Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Psikolojik Boyutu

AdoniS

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    12 Tem 2014
  • Mesajlar
    639
  • MFC Puanı
    11


Devir teknoloji devri… Artık ilkokuldaki çocukların bile cep telefonları varken bir kişiye bir telefon hattı yetmez oldu, her operatörü deneyip en iyisinde karar kılmak, biriyle yetinmeyip diğerlerini de kullanmayı görev sayıyoruz. Böyle olunca hırsızlar ve dolandırıcılar da zamana ayak uydurmaya başladı. Cep telefonu kullanımının artmasıyla vatandaşlarımız cep telefonlarından aranarak kendisini emniyet mensubu olarak tanıtan dolandırıcıların ağına düşmeye başlıyor.

Son zamanlarda ekranlarda tanıdık isimlerin “Kandırıldık. Dolandırıldık. Paramız çalındı.” feryatlarını şaşkınlıkla izliyoruz. Bazen hayal kırıklığı da yaşıyoruz, hayranlık duyduğumuz kişiler sadece bir telefon aramasına nasıl kanmış, böyle saçma sapan bir tuzağa düşmüş olabilir diye… O kadar okumuş, onca kişiyle tanışmış, feleğin çemberinden geçmiş, kendi alanında başarılı kimi profesör, kimi psikolog, kimi yaşam koçu, kimi futbolcu. Sahi nasıl olur da kanarlar bu düzenbazlara? Nasıl inanırlar? Dışarıdan baktığımızda “Çocuk olsa inanmaz” dediğimiz durumlara nasıl inanmış, nasıl kandırılmış, üstelik dolandırılmış olabilirler? Bir bakalım...

NEDEN HEMEN İNANIYORUZ?

- Arayan kişi telefon sahibine ismiyle hitap ediyor. Gerçekten kimi aradığını bildiğini gösteriyor.

- Çağrı 155’ten ve arkadan sürekli telsiz sesi geliyor. Böylece kişi emniyetten arandığına ikna olmaya başlıyor.

- Dolandırıcı, kurbanın banka hesabındaki parasının terör örgütlerince ele geçirildiğini söylüyor. Bu konuda bilgisi olup olmadığını sorarak kişiye bir şok dalgası gönderiyor.

- Ardından “Savcı ya da baş komisere bağlıyorum” diyerek telefonu başkasına bağlıyor ve inandırıcılığı sağlıyor.

- Kurban böyle bir şey olmadığını söyleyince dolandırıcı bunu zaten bildiklerini amaçlarının kendisine yardım etmek olduğunu söyleyerek güven veriyor.

- Ancak kurbanın söylenenleri yapmaması halinde bu sefer polisle işbirliği yapmama suçunu işleyeceğini söyleyip korku yayıyor.

- Kurbana yapılacak operasyonun gizli olduğu söylenerek kimseye anlatmaması sadece söylenenleri yerine getirmesi tembihlenerek yeniden güven hissi oluşturuluyor.

- İşbirliği için telefonda söylenenlerin harfi harfine yerine getirilmesinin üstüne basılarak adım adım yapılması gerekenler söyleniyor. Kurban hipnoz olmuşçasına bunları uyguluyor. Çünkü mantıklı bir şekilde düşünecek vakti olmuyor.

- Kurban söylenildiği şekilde parasını transfer ediyor. Hatta bazı durumlarda işlem biter bitmez gizliliğin korunması için dekontun imha edilmesi bile telkin yoluyla sağlanıyor.

- Dolandırıcılar kurbanı telefonda mümkün olduğunca oyalayıp telefon sürekli meşgul halde tutuluyor. Hatta telefon kapanacak olursa yeniden arayıp azarlıyorlar. Böylece kurban başkasıyla iletişime geçemiyor ve psikolojik baskı altında kalıyor.

NASIL İNANIYORUZ?

Verilen ilk şok dalgası kişinin duygularını bir an donduruyor. Kurban ne düşüneceğini bilemiyor. İnandırıcılık arttıkça korku da artıyor, adrenalin yükseliyor. Kişi mantıklı düşünmek yerine aklına ilk geleni uygulamaya çalışıyor. Fakat ardı ardına gelen emirler kişinin sağlıklı düşünme becerisini tamamen engelliyor, muhakeme yeteneğini zayıflatıyor. Korku duygusu ağırlaştıkça kişi söylenenlere daha kolay inanıyor ve güven duygusunu besleyerek korkusunu bastırmaya çalışıyor. İnandıkça polise yardım etme ve kendini kahraman gibi görmeye başlamak isteği ve dürtüsü de kurbanı daha kolay bir hedef haline getiriyor. Ayrıca son zamanlarda bu tür durumların medyaya yansıması, polislerin sürekli sms göndererek, afiş ve broşür bastırarak uyarılarını artırmaları ve halkı bilinçlendirmeleri üzerine dolandırıcılar Futbolcu Burak Yılmaz örneğinde olduğu gibi terör örgütü bağlantısı kurup korku uyandırmak yerine kimsesiz çocuklara yardım adı altında doğrudan heyecan duygusu beslenmeye başlamıştır.

NE YAPMALI?

* 155 Polis İmdat hattı teknik olarak sadece aramalara açık olup dış aramaya kapalı bir hattır. Telefon ekranınızda 155’in aradığını görüyorsanız bu, kesinlikle polis memuru değildir.Telefonu açmamak en doğrusu.

* Emniyet güçleri telefonla arayıp Kredi Kartı bilgilerinizi istemez; bu yolla sizden para talep etmez. Emniyet güçleri sizinle yüz yüze irtibata geçer.

* Telefon üzerinden bankadaki hesabınızdan başka bir hesaba transfer yapmanız istenmez.

* Bilmediğiniz bir numara tarafından arandığınızda uzun süreli konuşmamalısınız. Konuşmak karşı tarafa fırsat vermektir.

* Karşıdaki kişi kendisini hangi sıfatla tanıtırsa tanıtsın, söylediklerine itibar etmemeli, hiç kimseyle kimlik bilgileri, banka hesap numaraları paylaşılmamalı ve banka kartı şifreleri verilmemelidir.

*Böyle bir durum yaşandığında telaşlanıp korkmadan hemen telefon kapatılmalı ve 155 aranarak veya en yakın polis merkezine gidilerek durum bildirilmelidir.

Toparlayacak olursak, 155’ten arayıp kendini polis olarak tanıtan kişilere inanmamalı, onlara bilgilerinizi vermemeli, sizi psikolojik olarak baskı altına almalarına müsaade etmemelisiniz. Böyle bir durumda yapılacak en önemli şey telefonu hemen kapatmanız hatta 155’ten gelen çağrılara cevap vermemenizdir. Ve en önemlisi: "Benim başıma gelmez. Ben öyle kolay oltaya gelmem" demeyin. Özellikle “suç örgütleriyle bağlantınız tespit edildi” denildiğinde müsterihseniz yani öyle bir şey yoksa inanmamalı, hemen “eyvah adım kirlenmesin!” dememelisiniz. Böyle bir şey yoksa içiniz rahat olsun. Telaşlanmayın.
 
Üst Alt