Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Romantizm ve Gerçekçilik

Jade

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    30 Kas 2012
  • Mesajlar
    7,562
  • MFC Puanı
    201
Romantizm ve Gerçekçilik

Romantizmi "kapitalist-burjuva düzenine", "yitirilmiş düşler" düzenine, iş hayatı ve kazancın bayağılığına karşı bir ayaklanma, tutkulu ve çelişmeli bir ayaklanma olarak tanımlıyor Ernst Fischer. Bu ayaklanma tiyatroda ilk önemli örneklerini on sekizinci yüzyılın ikinci yarısında Almanya'da "Sturm und Drang" (fırtına ve atılış) akımıyla verdi (1767-1785). Goethe'nin ve Schiller'in öncülük ettikleri romantik yazarlar, Rousseau'nun doğaya dönüş öğretisini benimseyerek Corneille ve Rachıe'in neo-klasik kurallarına ve neo-klasisizimle uzlaşarak gelişen burjuva duygusallığına şiddetle saldırdılar.

Sayısız sahnelere bölünmüş oyunlarda, birkaç saat içinde, yıllan kapsayan olaylar anlatılarak yer ve zaman birliği bir yana bırakıldı. Avrupa'nın yaşamakta olduğu devrim bunalımı, romantiklerin oyunlarında ayaklanmalar, soygunlar, kadınların kaçırılması gibi heyecan verici olaylar biçiminde belirmeye başladı.

Romantizmin tiyatrodaki ilk örnekleri Almanya'dan gelmekle birlikte, bu oyunların en önemli esin kaynağı Shakespeare'den başkası değildi. Neo-klasisizme başkaldıran Alman yazarları, Shakespeare'in Almanca'ya çevrilen oyunlarında kendi coşkunluklarına biçim verecek üstün örnekler buldular.

Romantizmin düşünce ve duyguyu dizginleyen kurallara karşı bir ayaklanma hareketi oluşu, ilk bakışta bu akımın devrimci niteliğini çağrıştırır. Nitekim Rousseau, aynı zamanda Fransız Devrimi'ni hazırlayan düşüncelerin başlıca kaynaklarından biridir. Ama romantik akımı temsil eden yazarları ayrı ayrı ele alacak olursak, bu yazarların ortak yanının "devrimci ya da devrime karşı, ilerici ya da tepkici bir siyasal görüşü benimsemeleri değil, bu görüşe akıl ve diyalektik dışı, hayalci bir yoldan varmaları olduğunu" görürüz.

Romantizm, şiirin işleyebileceği konulan ve kullanabileceği dili sınırlayan neo-klasisizme başkaldırmakla birlikte, aşın bireysel tutumu ve öznel yöntemi yüzünden bu başkaldırısın temelinde yatan sorunlara olumlu bir çözüm getiremedi. Buna karşılık Romantizm, şehirle köy arasındaki kopuşu, bireyin toplum içindeki yalnızlığını, kazanç hırsının bayağılıklarını dile getiriyordu.

Burjuva değerlerine başkaldırının ikinci aşaması diyebileceğimiz gerçekçilik. Yalnız şehirleşmenin ve makineleşmenin değil, aynı zamanda yayılmakta olan demokrasi ve eşitlik düşüncelerinin. Bilim ve tekniğin getirdiği ve koşullandırdığı bir anlatım yöntemiydi. Gerçekçilik bir tutum olarak yeni bir kavram değildi. Tarihteki bütün önemli sanatçıların ortak bir özelliği olarak görebileceğimiz bu kavram romanla birlikte nesnel olgulara, deneye ve görgüye dayanan bir yöntem niteliği kazandı.
 
Üst Alt