- Konum
- İstanbul
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Tem 2013
-
- Mesajlar
- 813
-
- MFC Puanı
- 14
Turunçgiller familyasındandır. Diğer adları Çıfıt otu, Sezab, Sazab otu.
(Rufa sözcüğünün, Yunancada özgürleştirme, kurtarma anlamlarını taşıyan
reuo sözcüğünden geldiği kabul edilir. Antikitede (İÖ 6.-İS 3.yy) bitkinin vücudu
ağrı ve acılardan kurtardığına inanılmıştır. Graveolens ise, güçlü kokulu, ağır
kokulu gibi anlamlara gelen Latince bileşik bir sözcük.)
50-100 cm boylarında, hepyeşil, çalı görünümlü, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Yuvarlak yeşilimsi gövdesi ikinci yılında odunsulaşır. Küçük yuvarlak parçalı, saplı yapraklan vardır. Yaz aylarında, dal uçlarında, 4 taçyapraklı, sarı ya da sarımsı-yeşil, güçlü ama pek hoşa gitmeyen kokulu çiçekler açar. Hilal biçimli, küçük siyah tohumları vardır.
Bitkinin anayurdu Akdeniz çevresidir: Doğu Akdeniz, Güney Avrupa ve Kuzey
Afrika. Tarihte çok yaygınken günümüzde üretimi oldukça azalmıştır.
Alçak rakımlı yerlerde maki topluluğu içinde yer alır. Ege ve Karadeniz
bölgelerimizde Dağ sedefotuna (R. montana), Akdeniz ve Karadeniz bölgelerimizde
Büyük sedefotuna (R. chalepensis) rastlanır.
Bildik ya da Bahçe sedefotunun (R. graveolens) kültürü yapılır. Tohumla, çelikle ve ayırmayla çoğaltılır. Bunlar için ilkbahar uygundur. Güneşli, iyi akıntılı, fazla zengin olmayan alkalik topraklarda 45′ercmlik aralıklarla yetiştirilir. Güneş görmesi koşuluyla evlerde de yetiştirilebilir. Eski Yunanda yüz-yıllar boyunca bir panzehirve büyücülüğe karşı tılsım olarak kullanılmıştır. Romalılarsa onu özellikle ileriyi görme, ufuklarını genişletici bir bitki olarak kullanmışlardır. Hatta, dikkat, Leonardo da Vinci ile Michelangelonun imgesel zenginliklerini ve yaratıcılıklarını bu bitkiye borçlu oldukları ileri sürülmüştür!
Ayinlerden önce kiliselerde insanların üzerine kutsal su, sedef otu dallarıyla serpi lirdi.
1665′de ingilterede 7000 kişinin ölümüne yol açan veba salgınında sonradan ünlenecek 4 soyguncu sedef otu, adaçayı, nane, biberiye, pelin otu, kâfur, tarçın, karanfil ve sarımsak karışımıyla yaptıkları bir içkiyle korunarak ölenlerin üzerindeki eşyaları soymuşlardı.
Bitkinin taze yaprakları ve genç sürgünleri çiçek açmadan önce devşirilir. Bunlar mutfakta acılı baharat olarak kullanılır. Acılık kurutulunca azalır.
I. yyda Roma mutfağında yaygınlıkla kullanılan küçük meyveleri günümüzde Etiyopya mutfağının gözdesidir.
Aslında bugün biraz demode olmuş bir baharattır. Ette, yumurtada, peynirde, farklı bir lezzet elde etmek için, doza dikkat etme koşuluyla, yararlanılabilir.
Çoğu acılı baharatlar gibi bu da alkolü içeceklerde yer alabilir.
Toksik (zehirli) bir bitki olduğu için tohumlar kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Bitki zaten uzun yıllar hanımlarca istenmeyen çocukları düşürmede kullanılmıştır.
Bu bitkinin kurutulmuş ya da taze toprak üstü kısımları uçucu yağ, reçine, pektin, P vitamini ve flavon türevleri içerir. Uçucu yağda ise valerian, limonen ve terpenler bulunur.
iştah açıcı, sindirim kolaylaştırıcı, sara ve histeride yatıştırıcı, terletici, spazm çözücü, gaz ve âdet söktürücü, kurt düşürücü etkileri vardır.
Bunun için 10 gram karışım 1 litre (5 bardak) kaynar suda 10-15 dakika demlenir, soğutulup süzülür ve günde iki kez birer bardak içilir.
Âdet söktürücü olarak 0.20-0.80 gram toz hap olarak alınır. Burada günlük doz 1 gramı aşma-malıdır.
Taze yapraklı dalların dövülüp romatizmalı bölgelere uygu-lanması ağrıları dindirir.
Taze yaprakların ağızda çiğnenmesi yüksek tansiyon kaynaklı baş ağrısını giderir.
Suda kaynatılıp cilt temizliğinde kullanılabilir.
Dikkat, doz aşımı tehlikelidir, zehirlenmelere yol açabilir, hamileler kullanmamalıdır!
Sedef otunun başta sarada ve histeridekiler olmak üzere olumlu etkilerini modern tıp da kabul eder; ancak doz aşımındaki tehlike dolayısıyla özellikle ağızdan kullanımında dikkat etmek gerekir.
Sedef otu yağı: Sedef otunun taze yapraklı dallarından su buharı damıtmasıyla elde edilen uçucu yağın da sakinleştirici ve gaz söktürücü etkileri vardır.
Ancak burada da doza dikkat etmek gerekir. Günde 1-5 damla aşılmamalıdır. Yoksa ishal ve sarhoşlukla başlayan tehlikeli zeherlenmeler ortaya çıkabilir.
Sedef otu kedilerle köpeklerin sevmedikleri bir bitkidir.
(Rufa sözcüğünün, Yunancada özgürleştirme, kurtarma anlamlarını taşıyan
reuo sözcüğünden geldiği kabul edilir. Antikitede (İÖ 6.-İS 3.yy) bitkinin vücudu
ağrı ve acılardan kurtardığına inanılmıştır. Graveolens ise, güçlü kokulu, ağır
kokulu gibi anlamlara gelen Latince bileşik bir sözcük.)
50-100 cm boylarında, hepyeşil, çalı görünümlü, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Yuvarlak yeşilimsi gövdesi ikinci yılında odunsulaşır. Küçük yuvarlak parçalı, saplı yapraklan vardır. Yaz aylarında, dal uçlarında, 4 taçyapraklı, sarı ya da sarımsı-yeşil, güçlü ama pek hoşa gitmeyen kokulu çiçekler açar. Hilal biçimli, küçük siyah tohumları vardır.
Bitkinin anayurdu Akdeniz çevresidir: Doğu Akdeniz, Güney Avrupa ve Kuzey
Afrika. Tarihte çok yaygınken günümüzde üretimi oldukça azalmıştır.
Alçak rakımlı yerlerde maki topluluğu içinde yer alır. Ege ve Karadeniz
bölgelerimizde Dağ sedefotuna (R. montana), Akdeniz ve Karadeniz bölgelerimizde
Büyük sedefotuna (R. chalepensis) rastlanır.
Bildik ya da Bahçe sedefotunun (R. graveolens) kültürü yapılır. Tohumla, çelikle ve ayırmayla çoğaltılır. Bunlar için ilkbahar uygundur. Güneşli, iyi akıntılı, fazla zengin olmayan alkalik topraklarda 45′ercmlik aralıklarla yetiştirilir. Güneş görmesi koşuluyla evlerde de yetiştirilebilir. Eski Yunanda yüz-yıllar boyunca bir panzehirve büyücülüğe karşı tılsım olarak kullanılmıştır. Romalılarsa onu özellikle ileriyi görme, ufuklarını genişletici bir bitki olarak kullanmışlardır. Hatta, dikkat, Leonardo da Vinci ile Michelangelonun imgesel zenginliklerini ve yaratıcılıklarını bu bitkiye borçlu oldukları ileri sürülmüştür!
Ayinlerden önce kiliselerde insanların üzerine kutsal su, sedef otu dallarıyla serpi lirdi.
1665′de ingilterede 7000 kişinin ölümüne yol açan veba salgınında sonradan ünlenecek 4 soyguncu sedef otu, adaçayı, nane, biberiye, pelin otu, kâfur, tarçın, karanfil ve sarımsak karışımıyla yaptıkları bir içkiyle korunarak ölenlerin üzerindeki eşyaları soymuşlardı.
Bitkinin taze yaprakları ve genç sürgünleri çiçek açmadan önce devşirilir. Bunlar mutfakta acılı baharat olarak kullanılır. Acılık kurutulunca azalır.
I. yyda Roma mutfağında yaygınlıkla kullanılan küçük meyveleri günümüzde Etiyopya mutfağının gözdesidir.
Aslında bugün biraz demode olmuş bir baharattır. Ette, yumurtada, peynirde, farklı bir lezzet elde etmek için, doza dikkat etme koşuluyla, yararlanılabilir.
Çoğu acılı baharatlar gibi bu da alkolü içeceklerde yer alabilir.
Toksik (zehirli) bir bitki olduğu için tohumlar kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Bitki zaten uzun yıllar hanımlarca istenmeyen çocukları düşürmede kullanılmıştır.
Bu bitkinin kurutulmuş ya da taze toprak üstü kısımları uçucu yağ, reçine, pektin, P vitamini ve flavon türevleri içerir. Uçucu yağda ise valerian, limonen ve terpenler bulunur.
iştah açıcı, sindirim kolaylaştırıcı, sara ve histeride yatıştırıcı, terletici, spazm çözücü, gaz ve âdet söktürücü, kurt düşürücü etkileri vardır.
Bunun için 10 gram karışım 1 litre (5 bardak) kaynar suda 10-15 dakika demlenir, soğutulup süzülür ve günde iki kez birer bardak içilir.
Âdet söktürücü olarak 0.20-0.80 gram toz hap olarak alınır. Burada günlük doz 1 gramı aşma-malıdır.
Taze yapraklı dalların dövülüp romatizmalı bölgelere uygu-lanması ağrıları dindirir.
Taze yaprakların ağızda çiğnenmesi yüksek tansiyon kaynaklı baş ağrısını giderir.
Suda kaynatılıp cilt temizliğinde kullanılabilir.
Dikkat, doz aşımı tehlikelidir, zehirlenmelere yol açabilir, hamileler kullanmamalıdır!
Sedef otunun başta sarada ve histeridekiler olmak üzere olumlu etkilerini modern tıp da kabul eder; ancak doz aşımındaki tehlike dolayısıyla özellikle ağızdan kullanımında dikkat etmek gerekir.
Sedef otu yağı: Sedef otunun taze yapraklı dallarından su buharı damıtmasıyla elde edilen uçucu yağın da sakinleştirici ve gaz söktürücü etkileri vardır.
Ancak burada da doza dikkat etmek gerekir. Günde 1-5 damla aşılmamalıdır. Yoksa ishal ve sarhoşlukla başlayan tehlikeli zeherlenmeler ortaya çıkabilir.
Sedef otu kedilerle köpeklerin sevmedikleri bir bitkidir.