1. Değeri olan bir kimse, yaşayacak mıyım, yoksa ölecek miyim diye düşünmemelidir. Bir iş görürken yalnız doğru mu yaptığına, yoksa eğri mi hareket ettiğine, cesaretli bir adam gibi mi, yoksa tabansızcasına mı hareket ettiğini düşünmelidir.
2. Bir kimse yeri neresi olursa olsun, ölümü ve tehlikeyi değil, ancak namusu göz önünde bulundurmalıdır.
3. Hak yolunda çalışan bir kimsenin kısa bir zaman olsun yaşayabilmesi, yani, doğrulukla savaşarak hizmet edebilmesi için devlet adamı değil, sadece hür bir yurttaş olarak kalması gerekir. Bu nedenle ben siyasete girmedim. Bir devlet adamı olmaya özenmedim.
4. Bir insan için takip edeceği en asil yol, başkalarını hiçbir şey yapamayacak hale getirmek için çalışmak yerine, kendisini manen ve maddeten yükseltmeye çalışmasıdır.
5. Beni suçlayanlar benim çok iyi bir konuşmacı olduğumu söylediler. Ben ise iyi bir konuşmacı değilim. Ama sadece doğruları söyleyeceğim. Onların söyledikleri sayısız yalanlar arasında benim doğru sözüm çok güzel ve etkileyici olmaktadır.
6. Benim sözlerimi süslememe ve başkalarını etkilemeye çalışmama gerek yok. Siz sadece doğru ve haklı olup olmadığına karar verin.
7. Beni suçlayanlar benim Allaha inanmadığımı söylemektedirler. Ben ise Allahın bana bu iftirayı atanlardan nefret ettiğini çok iyi biliyorum.
8. Ben kendilerinin bilgin olduğunu iddia edenlerin bir şey bilmediğini biliyor ve onlara söylüyorum. Onlar ise bana yeryüzünün en bilgesi olduğumu söylüyorlar. Benim onlardan farkım ise benim bir şey bilmediğimi bilmemdir. Bilge olan yalnız Allahtır.
9. Beni gençleri yoldan çıkarmakla ve yanlış bilgiler vermekle suçluyorlar. Ben de onlara soruyorum. Ben ne öğreterek onları yoldan çıkarıyorum. Buna cevap veremedikleri için susuyorlar. Çünkü ben bir şey bilmiyorum ve bu nedenle öğrettiğim bir şey de yoktur. Ancak kendilerini bilgin zannedenlerin bir şey bilmediklerini sorgulama metodu ile öğretiyorum. Onlar da bana özenerek aynı metodu başkaları üzerinde uyguluyorlar ve gerçekten onların bir şey bilmediklerini ortaya çıkarıyorlar. Gerçek budur.
10. Ben kaderin mahkûmuyum. Onları bana yaptıklarından dolayı değil, ancak bana bilerek kötülük etmek istediklerinden dolayı kınayabilirim.
11. Ayrılık zamanı geldi. Ben ölmeye siz ise yaşamaya gidiyorsunuz. Ancak hangisinin daha iyi olduğunu Allah bilir.
12. Seni mahkûm edenler hiç olmasa bir suçun olduğu için mahkûm etmiş olsalardı diyen hanımına Sokrates şöyle der: İyi ki bir suçum olmadığı halde beni mahkûm ettiler. Bir suçumun olmasını istemen kadar yanlış... Yani benim bir suçum olsaydı o zaman daha mı iyi olurdu? demiştir.
2. Bir kimse yeri neresi olursa olsun, ölümü ve tehlikeyi değil, ancak namusu göz önünde bulundurmalıdır.
3. Hak yolunda çalışan bir kimsenin kısa bir zaman olsun yaşayabilmesi, yani, doğrulukla savaşarak hizmet edebilmesi için devlet adamı değil, sadece hür bir yurttaş olarak kalması gerekir. Bu nedenle ben siyasete girmedim. Bir devlet adamı olmaya özenmedim.
4. Bir insan için takip edeceği en asil yol, başkalarını hiçbir şey yapamayacak hale getirmek için çalışmak yerine, kendisini manen ve maddeten yükseltmeye çalışmasıdır.
5. Beni suçlayanlar benim çok iyi bir konuşmacı olduğumu söylediler. Ben ise iyi bir konuşmacı değilim. Ama sadece doğruları söyleyeceğim. Onların söyledikleri sayısız yalanlar arasında benim doğru sözüm çok güzel ve etkileyici olmaktadır.
6. Benim sözlerimi süslememe ve başkalarını etkilemeye çalışmama gerek yok. Siz sadece doğru ve haklı olup olmadığına karar verin.
7. Beni suçlayanlar benim Allaha inanmadığımı söylemektedirler. Ben ise Allahın bana bu iftirayı atanlardan nefret ettiğini çok iyi biliyorum.
8. Ben kendilerinin bilgin olduğunu iddia edenlerin bir şey bilmediğini biliyor ve onlara söylüyorum. Onlar ise bana yeryüzünün en bilgesi olduğumu söylüyorlar. Benim onlardan farkım ise benim bir şey bilmediğimi bilmemdir. Bilge olan yalnız Allahtır.
9. Beni gençleri yoldan çıkarmakla ve yanlış bilgiler vermekle suçluyorlar. Ben de onlara soruyorum. Ben ne öğreterek onları yoldan çıkarıyorum. Buna cevap veremedikleri için susuyorlar. Çünkü ben bir şey bilmiyorum ve bu nedenle öğrettiğim bir şey de yoktur. Ancak kendilerini bilgin zannedenlerin bir şey bilmediklerini sorgulama metodu ile öğretiyorum. Onlar da bana özenerek aynı metodu başkaları üzerinde uyguluyorlar ve gerçekten onların bir şey bilmediklerini ortaya çıkarıyorlar. Gerçek budur.
10. Ben kaderin mahkûmuyum. Onları bana yaptıklarından dolayı değil, ancak bana bilerek kötülük etmek istediklerinden dolayı kınayabilirim.
11. Ayrılık zamanı geldi. Ben ölmeye siz ise yaşamaya gidiyorsunuz. Ancak hangisinin daha iyi olduğunu Allah bilir.
12. Seni mahkûm edenler hiç olmasa bir suçun olduğu için mahkûm etmiş olsalardı diyen hanımına Sokrates şöyle der: İyi ki bir suçum olmadığı halde beni mahkûm ettiler. Bir suçumun olmasını istemen kadar yanlış... Yani benim bir suçum olsaydı o zaman daha mı iyi olurdu? demiştir.