Geçmiş yaşamlara sahipsek, neredeyse hepimiz bunları unutmuşuzdur. Şimdiki yaşamımızın da çoğu kısmını şimdiden unuttuk. Doğumumuz öncesi, doğumumuz ve yaşamımızın ilk yılları bakımından neredeyse hepimizde hafıza kaybı vardır.
İlk anılarımız üçüncü yılın sonu civarında, bazen biraz daha erken ama genellikle daha sonrasında başlayabilir. Geçmiş yaşamlara inanabilir ve bunları yine de hatırlamayız ve bazıları bunları hatırlar ama bunlara inanmaz.
Geçmiş yaşamları hatırlamanın yolu bu yaşamın kayıp anılarını hatırlamanınkiyle aynıdır. Bu yola, yaş geriletme denir. Esasen bir ipnotik durum olan tam regresyon, anıları geri getirir ama daha yoğun, hatırlamaktan çok yeniden yaşamak gibidir. Ondan beri olmuş her şey neredeyse unutulmuş olabilir, durumu o sırada meydana geldiği gibi deneyimleriz. Yeniden yaşama ve regresyon teknikleri bastırılmış ve kayıp anıları geri getirebilir ve ayrıca yaşamımızın ilk, şu an hatırlanmayan kısmına erişim sağlayabilir.
Bu sanki hepimizin bilinçli veya bilinçsiz deneyimlemiş olduğumuz her şeyin tam ve kesintisiz hafızasına sahip olduğumuzu gösterir. Yaşamımızdaki herhangi önemli bir ana gitmek için geriye sarabileceğimiz bir teyp vardır. Derin regresyonda, bazı insanlar geçirdikleri ameliyat sırasında çevrelerinde olan bitenleri o sırada tamamen kendilerinden geçmiş olmalarına rağmen tarif edebilirler. Yeniden yaşama veya regresyon tekniğine başvuran insanlar bunu meraktan, psikoterapinin bir parçası olarak veya bir deneydeki denekler olarak yaparlar. Hastalar, müşteriler veya denekler dememek için onlara, danışanlar demeyi tercih ediyorum.
Joseph de Louise otuz beş yıl önce şunları söylemişti (Graham 1976: 106):
"Şimdi, sahip olduğumuz teknikler ile geçmiş bir yaşama regresyon deneyimini on kişiden belki sadece ikisi gerçekten edinebilir. Gelecek yirmi veya otuz yıl içinde, geçmiş yaşamlara girmemizi, o hafıza bankasına veya o can bankasına veya evrensel bankaya gidip bu enformasyonu çekip almamızı sağlayacak hamleler olacağı hissini taşımaktayım."
Haklıydı. Birkaç yıl sonra Wambach bir geçmiş yaşamın % 90'ını elde etti. Günümüzde, bir geçmiş yaşam terapistine gitmek neredeyse sıradan bir iş. Kitaplar bize insanları evlerinde geçmiş yaşamlara nasıl yönlendirebileceğimizi veya yardım almaksızın kendi geçmiş yaşamlarımıza nasıl erişebileceğimizi anlatmakta. Anlaşılır bir şekilde, bunların pek çoğu güvenilir değildir. Bir sonraki kısım, "inananlar" tarafından girişilen eleştirmeyen keşifler hakkındadır.
İspanya'da, Colavida yaş geriletmeyi muhtemelen 1887'de keşfetti. Altı yıl sonra, Paris'te Albert de Rochas manyetizma ve ipnoz ile deneyler yaparken bu tekniği yeniden keşfetti. Kısa sürede, Rochas'ın çalışmasında geçmiş yaşamlar ortaya çıkmaya başladı. Bu alanda büyük bir öncüdür. Les Vies Successives (1911) adlı kitabı bu konuda yazılmış ilk kitaptır ve hala okumaya değer. Albert de Rochas, insanları daha ve daha geriye götürdüğünde doğumlarını deneyimleyebildiklerini ve doğmuş oldukları zamandan önceye bile geri gidebildiğini buldu. Şaşırtıcı olan şey, daha da geriye gittiklerinde ve ortaya çıkan ilk somut deneyimin ne olduğu sorulduğunda, önceki bir yaşamdan bir ölüm sahnesinin rahimde geçen zamandan daha çok sıklıkla belirvermesiydi.
Daha önce belirtildiği gibi spiritüalistler, gnostikler ve ezoterizmciler Albert de Rochas'ı eleştirmişlerdi çünkü bulguları gnostik ve ezoterik öğretilerle çelişkmekteydi ve transı başlatıyordu. Gnostikler, tıpkı teozoflar gibi, bunu atalara dair ve sorgulanabilir bir yöntem olarak gördüler çünkü deneğin kendinin farkında oluşunu önlemekteydi. Trans sırasında deneklerin telkine açık olmaları nedeniyle güya geçmiş yaşam anılarının, de Rochas'ın baskın ve telkin edici mevcudiyetine verdikleri yanıtlardan ibaret olduğunu söyleyerek itiraz ettiler. Oysa de Rochas'ın deneyleri, Stevenson'ınkiler gibi daha sonraki araştırmalarla tam bir fikirbirliği içindedir.
Regresyon teknikleri The Searchfor Bridey Murphy (Bernstein 1956) adlı kitabın basımına dek durağan kaldı. Bu kitabın hikayesi kendi başına bir kitap olur. Hakkında acımasız incelemeler yazıldı ve genel fikre göre, delillerle yeterli bir biçimde çürütüldü. O arada, çürütmeler de çürütüldü. Bernstein'ın kitabının kilise ile bilim arasındaki sahipsiz bölgenin kurbanı olduğu (Cerminara 1967) çok açıktır. Bir bilimci (Ducasse 1960) lehte ve aleyhte kanıtların hepsini tarttı ve olguların inkar edilemez olduğu sonucuna vardı. Daha sonra, bunları aksi asla kanıtlanamaz ve dolayısıyla da tarafsız olduğu kadar faydasız da olan süper-DDA (süper-duyular-dışı-algılama) denilen cömert hipotez ile açıklamaya girişti.
Bernstein'in çalışmasına ilham veren Albert de Rochas değil, Alexander Cannon ve muhtemelen dianetics ve scientology'mn kurucusu olan Ron Hubbard idi. Hubbard, zihin sağlığını özellikle ilerletme niyetine dayanan ipnotik-olmayan regresyon teknikleri geliştirdi. Hubbard'ın tesiri esasen dolaylıdır çünkü teknikleri kilise statüsü, telif hakları ve katı üyelik disiplini tarafından korunan katı bir örgütsel çerçeve içinde uygulanır. Bununla birlikte hareketinin eski üyeleri çokça çalışmıştır.
Ne olursa olsun, Bernstein'ını kitabı regresyona ilgiyi büyük ölçüde uyandırdı. The Three Lives ofNaomi Henry (Blythe 1956) adlı kitap İngilizlerin The Search for Bridey Murphy'e cevabıydı. Deneye mali destek veren Daily Express gazetesi, danışan bir ölüm sonrası deneyime girip sessizleştiğinde, derhal oradan ayrılmıştı. Seanslar gramafon plaklarında yayınlandı. Cornwall'da Arnall Bloxham insanları geçmiş yaşamlara geriletmek için ipnoz kullandı. Seansları kaydetti ve verimli bir deneğin geçmiş yaşam seansları hakkında Who was Ann Ockenden? (1958) adlı kitabı yayınladı. Daha sonraları bir BBC televizyon programı, tarihsel açıdan doğrulanabilir malzeme içeren bu regresyonlardan birkaçını inceledi (Iverson 1976).
En önemli modern yayınlar regresyon raporları ve böyle seanslar sırasında deneklerin deneyimleridir (Moss ve Keeton 1979). Bazen bu kayıtlar seanslardan çıkan verilerin tarihsel doğrulamalarıyla desteklenir (Under-wood and Wilder 1975; Dethlefsen 1977, Williston and Johnstone 1983).
Helen Wambach'ın çalışması, yalnızca büyük hacmiyle bile en önemli atılımdır. ıooo'e yakın deneği 5 farklı geçmiş yaşama başarıyla geriletti, yaklaşık 5.000 regresyonu özetledi ve bunların istatistiksel açıdan analizini yaptı (Wambach 1978). Ayrıca insanları doğum öncesi döneme de geriletti. 750 civarı kişi böyle deneyimler yaşadı ve Wambach bunları da istatistiksel açıdan sınıfladı (Wambach 1979). Helen Wambach ilk başlarda katılımcılarının % 70'inin geçmiş yaşamları yeniden yaşadıklarını buldu ve yöntemlerini geliştirmesinin ardından bu % 90'a çıktı.
Kalan % ıo'un rastgele örneklemesinde, yaklaşık yarısı geçmiş yaşamları tekil gözetim altında yeniden yaşabildi. Geri kalan yüzde 5 ise gevşemenin veya kendini bırakmanın her biçimine dirençliydi. Gergin ve nevrotik bir biçimde uyanık kaldılar. Wambach bu gerilimin ölüm veya kontrolü kaybetme korkusuyla ilintili olduğunu düşünür (Wambach 1978).
Edith Fiore bu açıklamayı destekler gibi görünen bir vaka aktarır. Bir danışan gevşeyemedi veya gevşemeyecekti. Fiore en sonunda başardığında, engelin nedeninin önceki yaşamdaki travmatik bir ölüm deneyimi olduğu ortaya çıktı: hasta bir psikiyatri hastanesinde yapılan bir lobotomi sırasında kan kaybından ölmüştü.
Morris Netherton danışanların gizliliğin gerekli veya tehdit altında olduğu bir koşula girdikleri için bazen engelliyor göründüklerini keşfetti. Böyle bir engel, "Bir şeyin sır olarak mı kalması gerekiyor?" sorusuyla ortadan kaldırılabilir.
Yeniden Yaşama ve Regresyon
Geçmişi farklı tarzlarda ve farklı yoğunluk dereceleriyle deneyimleyebiliriz. Geçmişe erişimi artıran ve şimdiye erişimi azaltan bir düzende beş seviye ayırt etmekteyim. Tablo 4'te, sırasıyla ele alacağım bu seviyelere genel bir bakış bulacaksınız. Bruce Goldberg'ih Past Lives, Future Lives: Accounts of Regressions and Progressions Through Hypnosis adlı kitabı hatırlama konusunda belirlediğim aynı seviyeleri sıralar. Benim yeniden yaşama ve regresyon dediğim şeye O, sahte-yeniden hayat verme ve yeniden hayat verme demektedir (Goldberg 1982: 58). Soul Search: Spiritual Growth Through Knowledge of Past Lifetimes adlı kitap da beş regresyon seviyesi belirler (Williston and Johnstone 1983: 53).
Bu beş seviyeye şu adları verdim:
http://b1301.hizliresim.com/15/4/hmxp4.jpg[IMG]
İlk seviye olan anıda, şimdiki ortamın farkında olmaya devam ederiz. Şimdi nerede olduğunuzu bilirsiniz, kendi tarihinizi bilirsiniz. Çoktan geçmiş bir şey hakkında geriye sadece enformasyon getiriyor olduğunuzu bilirsiniz. Geçmiş hakkında düşünürseniz veya biri geçmişe dair bir şey sorarsa, örneğin ilkokul altıncı sınıftayken yaşadığınız yer ve öğretmeninizin adı. Bunu yapmak için o zamandan herhangi bir şeyi yeniden deneyimlemeniz gerekemez. Adlar, tarihler ve adresler gibi olgular herhangi bir imge olmaksızın ortaya çıkar. Anı seviyesinde, yalnızca ortaya çıkan olgularla ilgilisinizdir; bunlara bazen, bir zamanlar nasıl olduğuna dair gelip geçici izlenimler eşlik eder ama bunlar belli belirsiz, arka planda kalır. Deneyim, farkındalık şimdide sürer.
İkinci seviye, hatırlamadır. Burada, geçmiş imgeler ve diğer duyusal izlenimler biçiminde geri gelir. Yaşadığınız sokağın nasıl göründüğünü hatırlayabilirsiniz. Okuldaki bir arkadaşın yüzünü ve okuldan eve dönerken nasıl düştüğünüzü ve sıyrılan dizinizin nasıl acıdığım hatırlarsınız. Hatırlamalarda, olanların sizde iz bırakmış imgeleri birbirine geçen belli belirsiz imgelerden oluşan bir arka fona gömülüdür.
İşittiğiniz, hissettiğiniz, kokladığınız ve tattığınız şeyi hatırlayabilirsiniz, ancak bu çoğu insan için görsel hatırlamadan daha zordur. Olabildiğince somut ve tam biçimde hatırlama pratiği yapabilirsiniz. Başka biri size hatırlamalarınızı ayrıntılı ve net alabilmeniz için doğrudan sorular ve açık telkinler aracılığıyla yardım edebilir. Bir açık telkin, örneğin, "Sınıfındaki seslerin uğultusunu duyabilirsin," veya, "masaya konan o iğrenç lahananın kokusunu alabilirsin," olabilir.
Hatırlama öyle tam olabilir ki yalnızca gürültüyü işitmekle kalmayıp kokuları da alabilir ve çocukken yediğiniz ıspanağı veya ilk dondurmanın tadını alabilir ve hatta bunların uyandırdığı hisleri ve düşünceleri de tekrar edinebilirsiniz. Bu, yeniden yaşamaktır. Duyusal hatırlamaların yanı sıra hislerimiz, düşüncelerimiz, o sıradaki tuh halimiz de ortaya çıkar. O zaman hissetmiş olduğunuz şeyi hissedersiniz, o zaman düşünmüş olduğunuz şeyi düşünürsünüz.
Bu, tuhaf bir bilinç bölünmesi yaratır. Şimdi olduğunuz kişi olarak kalır ama aynı zamanda, kendinizi on yaşında bir oğlan veya on iki yaşında bir kız olarak deneyimlersiniz (Aynaya veya eski bir fotoğrafınıza dikkatle ve yoğun biçimde baktığınızda da iki odak noktası olan böyle bir "eliptik bilinç" durumunu yaşayabilirsiniz.)
Gerçek regresyon ile yalnızca geçmişi tekrar deneyimlemekle kalmazsınız, ayrıca o zaman ile şimdi arasında olup bitmiş her şey arka plana itilir ve bilinciniz gerçekten de bunlara erişemez. Yeniden yaşama bilincin iki odak noktası arasında yine de kesilmemiş bir bağlantıya sahiptir. Gerçek regresyon ile bu bağlantı yok olur. On iki yaşma geriletme, bu on iki yaşındaki siz olarak tekrar yaşamakta, hissetmekte ve düşünmekte olduğunuz ve de o zamandan bu yana deneyimlediğiniz her şeyi kaybettiğiniz anlamına gelir. Şimdiye dair farkındalığınız yine de bozulmadan kalırsa o zaman bunu, sanki bağlantısızmış gibi deneyimlersiniz: geçmişin farkındalığı üstünde hiçbir tesiri yoktur. Bir ipnotik regresyon sırasında gözetim altındaysanız, şimdiki kişiliğinizin müdahale edebilirliği olmaksızın sorulara geçmiş farkındalığınızdan yanıt verdiğinizi işitebilirsiniz.
O zamandan beri olan her şeye dair geçici hafıza kaybı, bilincinizin yalnızca regresyonda olan parçası için geçerlidir. Genellikle şimdiye dair farkındalık onun hemen yanmasında varolmaya devam eder.
Biri 19. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere'deki bir enkarnasyona geri götürülür ve kraliçenin adı sorulur. Cahil gecekondu kızı bu soruya yanıt veremezken şimdiki kişilik neredeyse dişlerini gıcırdatarak müdahale etmeye ve, "Victoria!" demeye çalışmaktadır. Ama araya giremez. Oradaki herkes yanıtı bilmekte ve adeta zihnen o kişiye haykırmaktadır ama nafile. Böyle fenomenler, meslekten olmayanlarca öne sürülen şu transtaki kişinin telkine açık olduğu ve orada bulunanlara, özellikle de ipnozcuya telepatik yoldan tepki verdiği şeklindeki savın geçersizliğini yeterli bir biçimde kanıtlar. Böyle şeyler ipnoz aracılığıyla bazı kişiler ile başarılabilir ancak trans yeterince derin ve özel talimatlar verilmiş ise, paranormal beceriler zaten mevcuttur.
İpnoz olmaksızın, şimdiki kişiliğe erişim aynen kalır ve sorular, sırayla şimdiki ve geçmiş kişiliğe sorulabilir. Beceriksizce yönlendirme bazen regresyon sırasında geçmiş ve şimdiki kişiliğin birbirine karışmasına sebep olabilir. Duygusal veya entelektüel engeller şimdiki kişilikten kaynaklanan müdahalelerle sonuçlanabilir. Bazen geçmiş kişilik her nedense yanıtlayamadığında, şimdiki kişilik yanıt verir. Transın hafif seviyelerinde bu fark, özellikle amatör terapist için genellikle net değildir.
Bazen terapist değişimli olarak geçmiş ve şimdiki bilince soru sorar. Bu değişimli sorgulama regresyonun yeniden yaşama seviyesine geri kaymasına yol açacaktır. Bazen, geçmiş yaşam karşı cinste veya çok farklı fikirlere sahip olduğunda, iki görüş açısı arasındaki etkileşim eğlencelidir: Bir seansta genç bir kız bir Neanderthal erkek olarak yeniden yaşamaktadır.
Adam üstüne düşen kayalar nedeniyle ölür. Son düşüncesi sorulduğunda, danışanın kaim bir sesle, "Ugh!" demesini, genç kız sesiyle, "Ay, pardon!" demesi izler.
Regresyon özdeşleşmeye doğru derinleşebilir. Özdeşleşmede ayrı bir şimdiye dair herhangi bir farkındalık kalmaz. Regresyon sırasında bir yatağa uzanmış konuşmakta olduğunuzu güçbela fark edersiniz, o anki koşulların çoğunu unutursunuz, geçmişten tepki verirsiniz. Özdeşleşme ile farkında olduğunuz kadarıyla şimdiyi o zamanki koşula dahil ederiniz. Sorular sormakta olan danışmanı yeniden yaşamakta olduğunuz geçmiş yaşamdan koşullar içine yerleştireceksinizdir.
Bu, yanıtını herkesin bildiği aptalca sorulardan rahatsızlık duymakla başlar (örnek olarak, ayrılmış bilincin iyi bir örneğinin de verildiği, Moss ve Keeton 1979: 34-5 bkz.). Sır olarak kalması gereken şeylere dair sorulardan kuşkulanma hissi, soru soran kişiyle tartışmaya yol açabilir (Dethlefsen 1977: 225; Fiore 1978:11). Goldberg özdeşleşme aşamasına dair iyi örnekler verir (Goldberg 1982: 76, 77, 103).
Nyria'nın regresyonları (Praed 1914), özdeşleşme aşamasının hoş bir örneğidir. Nyria boşboğazlık yapıp ipnozcuya açıklayacağı şeylerle Hristiyanlara veya hanımına ihanet edeceğinden sürekli olarak korkan Romalı bir köle kızdır, ipnozcuya sürekli olarak kim olduğunu ve ne diye onunla bu tuhaf yerde buluştuklarını sorar. Kendi köleleri yok mudur da Nyria'ya bu kadar çok soru sormaktadır? Ve eğer tahtırevan ile gelmişse, tahtırevana ne olmuştu? Ve gidip de kendisi ona bir tahtırevan bulamaz mıydı? (Shirley 1924: 37) Nyria'nın vakasında, seanslar birbirine tam olarak bağlantılıdır (Shirley 1924: 40); tıpkı Joan Grant'ın seansları gibi ama Joan Grant'in Winged Pharaoh (1937) adlı kitabındaki seanslar kronolojik olmayan bir sırayla gelmiş ve daha sonra birbirine eklenmeleri gerekmişti.
Özdeşleşme seviyesinde, belirli bir ömüre ait olan yeni deneyimleri yaratmak mümkündür. Örneğin, birini onbirinci yılma geri getirir ve o yaşta hiç duymamış olduğu bir konuyu açarız. Bu halden çıktığında, o konuşma ona, ipnotik talimat bunu yeniden silmedikçe, kendisi on bir yaşındayken meydana gelmiş gibi görünecektir.
Geçmişe dair farkındalığın beş seviyesinin yanı sıra geçmiş kendini şimdiki bedende farklı yoğunluk seviyelerinde tezahür ettirebilir. Yeniden yaşama, özellikle de son doğum veya bundan önceki son ölüm gibi yoğun duygusal ve bedensel deneyimleri yeniden yaşarken güçlü somatik belirtiler üretebilir. Nefesimiz sıklaşabilir veya cenin pozisyonu alabiliriz. Geçmiş yaşamlarda ölme deneyimlerini yeniden yaşarken zorlukla nefes alıp verme, beden ısısına değişimler vb. sık görülür.
Veya bir dayağı yeniden yaşıyoruzdur ve Netherton'un çalışmasının (1978: 79) gösterdiği gibi, ipnoz bile olmaksızın sırtımızda veya yüzümüzde kırmızı izler belirir. Veya yüzümüzdeki ifade tamamen değişir, sanki başka bir yüz gelip yerleşir. Richard Webb bunun, eskiden derin trans medyomlarında görülen "transfigürasyon" ile aynı şey olduğunu söyler. Buna Arthur Ford'da (Webb 1974: 82) tanık olmuştu. Ksenoglosi normalde konuşamadığımız yabancı dillerde konuşmaktır. Vakaların % 0.01'den azında oluşur (Wambach 1986). Netherton'a göre bu, herhangi bir ipnoz kullanmayan kendi yöntemi ile de başarılabilir (1978: 79). Dethlefsen bu yeteneğin metodik olarak geliştirilebileceğini umar. Doğruysa, bunun yabancı dil eğitiminde ve dilbilimsel araştırmalarda büyük sonuçları olurdu. İlginç olan şey, seçici bastırmanın mümkün olmasıdır. Örneğin, bir ipnozcu, danışana ona konuşulan dili anlayacağı ve bu dilde yanıt vereceği talimatım verebilir. Bu, bebekliğe geriletmelerdeki çıkmaz noktaları da önler.
On yedi yaşında bir Fransız kız yıl be yıl geriletilir ve beşinci yılında Gaskonca konuşur ve Fransızca konuşması istendiğinde artık konuşamamaktadır. Bir geçmiş yaşama geri götürülen bir ingiliz kadın talimatların hiçbirine tepki vermemektedir. Şans eseri orada olan İsveçli bir kadın ona İsveççe bir şeyler sorunca kadın derhal akıcı bir İsveççe ile yanıtlar, oysa şimdiki yaşamında İsveççe bilmemektedir (Moss ve Keeton 1979: 169).[/FONT][/B]
Alıntı
İlk anılarımız üçüncü yılın sonu civarında, bazen biraz daha erken ama genellikle daha sonrasında başlayabilir. Geçmiş yaşamlara inanabilir ve bunları yine de hatırlamayız ve bazıları bunları hatırlar ama bunlara inanmaz.
Geçmiş yaşamları hatırlamanın yolu bu yaşamın kayıp anılarını hatırlamanınkiyle aynıdır. Bu yola, yaş geriletme denir. Esasen bir ipnotik durum olan tam regresyon, anıları geri getirir ama daha yoğun, hatırlamaktan çok yeniden yaşamak gibidir. Ondan beri olmuş her şey neredeyse unutulmuş olabilir, durumu o sırada meydana geldiği gibi deneyimleriz. Yeniden yaşama ve regresyon teknikleri bastırılmış ve kayıp anıları geri getirebilir ve ayrıca yaşamımızın ilk, şu an hatırlanmayan kısmına erişim sağlayabilir.
Bu sanki hepimizin bilinçli veya bilinçsiz deneyimlemiş olduğumuz her şeyin tam ve kesintisiz hafızasına sahip olduğumuzu gösterir. Yaşamımızdaki herhangi önemli bir ana gitmek için geriye sarabileceğimiz bir teyp vardır. Derin regresyonda, bazı insanlar geçirdikleri ameliyat sırasında çevrelerinde olan bitenleri o sırada tamamen kendilerinden geçmiş olmalarına rağmen tarif edebilirler. Yeniden yaşama veya regresyon tekniğine başvuran insanlar bunu meraktan, psikoterapinin bir parçası olarak veya bir deneydeki denekler olarak yaparlar. Hastalar, müşteriler veya denekler dememek için onlara, danışanlar demeyi tercih ediyorum.
Joseph de Louise otuz beş yıl önce şunları söylemişti (Graham 1976: 106):
"Şimdi, sahip olduğumuz teknikler ile geçmiş bir yaşama regresyon deneyimini on kişiden belki sadece ikisi gerçekten edinebilir. Gelecek yirmi veya otuz yıl içinde, geçmiş yaşamlara girmemizi, o hafıza bankasına veya o can bankasına veya evrensel bankaya gidip bu enformasyonu çekip almamızı sağlayacak hamleler olacağı hissini taşımaktayım."
Haklıydı. Birkaç yıl sonra Wambach bir geçmiş yaşamın % 90'ını elde etti. Günümüzde, bir geçmiş yaşam terapistine gitmek neredeyse sıradan bir iş. Kitaplar bize insanları evlerinde geçmiş yaşamlara nasıl yönlendirebileceğimizi veya yardım almaksızın kendi geçmiş yaşamlarımıza nasıl erişebileceğimizi anlatmakta. Anlaşılır bir şekilde, bunların pek çoğu güvenilir değildir. Bir sonraki kısım, "inananlar" tarafından girişilen eleştirmeyen keşifler hakkındadır.
İspanya'da, Colavida yaş geriletmeyi muhtemelen 1887'de keşfetti. Altı yıl sonra, Paris'te Albert de Rochas manyetizma ve ipnoz ile deneyler yaparken bu tekniği yeniden keşfetti. Kısa sürede, Rochas'ın çalışmasında geçmiş yaşamlar ortaya çıkmaya başladı. Bu alanda büyük bir öncüdür. Les Vies Successives (1911) adlı kitabı bu konuda yazılmış ilk kitaptır ve hala okumaya değer. Albert de Rochas, insanları daha ve daha geriye götürdüğünde doğumlarını deneyimleyebildiklerini ve doğmuş oldukları zamandan önceye bile geri gidebildiğini buldu. Şaşırtıcı olan şey, daha da geriye gittiklerinde ve ortaya çıkan ilk somut deneyimin ne olduğu sorulduğunda, önceki bir yaşamdan bir ölüm sahnesinin rahimde geçen zamandan daha çok sıklıkla belirvermesiydi.
Daha önce belirtildiği gibi spiritüalistler, gnostikler ve ezoterizmciler Albert de Rochas'ı eleştirmişlerdi çünkü bulguları gnostik ve ezoterik öğretilerle çelişkmekteydi ve transı başlatıyordu. Gnostikler, tıpkı teozoflar gibi, bunu atalara dair ve sorgulanabilir bir yöntem olarak gördüler çünkü deneğin kendinin farkında oluşunu önlemekteydi. Trans sırasında deneklerin telkine açık olmaları nedeniyle güya geçmiş yaşam anılarının, de Rochas'ın baskın ve telkin edici mevcudiyetine verdikleri yanıtlardan ibaret olduğunu söyleyerek itiraz ettiler. Oysa de Rochas'ın deneyleri, Stevenson'ınkiler gibi daha sonraki araştırmalarla tam bir fikirbirliği içindedir.
Regresyon teknikleri The Searchfor Bridey Murphy (Bernstein 1956) adlı kitabın basımına dek durağan kaldı. Bu kitabın hikayesi kendi başına bir kitap olur. Hakkında acımasız incelemeler yazıldı ve genel fikre göre, delillerle yeterli bir biçimde çürütüldü. O arada, çürütmeler de çürütüldü. Bernstein'ın kitabının kilise ile bilim arasındaki sahipsiz bölgenin kurbanı olduğu (Cerminara 1967) çok açıktır. Bir bilimci (Ducasse 1960) lehte ve aleyhte kanıtların hepsini tarttı ve olguların inkar edilemez olduğu sonucuna vardı. Daha sonra, bunları aksi asla kanıtlanamaz ve dolayısıyla da tarafsız olduğu kadar faydasız da olan süper-DDA (süper-duyular-dışı-algılama) denilen cömert hipotez ile açıklamaya girişti.
Bernstein'in çalışmasına ilham veren Albert de Rochas değil, Alexander Cannon ve muhtemelen dianetics ve scientology'mn kurucusu olan Ron Hubbard idi. Hubbard, zihin sağlığını özellikle ilerletme niyetine dayanan ipnotik-olmayan regresyon teknikleri geliştirdi. Hubbard'ın tesiri esasen dolaylıdır çünkü teknikleri kilise statüsü, telif hakları ve katı üyelik disiplini tarafından korunan katı bir örgütsel çerçeve içinde uygulanır. Bununla birlikte hareketinin eski üyeleri çokça çalışmıştır.
Ne olursa olsun, Bernstein'ını kitabı regresyona ilgiyi büyük ölçüde uyandırdı. The Three Lives ofNaomi Henry (Blythe 1956) adlı kitap İngilizlerin The Search for Bridey Murphy'e cevabıydı. Deneye mali destek veren Daily Express gazetesi, danışan bir ölüm sonrası deneyime girip sessizleştiğinde, derhal oradan ayrılmıştı. Seanslar gramafon plaklarında yayınlandı. Cornwall'da Arnall Bloxham insanları geçmiş yaşamlara geriletmek için ipnoz kullandı. Seansları kaydetti ve verimli bir deneğin geçmiş yaşam seansları hakkında Who was Ann Ockenden? (1958) adlı kitabı yayınladı. Daha sonraları bir BBC televizyon programı, tarihsel açıdan doğrulanabilir malzeme içeren bu regresyonlardan birkaçını inceledi (Iverson 1976).
En önemli modern yayınlar regresyon raporları ve böyle seanslar sırasında deneklerin deneyimleridir (Moss ve Keeton 1979). Bazen bu kayıtlar seanslardan çıkan verilerin tarihsel doğrulamalarıyla desteklenir (Under-wood and Wilder 1975; Dethlefsen 1977, Williston and Johnstone 1983).
Helen Wambach'ın çalışması, yalnızca büyük hacmiyle bile en önemli atılımdır. ıooo'e yakın deneği 5 farklı geçmiş yaşama başarıyla geriletti, yaklaşık 5.000 regresyonu özetledi ve bunların istatistiksel açıdan analizini yaptı (Wambach 1978). Ayrıca insanları doğum öncesi döneme de geriletti. 750 civarı kişi böyle deneyimler yaşadı ve Wambach bunları da istatistiksel açıdan sınıfladı (Wambach 1979). Helen Wambach ilk başlarda katılımcılarının % 70'inin geçmiş yaşamları yeniden yaşadıklarını buldu ve yöntemlerini geliştirmesinin ardından bu % 90'a çıktı.
Kalan % ıo'un rastgele örneklemesinde, yaklaşık yarısı geçmiş yaşamları tekil gözetim altında yeniden yaşabildi. Geri kalan yüzde 5 ise gevşemenin veya kendini bırakmanın her biçimine dirençliydi. Gergin ve nevrotik bir biçimde uyanık kaldılar. Wambach bu gerilimin ölüm veya kontrolü kaybetme korkusuyla ilintili olduğunu düşünür (Wambach 1978).
Edith Fiore bu açıklamayı destekler gibi görünen bir vaka aktarır. Bir danışan gevşeyemedi veya gevşemeyecekti. Fiore en sonunda başardığında, engelin nedeninin önceki yaşamdaki travmatik bir ölüm deneyimi olduğu ortaya çıktı: hasta bir psikiyatri hastanesinde yapılan bir lobotomi sırasında kan kaybından ölmüştü.
Morris Netherton danışanların gizliliğin gerekli veya tehdit altında olduğu bir koşula girdikleri için bazen engelliyor göründüklerini keşfetti. Böyle bir engel, "Bir şeyin sır olarak mı kalması gerekiyor?" sorusuyla ortadan kaldırılabilir.
Yeniden Yaşama ve Regresyon
Geçmişi farklı tarzlarda ve farklı yoğunluk dereceleriyle deneyimleyebiliriz. Geçmişe erişimi artıran ve şimdiye erişimi azaltan bir düzende beş seviye ayırt etmekteyim. Tablo 4'te, sırasıyla ele alacağım bu seviyelere genel bir bakış bulacaksınız. Bruce Goldberg'ih Past Lives, Future Lives: Accounts of Regressions and Progressions Through Hypnosis adlı kitabı hatırlama konusunda belirlediğim aynı seviyeleri sıralar. Benim yeniden yaşama ve regresyon dediğim şeye O, sahte-yeniden hayat verme ve yeniden hayat verme demektedir (Goldberg 1982: 58). Soul Search: Spiritual Growth Through Knowledge of Past Lifetimes adlı kitap da beş regresyon seviyesi belirler (Williston and Johnstone 1983: 53).
Bu beş seviyeye şu adları verdim:
http://b1301.hizliresim.com/15/4/hmxp4.jpg[IMG]
İlk seviye olan anıda, şimdiki ortamın farkında olmaya devam ederiz. Şimdi nerede olduğunuzu bilirsiniz, kendi tarihinizi bilirsiniz. Çoktan geçmiş bir şey hakkında geriye sadece enformasyon getiriyor olduğunuzu bilirsiniz. Geçmiş hakkında düşünürseniz veya biri geçmişe dair bir şey sorarsa, örneğin ilkokul altıncı sınıftayken yaşadığınız yer ve öğretmeninizin adı. Bunu yapmak için o zamandan herhangi bir şeyi yeniden deneyimlemeniz gerekemez. Adlar, tarihler ve adresler gibi olgular herhangi bir imge olmaksızın ortaya çıkar. Anı seviyesinde, yalnızca ortaya çıkan olgularla ilgilisinizdir; bunlara bazen, bir zamanlar nasıl olduğuna dair gelip geçici izlenimler eşlik eder ama bunlar belli belirsiz, arka planda kalır. Deneyim, farkındalık şimdide sürer.
İkinci seviye, hatırlamadır. Burada, geçmiş imgeler ve diğer duyusal izlenimler biçiminde geri gelir. Yaşadığınız sokağın nasıl göründüğünü hatırlayabilirsiniz. Okuldaki bir arkadaşın yüzünü ve okuldan eve dönerken nasıl düştüğünüzü ve sıyrılan dizinizin nasıl acıdığım hatırlarsınız. Hatırlamalarda, olanların sizde iz bırakmış imgeleri birbirine geçen belli belirsiz imgelerden oluşan bir arka fona gömülüdür.
İşittiğiniz, hissettiğiniz, kokladığınız ve tattığınız şeyi hatırlayabilirsiniz, ancak bu çoğu insan için görsel hatırlamadan daha zordur. Olabildiğince somut ve tam biçimde hatırlama pratiği yapabilirsiniz. Başka biri size hatırlamalarınızı ayrıntılı ve net alabilmeniz için doğrudan sorular ve açık telkinler aracılığıyla yardım edebilir. Bir açık telkin, örneğin, "Sınıfındaki seslerin uğultusunu duyabilirsin," veya, "masaya konan o iğrenç lahananın kokusunu alabilirsin," olabilir.
Hatırlama öyle tam olabilir ki yalnızca gürültüyü işitmekle kalmayıp kokuları da alabilir ve çocukken yediğiniz ıspanağı veya ilk dondurmanın tadını alabilir ve hatta bunların uyandırdığı hisleri ve düşünceleri de tekrar edinebilirsiniz. Bu, yeniden yaşamaktır. Duyusal hatırlamaların yanı sıra hislerimiz, düşüncelerimiz, o sıradaki tuh halimiz de ortaya çıkar. O zaman hissetmiş olduğunuz şeyi hissedersiniz, o zaman düşünmüş olduğunuz şeyi düşünürsünüz.
Bu, tuhaf bir bilinç bölünmesi yaratır. Şimdi olduğunuz kişi olarak kalır ama aynı zamanda, kendinizi on yaşında bir oğlan veya on iki yaşında bir kız olarak deneyimlersiniz (Aynaya veya eski bir fotoğrafınıza dikkatle ve yoğun biçimde baktığınızda da iki odak noktası olan böyle bir "eliptik bilinç" durumunu yaşayabilirsiniz.)
Gerçek regresyon ile yalnızca geçmişi tekrar deneyimlemekle kalmazsınız, ayrıca o zaman ile şimdi arasında olup bitmiş her şey arka plana itilir ve bilinciniz gerçekten de bunlara erişemez. Yeniden yaşama bilincin iki odak noktası arasında yine de kesilmemiş bir bağlantıya sahiptir. Gerçek regresyon ile bu bağlantı yok olur. On iki yaşma geriletme, bu on iki yaşındaki siz olarak tekrar yaşamakta, hissetmekte ve düşünmekte olduğunuz ve de o zamandan bu yana deneyimlediğiniz her şeyi kaybettiğiniz anlamına gelir. Şimdiye dair farkındalığınız yine de bozulmadan kalırsa o zaman bunu, sanki bağlantısızmış gibi deneyimlersiniz: geçmişin farkındalığı üstünde hiçbir tesiri yoktur. Bir ipnotik regresyon sırasında gözetim altındaysanız, şimdiki kişiliğinizin müdahale edebilirliği olmaksızın sorulara geçmiş farkındalığınızdan yanıt verdiğinizi işitebilirsiniz.
O zamandan beri olan her şeye dair geçici hafıza kaybı, bilincinizin yalnızca regresyonda olan parçası için geçerlidir. Genellikle şimdiye dair farkındalık onun hemen yanmasında varolmaya devam eder.
Biri 19. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere'deki bir enkarnasyona geri götürülür ve kraliçenin adı sorulur. Cahil gecekondu kızı bu soruya yanıt veremezken şimdiki kişilik neredeyse dişlerini gıcırdatarak müdahale etmeye ve, "Victoria!" demeye çalışmaktadır. Ama araya giremez. Oradaki herkes yanıtı bilmekte ve adeta zihnen o kişiye haykırmaktadır ama nafile. Böyle fenomenler, meslekten olmayanlarca öne sürülen şu transtaki kişinin telkine açık olduğu ve orada bulunanlara, özellikle de ipnozcuya telepatik yoldan tepki verdiği şeklindeki savın geçersizliğini yeterli bir biçimde kanıtlar. Böyle şeyler ipnoz aracılığıyla bazı kişiler ile başarılabilir ancak trans yeterince derin ve özel talimatlar verilmiş ise, paranormal beceriler zaten mevcuttur.
İpnoz olmaksızın, şimdiki kişiliğe erişim aynen kalır ve sorular, sırayla şimdiki ve geçmiş kişiliğe sorulabilir. Beceriksizce yönlendirme bazen regresyon sırasında geçmiş ve şimdiki kişiliğin birbirine karışmasına sebep olabilir. Duygusal veya entelektüel engeller şimdiki kişilikten kaynaklanan müdahalelerle sonuçlanabilir. Bazen geçmiş kişilik her nedense yanıtlayamadığında, şimdiki kişilik yanıt verir. Transın hafif seviyelerinde bu fark, özellikle amatör terapist için genellikle net değildir.
Bazen terapist değişimli olarak geçmiş ve şimdiki bilince soru sorar. Bu değişimli sorgulama regresyonun yeniden yaşama seviyesine geri kaymasına yol açacaktır. Bazen, geçmiş yaşam karşı cinste veya çok farklı fikirlere sahip olduğunda, iki görüş açısı arasındaki etkileşim eğlencelidir: Bir seansta genç bir kız bir Neanderthal erkek olarak yeniden yaşamaktadır.
Adam üstüne düşen kayalar nedeniyle ölür. Son düşüncesi sorulduğunda, danışanın kaim bir sesle, "Ugh!" demesini, genç kız sesiyle, "Ay, pardon!" demesi izler.
Regresyon özdeşleşmeye doğru derinleşebilir. Özdeşleşmede ayrı bir şimdiye dair herhangi bir farkındalık kalmaz. Regresyon sırasında bir yatağa uzanmış konuşmakta olduğunuzu güçbela fark edersiniz, o anki koşulların çoğunu unutursunuz, geçmişten tepki verirsiniz. Özdeşleşme ile farkında olduğunuz kadarıyla şimdiyi o zamanki koşula dahil ederiniz. Sorular sormakta olan danışmanı yeniden yaşamakta olduğunuz geçmiş yaşamdan koşullar içine yerleştireceksinizdir.
Bu, yanıtını herkesin bildiği aptalca sorulardan rahatsızlık duymakla başlar (örnek olarak, ayrılmış bilincin iyi bir örneğinin de verildiği, Moss ve Keeton 1979: 34-5 bkz.). Sır olarak kalması gereken şeylere dair sorulardan kuşkulanma hissi, soru soran kişiyle tartışmaya yol açabilir (Dethlefsen 1977: 225; Fiore 1978:11). Goldberg özdeşleşme aşamasına dair iyi örnekler verir (Goldberg 1982: 76, 77, 103).
Nyria'nın regresyonları (Praed 1914), özdeşleşme aşamasının hoş bir örneğidir. Nyria boşboğazlık yapıp ipnozcuya açıklayacağı şeylerle Hristiyanlara veya hanımına ihanet edeceğinden sürekli olarak korkan Romalı bir köle kızdır, ipnozcuya sürekli olarak kim olduğunu ve ne diye onunla bu tuhaf yerde buluştuklarını sorar. Kendi köleleri yok mudur da Nyria'ya bu kadar çok soru sormaktadır? Ve eğer tahtırevan ile gelmişse, tahtırevana ne olmuştu? Ve gidip de kendisi ona bir tahtırevan bulamaz mıydı? (Shirley 1924: 37) Nyria'nın vakasında, seanslar birbirine tam olarak bağlantılıdır (Shirley 1924: 40); tıpkı Joan Grant'ın seansları gibi ama Joan Grant'in Winged Pharaoh (1937) adlı kitabındaki seanslar kronolojik olmayan bir sırayla gelmiş ve daha sonra birbirine eklenmeleri gerekmişti.
Özdeşleşme seviyesinde, belirli bir ömüre ait olan yeni deneyimleri yaratmak mümkündür. Örneğin, birini onbirinci yılma geri getirir ve o yaşta hiç duymamış olduğu bir konuyu açarız. Bu halden çıktığında, o konuşma ona, ipnotik talimat bunu yeniden silmedikçe, kendisi on bir yaşındayken meydana gelmiş gibi görünecektir.
Geçmişe dair farkındalığın beş seviyesinin yanı sıra geçmiş kendini şimdiki bedende farklı yoğunluk seviyelerinde tezahür ettirebilir. Yeniden yaşama, özellikle de son doğum veya bundan önceki son ölüm gibi yoğun duygusal ve bedensel deneyimleri yeniden yaşarken güçlü somatik belirtiler üretebilir. Nefesimiz sıklaşabilir veya cenin pozisyonu alabiliriz. Geçmiş yaşamlarda ölme deneyimlerini yeniden yaşarken zorlukla nefes alıp verme, beden ısısına değişimler vb. sık görülür.
Veya bir dayağı yeniden yaşıyoruzdur ve Netherton'un çalışmasının (1978: 79) gösterdiği gibi, ipnoz bile olmaksızın sırtımızda veya yüzümüzde kırmızı izler belirir. Veya yüzümüzdeki ifade tamamen değişir, sanki başka bir yüz gelip yerleşir. Richard Webb bunun, eskiden derin trans medyomlarında görülen "transfigürasyon" ile aynı şey olduğunu söyler. Buna Arthur Ford'da (Webb 1974: 82) tanık olmuştu. Ksenoglosi normalde konuşamadığımız yabancı dillerde konuşmaktır. Vakaların % 0.01'den azında oluşur (Wambach 1986). Netherton'a göre bu, herhangi bir ipnoz kullanmayan kendi yöntemi ile de başarılabilir (1978: 79). Dethlefsen bu yeteneğin metodik olarak geliştirilebileceğini umar. Doğruysa, bunun yabancı dil eğitiminde ve dilbilimsel araştırmalarda büyük sonuçları olurdu. İlginç olan şey, seçici bastırmanın mümkün olmasıdır. Örneğin, bir ipnozcu, danışana ona konuşulan dili anlayacağı ve bu dilde yanıt vereceği talimatım verebilir. Bu, bebekliğe geriletmelerdeki çıkmaz noktaları da önler.
On yedi yaşında bir Fransız kız yıl be yıl geriletilir ve beşinci yılında Gaskonca konuşur ve Fransızca konuşması istendiğinde artık konuşamamaktadır. Bir geçmiş yaşama geri götürülen bir ingiliz kadın talimatların hiçbirine tepki vermemektedir. Şans eseri orada olan İsveçli bir kadın ona İsveççe bir şeyler sorunca kadın derhal akıcı bir İsveççe ile yanıtlar, oysa şimdiki yaşamında İsveççe bilmemektedir (Moss ve Keeton 1979: 169).[/FONT][/B]
Alıntı