KİTABIN ADI : DAMGA
KİTABIN YAZARI :REŞAT NURİ GÜNTEKİN
YAYIN EVİ :İNKILAP VE AKA BASIMEVİ
BASIM YILI :10.BASKI-1995
KİTABIN KONUSU:Aşık olan bir delikanlının sevdiği kız uğruna hayatı boyunca hırsız damgasına vurulması ve bundan dolayı gelişen olayları anlatır.
KİTABIN ÖZETİ:
İffet hep abisinden farklı olmak ister.Bunu ilk anlayan Mahmut Efendi İffetI hep Muzafferden ayrı sever.İffet , Kamiyap Kalfa sayesinde haftada iki gün Paşa babasından habersiz mahalle okuluna gider,oradaki çocuklarla arkadaşlık eder. Yazları ise Karamürselde Damlacık Çiftliğinde oturan Hatice halasında geçirir.Burada geçirdiği iki ay onun için çok farklıdır.Özellikle halasının anlattığı hayaletli değirmen öyküsünden çok etkilenir.Bu hikayede; birbirini çok seven Fatma ve İsmail,İsmailinaskere gitmesiyle ayrılırlar.Fatma İsmailI iki yıl bekler ama çevresi ndekiler İ smailin Yemene gittiğini ve oraya gidenin yaşama ihtimalinin çok az olduğunu söyleyerek Fatmayı Gaffar Ağaya verirler.A radan zaman geçtikten sonra İsmail Yemen de n döner ve Fatma nın evlendiğini öğrenir. Yalnız ikisi de hala birbirlerini çok sever.Bunun üzerine geceleri değirmende buluşmaya başlarlar.Birgün basılmak üzereyken İsmail ,Fatmanın namusunu kurtarmak için değirmenden kendisini soğuk sulara atar ve ceseti bile bulunamaz.
İffet bu masaldan çok etkilenir ve bu masal ona seevilen kadın için kendini feda etmeği öğretir.
İffet büyür,abisi hünkar yaveri olur ve sırma kordonlar takar.İffet babası idadi mektebe verir. İffetin mektepte hürriyetçi ve meşrutiyetçi bir Celal Abisi vardır.CelalI çok seviyor ve duygularını saklamayıp açıklıkla savunduğu için saygı duyar.Yalnız okulda ki bir öğretmeninin ihtilal ve meşrutiyetten söz etmesi üzerine tevkif edilmesi İffet'i okuldan ayrılmasına neden olur.
Kısa bir zaman sonra Meşrutiyet ilan edilir ve İffetin abbası Halis Paşa görevden atılır.Midilliye sürgün edilir.İffette babasıyla iki buçuk yıl Midillide yaşar .Babasının vefatından sonra İstanbula dönerve muallim olarak bir evde çalışır.Evin sessiz ve güzel hanımı olan Vedia Hanım ile arasında bir ilişki doğar.Geceleri deniz kenarında buluşurlar.İffet her gece kayıkhane harabesinde Vediayı bekler.Vedia onbeş yaşında ki kız çocukları gibi ihtiyatsız davranırve bir gün yakalanma ihtimali bile akıllarına gelmez .İffet Vediaa Damlacıktaki su değirmeninin masalını anlatır.Bir köy delikanlısının sevdiğini ele vermemek için yaptığı fedakarlığınıbir gün kendisinin de yapabileceğini söylerdi. Bir gün yine ihtiyatsızca davranırken basılırlar ve İffet aynen değirmende ki masalda ki gibi sevdiği kadının namusunu kurtarmak için hırsız damgası yapar.
Değirmendeki nasal en sonunda İffetin başına gelir.Sevdiği kadın uğruna kendisi hayatı boyuncahırsız damgasına vurulur.Zorla haneye tecavüz ve hırsızlık suçlarından dolayı altı ay hapse mahkum olur.Celalin sayesinde iyi bir koğuşa verilir.
Bir mayıs günü Vasif Efendi ile hapisten çıkar.İffet dışarıda kendini iyi hissetmez.Ne yapacağını şaşırır.Bir kaç gün tanıdıklarında kaldıktan sonra ucuz bir oda kiralar.Hapisten çıktıktan sonra Celal ,İffet için yalnız bir arkadaş değil ,adeta bir baba olmuştur.İffetin Hatice Halası kadar çok sevdiği bir Fahriye Yengesi vardır.Birgün Muzafferden yengesinin durumunun iyi olmadığını haber alır ve zorunlu olarak Fahriye Yengesini görmeye gider,Fahriye Yenge onu çok iyi karşılar ve bir istekte bulunur:400 bin lirasını bankaya yatırmasını isterİffet çok şaşırır.Çünkü, kendi abisinin bile kendisine güveni kalmamıştır.İffet bu parayı çaldırma korkusuyla bankaya yatırır.Böylelikle İffetin kendine güveni gelmeye başlar.Celal ,İffete iş bulur.Görüşmek iççin giden İffet ilk iş görüşmesinde büyük bir ümitsizliğe kapılır.Kendisinden istenen gümrükten ,eşya çıkarmasıydı .Yarın gelirim diye mağazadan ayrılır.Ama bu olayın tesiri günlerce üstünden atamaz,namuslu bir iş bulmakta ki ümidi giderek azalır.
Yaz bitiyorduve İffet hala iş bulamaz.Elinde ne varsa satar ,bazı geceler aç yatardı.Ev kirasını ödemek için en son babasının yadigarı olan altın saati bile satar. En sonunda Celal ,İffete Hukuk-I Milliye gazetesinde iş bulur.İffet bundan çok mutlu olur ve yorulmadan çalışmaya başlar.Çevresindekiler artık rahatsız olmaz çok kısa zaman sonra gazete bütün İffet ve arkadaşlarıTelgraf Gazetesi nde çalışmaya başlar.Fakat kısa zaman sonra Telgraf gazetesinden de ayrılır,yine aç ve açıktadır.Celal geçinemeyip Konyaya gider.İffet ayda bir Muzaffer abisinin gönderdiği parayla ev kirasını öder.
Birgün sokakta yürürken Celale rastlar.Celal Konyada avukatlık görevinden ayrılıp,ticarete başlar ve İffete de kendi şirketinde bir iş verirBundan sonra İffetin işi şehirler arası yolculuklarda mal taşımaktır.İffet yeni yüzler ,yeni insanlar tanıdıkça hayata bağlılığı artmakta yaptığı işten memnun kalmaktadır.Yolda gördüğü insanlara yardım etmekte ve ihtiyaçlarını karşılar.Yine kötü hava şartlarında İzmirden İstanbula hareket eder. Tren Afyonda hareket edemez duruma gelir.Dışarı çıkar ve kendisinden hasta annesi için yardım isteyen Rana ya yardım eder.Rana masum ve çocuksu bir kızdır.İffet Ranadan çok hoşlanır,yalnıuz yediği damga yüzünden Ranadan uzaklaşır.
İffet uzun süre sonra Hocası Mahmut Efendiyi görmeye gider.Mahmut Efendinin eşi ölmüş kendisine gelini bakar.Mahmut Efendi ile uzun uzun konuşurlar,eski hatıraları anarlar.Gece Mahmut Efendiden ayrıldıktan sonra sokakta kavga eden bir kadın ve erkekle karşılaşır.Adam kadını hırsızlıkla suçlarve polise götürmekle tehdit eder.İffet ,bu kadını görünce Rana aklına gelir ve bu kadının masum olduğunu ,kendisi gibi damga yediğini düşünerek ,onu kendi himayesi altına almayı düşünür.Adama para vererek kızı kurtarır.Yalnız kadın hiç düşündüğü gibi çıkmaz.Bir geceyi beraber geçirdikten sonra kadın ayrılır ve İffetin duyguları yine incinir.
Muzaffer Ağabeyinden gelen telgraf İffetin moralini yükseltir.Telgrafta ev ve yatırımlar hakkında ki mahkemeyi kazandıkları yazar.İffet İstanbula döner ve eline epeyce para geçer.İstanbulda iyi bir malikane alır.Yanınada Mahmut Efendi öldükten sonra tek başına kalan gelini ve torununu allır.Eline para geçtikten sonra eski akrabaları ile tekrar görüşmeye başlar.
Birgün İffet Beyoğlunda dolaşırken Vediaya rastlar. Hiçbir şey olmamış gibi iki çift karşılıklı konuşurlar .İffet tekrardan Vediaya karşı duygular hisseder.Yalnız Vedia tekrardan İffetle olmak istemez.
KİTABIN ANAFİKRİ:Seven insanın gözünün kör olduğunu,bir anlık düşüncesiz hareketlerle kendi hayatını mahvedeceğini anlatır.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İFFET: O lay kahramanıdır.
MUZAFFER:İffetin abisidir.uyuşuk,tembel,miskin,kibirli biriydi.
MAHMUT EFENDİ:İffet ve Muzaffere haftada iki gün ders verirdi .
HATİCE HALA:İffetin halasıdır,elinde iki kız çocuğuyla dul kalmış ve Karamürselde yaşıyor.
HALİS PAŞA :İffetin babasıdır.
CEMAL KERİM BEY:İffetin çocuklarına ders verdiği mebustur.
VEDİA HANIM:Cemal Kerim Beyin ikinci hanımıdır.
ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
İnsanın yaşamı boyunca başından geçen olayları çok sade ve akıcı bir şekilde anlatan yazar tasvirlerden yararlanmış.Kullandığı eski Osmanlıcayla hikayeye güç kazandırmıştır.
YAZAR HAKKINDA BİLGİ:
Reşat Nuri GÜNTEKİN
XXyy.roman,hikayeveoyunyazarlarından
Doğum/Ölüm: 25 Kasım 1889 - 7 Aralık 1956
Doğum Yeri: İstanbul
Yazı hayatına Birinci Dünya Savaşı sonlarında (1917) başlayan, ilk eseri de Eski Ahbap (uzun hikaye) 1917 de basılan Reşat Nuri, 1918 de tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayımlarken bir yandan da hikayeler (Şair Dergisi, 1918/19; Nedim Dergisi, 1919; Büyük Mecmua, 1919) yazıyordu. Çalıkuşu nun Vakit gazetesinde tefrikasıyla (1922) geniş bir ün kazandı. Çok hareketli bir eser olan Çalışkuşu nda Anadolu, ilk idealist ve aydın kızı Feride ye kavuştu, geniş ölçüde romana girdi. Bu roman az okumuş ve aydın, iki sınıfı da, doğal ve canlı diliyle kendine bağladı. Reşat Nuri nin hemen bütün romanlarında dekor olarak taşra kasaba ve şehirleri çevre, tip, çeşitli problem ve görüşleriyle Anadolu atmosferi görülür. Romanlarında sosyal ve hissi konuları işleyen yazar, küçük hikayelerinde bunların yanına mizahı da eklediYazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş veya dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuarlarında kalmış tüm eserlerinin toplamı yüzü bulur; bunlardan 19 tanesi telif romandır, 7 tanesi hikaye kitabı. Yazdığı, çevirdiği, uyarladığı, oynanmış, basılmadan kalmış oyunlarının sayısı roman ve hikaye kitaplarının sayısını da aşar. Eserlerinin tam listesi için şu broşüre bakınız: Türkan Poyraz Muazzez Albek, Reşat Nuri Güntekin (Ankara, 1957)
Hikaye kitapları: Tanrı Misafiri (1927), Sönmüş Yıldızlar (1927), Leyla ile Mecnun (1928), Olağan İşler (1930), vb.
Gezi yazıları: Anadolu Notları (ilk cildi 1936; ikinci cildi 1966).
Oyunları içinde en ünlüleri Balıkesir Muhasebecisi (1953) ve Tanrıdağı Ziyafeti (1955) dir. Bütün eserleri ölümünden sonra, eşi tarafından, bir külliyat halinde yeniden bastırıldı.
Hayatı, sanatı ve eserleri üzerine bir tanıtma kitabı, Muzaffer Uygunerindir. (Varlık yay;1967). İbrahim Zeki Burdurlu nun Romanıyla Reşat Nuri Güntekin (İzmir Eğitim Ens. Yay., 1971) kitabını Birol Emil in Reşat Nuri Güntekin in Romanlarında Şahıslar Dünyası (1984) adlı doçentlik tezi izledi.
KİTABIN YAZARI :REŞAT NURİ GÜNTEKİN
YAYIN EVİ :İNKILAP VE AKA BASIMEVİ
BASIM YILI :10.BASKI-1995
KİTABIN KONUSU:Aşık olan bir delikanlının sevdiği kız uğruna hayatı boyunca hırsız damgasına vurulması ve bundan dolayı gelişen olayları anlatır.
KİTABIN ÖZETİ:
İffet hep abisinden farklı olmak ister.Bunu ilk anlayan Mahmut Efendi İffetI hep Muzafferden ayrı sever.İffet , Kamiyap Kalfa sayesinde haftada iki gün Paşa babasından habersiz mahalle okuluna gider,oradaki çocuklarla arkadaşlık eder. Yazları ise Karamürselde Damlacık Çiftliğinde oturan Hatice halasında geçirir.Burada geçirdiği iki ay onun için çok farklıdır.Özellikle halasının anlattığı hayaletli değirmen öyküsünden çok etkilenir.Bu hikayede; birbirini çok seven Fatma ve İsmail,İsmailinaskere gitmesiyle ayrılırlar.Fatma İsmailI iki yıl bekler ama çevresi ndekiler İ smailin Yemene gittiğini ve oraya gidenin yaşama ihtimalinin çok az olduğunu söyleyerek Fatmayı Gaffar Ağaya verirler.A radan zaman geçtikten sonra İsmail Yemen de n döner ve Fatma nın evlendiğini öğrenir. Yalnız ikisi de hala birbirlerini çok sever.Bunun üzerine geceleri değirmende buluşmaya başlarlar.Birgün basılmak üzereyken İsmail ,Fatmanın namusunu kurtarmak için değirmenden kendisini soğuk sulara atar ve ceseti bile bulunamaz.
İffet bu masaldan çok etkilenir ve bu masal ona seevilen kadın için kendini feda etmeği öğretir.
İffet büyür,abisi hünkar yaveri olur ve sırma kordonlar takar.İffet babası idadi mektebe verir. İffetin mektepte hürriyetçi ve meşrutiyetçi bir Celal Abisi vardır.CelalI çok seviyor ve duygularını saklamayıp açıklıkla savunduğu için saygı duyar.Yalnız okulda ki bir öğretmeninin ihtilal ve meşrutiyetten söz etmesi üzerine tevkif edilmesi İffet'i okuldan ayrılmasına neden olur.
Kısa bir zaman sonra Meşrutiyet ilan edilir ve İffetin abbası Halis Paşa görevden atılır.Midilliye sürgün edilir.İffette babasıyla iki buçuk yıl Midillide yaşar .Babasının vefatından sonra İstanbula dönerve muallim olarak bir evde çalışır.Evin sessiz ve güzel hanımı olan Vedia Hanım ile arasında bir ilişki doğar.Geceleri deniz kenarında buluşurlar.İffet her gece kayıkhane harabesinde Vediayı bekler.Vedia onbeş yaşında ki kız çocukları gibi ihtiyatsız davranırve bir gün yakalanma ihtimali bile akıllarına gelmez .İffet Vediaa Damlacıktaki su değirmeninin masalını anlatır.Bir köy delikanlısının sevdiğini ele vermemek için yaptığı fedakarlığınıbir gün kendisinin de yapabileceğini söylerdi. Bir gün yine ihtiyatsızca davranırken basılırlar ve İffet aynen değirmende ki masalda ki gibi sevdiği kadının namusunu kurtarmak için hırsız damgası yapar.
Değirmendeki nasal en sonunda İffetin başına gelir.Sevdiği kadın uğruna kendisi hayatı boyuncahırsız damgasına vurulur.Zorla haneye tecavüz ve hırsızlık suçlarından dolayı altı ay hapse mahkum olur.Celalin sayesinde iyi bir koğuşa verilir.
Bir mayıs günü Vasif Efendi ile hapisten çıkar.İffet dışarıda kendini iyi hissetmez.Ne yapacağını şaşırır.Bir kaç gün tanıdıklarında kaldıktan sonra ucuz bir oda kiralar.Hapisten çıktıktan sonra Celal ,İffet için yalnız bir arkadaş değil ,adeta bir baba olmuştur.İffetin Hatice Halası kadar çok sevdiği bir Fahriye Yengesi vardır.Birgün Muzafferden yengesinin durumunun iyi olmadığını haber alır ve zorunlu olarak Fahriye Yengesini görmeye gider,Fahriye Yenge onu çok iyi karşılar ve bir istekte bulunur:400 bin lirasını bankaya yatırmasını isterİffet çok şaşırır.Çünkü, kendi abisinin bile kendisine güveni kalmamıştır.İffet bu parayı çaldırma korkusuyla bankaya yatırır.Böylelikle İffetin kendine güveni gelmeye başlar.Celal ,İffete iş bulur.Görüşmek iççin giden İffet ilk iş görüşmesinde büyük bir ümitsizliğe kapılır.Kendisinden istenen gümrükten ,eşya çıkarmasıydı .Yarın gelirim diye mağazadan ayrılır.Ama bu olayın tesiri günlerce üstünden atamaz,namuslu bir iş bulmakta ki ümidi giderek azalır.
Yaz bitiyorduve İffet hala iş bulamaz.Elinde ne varsa satar ,bazı geceler aç yatardı.Ev kirasını ödemek için en son babasının yadigarı olan altın saati bile satar. En sonunda Celal ,İffete Hukuk-I Milliye gazetesinde iş bulur.İffet bundan çok mutlu olur ve yorulmadan çalışmaya başlar.Çevresindekiler artık rahatsız olmaz çok kısa zaman sonra gazete bütün İffet ve arkadaşlarıTelgraf Gazetesi nde çalışmaya başlar.Fakat kısa zaman sonra Telgraf gazetesinden de ayrılır,yine aç ve açıktadır.Celal geçinemeyip Konyaya gider.İffet ayda bir Muzaffer abisinin gönderdiği parayla ev kirasını öder.
Birgün sokakta yürürken Celale rastlar.Celal Konyada avukatlık görevinden ayrılıp,ticarete başlar ve İffete de kendi şirketinde bir iş verirBundan sonra İffetin işi şehirler arası yolculuklarda mal taşımaktır.İffet yeni yüzler ,yeni insanlar tanıdıkça hayata bağlılığı artmakta yaptığı işten memnun kalmaktadır.Yolda gördüğü insanlara yardım etmekte ve ihtiyaçlarını karşılar.Yine kötü hava şartlarında İzmirden İstanbula hareket eder. Tren Afyonda hareket edemez duruma gelir.Dışarı çıkar ve kendisinden hasta annesi için yardım isteyen Rana ya yardım eder.Rana masum ve çocuksu bir kızdır.İffet Ranadan çok hoşlanır,yalnıuz yediği damga yüzünden Ranadan uzaklaşır.
İffet uzun süre sonra Hocası Mahmut Efendiyi görmeye gider.Mahmut Efendinin eşi ölmüş kendisine gelini bakar.Mahmut Efendi ile uzun uzun konuşurlar,eski hatıraları anarlar.Gece Mahmut Efendiden ayrıldıktan sonra sokakta kavga eden bir kadın ve erkekle karşılaşır.Adam kadını hırsızlıkla suçlarve polise götürmekle tehdit eder.İffet ,bu kadını görünce Rana aklına gelir ve bu kadının masum olduğunu ,kendisi gibi damga yediğini düşünerek ,onu kendi himayesi altına almayı düşünür.Adama para vererek kızı kurtarır.Yalnız kadın hiç düşündüğü gibi çıkmaz.Bir geceyi beraber geçirdikten sonra kadın ayrılır ve İffetin duyguları yine incinir.
Muzaffer Ağabeyinden gelen telgraf İffetin moralini yükseltir.Telgrafta ev ve yatırımlar hakkında ki mahkemeyi kazandıkları yazar.İffet İstanbula döner ve eline epeyce para geçer.İstanbulda iyi bir malikane alır.Yanınada Mahmut Efendi öldükten sonra tek başına kalan gelini ve torununu allır.Eline para geçtikten sonra eski akrabaları ile tekrar görüşmeye başlar.
Birgün İffet Beyoğlunda dolaşırken Vediaya rastlar. Hiçbir şey olmamış gibi iki çift karşılıklı konuşurlar .İffet tekrardan Vediaya karşı duygular hisseder.Yalnız Vedia tekrardan İffetle olmak istemez.
KİTABIN ANAFİKRİ:Seven insanın gözünün kör olduğunu,bir anlık düşüncesiz hareketlerle kendi hayatını mahvedeceğini anlatır.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İFFET: O lay kahramanıdır.
MUZAFFER:İffetin abisidir.uyuşuk,tembel,miskin,kibirli biriydi.
MAHMUT EFENDİ:İffet ve Muzaffere haftada iki gün ders verirdi .
HATİCE HALA:İffetin halasıdır,elinde iki kız çocuğuyla dul kalmış ve Karamürselde yaşıyor.
HALİS PAŞA :İffetin babasıdır.
CEMAL KERİM BEY:İffetin çocuklarına ders verdiği mebustur.
VEDİA HANIM:Cemal Kerim Beyin ikinci hanımıdır.
ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
İnsanın yaşamı boyunca başından geçen olayları çok sade ve akıcı bir şekilde anlatan yazar tasvirlerden yararlanmış.Kullandığı eski Osmanlıcayla hikayeye güç kazandırmıştır.
YAZAR HAKKINDA BİLGİ:
Reşat Nuri GÜNTEKİN
XXyy.roman,hikayeveoyunyazarlarından
Doğum/Ölüm: 25 Kasım 1889 - 7 Aralık 1956
Doğum Yeri: İstanbul
Yazı hayatına Birinci Dünya Savaşı sonlarında (1917) başlayan, ilk eseri de Eski Ahbap (uzun hikaye) 1917 de basılan Reşat Nuri, 1918 de tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayımlarken bir yandan da hikayeler (Şair Dergisi, 1918/19; Nedim Dergisi, 1919; Büyük Mecmua, 1919) yazıyordu. Çalıkuşu nun Vakit gazetesinde tefrikasıyla (1922) geniş bir ün kazandı. Çok hareketli bir eser olan Çalışkuşu nda Anadolu, ilk idealist ve aydın kızı Feride ye kavuştu, geniş ölçüde romana girdi. Bu roman az okumuş ve aydın, iki sınıfı da, doğal ve canlı diliyle kendine bağladı. Reşat Nuri nin hemen bütün romanlarında dekor olarak taşra kasaba ve şehirleri çevre, tip, çeşitli problem ve görüşleriyle Anadolu atmosferi görülür. Romanlarında sosyal ve hissi konuları işleyen yazar, küçük hikayelerinde bunların yanına mizahı da eklediYazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş veya dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuarlarında kalmış tüm eserlerinin toplamı yüzü bulur; bunlardan 19 tanesi telif romandır, 7 tanesi hikaye kitabı. Yazdığı, çevirdiği, uyarladığı, oynanmış, basılmadan kalmış oyunlarının sayısı roman ve hikaye kitaplarının sayısını da aşar. Eserlerinin tam listesi için şu broşüre bakınız: Türkan Poyraz Muazzez Albek, Reşat Nuri Güntekin (Ankara, 1957)
Hikaye kitapları: Tanrı Misafiri (1927), Sönmüş Yıldızlar (1927), Leyla ile Mecnun (1928), Olağan İşler (1930), vb.
Gezi yazıları: Anadolu Notları (ilk cildi 1936; ikinci cildi 1966).
Oyunları içinde en ünlüleri Balıkesir Muhasebecisi (1953) ve Tanrıdağı Ziyafeti (1955) dir. Bütün eserleri ölümünden sonra, eşi tarafından, bir külliyat halinde yeniden bastırıldı.
Hayatı, sanatı ve eserleri üzerine bir tanıtma kitabı, Muzaffer Uygunerindir. (Varlık yay;1967). İbrahim Zeki Burdurlu nun Romanıyla Reşat Nuri Güntekin (İzmir Eğitim Ens. Yay., 1971) kitabını Birol Emil in Reşat Nuri Güntekin in Romanlarında Şahıslar Dünyası (1984) adlı doçentlik tezi izledi.