MUSEVİLİK VE YAHUDİ TARİHİ
ROMA DÖNEMİ
YERUŞALAYIM İÇİN SAVAŞ
Yahudi tarihine hızlı bir bakış 34. bölüm Yeruşalayim için Savaş Romanın gücüne karşı meydan okunamazdı. Yahudilerin M.S. 67 yılındaki isyanına karşı Roma, dört lejyonun başında imparatorluğun en deneyimli kumandanı Vespasianusu gönderdi. Bu çok büyük bir kuvvetti. Her lejyonda 6.000 savaşçı artı eşit sayıda yardımcı, yani toplamda yaklaşık 50.000 Roma askeri bulunuyordu. (Bu dört lejyondan en ünlüsü 10. lejyondur. Vespasianusun oğlu Titus tarafından komuta edilmekte olup simgesi bir yaban domuzudur.) Romalıların hedefi: Romaya karşı ayaklanmaya cüret eden ve bunu şimdiye kadar (inanılmaz bir şekilde) başaran Yahudileri yok etmek. Vespasianus kurnazca harekete kuzeyden başlar. Ona direnen şehir ya da kasaba yerle bir edilir, halkı katledilir ya da tutsak alınır, kadınların ırzına geçilir, mallar talan edilir. Sonra civardaki alan ağaçtan arındırılır, tarlalar artık hiçbir şeyin yetişmemesi için tuzla kaplanır. Savaşta her zaman vahşi olmalarına rağmen sıra Yahudilere gelince Romalılar kendilerini aşar. Amaçları bütün imparatorluğa mesaj yollamaktır: Romaya karşı herhangi bir direniş topyekun imha ile son bulacaktır. Vespasianus sıra Yeruşalayime gelinceye kadar Yahudilerin direnmenin boş olduğunu anlayacağını ve teslim olacağını ummaktadır. Ancak dört lejyon ile bile olsa, Vespasianusun önünde zor bir savaş vardır. JOSEPHUS İlk direnenlerden biri Atzmon Dağı yamaçlarında kurulmuş olan Jotapata kalesidir. Galiledeki Yahudi kuvvetlerinin komutanı Yosef ben Mattityahu daha çok Josephus Flavius olarak tanınır- kahramanca karşı koyar ama Roma saldırısına dayanamaz. Yenilginin kaçınılmaz olduğu anlaşılınca gruptaki Zilotlar tutsak düşmekten ya da ailelerinin Romalılar tarafından acımasızca katledilmesini seyretmektense kendilerini öldürmeye karar verirler. Eşlerini, çocuklarını sonra da kendilerini öldürmek üzere bir anlaşma yaparlar. Josephus hayatta kalan az kişiden biridir. Kendini öldürmektense Romalılara teslim olur. Vespasianus Josephusun Romalılara yararlı olabileceğini hemen anlar ve onu rehber/çevirmen olarak, sonra da savaş tarihçisi olarak kullanır. Josephusun eserleri günümüze kadar kalmıştır. En tanınmışları arasında Antiquities (Eski Zamanlar) ve M.S. 66 ile 70 yılları arasında, Büyük İsyan öncesinde, sırasında ve sonrasında yer alan bütün olayların öyküsü olan The Jewish War (Yahudi Savaşı) bulunur. Anlatıları tarihi anlatı açısından benzersizdir çünkü yazdığı birçok şeye tanık olmuştur. (Bu bakımdan daha sonra yaşamış olan ve resmi kayıtlarda okuduklarını tekrarlamakla yetinen Deo Cassius gibi diğer Romalı tarihçilerden farklıdır.) Tabii ki Josephus olayları kendi görüşüne göre anlatır. Örneğin Romalılar için yazmaktadır (eserlerinin dokunulmadan bugüne kadar kalmış olmasının nedeni muhtemelen budur) ama yaşamı boyunca Yahudiliğe sadık kalmıştır. Aynı zamanda herkesi memnun etmeye çalışır gibidir, bu yüzden onu çok dikkatli ve eleştirel bir şekilde okumak gerekir. Ancak onu eleştirenler bile İsrael toprağındaki yerlerin ve yapıların fiziksel tasvirlerinin çok doğru olduğunu kabul eder. Arkeoloji anlatılarından birçoğunu doğrulamıştır. GAMLA Vespasianus M.S. 67 yılının yazı ve sonbaharı boyunca Yahudi direnişini kırarak Yisraelin kuzeyinde ilerler. Bazıları Tiberia gibi- savaşmadan teslim olur. Bazıları ise sonuna kadar savaşır. En kahramanca öykülerden biri Golan Tepelerindeki Gamla şehri ile ilgili olanıdır. Kısmen ortaya çıkarılmış, güzel bir doğa rezervinin merkezi olan Gamla bugün İsrailde görülmesi gereken yerlerden biridir. Bu siti benzersiz kılan, Yisraelde yıkılan birçok şehrin aksine Gamlanın hiç kimse tarafından yeniden inşa edilmemiş olmasıdır. Bu yüzden dünyada en iyi korunmuş Roma savaş alanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Kazılar şehri M.S. 67 yılında yıkıldığı günkü gibi göstermektedir. (Gamla, İsrail Golan Tepelerini 1967 yılında geri alıncaya kadar tam 1900 yıl boyunca kumlar altında kalmıştır.) Romalıların gelişini öngören Gamla hemşehrileri üzerinde Kutsal Yeruşalayimin Kurtarılmasına yazan paralar basmıştır. Yeruşalayimin geleceğinin direnişlerinin sonucuna bağlı olduğunu düşünüyorlardı. Ne yazık ki haklıydılar. Romalılar 4.000 kadar Yahudiyi öldürerek Gamlayı yerle bir etti. Geriye kalan 5.000 Gamlalı Romalılar tarafından vahşice katledilmeyi beklemektense, şehri çevreleyen uçurumlardan ölüme uçtu. (Bu yüzden Gamla kuzeyin Masadası diye adlandırılır. Masadayı gelecek bölümde ele alacağız.) YERUŞALAYİM M.S. 70 yılının yazında Romalılar Yeruşalayime gelir ve şehri kuşatır. Romalılar Yeruşalayimı yıkarlarsa Yahudi halkını yıkacaklarını bilmektedir çünkü Yeruşalayim ruhani yaşamlarının merkezidir. Büyük İsyan başlamadan önce Yeruşalayimin nüfusu 100.000 ile 150.000 arasıdaydı ama şimdi, başka yerlerden gelen sığınmacılarla nüfus normalin iki ile üç katına çıkmıştır. Bunlar iki bölgede yoğunlaşmıştır: Aşağıda Şehir, Mabet Tepesinin güneyi (Yeruşalayimin bu bölümü bugün şehrin surlarının dışındadır; günümüzde Davidin Şehri ya da Arapça Silwan diye adlandırılmaktadır) Yukarı Şehir, Mabet Tepesinin batısı, zengin halkın ve koenler sınıfının oturduğu yer (şehrin bu kısmının kazıları Wohl Müzesinin yeraltında görülebilir) Şehir güçlü surlarla çevrilidir. Büyük yiyecek depoları da vardır. Su tedariki iyidir. Yeruşalayim Romalılara uzun bir süre boyunca dayanabilir. Dolayısıyla Romalılar çok kötü durumda gibidir. Eski dünyanın gayet iyi korunmuş, bol miktarda yiyeceği ve suyu ve ölmekten korkmayan çok sayıda insanı bulunan en büyük şehirlerinden birini kuşatmaya çalışmaktadırlar. Yeruşalayim tarihe Romalıların kuşatarak alamadığı tek şehir olarak geçebilirdi. Ama olmadı. Olmamasının nedeni sinat himan Yahudiler arasındaki anlamsız kindir. İÇ SAVAŞ Romalılar şehri dışarıdan kuşatırken içeride Yahudiler arasında iç savaş hüküm sürmektedir. Çeşitli fraksiyonların güçleri şehrin çeşitli yerlerini işgal etmektedir. En önemlisi, Guş Halavlı Yohanan liderliğindeki Sicariiler ve Zilotlar Mabet Tepesinin kontrolünü ellerinde tutmaktadır. Sadusilerle Farisilerin kötü ittifakı, şehrin geri kalanını idare eden ılımlı güçleri oluşturmaktadır. Ilımlılar ekstremcileri Mabet Tepesinden çıkarmaya yeltenince Guş Halavlı Yohanan Yahudi olmayan paralı askerler, İdumeanları getirir ve ılımlı Yahudileri katlettirir. Bu yetmezmiş gibi Zilotlar büyük yiyecek depolarını imha eder ki insanların açlıktan ölmek ya da savaşmaktan başka seçeneği olmasın. Yiyecek depoları yok edilince şehirde açlık baş gösterir ve çaresiz insanlar yiyecek aramak için duvarların dışına sızmaya çalışır. Romalılar tarafından yakalananlar standart Roma infaz şekliyle, çarmıha gerilerek öldürülür. O kadar kişi ölür ki şehir çarmıha gerilmiş binlerce Yahudi ile çevrilidir. Bu arada Romalılar şehrin savunmalarını sistematik bir şekilde katman katman yok etmeyi sürdürür. Sonra ne olur? YOHANAN BEN ZAKAY Farisilerin lideri Yohanan ben Zakay Yeruşalayimin dayanamayacağını görür. Artık çok geç kalınmıştır. Ama Zilotlar intihar çarpışmalarına devam etmektedir. Dolayısıyla bir plan kurar. Zilotlar bu sırada cenaze gömmek dışında kimsenin şehirden çıkmasına izin vermemektedir (sanki çarmıha gerilmek için kaçmak isteyen olacakmış gibi). Yaklaşmakta olan felakete karşı bir şeyler yapma çabasıyla Rabi Yohanan ben Zakay kendisini bir tabutun içine koydurur ve Vespasianusa göndertir. Vespasianusu imparatormuş gibi selamlar, Vespasianus cevaben bu tavrından dolayı öldürülmesi gerektiğini söyler. Pek dostça bir karşılama sayılmaz. Ama Rabi Yohanan ben Zakay ısrar eder ve Vespasianusa Tanrının ancak büyük bir hükümdarın Yeruşalayimi almasına izin vereceğini söyler. Tam o sırada bir haberci Romadan gelir ve Vespasianusa bir mesaj getirir: Ayağa kalkın çünkü Sezar öldü ve Romanın ileri gelenleri sizi başlarına getirmeye karar verdiler. Sizi Sezar yaptılar. Rabi Yohananın geleceği öngörmesinden etkilenen Vespasianus, bir dileğini dile getirmesini ister. Rabi Yohanan Torayı kurtarmak der. Vespasianus o zamanın Tora bilgelerinin Yeruşalayimden ayrılması ve Yavnede bir Sanhedrin toplaması için Rabi Yohanana güvenli bir eşlik sağlar. Rabi Yohanan Vespasianustan Yeruşalayimi esirgemesini isteyebilir miydi? Pek olası değil. Romalılar bir şeyi kanıtlamak zorundaydı. Yeruşalayimi esirgemezlerdi. Ama Rabi Yohanan, hızlı düşünmesi sayesinde Yahudiliği esirgedi. Yahudi halkı fiziksel yıkımdan her zaman kurtulabilir. Ruhani yıkım çok daha büyük bir tehlikedir. Romalılar Rabi Yohananın dileğini yerine getirdikleri için bilgeler hayatta kaldı, aktarma zinciri hayatta kaldı ve Yahudi halkı hayatta kaldı. Bu arada Vespasianus artık imparator olduğuna göre Romaya dönmek zorundadır. Kuşatmayı oğlu Titusa devreder ve işi bitirmesini söyler.
ROMA DÖNEMİ
YERUŞALAYIM İÇİN SAVAŞ
Yahudi tarihine hızlı bir bakış 34. bölüm Yeruşalayim için Savaş Romanın gücüne karşı meydan okunamazdı. Yahudilerin M.S. 67 yılındaki isyanına karşı Roma, dört lejyonun başında imparatorluğun en deneyimli kumandanı Vespasianusu gönderdi. Bu çok büyük bir kuvvetti. Her lejyonda 6.000 savaşçı artı eşit sayıda yardımcı, yani toplamda yaklaşık 50.000 Roma askeri bulunuyordu. (Bu dört lejyondan en ünlüsü 10. lejyondur. Vespasianusun oğlu Titus tarafından komuta edilmekte olup simgesi bir yaban domuzudur.) Romalıların hedefi: Romaya karşı ayaklanmaya cüret eden ve bunu şimdiye kadar (inanılmaz bir şekilde) başaran Yahudileri yok etmek. Vespasianus kurnazca harekete kuzeyden başlar. Ona direnen şehir ya da kasaba yerle bir edilir, halkı katledilir ya da tutsak alınır, kadınların ırzına geçilir, mallar talan edilir. Sonra civardaki alan ağaçtan arındırılır, tarlalar artık hiçbir şeyin yetişmemesi için tuzla kaplanır. Savaşta her zaman vahşi olmalarına rağmen sıra Yahudilere gelince Romalılar kendilerini aşar. Amaçları bütün imparatorluğa mesaj yollamaktır: Romaya karşı herhangi bir direniş topyekun imha ile son bulacaktır. Vespasianus sıra Yeruşalayime gelinceye kadar Yahudilerin direnmenin boş olduğunu anlayacağını ve teslim olacağını ummaktadır. Ancak dört lejyon ile bile olsa, Vespasianusun önünde zor bir savaş vardır. JOSEPHUS İlk direnenlerden biri Atzmon Dağı yamaçlarında kurulmuş olan Jotapata kalesidir. Galiledeki Yahudi kuvvetlerinin komutanı Yosef ben Mattityahu daha çok Josephus Flavius olarak tanınır- kahramanca karşı koyar ama Roma saldırısına dayanamaz. Yenilginin kaçınılmaz olduğu anlaşılınca gruptaki Zilotlar tutsak düşmekten ya da ailelerinin Romalılar tarafından acımasızca katledilmesini seyretmektense kendilerini öldürmeye karar verirler. Eşlerini, çocuklarını sonra da kendilerini öldürmek üzere bir anlaşma yaparlar. Josephus hayatta kalan az kişiden biridir. Kendini öldürmektense Romalılara teslim olur. Vespasianus Josephusun Romalılara yararlı olabileceğini hemen anlar ve onu rehber/çevirmen olarak, sonra da savaş tarihçisi olarak kullanır. Josephusun eserleri günümüze kadar kalmıştır. En tanınmışları arasında Antiquities (Eski Zamanlar) ve M.S. 66 ile 70 yılları arasında, Büyük İsyan öncesinde, sırasında ve sonrasında yer alan bütün olayların öyküsü olan The Jewish War (Yahudi Savaşı) bulunur. Anlatıları tarihi anlatı açısından benzersizdir çünkü yazdığı birçok şeye tanık olmuştur. (Bu bakımdan daha sonra yaşamış olan ve resmi kayıtlarda okuduklarını tekrarlamakla yetinen Deo Cassius gibi diğer Romalı tarihçilerden farklıdır.) Tabii ki Josephus olayları kendi görüşüne göre anlatır. Örneğin Romalılar için yazmaktadır (eserlerinin dokunulmadan bugüne kadar kalmış olmasının nedeni muhtemelen budur) ama yaşamı boyunca Yahudiliğe sadık kalmıştır. Aynı zamanda herkesi memnun etmeye çalışır gibidir, bu yüzden onu çok dikkatli ve eleştirel bir şekilde okumak gerekir. Ancak onu eleştirenler bile İsrael toprağındaki yerlerin ve yapıların fiziksel tasvirlerinin çok doğru olduğunu kabul eder. Arkeoloji anlatılarından birçoğunu doğrulamıştır. GAMLA Vespasianus M.S. 67 yılının yazı ve sonbaharı boyunca Yahudi direnişini kırarak Yisraelin kuzeyinde ilerler. Bazıları Tiberia gibi- savaşmadan teslim olur. Bazıları ise sonuna kadar savaşır. En kahramanca öykülerden biri Golan Tepelerindeki Gamla şehri ile ilgili olanıdır. Kısmen ortaya çıkarılmış, güzel bir doğa rezervinin merkezi olan Gamla bugün İsrailde görülmesi gereken yerlerden biridir. Bu siti benzersiz kılan, Yisraelde yıkılan birçok şehrin aksine Gamlanın hiç kimse tarafından yeniden inşa edilmemiş olmasıdır. Bu yüzden dünyada en iyi korunmuş Roma savaş alanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Kazılar şehri M.S. 67 yılında yıkıldığı günkü gibi göstermektedir. (Gamla, İsrail Golan Tepelerini 1967 yılında geri alıncaya kadar tam 1900 yıl boyunca kumlar altında kalmıştır.) Romalıların gelişini öngören Gamla hemşehrileri üzerinde Kutsal Yeruşalayimin Kurtarılmasına yazan paralar basmıştır. Yeruşalayimin geleceğinin direnişlerinin sonucuna bağlı olduğunu düşünüyorlardı. Ne yazık ki haklıydılar. Romalılar 4.000 kadar Yahudiyi öldürerek Gamlayı yerle bir etti. Geriye kalan 5.000 Gamlalı Romalılar tarafından vahşice katledilmeyi beklemektense, şehri çevreleyen uçurumlardan ölüme uçtu. (Bu yüzden Gamla kuzeyin Masadası diye adlandırılır. Masadayı gelecek bölümde ele alacağız.) YERUŞALAYİM M.S. 70 yılının yazında Romalılar Yeruşalayime gelir ve şehri kuşatır. Romalılar Yeruşalayimı yıkarlarsa Yahudi halkını yıkacaklarını bilmektedir çünkü Yeruşalayim ruhani yaşamlarının merkezidir. Büyük İsyan başlamadan önce Yeruşalayimin nüfusu 100.000 ile 150.000 arasıdaydı ama şimdi, başka yerlerden gelen sığınmacılarla nüfus normalin iki ile üç katına çıkmıştır. Bunlar iki bölgede yoğunlaşmıştır: Aşağıda Şehir, Mabet Tepesinin güneyi (Yeruşalayimin bu bölümü bugün şehrin surlarının dışındadır; günümüzde Davidin Şehri ya da Arapça Silwan diye adlandırılmaktadır) Yukarı Şehir, Mabet Tepesinin batısı, zengin halkın ve koenler sınıfının oturduğu yer (şehrin bu kısmının kazıları Wohl Müzesinin yeraltında görülebilir) Şehir güçlü surlarla çevrilidir. Büyük yiyecek depoları da vardır. Su tedariki iyidir. Yeruşalayim Romalılara uzun bir süre boyunca dayanabilir. Dolayısıyla Romalılar çok kötü durumda gibidir. Eski dünyanın gayet iyi korunmuş, bol miktarda yiyeceği ve suyu ve ölmekten korkmayan çok sayıda insanı bulunan en büyük şehirlerinden birini kuşatmaya çalışmaktadırlar. Yeruşalayim tarihe Romalıların kuşatarak alamadığı tek şehir olarak geçebilirdi. Ama olmadı. Olmamasının nedeni sinat himan Yahudiler arasındaki anlamsız kindir. İÇ SAVAŞ Romalılar şehri dışarıdan kuşatırken içeride Yahudiler arasında iç savaş hüküm sürmektedir. Çeşitli fraksiyonların güçleri şehrin çeşitli yerlerini işgal etmektedir. En önemlisi, Guş Halavlı Yohanan liderliğindeki Sicariiler ve Zilotlar Mabet Tepesinin kontrolünü ellerinde tutmaktadır. Sadusilerle Farisilerin kötü ittifakı, şehrin geri kalanını idare eden ılımlı güçleri oluşturmaktadır. Ilımlılar ekstremcileri Mabet Tepesinden çıkarmaya yeltenince Guş Halavlı Yohanan Yahudi olmayan paralı askerler, İdumeanları getirir ve ılımlı Yahudileri katlettirir. Bu yetmezmiş gibi Zilotlar büyük yiyecek depolarını imha eder ki insanların açlıktan ölmek ya da savaşmaktan başka seçeneği olmasın. Yiyecek depoları yok edilince şehirde açlık baş gösterir ve çaresiz insanlar yiyecek aramak için duvarların dışına sızmaya çalışır. Romalılar tarafından yakalananlar standart Roma infaz şekliyle, çarmıha gerilerek öldürülür. O kadar kişi ölür ki şehir çarmıha gerilmiş binlerce Yahudi ile çevrilidir. Bu arada Romalılar şehrin savunmalarını sistematik bir şekilde katman katman yok etmeyi sürdürür. Sonra ne olur? YOHANAN BEN ZAKAY Farisilerin lideri Yohanan ben Zakay Yeruşalayimin dayanamayacağını görür. Artık çok geç kalınmıştır. Ama Zilotlar intihar çarpışmalarına devam etmektedir. Dolayısıyla bir plan kurar. Zilotlar bu sırada cenaze gömmek dışında kimsenin şehirden çıkmasına izin vermemektedir (sanki çarmıha gerilmek için kaçmak isteyen olacakmış gibi). Yaklaşmakta olan felakete karşı bir şeyler yapma çabasıyla Rabi Yohanan ben Zakay kendisini bir tabutun içine koydurur ve Vespasianusa göndertir. Vespasianusu imparatormuş gibi selamlar, Vespasianus cevaben bu tavrından dolayı öldürülmesi gerektiğini söyler. Pek dostça bir karşılama sayılmaz. Ama Rabi Yohanan ben Zakay ısrar eder ve Vespasianusa Tanrının ancak büyük bir hükümdarın Yeruşalayimi almasına izin vereceğini söyler. Tam o sırada bir haberci Romadan gelir ve Vespasianusa bir mesaj getirir: Ayağa kalkın çünkü Sezar öldü ve Romanın ileri gelenleri sizi başlarına getirmeye karar verdiler. Sizi Sezar yaptılar. Rabi Yohananın geleceği öngörmesinden etkilenen Vespasianus, bir dileğini dile getirmesini ister. Rabi Yohanan Torayı kurtarmak der. Vespasianus o zamanın Tora bilgelerinin Yeruşalayimden ayrılması ve Yavnede bir Sanhedrin toplaması için Rabi Yohanana güvenli bir eşlik sağlar. Rabi Yohanan Vespasianustan Yeruşalayimi esirgemesini isteyebilir miydi? Pek olası değil. Romalılar bir şeyi kanıtlamak zorundaydı. Yeruşalayimi esirgemezlerdi. Ama Rabi Yohanan, hızlı düşünmesi sayesinde Yahudiliği esirgedi. Yahudi halkı fiziksel yıkımdan her zaman kurtulabilir. Ruhani yıkım çok daha büyük bir tehlikedir. Romalılar Rabi Yohananın dileğini yerine getirdikleri için bilgeler hayatta kaldı, aktarma zinciri hayatta kaldı ve Yahudi halkı hayatta kaldı. Bu arada Vespasianus artık imparator olduğuna göre Romaya dönmek zorundadır. Kuşatmayı oğlu Titusa devreder ve işi bitirmesini söyler.