Sağlık denildiğinde çoğunlukla beden sağlığı anlaşılmaktadır. Oysa sağlık, ruh sağlığı ve beden sağlığının bütünüdür. Ruh sağlığı olmadan beden sağlığı olmaz!
Beden sağlığı ruh sağlığını da etkiler. Birçok kişide bedensel hastalık ortaya çıkabilir. Hem bu hastalık hem de tedavisi düşünce ve duyguları etkiler. Ciddi bedensel hastalıklar insanda belirsizlik, ağrı veya ameliyatla başa çıkma, tedaviye alışma, hastalığın yarattığı yeti yitimine uyum, başkasına bağımlı olma korkusu yaratır.
Ruh sağlığı genel sağlıkla bağlantılıdır. Ruhsal hastalığı olan kişilerde sağlığa yönelik olumsuz-zararlı davranışlar artar, ruhsal sorunlar ve stres diğer bazı bedensel hastalıklara zemin hazırlar.
Ruhumuz Hasta!
Ruh sağlığı hastalıkları yaygın kanının tersine toplumun küçük bir kesiminde değil önemli bir oranda nüfusta görülür. Kişinin gerçekle ilişkilerini bozacak derecede ağır akıl hastalıklarıyla sınırlı değildir. Hatta bu tür ağır hastalıklar bütün ruhsal sorunların küçük bir oranını oluşturur. Ruhsal hastalıklar sık görülür, toplumun her kesimini etkiler. Tedavi edilmezlerse kişisel, toplumsal ve maddi kayba neden olur. İnsanların % 25i yaşamlarının bir döneminde ruhsal hastalıklardan etkilenir. 75 yaşına gelmiş kişiler arasında herhangi bir ruh hastalığı yaşamış olanlar yarıdan çoktur (% 50.8). Belli bir zaman diliminde nüfusun %10unda ruhsal hastalık görülür.
Bugün dünya üzerinde yaklaşık 450 milyon kişinin ruhsal sorunları olduğu, 20 milyon insanın da ruhsal sorunlar nedeniyle yardım arayışı içinde olduğu bilinmektedir. Birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvuran yaklaşık her dört kişiden birinin başvuru nedeni ruhsal sorunlar ve bunların çoğu yetersiz tedavi görmektedir.
Ruh sağlığı sorunu olanların en az bir yakını olduğu düşünülürse ruh sağlığı sorununun toplumun önemli bir kesimini, hatta tamamını doğrudan ilgilendirdiğini söylemek abartı sayılmaz.
Ruh Sağlığı Sorunları Yeti Yitimine Yol Açar
Yeti yitimi kişinin kendinden beklenen iş, okul, ev, toplumsal roller ve kendi bakımına ait görevlerini aksatması anlamına gelir. Birçok hastalıkta kişide yeti yitimine yol açan olumsuz etkiler ortaya çıkar.
Ruh sağlığı sorunları kişide yeti yitimine yol açması bakımından tahmin edilenin tersine ön sıralarda yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün bir araştırmasında, dünyada yeti yitimine en çok yol açan 10 hastalık şu şekilde sıralanmıştır:
1. Depresyon
2. Demir eksikliği anemisi (Kansızlık)
3. Düşme ve ev kazaları
4. Alkol kullanımı
5. Kronik kısıtlayıcı akciğer hastalığı
6. Bipolar bozukluk
7. Doğumsal anomaliler
8. Osteoartritis
9. Şizofreni
10. Obsesif kompülsif bozukluk
Görüldüğü gibi en çok yeti yitimine yol açan 10 hastalıktan beşi ruh sağlığı ile ilgili hastalıklardır. Dünya Sağlık Örgütünün geleceğe yönelik öngörülerine göre; 2020de depresyon kadınlar ve gelişmekte olan toplumlarda başta gelen yeti yitimine yol açan hastalık olacak. Ayrıca 2020de tütün kullanımına bağlı hastalıklardan kaynaklanan yeti yitiminin de öne geçeceği tahmin edilmektedir.
Ülkemizin 15-55 yaş arasındaki nüfusunda da en yaygın hastalıklar içinde depresyon ilk beşte yer almaktadır(1. İnfeksiyon hastalıkları, 2. Mide barsak sistemi hastalıkları, 3. Tansiyon yüksekliği, 4. Eklem hastalıkları, 5. Depresyon ve anksiyete bozuklukları).
Ruh Sağlığı Sorunu Olanlar Tedaviye Başvurmaktan Kaçınır
Günümüzde ruhsal sorunu olanların damgalanması ve dışlanması da toplumsal boyutta soruna yol açmaktadır. Damgalama ve dışlama bir yandan ruh sağlığı sorunu olanların tedavi başvurusundan kaçınmasına yol açmakta, öte yandan da ruh sağlığı sorunlarının çözümüne ilişkin hiçbir geliştirme çalışması yapılmaması sonucunu vermektedir.
Ruh Sağlığı Hizmetleri Yetersiz
Ruh sağlığı hizmetlerinin verildiği hastane yatakları yönünden Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en gerideki ülkedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ülkemizdeki ruh sağlığı yatağı, olması gerekenin 1/ 10u (7000 / 70 000) düzeyindedir. Ülkemizdeki 100 000 nüfusa düşen ruh hekimlerinin sayısı (1,2) dünya ortalamasının (3,6) üçte biri, Avrupa ortalamasının 7,5ta biri düzeyindedir.Yetersiz bakım, işsizlik genel sağlık sorunları gibi sorunların aşılabilmesi içinse hala önümüzde çok uzun bir yol vardır. Ülkemizin halen resmi bir ruh sağlığı politikası yoktur. Ruh sağlığı hizmetlerinin örgütlenmesi yetersizdir. Bu konuda halen çalışmakla birlikte, toplumun bilgilendirilmesi ve duyarlılığının arttırılması hepimizin acil önceliğidir.
Beden sağlığı ruh sağlığını da etkiler. Birçok kişide bedensel hastalık ortaya çıkabilir. Hem bu hastalık hem de tedavisi düşünce ve duyguları etkiler. Ciddi bedensel hastalıklar insanda belirsizlik, ağrı veya ameliyatla başa çıkma, tedaviye alışma, hastalığın yarattığı yeti yitimine uyum, başkasına bağımlı olma korkusu yaratır.
Ruh sağlığı genel sağlıkla bağlantılıdır. Ruhsal hastalığı olan kişilerde sağlığa yönelik olumsuz-zararlı davranışlar artar, ruhsal sorunlar ve stres diğer bazı bedensel hastalıklara zemin hazırlar.
Ruhumuz Hasta!
Ruh sağlığı hastalıkları yaygın kanının tersine toplumun küçük bir kesiminde değil önemli bir oranda nüfusta görülür. Kişinin gerçekle ilişkilerini bozacak derecede ağır akıl hastalıklarıyla sınırlı değildir. Hatta bu tür ağır hastalıklar bütün ruhsal sorunların küçük bir oranını oluşturur. Ruhsal hastalıklar sık görülür, toplumun her kesimini etkiler. Tedavi edilmezlerse kişisel, toplumsal ve maddi kayba neden olur. İnsanların % 25i yaşamlarının bir döneminde ruhsal hastalıklardan etkilenir. 75 yaşına gelmiş kişiler arasında herhangi bir ruh hastalığı yaşamış olanlar yarıdan çoktur (% 50.8). Belli bir zaman diliminde nüfusun %10unda ruhsal hastalık görülür.
Bugün dünya üzerinde yaklaşık 450 milyon kişinin ruhsal sorunları olduğu, 20 milyon insanın da ruhsal sorunlar nedeniyle yardım arayışı içinde olduğu bilinmektedir. Birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvuran yaklaşık her dört kişiden birinin başvuru nedeni ruhsal sorunlar ve bunların çoğu yetersiz tedavi görmektedir.
Ruh sağlığı sorunu olanların en az bir yakını olduğu düşünülürse ruh sağlığı sorununun toplumun önemli bir kesimini, hatta tamamını doğrudan ilgilendirdiğini söylemek abartı sayılmaz.
Ruh Sağlığı Sorunları Yeti Yitimine Yol Açar
Yeti yitimi kişinin kendinden beklenen iş, okul, ev, toplumsal roller ve kendi bakımına ait görevlerini aksatması anlamına gelir. Birçok hastalıkta kişide yeti yitimine yol açan olumsuz etkiler ortaya çıkar.
Ruh sağlığı sorunları kişide yeti yitimine yol açması bakımından tahmin edilenin tersine ön sıralarda yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün bir araştırmasında, dünyada yeti yitimine en çok yol açan 10 hastalık şu şekilde sıralanmıştır:
1. Depresyon
2. Demir eksikliği anemisi (Kansızlık)
3. Düşme ve ev kazaları
4. Alkol kullanımı
5. Kronik kısıtlayıcı akciğer hastalığı
6. Bipolar bozukluk
7. Doğumsal anomaliler
8. Osteoartritis
9. Şizofreni
10. Obsesif kompülsif bozukluk
Görüldüğü gibi en çok yeti yitimine yol açan 10 hastalıktan beşi ruh sağlığı ile ilgili hastalıklardır. Dünya Sağlık Örgütünün geleceğe yönelik öngörülerine göre; 2020de depresyon kadınlar ve gelişmekte olan toplumlarda başta gelen yeti yitimine yol açan hastalık olacak. Ayrıca 2020de tütün kullanımına bağlı hastalıklardan kaynaklanan yeti yitiminin de öne geçeceği tahmin edilmektedir.
Ülkemizin 15-55 yaş arasındaki nüfusunda da en yaygın hastalıklar içinde depresyon ilk beşte yer almaktadır(1. İnfeksiyon hastalıkları, 2. Mide barsak sistemi hastalıkları, 3. Tansiyon yüksekliği, 4. Eklem hastalıkları, 5. Depresyon ve anksiyete bozuklukları).
Ruh Sağlığı Sorunu Olanlar Tedaviye Başvurmaktan Kaçınır
Günümüzde ruhsal sorunu olanların damgalanması ve dışlanması da toplumsal boyutta soruna yol açmaktadır. Damgalama ve dışlama bir yandan ruh sağlığı sorunu olanların tedavi başvurusundan kaçınmasına yol açmakta, öte yandan da ruh sağlığı sorunlarının çözümüne ilişkin hiçbir geliştirme çalışması yapılmaması sonucunu vermektedir.
Ruh Sağlığı Hizmetleri Yetersiz
Ruh sağlığı hizmetlerinin verildiği hastane yatakları yönünden Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en gerideki ülkedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ülkemizdeki ruh sağlığı yatağı, olması gerekenin 1/ 10u (7000 / 70 000) düzeyindedir. Ülkemizdeki 100 000 nüfusa düşen ruh hekimlerinin sayısı (1,2) dünya ortalamasının (3,6) üçte biri, Avrupa ortalamasının 7,5ta biri düzeyindedir.Yetersiz bakım, işsizlik genel sağlık sorunları gibi sorunların aşılabilmesi içinse hala önümüzde çok uzun bir yol vardır. Ülkemizin halen resmi bir ruh sağlığı politikası yoktur. Ruh sağlığı hizmetlerinin örgütlenmesi yetersizdir. Bu konuda halen çalışmakla birlikte, toplumun bilgilendirilmesi ve duyarlılığının arttırılması hepimizin acil önceliğidir.