OBERON
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Kas 2016
-
- Mesajlar
- 3,156
-
- MFC Puanı
- 41
Protein kaynağı balığı kızartmadan yiyin.
Uzmanlar uyarıyor: Kızartmada balıktaki besin değerleri büyük oranda kaybediliyor. Balıktaki değerli yağlar, yağına geçiyor, protein nispeten tahrip ediliyor. Buğulama yöntemini kullandığınız zaman içeriği suya geçiyor, siz de suyunu tükettiğinizde balığı tam anlamıyla kullanmış oluyorsunuz
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Çolakoğlu, sağlıklı bir yaşam için balığın haftalık sınırlamayla değil günlük alışkanlıkla tüketilmesi ve kızartmasından uzak durulması gerektiğini söyledi.
KIRMIZI ET ALAMAYANLAR BALIĞA YÖNELİYOR
Uzmanlar uyarıyor: Kızartmada balıktaki besin değerleri büyük oranda kaybediliyor. Balıktaki değerli yağlar, yağına geçiyor, protein nispeten tahrip ediliyor. Buğulama yöntemini kullandığınız zaman içeriği suya geçiyor, siz de suyunu tükettiğinizde balığı tam anlamıyla kullanmış oluyorsunuz
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Çolakoğlu, sağlıklı bir yaşam için balığın haftalık sınırlamayla değil günlük alışkanlıkla tüketilmesi ve kızartmasından uzak durulması gerektiğini söyledi.
KIRMIZI ET ALAMAYANLAR BALIĞA YÖNELİYOR
Çolakoğlu, kırmızı et fiyatlarına bakıldığında balığın ucuz hayvansal protein kaynağı açısından önemli olduğunu ifade etti.]
Özellikle denize kıyısı olan bölgelerde balığın günlük tüketimde önemli paya sahip bir besin olduğunu belirten Çolakoğlu, "İçerdiği yağlar, protein ve
et anlamında da önemli bir gıda. derece sağlıklı bir besin.Balık bağ doku açısından diğer etlere göre daha zayıf olduğu için sindirilebilirliği çok yüksek. Bunun sonucunda biyolojik değeri fazla. Çünkü balığı yediğiniz zaman vücudunuz bunu tamamıyla sindirebiliyor. Yani balıktaki bütün besin bileşenlerini vücut kullanarak kendini yenileyebiliyor, ihtiyaçlarını giderebiliyor." dedi.
Balığın, özellikle insan vücudu için dışarıdan alınması zorunlu olan omega yağlarına sahip bulunduğunu vurgulayan Çolakoğlu, "Dolayısıyla bu omega yağları da özellikle hamileler ve çocuklar için, yaşlılar için, ayrıca yüksek tempoda yaşayan yetişkinler için çok önemli. Vücudu birebir güçlü kılan bir yağ tipi. Balık içerdiği vitaminler açısından da oldukça değerli." diye konuştu.
Çolakoğlu, günde 200 gram kadar balık eti yiyerek vücudun günlük protein ve yağ asitleri ihtiyacının karşılanabileceğine işaret ederek, şu uyarılarda bulundu:Sağlıklı bir yaşam için balığı haftalık sınırlamayla değil günlük alışkanlıkla tüketin. Balık tüketiminde haftalık zorunluluklara bağlı kalmamalıyız. Evet haftada 2 yada 3 kez yememiz sağlık açısından çok yararlı ama bunu bir alışkanlık haline getirmeliyiz. Biz günlük tüketim olarak tavsiye ediyoruz. Bu tabii bizim ülkemizde özellikle biraz zor. Kendimizi zorlayabilirsek haftada 2 veya 3 kez balık tüketimini hayatımıza sokabilirsek, çocuklarımızı buna alıştırabilirsek gelecekteki nesillerimizin de bu alışkanlık ile daha sağlıklı bireyler olmasını sağlayabiliriz.
KIZARTMADA BESİN DEĞERLERİNİ KAYBEDİYORUZ"
Çolakoğlu, özellikle hayvansal protein içeriği yönünden yüksek besin değerine sahip olduğunu vurguladı.
Balığın özellikle içerdiği protein yönünden insan sağlığı açısından önem taşıdığına dikkati çeken Aydın, şunları kaydetti:
"O yüzden mutlaka çocukluktan yetişkinliğe kadar, belirli oranlarda, yaşa uygun porsiyonlarda tüketilmesi önemlidir. Sindirim, solunum sistemlerinin çalışması, hücre yenilenmesi aşamasında balık önemli bir besin kaynağı. 10'dan fazla mineral ve vitamin içeriyor. A, B, K gibi vitaminler, fosfor, magnezyum, selenyum gibi minerallar bulunuyor. Günlük bir porsiyon balık tüketildiğinde, özellikle bu minerallerden, vitaminlerden günlük alınması gereken miktarlar karşılanabilmektedir."
et anlamında da önemli bir gıda. derece sağlıklı bir besin.Balık bağ doku açısından diğer etlere göre daha zayıf olduğu için sindirilebilirliği çok yüksek. Bunun sonucunda biyolojik değeri fazla. Çünkü balığı yediğiniz zaman vücudunuz bunu tamamıyla sindirebiliyor. Yani balıktaki bütün besin bileşenlerini vücut kullanarak kendini yenileyebiliyor, ihtiyaçlarını giderebiliyor." dedi.
Balığın, özellikle insan vücudu için dışarıdan alınması zorunlu olan omega yağlarına sahip bulunduğunu vurgulayan Çolakoğlu, "Dolayısıyla bu omega yağları da özellikle hamileler ve çocuklar için, yaşlılar için, ayrıca yüksek tempoda yaşayan yetişkinler için çok önemli. Vücudu birebir güçlü kılan bir yağ tipi. Balık içerdiği vitaminler açısından da oldukça değerli." diye konuştu.
Çolakoğlu, günde 200 gram kadar balık eti yiyerek vücudun günlük protein ve yağ asitleri ihtiyacının karşılanabileceğine işaret ederek, şu uyarılarda bulundu:Sağlıklı bir yaşam için balığı haftalık sınırlamayla değil günlük alışkanlıkla tüketin. Balık tüketiminde haftalık zorunluluklara bağlı kalmamalıyız. Evet haftada 2 yada 3 kez yememiz sağlık açısından çok yararlı ama bunu bir alışkanlık haline getirmeliyiz. Biz günlük tüketim olarak tavsiye ediyoruz. Bu tabii bizim ülkemizde özellikle biraz zor. Kendimizi zorlayabilirsek haftada 2 veya 3 kez balık tüketimini hayatımıza sokabilirsek, çocuklarımızı buna alıştırabilirsek gelecekteki nesillerimizin de bu alışkanlık ile daha sağlıklı bireyler olmasını sağlayabiliriz.
KIZARTMADA BESİN DEĞERLERİNİ KAYBEDİYORUZ"
Çolakoğlu, özellikle hayvansal protein içeriği yönünden yüksek besin değerine sahip olduğunu vurguladı.
Balığın özellikle içerdiği protein yönünden insan sağlığı açısından önem taşıdığına dikkati çeken Aydın, şunları kaydetti:
"O yüzden mutlaka çocukluktan yetişkinliğe kadar, belirli oranlarda, yaşa uygun porsiyonlarda tüketilmesi önemlidir. Sindirim, solunum sistemlerinin çalışması, hücre yenilenmesi aşamasında balık önemli bir besin kaynağı. 10'dan fazla mineral ve vitamin içeriyor. A, B, K gibi vitaminler, fosfor, magnezyum, selenyum gibi minerallar bulunuyor. Günlük bir porsiyon balık tüketildiğinde, özellikle bu minerallerden, vitaminlerden günlük alınması gereken miktarlar karşılanabilmektedir."