonra çıkan tiz “biiiiiiiiiiiiip” sesine rağmen televizyonu kapatmazdık.
-“Breyk, breyk arkadaş arıyorum!” derdik.
-İlkokulda Halley, Petrol ve Komancero şarkılarını uydurma sözlerle söyleyerdik.

-Okul sonrasında ise her gün koşturarak eve gidip; bu toprağın sesi programında kımıl zararlısı ile mücadele yöntemleri, orman köylüsünün sorunları ve yüksek randımanlı durum buğdayı türleri ile ilgili verilen faydalı bilgilerin ardından Kamber Ağa ile uyanık skeçlerini büyük bir ilgi ile izlerdik.

-Jules Verne romanları okur hayallere dalardık.

-“Aldım çantamı kolumaaa, çıktım Dallas yoluna, ben Babi’yi beklerken
Cayar girdi koluma!” şarkısını dansıyla birlikte bilirdik.

-‘Ama bunu söylemenize gerek yok ki, ben yapınca alış verişi, zaten alıyorum satış fişi.’ Replikleri barındıran Ali-Ayşegül Atik reklamlarını izlerdik.

-Videocudan Amerikan Ninja, Kartal, Kan Sporu gibi filmleri kiralardık.

-Apartmanın çatısına 5 metrelik anten takıp üstüne de tencere kapağı bağlardık.

- TRT 1′de oluşan sorunlar sonucu yayına bir süre ara verildiğinde ekrana getirilen donuk ağaç, dağ bayır resmine veya Necefli maşrapaya 10 dakika hareketsiz bakabilirdik.

Şimdi geriye baktığımda, Türkiye’de yaşamış son mutlu kuşak olduğumu hüzünle hissediyorum. Muhtemelen hayatımız boyunca yaşadığımız en güzel 10 yıldı seksenler…

Sevgiyle, hep…

tvgazetesi
 
Üst Alt