Diyetisyen Emine Yüzbaşıoğlu, sahurda mideyi yormayan az yağlı bol protein içeren mönülerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Yüzbaşıoğlu, "Yüksek protein daha uzun tokluk hissi oluşturacağından orucun daha rahat tutulmasını sağlar. Haşlanmış 1 yumurta, az yağlı az tuzlu peynir çeşitleri, 1 bardak süt veya yoğurttan oluşan mönüye 3-4 dilim ekmek, susuzluğu önlemek açısından 1 porsiyon meyve ekleyerek güzel bir sahur mönüsü oluşturulabilir." dedi.
Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Diyetisyen Emine Yüzbaşıoğlu, oruç tutarken doğru beslenme hakkında bilgi verdi. Oruçluyken açlık süresinin artması nedeni ile iftar ve sahur olmak üzere 2 öğün yerine iftardan sonra bir öğün daha yapmanın uygun olduğunu söyleyen Yüzbaşıoğlu, "Uykuya ara vermemek için iftarda yenilenle oruç tutmak veya yiyip yatmak yazın bu uzun günlerinde günün ilerleyen saatlerinde hipoglisemiye bağlı olarak sağlık problemleri ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Bu nedenle kesinlikle sahur yapılmalıdır. İftarda hafif yemekler yiyerek sonrasında bir ara öğün yapmak gün boyu boş kalan midenin sindirim için zorlanmasına engel olacaktır. Ara öğün olarak da meyve galeta veya leblebi gibi karbonhidrat kaynağıyla 1 bardak süt veya yoğurt tüketimi uygundur." ifadelerini kullandı.
Sahurda mideyi yormayan az yağlı bol protein içeren mönülerin tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Yüzbaşıoğlu, "Yüksek protein daha uzun tokluk hissi oluşturacağından orucun daha rahat tutulmasını sağlar. Haşlanmış 1 yumurta, az yağlı az tuzlu peynir çeşitleri, 1 bardak süt veya yoğurttan oluşan mönüye 3-4 dilim ekmek, susuzluğu önlemek açısından 1 porsiyon meyve ekleyerek güzel bir sahur mönüsü oluşturulabilir. Yumurta kullanarak yapılan az yağlı bir menemen veya yine yumurta kullanarak hazırlanan bir salata mönüdeki posa içeriğini artıracağından gün içinde yaşanabilecek kabızlık sorununu da ortadan kaldıracaktır." ifadelerini kullandı.
Gün boyu aç kaldıktan sonra hiç doyulmayacak düşüncesiyle hazırlanan sofralardan uzak durulması gerektiğini belirten Yüzbaşıoğlu şunları söyledi: "Kızartma, börek, pilav, makarna ile şerbetli tatlılar Ramazan sofralarını süsleyerek kilo artışına neden olmaktadır. Kilo alımını ve mide rahatsızlıklarını önlemek için; ağır kızartma yemekleri yerine hafif zeytinyağlı veya etli sebze yemekleri tercih edilmelidir. Kırmızı et ve beyaz et dengeli olarak tüketilmeli, tek yönlü seçim yapılmamalıdır. Her yemeğin yanına yakıştırılan pilav veya makarna gibi yağ içeriği yüksek olan karbonhidrat grubu yerine ekmek ve Ramazan'ın olmazsa olmazı pide iftar mönüsü için daha uygundur. İftarda çorbayla yemeğe başlamak, sonrasında 10-15 dakika ara vermek ve daha sonra yemeğe devam etmek yemek sonunda yaşanacak şişkinliği ortadan kaldıracaktır. Ayrıca iftarda tüketilen salata günlük alınan posa miktarını olumlu yönde etkileyerek kabızlık sorununu da engelleyecektir. Uzun süre açlığa bağlı olarak oluşan hipoglisemiye bağlı olarak tatlı isteği diğer günlere oranla Ramazan'da daha fazla olmaktadır. Bu isteği karşılamak amacıyla şerbetli ağır tatlılar yerine, sütlü veya meyveli hafif tatlılara yer verilmelidir. Yemek sonrasında yenilen meyve veya iftarda önerilen hurma da tatlı isteğini kısmen azaltacaktır."
Normalde günlük su ihtiyacının 2-2,5 litre olduğunu aktaran Yüzbaşıoğlu, "Uzun ve sıcak yaz günlerinde bu miktardan daha az su tüketimi başta böbrek rahatsızlıkları olmak üzere birçok sağlık problemini beraberinde getirecektir. Bunun yanında çok şekerli ve asitli içecekler yerine; komposto, ayran, taze sıkılmış meyve suyu gibi sağlıklı içecekler sıvı ihtiyacı karşılamak için tercih edilmelidir. Ancak sağlıklı da olsa bu içecekler asla suyun yerini almamalıdır." diye konuştu.
Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Diyetisyen Emine Yüzbaşıoğlu, oruç tutarken doğru beslenme hakkında bilgi verdi. Oruçluyken açlık süresinin artması nedeni ile iftar ve sahur olmak üzere 2 öğün yerine iftardan sonra bir öğün daha yapmanın uygun olduğunu söyleyen Yüzbaşıoğlu, "Uykuya ara vermemek için iftarda yenilenle oruç tutmak veya yiyip yatmak yazın bu uzun günlerinde günün ilerleyen saatlerinde hipoglisemiye bağlı olarak sağlık problemleri ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Bu nedenle kesinlikle sahur yapılmalıdır. İftarda hafif yemekler yiyerek sonrasında bir ara öğün yapmak gün boyu boş kalan midenin sindirim için zorlanmasına engel olacaktır. Ara öğün olarak da meyve galeta veya leblebi gibi karbonhidrat kaynağıyla 1 bardak süt veya yoğurt tüketimi uygundur." ifadelerini kullandı.
Sahurda mideyi yormayan az yağlı bol protein içeren mönülerin tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Yüzbaşıoğlu, "Yüksek protein daha uzun tokluk hissi oluşturacağından orucun daha rahat tutulmasını sağlar. Haşlanmış 1 yumurta, az yağlı az tuzlu peynir çeşitleri, 1 bardak süt veya yoğurttan oluşan mönüye 3-4 dilim ekmek, susuzluğu önlemek açısından 1 porsiyon meyve ekleyerek güzel bir sahur mönüsü oluşturulabilir. Yumurta kullanarak yapılan az yağlı bir menemen veya yine yumurta kullanarak hazırlanan bir salata mönüdeki posa içeriğini artıracağından gün içinde yaşanabilecek kabızlık sorununu da ortadan kaldıracaktır." ifadelerini kullandı.
Gün boyu aç kaldıktan sonra hiç doyulmayacak düşüncesiyle hazırlanan sofralardan uzak durulması gerektiğini belirten Yüzbaşıoğlu şunları söyledi: "Kızartma, börek, pilav, makarna ile şerbetli tatlılar Ramazan sofralarını süsleyerek kilo artışına neden olmaktadır. Kilo alımını ve mide rahatsızlıklarını önlemek için; ağır kızartma yemekleri yerine hafif zeytinyağlı veya etli sebze yemekleri tercih edilmelidir. Kırmızı et ve beyaz et dengeli olarak tüketilmeli, tek yönlü seçim yapılmamalıdır. Her yemeğin yanına yakıştırılan pilav veya makarna gibi yağ içeriği yüksek olan karbonhidrat grubu yerine ekmek ve Ramazan'ın olmazsa olmazı pide iftar mönüsü için daha uygundur. İftarda çorbayla yemeğe başlamak, sonrasında 10-15 dakika ara vermek ve daha sonra yemeğe devam etmek yemek sonunda yaşanacak şişkinliği ortadan kaldıracaktır. Ayrıca iftarda tüketilen salata günlük alınan posa miktarını olumlu yönde etkileyerek kabızlık sorununu da engelleyecektir. Uzun süre açlığa bağlı olarak oluşan hipoglisemiye bağlı olarak tatlı isteği diğer günlere oranla Ramazan'da daha fazla olmaktadır. Bu isteği karşılamak amacıyla şerbetli ağır tatlılar yerine, sütlü veya meyveli hafif tatlılara yer verilmelidir. Yemek sonrasında yenilen meyve veya iftarda önerilen hurma da tatlı isteğini kısmen azaltacaktır."
Normalde günlük su ihtiyacının 2-2,5 litre olduğunu aktaran Yüzbaşıoğlu, "Uzun ve sıcak yaz günlerinde bu miktardan daha az su tüketimi başta böbrek rahatsızlıkları olmak üzere birçok sağlık problemini beraberinde getirecektir. Bunun yanında çok şekerli ve asitli içecekler yerine; komposto, ayran, taze sıkılmış meyve suyu gibi sağlıklı içecekler sıvı ihtiyacı karşılamak için tercih edilmelidir. Ancak sağlıklı da olsa bu içecekler asla suyun yerini almamalıdır." diye konuştu.