- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Romanları zor anlaşılan Amerikalı yazar Thomas Pynchon, 8 Mayıs 1937'de Long Island'daki Glen Cove'da dünyaya geldi. Liseyi bitirdikten sonra Cornell Üniversitesi'nde önce mühendislik ardından da İngiliz Edebiyatı üzerine eğitim aldı ve bu dönemde Nabokov'un öğrencileri arasında yer aldı. Yüksek tahsilini 1959'da tamamlamadan önce deniz kuvvetlerinde hizmet gördü. Daha sonra da Meksika ve Kaliforniya'ya gitti. Pynchon, 1960'tan sonra Boeing Uçak Fabrikası'nda şirket içi enformasyon servisinde çalışmaya başladı. O tarihte yayınlanmalarına ancak 1984 yılında çekine çekine izin verdiği ve içinde Haylaz'ın da bulunduğu çok sayıda kısa öykü yazdı. Yazarın ana konularından biri olan termolojide kapalı bir sistem içerisindeki dağınıklığın ölçüsünü saptayan fiziksel nicelikten adını alan, 1960'da yazdığı Entropy'dir. 1963'te yayınlanan ilk romanıyla kayda değer bir başarı elde eden Thomas Pynchon, eserinde çok yönlü olayları iki kişinin ekseninde anlatmayı denemiştir. Romanın ana kahramanı Herbert Stencel, kendisine babasından kalan mirasın içinde V olarak adlandırılan, gizemli bir kişiye ilişkin bilgilere rastlar. Bu kişiyi araması kendi kimliğini bulmaya yönelik bir sürece dönüşür. Her tür bağlantıdan kaçınan ve hayatın anlamsızlığını kabullenmiş olan Benny Profane, pek sık rastlanmayan biçimde Stencel ile ilintilidir. Varoluşçu felsefi sorunlarla zaman zaman konunun dışına çıkılan, sık sık kesilen, karmaşık anlatı dokusu içerisinde perspektifler sürekli olarak değişen bu romana, Pynchon'un bütün yapıtlarında olduğu gibi paranoyanın damgasını vurduğu gözlenmektedir. Karakterler kendilerini yitik olarak duyumsar, olaylar arasında bağlantılar kurmaya çalışırken olup bitenlerde bir anlam bulmaya çalışırlar. Okuyucunun dikkati sürekli olarak anlatıcının yetersizliğine yoğunlaştırılarak, olaylara kendisinin bir anlam bulması istenir.
İlk romanının başarılı bulunması Thomas Pynchon'nı hayatında bazı değişiklikler yapması doğrultusunda harekete geçirdi. İşinden istifa ederek inzivaya çekilen yazar, ikinci romanı Numaranın Haykırışı'nı yazmaya başladı. Burada ölen sevgilisi tarafından vasiyetini uygulamaya atanan Oedipa Maas'ın öyküsünün anlatılır. Amerika'nın mirasıyla eşanlamlı olan mirası deşifre etmeye çalışırken kendi kimliğinin arayışı içine düşen Oedipa Maas, bunu yaparken varolan düzeni çökertmeyi amaç haline getirmiş, dışlanmış ve hakları elinden alınmış insanların işlettikleri bir iletişim sistemiyle karşı karşıya kalır. Oedipa araştırmalarında ilerledikçe kendi halüsinasyonlarına yenik düşmek ve paronayak olmak kuşkusuna kapılır. Pynchon sonunda okuyucusunu çaresizlik içinde bırakır, çünkü tam bir çözüme ulaşılacağı düşünüldüğü anda roman bitiverir.
Sayısız konuyu içinde barındıran ve 400 kişinin yer aldığı başyapıtı Yerçekiminin Gökkuşağı'nda olaylar 1944 ila 1945 yılları arasında geçmektedir. Romanın odak noktasında Alman V-2 roketinin geliştirilmesi, üretilmesi ve uygulanması bulunmaktadır. Amerikalı bir asker bu silahın gizini çözmeye çalışır ama kaotik olarak gördüğü dünyayı bir düzen içinde görmeyi ve ona bir anlam katmayı beceremez. Önce kimliğini yitirir daha sonra da kişi olarak yok olur. Çok değişik biçimlerde yorumlanan mecaz yüklü roman, giderek insanlıktan çıkan bir dünyayı eleştirme üzerine kuruludur. Karakterler hem kendi kimliklerinin tehdidi altında kalırlar hem de dışarıdan gelen baskıya karşı kendilerini savunmak zorundadırlar. Yapıtlarında insanoğlunun sahip olduğu bilgilerin güvensizliğini sık sık vurgulayan yazar, bütün romanlarında yaptığı gibi burada da geleneksel roman olgusunu tersine çevirir. Olguların düğümünü çözeceği yerde onu giderek daha dolambaçlı bir hale getirir. Böylelikle ana karakterler daha gizemli bir hale gelirken her çözüm beraberinde yeni sorular getirmektedir.
60'lı yılların çiçek çocuklarının öyküsünü ve 80'li yılların ortasına kadar yaşam yollarını anlattığı Vineland'ı yazılışından 17 yıl sonra yayınladı. Toplumsal eleştiri niteliğindeki bu yapıtı, aynı zamanda Batı uygarlığına ışık tutan önemli kitaplardan biri olarak değerlendirilir. Sayısız dalları olan bu çapraşık konunun odak noktasında caz müzikçisi Zoyd Wheeler ile karısı Frenesi oluşturur. Frenesi adı İngilizce'de özgür ve kolay sözcüklerinin birleşmesiyle oluştuğu için özellikle seçilmiştir. Birlikte hükümete karşı koymak için yola çıkan çiftin planları Frenesi'nin güvenlik dairesinden bir memura aşık olmasıyla bozulur. Muhalefet partisine ihanet eden Frenesi, parti liderini öldürmeyi de kabul eder. 1945'ten sonraki en önemli deneyimsel yazar olarak kabul edilen ve 60'lı yıllardan beri biyografisi ve görünümü saklanan Thomas Pynchon, herhangi bir röportaja ya da düşünce açıklamaya kesinlikle yanaşmaması Vineland'ın yorumlanmasını güçleştiren etkenler arasındadır.
Eserleri
Roman: V (1963), Numaranın Haykırışı (The Crying of Lot 49, 1966), Yerçekiminin Gökkuşağı (Gravity's Rainbow, 1973)
İlk romanının başarılı bulunması Thomas Pynchon'nı hayatında bazı değişiklikler yapması doğrultusunda harekete geçirdi. İşinden istifa ederek inzivaya çekilen yazar, ikinci romanı Numaranın Haykırışı'nı yazmaya başladı. Burada ölen sevgilisi tarafından vasiyetini uygulamaya atanan Oedipa Maas'ın öyküsünün anlatılır. Amerika'nın mirasıyla eşanlamlı olan mirası deşifre etmeye çalışırken kendi kimliğinin arayışı içine düşen Oedipa Maas, bunu yaparken varolan düzeni çökertmeyi amaç haline getirmiş, dışlanmış ve hakları elinden alınmış insanların işlettikleri bir iletişim sistemiyle karşı karşıya kalır. Oedipa araştırmalarında ilerledikçe kendi halüsinasyonlarına yenik düşmek ve paronayak olmak kuşkusuna kapılır. Pynchon sonunda okuyucusunu çaresizlik içinde bırakır, çünkü tam bir çözüme ulaşılacağı düşünüldüğü anda roman bitiverir.
Sayısız konuyu içinde barındıran ve 400 kişinin yer aldığı başyapıtı Yerçekiminin Gökkuşağı'nda olaylar 1944 ila 1945 yılları arasında geçmektedir. Romanın odak noktasında Alman V-2 roketinin geliştirilmesi, üretilmesi ve uygulanması bulunmaktadır. Amerikalı bir asker bu silahın gizini çözmeye çalışır ama kaotik olarak gördüğü dünyayı bir düzen içinde görmeyi ve ona bir anlam katmayı beceremez. Önce kimliğini yitirir daha sonra da kişi olarak yok olur. Çok değişik biçimlerde yorumlanan mecaz yüklü roman, giderek insanlıktan çıkan bir dünyayı eleştirme üzerine kuruludur. Karakterler hem kendi kimliklerinin tehdidi altında kalırlar hem de dışarıdan gelen baskıya karşı kendilerini savunmak zorundadırlar. Yapıtlarında insanoğlunun sahip olduğu bilgilerin güvensizliğini sık sık vurgulayan yazar, bütün romanlarında yaptığı gibi burada da geleneksel roman olgusunu tersine çevirir. Olguların düğümünü çözeceği yerde onu giderek daha dolambaçlı bir hale getirir. Böylelikle ana karakterler daha gizemli bir hale gelirken her çözüm beraberinde yeni sorular getirmektedir.
60'lı yılların çiçek çocuklarının öyküsünü ve 80'li yılların ortasına kadar yaşam yollarını anlattığı Vineland'ı yazılışından 17 yıl sonra yayınladı. Toplumsal eleştiri niteliğindeki bu yapıtı, aynı zamanda Batı uygarlığına ışık tutan önemli kitaplardan biri olarak değerlendirilir. Sayısız dalları olan bu çapraşık konunun odak noktasında caz müzikçisi Zoyd Wheeler ile karısı Frenesi oluşturur. Frenesi adı İngilizce'de özgür ve kolay sözcüklerinin birleşmesiyle oluştuğu için özellikle seçilmiştir. Birlikte hükümete karşı koymak için yola çıkan çiftin planları Frenesi'nin güvenlik dairesinden bir memura aşık olmasıyla bozulur. Muhalefet partisine ihanet eden Frenesi, parti liderini öldürmeyi de kabul eder. 1945'ten sonraki en önemli deneyimsel yazar olarak kabul edilen ve 60'lı yıllardan beri biyografisi ve görünümü saklanan Thomas Pynchon, herhangi bir röportaja ya da düşünce açıklamaya kesinlikle yanaşmaması Vineland'ın yorumlanmasını güçleştiren etkenler arasındadır.
Eserleri
Roman: V (1963), Numaranın Haykırışı (The Crying of Lot 49, 1966), Yerçekiminin Gökkuşağı (Gravity's Rainbow, 1973)