- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Richter ölçeği, Charles Francis Richter ve Beno Gutenbergin çalışmalarıyla 1935 yılında California Teknoloji Enstitüsünde tasarlanmış ve geliştirilmiştir. Charles Richter, teorik fizik konusunda doktora yapmış ancak kariyerinin çoğunluğunda depremleri incelemiştir. Richter ölçeğinin bulunmasından evvel oluşan depremlerin şiddetinin belirlenmesi oldukça zor bir işlemdi.
Richter ölçeği sismoloji biliminde kullanılan, tüm yerkürede olan depremlerin aletsel büyüklüğünü ve sarsıntı oranlarını tespit eden ve sınıflandıran uluslar arası ölçüm birimidir. Günümüzde, büyük ölçekli depremlerde moment magnitüd ölçeği, Richter ölçeğinin yerine kullanılmaya başlamıştır. Richter ölçeği, yukarı doğru sınırlı olmasa da, jeolojik bir levhanın enerji potansiyeli, tahmini olarak 9,5 şiddetini geçemeyeceği düşünülmektedir. Bütün jeolojik levhalarda zamanla farklı derece ve tektonik hareketle jeolojik enerji potansiyeli yükselmektedir. Enerji potansiyelinin artması, levhaların serbest hareket edememelerinden, itici ve çekici gibi güçlerin, levhalarda enerji olarak saklanmasından kaynaklanmaktadır. Bir deprem, levhalarda saklanan enerjinin, bu levhalarda daha fazla tutulamamasından, en zayıf noktasından ani bir şekilde hareket etmekte ve enerji potansiyelini de doğal olarak azaltılması şeklinde oluşur. Bu durumdan dolayı da hiçbir levhadaki jeolojik enerji potansiyelinin 9,5 şiddetinden daha büyük bir büyüklüğe ulaşamayacağı düşünülmektedir.
Richter ölçeğinden önce, depremlerin şiddeti yer sarsıntısını insanların nasıl ve ne şekilde hissettiklerine, yapılarda oluşturduğu hasarlara göre belirlenmekteydi. Halbuki her insan deprem sırasında farklı tepkiler vermektedir. Yapılarda da durum aynı şekilde, çünkü yapılarda da iyi veya kötü malzemelerin oluşturduğu hasarlar da farklılık göstermektedir. Charles Richter, bu durumun üstesinden sismograf ( sismik kayıt cihazı ) kullanarak gelmiştir.
Richter ölçeği sismoloji biliminde kullanılan, tüm yerkürede olan depremlerin aletsel büyüklüğünü ve sarsıntı oranlarını tespit eden ve sınıflandıran uluslar arası ölçüm birimidir. Günümüzde, büyük ölçekli depremlerde moment magnitüd ölçeği, Richter ölçeğinin yerine kullanılmaya başlamıştır. Richter ölçeği, yukarı doğru sınırlı olmasa da, jeolojik bir levhanın enerji potansiyeli, tahmini olarak 9,5 şiddetini geçemeyeceği düşünülmektedir. Bütün jeolojik levhalarda zamanla farklı derece ve tektonik hareketle jeolojik enerji potansiyeli yükselmektedir. Enerji potansiyelinin artması, levhaların serbest hareket edememelerinden, itici ve çekici gibi güçlerin, levhalarda enerji olarak saklanmasından kaynaklanmaktadır. Bir deprem, levhalarda saklanan enerjinin, bu levhalarda daha fazla tutulamamasından, en zayıf noktasından ani bir şekilde hareket etmekte ve enerji potansiyelini de doğal olarak azaltılması şeklinde oluşur. Bu durumdan dolayı da hiçbir levhadaki jeolojik enerji potansiyelinin 9,5 şiddetinden daha büyük bir büyüklüğe ulaşamayacağı düşünülmektedir.
Richter ölçeğinden önce, depremlerin şiddeti yer sarsıntısını insanların nasıl ve ne şekilde hissettiklerine, yapılarda oluşturduğu hasarlara göre belirlenmekteydi. Halbuki her insan deprem sırasında farklı tepkiler vermektedir. Yapılarda da durum aynı şekilde, çünkü yapılarda da iyi veya kötü malzemelerin oluşturduğu hasarlar da farklılık göstermektedir. Charles Richter, bu durumun üstesinden sismograf ( sismik kayıt cihazı ) kullanarak gelmiştir.