-
- Üyelik Tarihi
- 3 Nis 2015
-
- Mesajlar
- 4,042
-
- MFC Puanı
- 245
Ramazan'ı çok rahat geçirmenize yardımcı olacak öneriler..
11 ayın sultanı Ramazan geldi çattı. Oruç tutanlar dikkat! Uzun süre aç kalmak metabolizmayı yavaşlattığından ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmamak için beslenme konusunda dikkatli olmak gerekiyor
Aç kalan vücutta besinlerin daha çabuk yağ haline gelebileceğini belirten Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara İsmailoğlu, “Ani ve fazla miktarda yemek yemek kan şekerimizi hızla artırır, ardından yine hızla düşer. Gün içinde açlığın dengelenmesi ve kan şekerinin kontrol altına alınabilmesi için mutlaka sahura kalkmak gerekiyor” dedi.
ÇORBA İLE SIVI İHTİYACINIZI KARŞILAYIN
- Porsiyon miktarlarını fazla artırmadan ve yenilenlerin içeriğinde bulunan maddelere (yağ, karbonhidrat, protein, vitamin, mineral) dikkat ederek ve pişirme yöntemlerinden sağlıklı olanları seçerek Ramazan’ı daha dinç ve sağlıklı geçirmek mümkün.
- Ayrıca, sahur ve iftarda yeterli miktarda sıvı alınması da çok önemli. Sıvı tüketimini artırmak için iftarda ilk yemek olarak çorba tercih edilebilir. Gün içinde susuz kalınacağından iftar ile sahur arasında sıvı ihtiyacı çok iyi karşılanmalı. En az 2-2,5 litre su içilmeli. Ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları, çorba, komposto gibi içeceklerle sıvı alımı da artırılmalı.
AĞIR YEMEK KALBİN YÜKÜNÜ ARTIRIR
Porsiyon miktarını artırmadan ancak yediklerinin içeriğindeki vitaminlere dikkat ederek dinç bir Ramazan geçirmenin mümkün olduğunu söyleyen Dilara İsmailoğlu, Ramazan ayında sağlıklı beslenme tüyolarını anlattı:
- Ramazan boyunca tutulan oruçta uzun süre aç kalınması metabolizmayı yavaşlatır ve besinlerin yağ haline gelmesini kolaylaştırır. Vücut hareketlerimiz de yavaşlar. Ani ve fazla miktarda yemek yediğimiz için yemek sonrasında kan şekerimiz hızla artar, ardından yine hızla düşer. Bu durumu genelde iftar sonrasında üşümenin yanı sıra yorgunluk, bitkinlik ile hissederiz.
- Ayrıca açlık durumunun uzun süre devam etmesi baş ağrısı ve dönmesi, unutkanlık, dalgınlık, dikkatsizlik, uykuya eğilim, sinirlilik, hazımsızlık, şişlik, ekşime gibi sorunlara da neden olur. Özellikle iftar saati yaklaştıkça sinirlilik, ani öfke patlamaları, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, mide bulantısı ve halsizlik gibi belirtiler artar. Ağır iftar yemeklerinden sonra ani kalp krizleri bile görülebilir. Çünkü uzun bir açlık sonrası ağır yemek kalbin yükünü artırır. Bu durum yüksek tansiyona, beyin kanaması ve felç geçirmeye de yol açabilir.
İFTAR VE SAHUR ARASINDA ARA ÖĞÜN YAPIN
- Bir anda fazla miktarda yemek yiyerek vücuda yüklenecek yükü azaltmak için iftar iki öğüne bölünmeli. Gün boyu açlıktan sonra iftarda hızlı ve fazla yemek tüketilmemeli, yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yenmeli.
- İftar ile sahur arasına ara öğünler eklenmeli. Böylece hem bir defada fazla yemenin vereceği olumsuzluklar engellenmeli hem de yavaşlayan metabolizmaya destek olunmalı.
- Mutlaka sahura kalkılmalı; sahurda peynir, yumurta, yoğurt gibi hafif besinler tüketilmeli. Sahurda yüksek enerji içeren ve kolay hazmedilecek besinler tercih edilmeli. Yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmak, kilo alışını engellemek için fiziksel aktivite artırılmalı. İftarda tatlı olarak ise sütlü tatlı veya meyve yiyebilirsiniz.
SAHURDA TUZ VE YAĞA YER YOK
- Ramazan’ın yaz ayına denk gelmesi, sahur ve iftar arasında geçen süreyi 15-17 saate kadar uzatıyor. Bu süreyi aç ve özellikle de susuz geçirirken günlük yaşamın ve sağlığınızın etkilenmemesi için sahur öğününün yapılması çok önemli.
- Sahurda kahvaltı etmeyi tercih ediyorsanız; protein içeren peynir ve yumurta,sağlıklı yağlar içeren zeytin, ceviz ve badem yiyebilirsiniz. Yanında bol tahıllı ekmekler tüketmek tokluk hissini artırır.
- Sahurda kahvaltı etmek istemiyorsanız damak tadınıza göre farklı menüler oluşturarak dengeli beslenebilirsiniz. Seçeceğiniz yiyeceklerin karbonhidrat, protein ve lif içeren gıdalardan olmasına dikkat edin. Etli sebze yemeği, salata, yoğurt ve tahıllı ekmek dengeli beslenme amacına uygun bir sahur menüsüdür.
- Sahurda çorba içmeyi seviyorsanız yanında salata ve yoğurt yemeği ihmal etmeyin. Aşırı yağlı ve tuzlu besinlerden kaçının.
MAGNEZYUM VE POTASYUM EKSİKLİĞİNİ ÇAYLA ÖNLEYİN
- Oruç açıldıktan sonraki beslenme, üç ya da tercihen dört öğüne dağıtılmalı. Hafif bir iftar açılışı, iftar, gece ara öğün ve sahur şeklinde planlı olarak sıvı ve gıda alınmalı. Gıdalar iyice çiğnenmeli.
- Günde üç kere alınacak ilaçlar iftar, gece ve sahur şeklinde alınmalı. Ana öğün yatmadan yaklaşık 2 saat önce yenmeli.
- Yağlı yiyecek tüketimi reflü, hazımsızlık, kabızlık şikayetlerini artırır. Lifli gıdalar özellikle gece ve sahurda tüketilmeli.
- Uyku bölünecek endişesiyle sahur atlamamalı ya da sadece su içip yatılmamalı. Bu durum enerji yetersizliği, konsantrasyon kaybı, uyuklama, verim düşmesi hatta kazalara neden olabilir.
- Tatlı olarak kan şekerini fazla yükselten ve daha sonra hipoglisemiye yol açan ağır tatlılar yerine sütlü ya da meyveli hafif tatlılar tercih edilmeli.
- İftarda yeterli sıvı tüketilmeli. Gün boyu yaşanan magnezyum ve potasyum eksikliği için ise çay içilebilir.
- Reflüsü olanlar, yağlı hamur işinden ve mideyi fazla doldurmaktan kaçınmalı.
- Reflü ve gaz sıkıntısına yol açmamak için sahurdan sonra yarım saatten önce yatmamalı...
Serda KIVILCIM- BUGÜN GAZETESİ
ÇORBA İLE SIVI İHTİYACINIZI KARŞILAYIN
- Porsiyon miktarlarını fazla artırmadan ve yenilenlerin içeriğinde bulunan maddelere (yağ, karbonhidrat, protein, vitamin, mineral) dikkat ederek ve pişirme yöntemlerinden sağlıklı olanları seçerek Ramazan’ı daha dinç ve sağlıklı geçirmek mümkün.
- Ayrıca, sahur ve iftarda yeterli miktarda sıvı alınması da çok önemli. Sıvı tüketimini artırmak için iftarda ilk yemek olarak çorba tercih edilebilir. Gün içinde susuz kalınacağından iftar ile sahur arasında sıvı ihtiyacı çok iyi karşılanmalı. En az 2-2,5 litre su içilmeli. Ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları, çorba, komposto gibi içeceklerle sıvı alımı da artırılmalı.
AĞIR YEMEK KALBİN YÜKÜNÜ ARTIRIR
Porsiyon miktarını artırmadan ancak yediklerinin içeriğindeki vitaminlere dikkat ederek dinç bir Ramazan geçirmenin mümkün olduğunu söyleyen Dilara İsmailoğlu, Ramazan ayında sağlıklı beslenme tüyolarını anlattı:
- Ramazan boyunca tutulan oruçta uzun süre aç kalınması metabolizmayı yavaşlatır ve besinlerin yağ haline gelmesini kolaylaştırır. Vücut hareketlerimiz de yavaşlar. Ani ve fazla miktarda yemek yediğimiz için yemek sonrasında kan şekerimiz hızla artar, ardından yine hızla düşer. Bu durumu genelde iftar sonrasında üşümenin yanı sıra yorgunluk, bitkinlik ile hissederiz.
- Ayrıca açlık durumunun uzun süre devam etmesi baş ağrısı ve dönmesi, unutkanlık, dalgınlık, dikkatsizlik, uykuya eğilim, sinirlilik, hazımsızlık, şişlik, ekşime gibi sorunlara da neden olur. Özellikle iftar saati yaklaştıkça sinirlilik, ani öfke patlamaları, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, mide bulantısı ve halsizlik gibi belirtiler artar. Ağır iftar yemeklerinden sonra ani kalp krizleri bile görülebilir. Çünkü uzun bir açlık sonrası ağır yemek kalbin yükünü artırır. Bu durum yüksek tansiyona, beyin kanaması ve felç geçirmeye de yol açabilir.
İFTAR VE SAHUR ARASINDA ARA ÖĞÜN YAPIN
- Bir anda fazla miktarda yemek yiyerek vücuda yüklenecek yükü azaltmak için iftar iki öğüne bölünmeli. Gün boyu açlıktan sonra iftarda hızlı ve fazla yemek tüketilmemeli, yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yenmeli.
- İftar ile sahur arasına ara öğünler eklenmeli. Böylece hem bir defada fazla yemenin vereceği olumsuzluklar engellenmeli hem de yavaşlayan metabolizmaya destek olunmalı.
- Mutlaka sahura kalkılmalı; sahurda peynir, yumurta, yoğurt gibi hafif besinler tüketilmeli. Sahurda yüksek enerji içeren ve kolay hazmedilecek besinler tercih edilmeli. Yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmak, kilo alışını engellemek için fiziksel aktivite artırılmalı. İftarda tatlı olarak ise sütlü tatlı veya meyve yiyebilirsiniz.
SAHURDA TUZ VE YAĞA YER YOK
- Ramazan’ın yaz ayına denk gelmesi, sahur ve iftar arasında geçen süreyi 15-17 saate kadar uzatıyor. Bu süreyi aç ve özellikle de susuz geçirirken günlük yaşamın ve sağlığınızın etkilenmemesi için sahur öğününün yapılması çok önemli.
- Sahurda kahvaltı etmeyi tercih ediyorsanız; protein içeren peynir ve yumurta,sağlıklı yağlar içeren zeytin, ceviz ve badem yiyebilirsiniz. Yanında bol tahıllı ekmekler tüketmek tokluk hissini artırır.
- Sahurda kahvaltı etmek istemiyorsanız damak tadınıza göre farklı menüler oluşturarak dengeli beslenebilirsiniz. Seçeceğiniz yiyeceklerin karbonhidrat, protein ve lif içeren gıdalardan olmasına dikkat edin. Etli sebze yemeği, salata, yoğurt ve tahıllı ekmek dengeli beslenme amacına uygun bir sahur menüsüdür.
- Sahurda çorba içmeyi seviyorsanız yanında salata ve yoğurt yemeği ihmal etmeyin. Aşırı yağlı ve tuzlu besinlerden kaçının.
MAGNEZYUM VE POTASYUM EKSİKLİĞİNİ ÇAYLA ÖNLEYİN
- Oruç açıldıktan sonraki beslenme, üç ya da tercihen dört öğüne dağıtılmalı. Hafif bir iftar açılışı, iftar, gece ara öğün ve sahur şeklinde planlı olarak sıvı ve gıda alınmalı. Gıdalar iyice çiğnenmeli.
- Günde üç kere alınacak ilaçlar iftar, gece ve sahur şeklinde alınmalı. Ana öğün yatmadan yaklaşık 2 saat önce yenmeli.
- Yağlı yiyecek tüketimi reflü, hazımsızlık, kabızlık şikayetlerini artırır. Lifli gıdalar özellikle gece ve sahurda tüketilmeli.
- Uyku bölünecek endişesiyle sahur atlamamalı ya da sadece su içip yatılmamalı. Bu durum enerji yetersizliği, konsantrasyon kaybı, uyuklama, verim düşmesi hatta kazalara neden olabilir.
- Tatlı olarak kan şekerini fazla yükselten ve daha sonra hipoglisemiye yol açan ağır tatlılar yerine sütlü ya da meyveli hafif tatlılar tercih edilmeli.
- İftarda yeterli sıvı tüketilmeli. Gün boyu yaşanan magnezyum ve potasyum eksikliği için ise çay içilebilir.
- Reflüsü olanlar, yağlı hamur işinden ve mideyi fazla doldurmaktan kaçınmalı.
- Reflü ve gaz sıkıntısına yol açmamak için sahurdan sonra yarım saatten önce yatmamalı...
Serda KIVILCIM- BUGÜN GAZETESİ