Hepimizin bir çok kez görmüş ya da sadece his olarak yaşamıştır bunu.
Peki neden uykumuzda bu hisse kapılırız. Buna klasik rüya yorumları dışından bakacak olursak;
Bir bakış açısına göre; Yorucu bir günün sonunda gelen uyku esnasında kaslarımızın ani kısa kasılmalar geçirmesi, boşluğa düşme hissine neden oluyor. Çoğunlukla uykuya dalmadan hemen önce bu şekilde bir hisse kapılmak, çoğu insanın başına gelen bir durum. Çok büyük bir ihtimalle vücudumuzun uykuya fizyolojik olarak hazırlanışı esnasında meydana gelen belirli elektriksel ve hormonal değişimlerin bir sonucu olan bu hissin tam olarak açıklaması ise belirlenebilmiş değil.
Okuduğum bir kitapta bu konu üzerine bir yazı ile karşılaşmıştım ve çok da mantıksız gelmemişti açıkçası. İşte diğer bir bakış açısını oluşturan şey ise Jack London'ın Ademden Önce isimli kitabında belirttiği durumdur.
Kitaba göre; bu his, ağaçlarda yaşayan ilkel atalarımızdan bize aktarılan kalıtsal bir düş. İlkel insanların çoğu, yaşamını bu şekilde yitiriyor ve hemen hemen hepsi ağaçlardan korkunç şekilde düşüyor, hızla yere yuvarlanırken ölümden kurtulmak için dallara tutunuyorlarmış. İşte böylesi bir düşüş, ölümcüllüğünü yi-tirmişse- çok ciddi organik bozukluklara yol açıyor ve beyin hücrelerindeki moleküllerin değişimlerini belirliyormuş. Bu değişimler, kuşaktan kuşağa düşünce hücrelerine iletilerek ırksal anıları oluşturuyorlarmış. Yani, siz ya da ben uyuyakaldığımız zaman, ya da uyuklarken, boşluğa yuvarlanıp tam yere değecekken bir çeşit baş dönmesiyle kendimize geldiğimizde, yalnızca, ağaç üstünde yaşayan atalarımızın duyduğu ırksal kalıtım anısıyla iletilmiş duygulan yeniden yaşamış oluyormuşuz.
Bu rüya yorumunun ardından ne diyelim. Düşümüz hayır olsun
Peki neden uykumuzda bu hisse kapılırız. Buna klasik rüya yorumları dışından bakacak olursak;
Bir bakış açısına göre; Yorucu bir günün sonunda gelen uyku esnasında kaslarımızın ani kısa kasılmalar geçirmesi, boşluğa düşme hissine neden oluyor. Çoğunlukla uykuya dalmadan hemen önce bu şekilde bir hisse kapılmak, çoğu insanın başına gelen bir durum. Çok büyük bir ihtimalle vücudumuzun uykuya fizyolojik olarak hazırlanışı esnasında meydana gelen belirli elektriksel ve hormonal değişimlerin bir sonucu olan bu hissin tam olarak açıklaması ise belirlenebilmiş değil.
Okuduğum bir kitapta bu konu üzerine bir yazı ile karşılaşmıştım ve çok da mantıksız gelmemişti açıkçası. İşte diğer bir bakış açısını oluşturan şey ise Jack London'ın Ademden Önce isimli kitabında belirttiği durumdur.
Kitaba göre; bu his, ağaçlarda yaşayan ilkel atalarımızdan bize aktarılan kalıtsal bir düş. İlkel insanların çoğu, yaşamını bu şekilde yitiriyor ve hemen hemen hepsi ağaçlardan korkunç şekilde düşüyor, hızla yere yuvarlanırken ölümden kurtulmak için dallara tutunuyorlarmış. İşte böylesi bir düşüş, ölümcüllüğünü yi-tirmişse- çok ciddi organik bozukluklara yol açıyor ve beyin hücrelerindeki moleküllerin değişimlerini belirliyormuş. Bu değişimler, kuşaktan kuşağa düşünce hücrelerine iletilerek ırksal anıları oluşturuyorlarmış. Yani, siz ya da ben uyuyakaldığımız zaman, ya da uyuklarken, boşluğa yuvarlanıp tam yere değecekken bir çeşit baş dönmesiyle kendimize geldiğimizde, yalnızca, ağaç üstünde yaşayan atalarımızın duyduğu ırksal kalıtım anısıyla iletilmiş duygulan yeniden yaşamış oluyormuşuz.
Bu rüya yorumunun ardından ne diyelim. Düşümüz hayır olsun