• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Savaş Sanatı - Sun Tzu

Pamira

Moderatör
İçerik Üreticisi
Üyelik Tarihi
22 May 2019
Konular
2,801
Mesajlar
9,706
MFC Puanı
60,560
Savaş Sanatı, M.Ö. 5. yüzyılda Çin’de yazılmış bir askerî strateji kitabıdır. Çin’de eski dönemlerden beri kullanılan savaş taktikleri üzerine General Sun Tzu’nun yaptığı sohbetleri bir araya getiren kitap, bir yandan askerî strateji alanında başyapıt olarak kabul edilirken, bir yandan da Doğu’da ve Batı’da askerî konuların yanı sıra iş ve hukuk dünyasında da etkili bir kaynak olarak kullanılmaktadır.

Planlama: Kişi, karşısına çıkan fırsatlara göre planlarında değişiklik yapabilmelidir.Her savaş aldatmaca üzerine kuruludur. Bu nedenle, saldırabilecek güçteyken, acizmiş gibi gözükmeli; güçlerimizi harekete geçirirken, hareketsizmiş gibi durmalı; düşmanı yakınındayken uzakta, uzaktayken yakında olduğumuza inandırmalıyız.

Eğer düşman her cephesini güvenlik altına almışsa, onun saldırısına hazır ol. Eğer senden çok daha büyük bir güce sahipse ondan kaç. Eğer rakibin çabuk sinirlenen mizaçtaysa, onu kızdırmaya çalış. Zayıf gibi görün ki kibri büyüsün. Eğer güçleri birlik içindeyse, onları böl. Ona hazır olmadığı yerden saldır, ummadığı yerde karşısına çık.

Savaş Açmak: Gerçek çatışmaya geçildiğinde, eğer zaferin gelmesi uzun sürerse, o zaman askerlerin silahları körelir ve şevkleri kırılır. Silahlarınız köreldiğinde ve şevkiniz kırıldığında, gücünüz tükendiğinde ve hazineniz harcandığında, kötü durumunuzdan faydalanmak isteyen başka şefler ortaya çıkacaktır. O zaman hiç kimse, ne kadar bilge olursa olsun, doğacak sonuçların önüne geçemez. Gerçek zafer, savaşmadan kazanılan zaferdir; gerçek önder savaşmadan kazanan önderdir.

Zafer için beş esas vardır diyebiliriz: (1) Ne zaman savaşıp ne zaman savaşmayacağını bilen kazanır. (2) Hem kendinden güçlü, hem de kendinden zayıf kuvvetlere karşı nasıl hareket edeceğini bilen kazanır. (3) Tüm rütbelerdeki askerleri aynı ruhu paylaşan ordu kazanır. (4) Kendisi hazır olduğu halde düşmanı hazırlıksız yakalamak için bekleyen kazanır. (5) Askeri beceriye sahip olup, hükümdarı tarafından işine karışılmayan kazanır. Şöyle bir söz vardır: “Eğer düşmanı ve kendini tanıyorsan, yüz kere de çarpışsan düşmandan korkmana gerek yok. Eğer kendini tanıyorsan ama düşmanını tanımıyorsan, kazandığın her zafer için bir de yenilgi acısı tadarsın. Eğer ne kendini ne de düşmanını tanıyorsan, her savaşta bozguna uğrarsın.”

Taktiksel Eğilimler: Kendimizi yenilgiye karşı korumak elimizdedir, fakat düşmanı yenme fırsatı düşman tarafından sunulur. Yenilgiye karşı tedbir almak savunma taktiklerini kapsar; düşmanı yenebilme kabiliyeti ise saldırıya geçmekle ilgilidir. Sıradan insanların da öngörebileceği bir zaferi kazanmak ustalığın zirvesi değildir. Mükemmel lider yola sadık kalır, yöntem ve disiplini sıkı sıkıya uygular; böylece başarıyı kontrolü altına alır.

Enerji: Büyük bir askerî gücün kontrolü, az sayıda adamın kontrolü ile aynı esasa dayanır: Sadece büyük bir gücü uygun sayılara bölmek gerekir. Savaşta, sadece iki saldırı yöntemi vardır: Doğrudan ve dolaylı; fakat bu ikisinin birleşimlerinden sonsuz sayıda manevra ortaya çıkar. Hızlı ve doğru karar, kurbanına saldırıp yok eden şahinin doğru zamanlanmış dalışı gibidir. Enerji yayın gerilmesine, karar da okun fırlatılmasına benzetilebilir. Akıllı savaşçı ordusunun topyekûn gücünü dikkate alır, bireylerden çok fazla beklentisi olmaz. Doğru adamları seçmekte ve toplu enerjiyi kullanmakta yetenek sahibidir.

Zayıf ve Güçlü Noktalar: Kim savaş meydanına ilk varır ve düşmanın gelişini beklerse çarpışma için zinde olacaktır, kim meydana varmakta ikinciyse ve savaşa girmek için acele etmek zorunda kalırsa çarpışmaya yorgun katılacaktır. Akıllı savaşçı düşmanına kendi isteklerini dayatır ama düşmanın isteklerinin kendine dayatılmasına izin vermez. Düşmanın eğilimlerini keşfedip, kendi eğilimlerimizi gizleyerek, kendi güçlerimizi toplu tutabilir ve düşmanı güçlerini bölmeye zorlayabiliriz. Yaklaşmakta olan savaşın yerini ve zamanını bilirsek, güçlerimizi çarpışmak için en uzak noktalardan getirip birleştirebiliriz. Düşmanı tahrik edin ve hareketlerinin ya da hareketsizliğinin kaynağını öğrenin. Kendini açığa vurmaya zorlayın ki zayıf noktalarını bulabilesiniz. Karşınızdaki orduyu kendinizinkiyle dikkatlice kıyaslayın ki nerede sizden daha güçlü, nerede daha zayıf olduğunu bilesiniz. Savaş taktiklerini oluştururken elde edebileceğiniz en üstün başarı, onları gizli tutabilmekte yatar. Kazanmamı sağlayan taktikleri herkes görebilir; kimsenin göremediği şey, zaferi gerçekleştirdiğim stratejidir. Taktiklerini düşmana göre değiştirebilen ve bu sayede kazanan kişi, yaratılıştan büyük bir komutandır.

Manevra: Bir ordu toplayan komutan, savaş kampını kurmadan önce, bir araya getirmiş olduğu kuvvetlerdeki farklı unsurları harmanlamalı ve uyumlu bir hale getirmelidir. Kabul etmemiz gerekir ki, arabaları, erzakı ve ikmal desteği olmayan bir ordu kaybeder. Dağlarını ve ormanlarını, çukurlarını ve uçurumlarını, sazlıklarını ve bataklıklarını bilmediğimiz topraklardan bir orduyu geçiremeyiz.

Herhangi bir harekete geçmeden önce iyice düşünün ve hesaplayın. Bir askerin sabah saatlerinde şevki doruktadır; öğlen sönmeye başlar; akşam aklında sadece kampa dönme düşüncesi vardır. Bu nedenle, akıllı bir komutan, şevki dorukta olan bir orduyla karşılaşmaktan kaçınır, ona miskinken ve geri dönmeye istekliyken saldırır: Bu, ruh halini okuma sanatıdır. Disiplinli ve sakin bir halde kalıp düşman saflarında düzensizliğin ve kargaşanın ortaya çıkmasını beklemek: Bu, kendine hâkim olma sanatıdır. Düşman hâlâ uzaktayken hedefe yakın olmak, düşman uğraşıp didinirken rahat rahat beklemek, düşman açlık çekerken karnı tok olmak: Bu, gücünü iradeli kullanma sanatıdır. Flamaları kusursuz düzende olan bir düşmanın yolunu kesmekten; sakin ve kendine güvenen bir şekilde dizilmiş bir orduya saldırmaktan kaçınmak: Bu, koşulları değerlendirme sanatıdır.

Kaçıyormuş gibi yapan bir düşmanı kovalamayın; savaşmaya hevesli olan askerlere saldırmayın. Düşmanın sunduğu yemi yutmayın. Evine dönen bir orduya müdahale etmeyin. Bir orduyu kuşattığınızda çıkış için bir kapı bırakın, çaresiz bir düşmana fazla baskı yapmayın.

Taktik Çeşitlemeleri: Gidilmemesi gereken yollar, saldırılmaması gereken ordular, kuşatılmaması gereken şehirler, zorlanmaması gereken mevziler, uyulmaması gereken hükümdar emirleri vardır. Taktik değişikliklerle gelebilecek fırsatları tam olarak anlayabilen komutan, birliklerini nasıl yöneteceğini bilir. Dolayısıyla, bilge lider planlarını, hem avantajlarını hem de dezavantajlarını hesaba katarak yapacaktır.

Ordu Yürüyüşte: Düşman yakındaysa ve sessiz kalıyorsa, kendi konumunun üstünlüğüne güveniyordur. Düşman uzak duruyor ve çatışma çıkarmaya kışkırtıyorsa, karşı tarafın harekete geçmesini istiyordur. Düşmanın kamp kurduğu alana ulaşım kolaysa, tuzak kuruyordur. Eğer düşman kazanılacak bir avantaj görüp onu elde etmek için hiçbir çaba göstermiyorsa, askerler yorgundur. Gönderilen elçiler bize övgüler düzüyorsa, bu düşmanın ateşkes istediğinin işaretidir.

Arazi: Erler çok güçlü ve subaylar çok güçsüzse, sonuç itaatsizliktir. Subaylar çok güçlü ve erler çok güçsüzse sonuç çöküştür. Komutan güçsüz ve otoritesizse; emirleri açık ve net değilse; erlere ve subaylara dağıtılmış sabit görevler yoksa; saflar gelişigüzel oluşturulmuşsa, sonuç mutlak düzensizliktir. Bir ülkenin doğal yapısı askerin en iyi müttefikidir; ama düşmanı değerlendirme, zafere götüren güçleri kontrol etme ve zorlukları, tehlikeleri, uzaklıkları zekice hesaplama yeteneği, başarılı bir komutanın en önemli yardımcılarıdır.

Askerlerinizi kendi çocuklarınız gibi görürseniz, en derin vadilere kadar peşinizden geleceklerdir; onlara sevgili oğullarınız gibi bakarsanız, ölünceye kadar sizin yanınızda duracaklardır. Eğer, askerlerinize müsamaha gösteriyor ama otoritenizi hissettiremiyorsanız; yumuşak kalpliyseniz ama emirlerinizi uygulatamıyorsanız, dahası oluşan kargaşayı yatıştıramıyorsanız, o zaman, askerleriniz şımarık çocuklar gibidir ve hiçbir amaç için işe yaramazlar. Eğer düşmanını ve kendini tanıyorsan, zaferin şüphe götürmeyecektir; eğer Gök ve Yer koşullarını biliyorsan, zaferin tam olacaktır.

Dokuz Konum: Çabukluk savaşın özüdür: düşmanın hazırlıksızlığından faydalanın, beklenmeyen yollardan geçin ve korunmayan noktalara hücum edin. Adamlarınızın durumlarını yakından takip edin, onları fazla zorlamayın. Enerjinizi ve gücünüzü saklayın. Ordunuzu sürekli hareket halinde tutun ve öngörülemeyecek planlar kurun. Askerlerinizi geri çekilemeyecekleri ve kaçış olasılığı bulunmayan konumlara sürün; bu durumda onlar ölümü kaçmaya tercih edeceklerdir. Ölümle yüz yüze geldiklerinde, başaramayacakları hiçbir şey yoktur. Subaylar da erler de tüm güçlerini ortaya koyacaklardır. Çünkü insan zora düşmedikçe zafer için gerekli vuruşu yapamaz.

Bir ordunun yönetim prensibi, herkesin ulaşması gereken bir cesaret ölçüsü yaratmaktır. Sessiz kalarak gizliliği sağlamak; dik duruşlu ve adil olarak düzeni korumak, bir komutanın görevidir. Savaşta başarı kendimizi düşmanın amacına göre ayarlamakla kazanılır. Düşmanınızı önem verdiği şeyi ele geçirerek yavaşlatın ve savaş meydanına varış zamanını kurnazca ayarlayın.

Ateşle Saldırı: Girişimcilik ruhunu kullanmadan savaş kazanmaya ve hücumlarında başarılı olmaya çalışanın talihi kötü olur; çünkü sonuç, zaman kaybı ve bezginliktir. Dolayısıyla, “Bilge hükümdar planlarını, iyi komutan kaynaklarını önceden hazırlar.” sözü buradan gelir. Bir fayda görmediğiniz sürece hareket etmeyin; elde edilecek bir şey yoksa birliklerinizi kullanmayın; durum kritik değilse savaşmayın. Hiçbir hükümdar sadece kendi zevkini tatmin etmek için birliklerini meydana sürmemelidir; hiçbir komutan sadece gururu incindiği için bir savaşa girmemelidir.

Casusların Kullanımı: Bilge hükümdarın ve iyi komutanın saldırıp fethetmesine ve sıradan insanların başaramayacağı şeyleri yapmasına imkân sağlayan şey istihbarattır. İstihbarat ruhlardan alınamaz; ne deneyimlerle ne de hesaplamalarla elde edilebilir. Düşmanın eğilimleri hakkında bilgi sadece başka insanlardan elde edilebilir. Bu sebeptendir ki orduda en yakın ilişkilerin kurulması gereken kişiler casuslardır. Hiç kimse daha cömertçe ödüllendirilmemelidir. Sadece bilge bir hükümdar ve akıllı bir komutan ordudaki en üstün zekâyı casusluk için kullanacak ve bu şekilde büyük sonuçlar elde edecektir. Casuslar savaşın çok önemli bir parçasıdır, çünkü bir ordunun hareket kabiliyeti onlara bağlıdır.
 
Üst