-
- Üyelik Tarihi
- 9 Şub 2015
-
- Mesajlar
- 44,845
-
- MFC Puanı
- 29,224
Bilindiği gibi, halk arasında üç aylar olarak anılan RECEP, ŞABAN ve RAMAZAN aylarının İslam dininde önemli bir yeri vardır. İçerisinde Regaib ve Mirac kandillerinin bulunduğu ve Adem (a.s.)den beri kıymetli olan Recep ayı ile Berat kandilinin bulunduğu Şaban ayından sonra, onbir ayın sultanı diye dabir edilen Ramazan ayı gelmektedir.
İctimai Yardımlaşma ve Dayanışma
Bayramların cemiyet hayatımızda çok özel bir yeri vardır. Çocuklar, gençler, olgunlar ve yaşlılar gruplar halinde camilere doluşurlar, büyük bir huşu içerisinde namazlarını kılarlar. Bayram namazından sonra bütün müslümanlar birbirlerinin bayramlarını kutlarlar, daha sonra aile büyükleri, eş-dost, akraba ve komşuları ziyaret ederek, büyüklerin ellerini öperek dualarını alırlar.
Bayramlar sevgi ve saygının artmasına vesile olur. Yine, dini bayramlarımızdaki güzel adetlerimiziden biri de; yetimler, fakirler, garipler ve çocukların sevindirilmesi, yardıma muhtaç olan kimselere yardım edilmesi TOPLUMSAL yardımlaşma ve dayanışmanın meydana gelmesidir. Ramazan bayramında fakirlere sadaka-ı fıtır verilmesi, kurban bayramında ise, akrabaya ve komşulara kurban dağıtılması kadar hikmetlidir.
Ramazan bayramının üç ayrı özelliği vardır:
Müslümanlar zekat görevini bu bayramda yerine getirir.
Müslümanlar arasında karşılıklı görüşme, barışma ve birbirini ziyaret etme ve hediyeleşme adettir.
Müslümanlar bu bayramda, özellikle bayram namazından sonra yakınlarının kabirlerini ziyaret ederler.
Ramazan Bayramının toplumsal önemi
Bayramların, millî ve dinî duyguların, inanışların pekişmesi, taze ve canlı tutulması fonksiyonu yanında, toplumun birlik ve beraberliğini sağlamada ve bunun bireylerin bilincinde yer etmesinde de büyük önemi vardır.
Milli bayramlar Ulus olma, beraber aynı kaderi aynı tasayı aynı kıvancı yaşama gücünü kuvvetlendirir. Dini bayramlarımız da aynı dini inanan insanların yani Türk milletinde Müslümanların birlik beraberlik günleri, kardeşliğin, çıkarsız saygı ve sevginin yaşandığı günlerdir.
Gerçekten dinî bayramlar, insanlar arasında kaynaşmanın, dostlukları ve ahbaplıkları ilerletmenin bir yolu olarak belli bir öneme sahip oldukları gibi, dinî his ve şuurun sosyal hayatta tazelenmesinin de bir vesilesidir. Bayramlar, sosyal dayanışma ve barış şuurunun fertlere kuvvetle hâkim olduğu günlerdir.
Dargınların kucaklaşması, aralarında kin, nefret bulunan kabile, aile ve şahısların, düşmanlık ve husûmet duygularının sevgiye dönüşmesi, küçüklerin büyüklere saygı, büyüklerin küçüklere sevgi göstermesi, hastaların ziyaret edilmesi, verilecek küçük hediyelerle çocukların gönüllerinin alınması, hısım ve akrabanın bir kere daha yeniden kaynaşması, genellikle bayram günlerinde mümkün olmaktadır.
İctimai Yardımlaşma ve Dayanışma
Bayramların cemiyet hayatımızda çok özel bir yeri vardır. Çocuklar, gençler, olgunlar ve yaşlılar gruplar halinde camilere doluşurlar, büyük bir huşu içerisinde namazlarını kılarlar. Bayram namazından sonra bütün müslümanlar birbirlerinin bayramlarını kutlarlar, daha sonra aile büyükleri, eş-dost, akraba ve komşuları ziyaret ederek, büyüklerin ellerini öperek dualarını alırlar.
Bayramlar sevgi ve saygının artmasına vesile olur. Yine, dini bayramlarımızdaki güzel adetlerimiziden biri de; yetimler, fakirler, garipler ve çocukların sevindirilmesi, yardıma muhtaç olan kimselere yardım edilmesi TOPLUMSAL yardımlaşma ve dayanışmanın meydana gelmesidir. Ramazan bayramında fakirlere sadaka-ı fıtır verilmesi, kurban bayramında ise, akrabaya ve komşulara kurban dağıtılması kadar hikmetlidir.
Ramazan bayramının üç ayrı özelliği vardır:
Müslümanlar zekat görevini bu bayramda yerine getirir.
Müslümanlar arasında karşılıklı görüşme, barışma ve birbirini ziyaret etme ve hediyeleşme adettir.
Müslümanlar bu bayramda, özellikle bayram namazından sonra yakınlarının kabirlerini ziyaret ederler.
Ramazan Bayramının toplumsal önemi
Bayramların, millî ve dinî duyguların, inanışların pekişmesi, taze ve canlı tutulması fonksiyonu yanında, toplumun birlik ve beraberliğini sağlamada ve bunun bireylerin bilincinde yer etmesinde de büyük önemi vardır.
Milli bayramlar Ulus olma, beraber aynı kaderi aynı tasayı aynı kıvancı yaşama gücünü kuvvetlendirir. Dini bayramlarımız da aynı dini inanan insanların yani Türk milletinde Müslümanların birlik beraberlik günleri, kardeşliğin, çıkarsız saygı ve sevginin yaşandığı günlerdir.
Gerçekten dinî bayramlar, insanlar arasında kaynaşmanın, dostlukları ve ahbaplıkları ilerletmenin bir yolu olarak belli bir öneme sahip oldukları gibi, dinî his ve şuurun sosyal hayatta tazelenmesinin de bir vesilesidir. Bayramlar, sosyal dayanışma ve barış şuurunun fertlere kuvvetle hâkim olduğu günlerdir.
Dargınların kucaklaşması, aralarında kin, nefret bulunan kabile, aile ve şahısların, düşmanlık ve husûmet duygularının sevgiye dönüşmesi, küçüklerin büyüklere saygı, büyüklerin küçüklere sevgi göstermesi, hastaların ziyaret edilmesi, verilecek küçük hediyelerle çocukların gönüllerinin alınması, hısım ve akrabanın bir kere daha yeniden kaynaşması, genellikle bayram günlerinde mümkün olmaktadır.