OBERON
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Kas 2016
-
- Mesajlar
- 3,156
-
- MFC Puanı
- 41
1940 tarihinde Glenn T. Seaborg, Edwin M. McMillan, J. W. Kennedy ve A. C. Wahlby tarafından atom hızlandırıcısı içerisinde yer alan uranyum – döteryum bombardımanı sonucunda elde edilen Plütonyum, tüm izotopları ile radyoaktif ve toksik etkiye sahiptir. Yapay halde elde edilebilen plütonyum, bilinen elementler içerisinde en zehirli olanıdır.
Sembolü Pu olan ve atom ağırlığı 244 olan Plütonyumun atom numarası 94’tür. 1940 yılında yapılan çalışma sırasında keşfedilen bu element, nükleer reaktör ve silahlarda kullanılmaya başlanmıştır. Gümüş görünümüne sahip olan Plütonyum, 639,85 °C’de erir ve 3230 °C’de kaynamaktadır. Toprakta nadir bulunan bu element gümüş, alüminyum, berilyum, kobalt, demir, mangan ve nikelle alaşım haline getirilebilmektedir.
Uranyum cevherleri içerisinde oldukça az miktarda rastlanılan Plütonyum, reaktör ve diğer alanlarda kullanılabilmek adına suni olarak üretilmektedir. 232 – 246 arasında değişen kütle numaralarına sahip 15 izotopu bulunan Plütonyum, Pu-239 ile bölünme özelliğine sahip olması nedeniyle nükleer reaktörlerde yan ürün olarak elde edilebilmekte atom ve hidrojen bombalarında patlayıcı olarak kullanılabilmektedir.
Reaktörler ve diğer alanlarda elde edilebilmesi için bazı kimyasal işlemlerin uygulanması gerekir. Karşım halde Plütonyum elde edilebilmesi için nitrat asidi kullanılmalıdır. Plütonyum önce +6 oksidasyon basamağına yükseltilmekte ve hekzon ile karışımdan alınmaktadır. Oksitlenme işleminin birkaç kez tekrarlanması ile saf Plütonyum elde edilebilmektedir.
Oldukça zehirli olan bu element, deri üzerine birkaç mikrogram dahi temas etmesi durumunda kansere neden olmaktadır. Ayrıca havada asılı kalabilmesi nedeniyle solunum yolu ile akciğerlere alınan Plütonyum, kemik kanserine de neden olabilmektedir. Nükleer santrallerde kullanılan Plütonyumun doğru şekillerde muhafaza edilmemesi durumunda çevrede ciddi hasarlar oluşabilmektedir. Bu bakımdan saklama koşullarına dikkat edilmelidir.
Sembolü Pu olan ve atom ağırlığı 244 olan Plütonyumun atom numarası 94’tür. 1940 yılında yapılan çalışma sırasında keşfedilen bu element, nükleer reaktör ve silahlarda kullanılmaya başlanmıştır. Gümüş görünümüne sahip olan Plütonyum, 639,85 °C’de erir ve 3230 °C’de kaynamaktadır. Toprakta nadir bulunan bu element gümüş, alüminyum, berilyum, kobalt, demir, mangan ve nikelle alaşım haline getirilebilmektedir.
Uranyum cevherleri içerisinde oldukça az miktarda rastlanılan Plütonyum, reaktör ve diğer alanlarda kullanılabilmek adına suni olarak üretilmektedir. 232 – 246 arasında değişen kütle numaralarına sahip 15 izotopu bulunan Plütonyum, Pu-239 ile bölünme özelliğine sahip olması nedeniyle nükleer reaktörlerde yan ürün olarak elde edilebilmekte atom ve hidrojen bombalarında patlayıcı olarak kullanılabilmektedir.
Reaktörler ve diğer alanlarda elde edilebilmesi için bazı kimyasal işlemlerin uygulanması gerekir. Karşım halde Plütonyum elde edilebilmesi için nitrat asidi kullanılmalıdır. Plütonyum önce +6 oksidasyon basamağına yükseltilmekte ve hekzon ile karışımdan alınmaktadır. Oksitlenme işleminin birkaç kez tekrarlanması ile saf Plütonyum elde edilebilmektedir.
Oldukça zehirli olan bu element, deri üzerine birkaç mikrogram dahi temas etmesi durumunda kansere neden olmaktadır. Ayrıca havada asılı kalabilmesi nedeniyle solunum yolu ile akciğerlere alınan Plütonyum, kemik kanserine de neden olabilmektedir. Nükleer santrallerde kullanılan Plütonyumun doğru şekillerde muhafaza edilmemesi durumunda çevrede ciddi hasarlar oluşabilmektedir. Bu bakımdan saklama koşullarına dikkat edilmelidir.