Peyami Safa-Fatih - Harbiye
Konu
Nerimanın kendi kültürüyle batı kültürü arasındaki kayboluşu ve doğru yolu buluşu.
Özet
Nerimanla Şinasi çocukluk arkadaşlarıdır. Tanıdıkları ilk karşıt cins birbirleridir. İlk başta ikisi de birbirlerini seviyorlardı. Okula beraber gidip geliyorlardı. Üniversite de bile beraberdiler. Nerimanın babası Faiz Beydir ve Şinasiyi de çok sevmektedir. Bazı geceler Faiz Beyin evinde saz çalarlar ve sohbet ederlerdi. Herkese bir gün Şinasi ile Nerimanın evleneceğini düşünüyordu.
Giderek Neriman Şinasiden soğumaya başladı. Neriman oturduğu mevki olan FatihI, sevmemektedir. Çünkü Fatih, doğuyu, gelişmemişliği ve eskiyi temsil ediyordu. Oturduğu mahalle çok eskiydi ve evler de virane gibiydi. Bir gün Macit denilen yakışıklı, zengin ve kibar birisiyle tanışır. Macit Harbiyede oturuyordu. Harbiye, gelişmişliği ve batıyı simgeliyordu.
Macit ile bir kaç sefer Şinasiden habersiz buluşurlar. Bir gün Macit Nerimana balo davetiyesi verir ve baloya davet eder. Nerman baloya gitmeyi çok istemektedir. Ama gitmesi için babasının iznini almak zorundadır. Tam babasına söyleyecekken babası ona Şinasi ile evlenmesini teklif eder. Hemen reddetmez ve 2-3 ay mühlet ister. Ve bolaya Şinasi ile gitmesi koşuluyla da izin alır.
Elbise için vitrinleri gezmeye çıktığında dayısının kızlarına uğrar. Çünkü dayısının kızları bu işlerde oldukça deneyimlilerdir. Eve gittiğinde bir kadının ağlamaktan harap olduğunu görür ve nedenini sorar. Nedeni kızının intiharıdır. Kızı Rus gitariste aşık olmuştur. İkisi de başta çok mutlulardır ve birbirlerini çok sevmektedirler. Ancak çok sefil bir hayat sürmektedirler. Buda kıza tak etmiştir.
Günün birinde zengin bir adamla tanışan kız genci terk eder ve adamla yaşamaya başlar. Artık balolara gidebilmekte ve her istediğini yapabilmektedir. Ancak gerçek mutluluğu bulamamaktadır. Tahsil görmüş bir kız olduğundan hakiki güzelliği aramaktadır. Musiki, mutalaa ve samimiyet Rus gencinde bunları bulabiliyordu ancak zengin adamda bunları bulamamaktadır.
Sonunda, gence dönmeye karar verir ve aramaya başlar. Büyük uğraşlar sonucu bulur ama genç kabul etmez. Kız bunun verdiği üzüntü ile evine gider ve tabanca ile kendini öldürür.
Hikayeden çok etkilenen Neriman evden izin alarak ayrılır. Kendi evine gelir ve babasına artık baloya gitmek istemediğini ve Şinasi ile evlenmeyi kabul ettiğini söyler .
Ana Fikir
Batının tekniğini almalıyız fakat kültürünü asla.
Şahıslar ve Olaylar
NERİMAN: musiki okulunda okuyan, bigili fakat biraz batı hayranı bir kızdır. Eğlencelere gitmek istemektedir.
ŞİNASİ: doğu kültürünü benimsemiş, bilgili ve battı kültüründen hoşlanmayan birisidir.
FAİZ BEY : Doğunun kültürü ile yetişmiş. Kendisini ve kültürünü iyi bilen, musikiyi ve sohbeti seven, bilgil ve ölçülü birisidir.
Nerimanın Şinasiye olan tutum değişikliği Macit ile tanışmasından ve Şinasiyi biraz doğu hayranı ve batı kültürü karşıtı olarak düşünmesinden ileri gelmektedir. Şinasinin hiçbir zaman balolara ve eğlencelere gitmeyeceğini düşünmektedir.
Dayısının evine gittiğinde karşılaştığı manzara ve anlatılan hikaye Neriman çok etkilemiştir. Hikaye anlatılırken kendisini kızın yerine ve Şinasiyi de Rus gencin yerine koyarak olayları aklında canlandırmış ve bir karara varmıştır. Anlatan hikaye NerimanI doğru yola iletmiştir.
Yazar Hakkında Bilgi
Peyami Safa
(1899- 15 Haziran 1961): Yazar. İstanbulda doğdu. Meşhur şair İsmail Safanın oğludur. Düzenli bir öğrenim göremedi. Kendi kendisini yetiştirdi. 13 yaşında hayata atıldı. Posta Telgraf Nezaretinde çalıştı. Öğretmenlik (1914-1918), gazetecilik (1918-1961) yaptı. Hayatını yazıları ile kazandı. İstanbulda öldü.
Peyami Safa halk için yazdığı edebî değeri olmayan romanlarını Server Bedi imzası ile yayınladı. Sayıları 80′i bulan bu eserler arasında; Cumbadan Rumbaya (1936) romanıyla, Cingöz Recai polis hikâyeleri dizisi en ünlüleridir. Ayrıca ders kitapları da yazdı.
Romanları: Gençliğimiz (1922), Şimşek (1923), Sözde Kızlar (1923), Mahşer (1924), Bir Akşamdı (1924), Süngülerin Gölgesinde (1924), Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü (1925), Canan (1925), Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1930), Fatih-Harbiye (1931), Atilla (1931), Bir Tereddüdün Romanı (1933), Matmazel Noralyanın Koltuğu (1949), Yalnızız (1951), Biz İnsanlar (1959). Hikâyeleri: Hikâyeler (Halil Açıkgöz derledi, 1980). Oyunu: Gün Doğuyor (1932). İnceleme- denemeleri: Türk İnkılâbına Bakışlar (1938), Büyük Avrupa Anketi (1938), Felsefî Buhran (1939
Konu
Nerimanın kendi kültürüyle batı kültürü arasındaki kayboluşu ve doğru yolu buluşu.
Özet
Nerimanla Şinasi çocukluk arkadaşlarıdır. Tanıdıkları ilk karşıt cins birbirleridir. İlk başta ikisi de birbirlerini seviyorlardı. Okula beraber gidip geliyorlardı. Üniversite de bile beraberdiler. Nerimanın babası Faiz Beydir ve Şinasiyi de çok sevmektedir. Bazı geceler Faiz Beyin evinde saz çalarlar ve sohbet ederlerdi. Herkese bir gün Şinasi ile Nerimanın evleneceğini düşünüyordu.
Giderek Neriman Şinasiden soğumaya başladı. Neriman oturduğu mevki olan FatihI, sevmemektedir. Çünkü Fatih, doğuyu, gelişmemişliği ve eskiyi temsil ediyordu. Oturduğu mahalle çok eskiydi ve evler de virane gibiydi. Bir gün Macit denilen yakışıklı, zengin ve kibar birisiyle tanışır. Macit Harbiyede oturuyordu. Harbiye, gelişmişliği ve batıyı simgeliyordu.
Macit ile bir kaç sefer Şinasiden habersiz buluşurlar. Bir gün Macit Nerimana balo davetiyesi verir ve baloya davet eder. Nerman baloya gitmeyi çok istemektedir. Ama gitmesi için babasının iznini almak zorundadır. Tam babasına söyleyecekken babası ona Şinasi ile evlenmesini teklif eder. Hemen reddetmez ve 2-3 ay mühlet ister. Ve bolaya Şinasi ile gitmesi koşuluyla da izin alır.
Elbise için vitrinleri gezmeye çıktığında dayısının kızlarına uğrar. Çünkü dayısının kızları bu işlerde oldukça deneyimlilerdir. Eve gittiğinde bir kadının ağlamaktan harap olduğunu görür ve nedenini sorar. Nedeni kızının intiharıdır. Kızı Rus gitariste aşık olmuştur. İkisi de başta çok mutlulardır ve birbirlerini çok sevmektedirler. Ancak çok sefil bir hayat sürmektedirler. Buda kıza tak etmiştir.
Günün birinde zengin bir adamla tanışan kız genci terk eder ve adamla yaşamaya başlar. Artık balolara gidebilmekte ve her istediğini yapabilmektedir. Ancak gerçek mutluluğu bulamamaktadır. Tahsil görmüş bir kız olduğundan hakiki güzelliği aramaktadır. Musiki, mutalaa ve samimiyet Rus gencinde bunları bulabiliyordu ancak zengin adamda bunları bulamamaktadır.
Sonunda, gence dönmeye karar verir ve aramaya başlar. Büyük uğraşlar sonucu bulur ama genç kabul etmez. Kız bunun verdiği üzüntü ile evine gider ve tabanca ile kendini öldürür.
Hikayeden çok etkilenen Neriman evden izin alarak ayrılır. Kendi evine gelir ve babasına artık baloya gitmek istemediğini ve Şinasi ile evlenmeyi kabul ettiğini söyler .
Ana Fikir
Batının tekniğini almalıyız fakat kültürünü asla.
Şahıslar ve Olaylar
NERİMAN: musiki okulunda okuyan, bigili fakat biraz batı hayranı bir kızdır. Eğlencelere gitmek istemektedir.
ŞİNASİ: doğu kültürünü benimsemiş, bilgili ve battı kültüründen hoşlanmayan birisidir.
FAİZ BEY : Doğunun kültürü ile yetişmiş. Kendisini ve kültürünü iyi bilen, musikiyi ve sohbeti seven, bilgil ve ölçülü birisidir.
Nerimanın Şinasiye olan tutum değişikliği Macit ile tanışmasından ve Şinasiyi biraz doğu hayranı ve batı kültürü karşıtı olarak düşünmesinden ileri gelmektedir. Şinasinin hiçbir zaman balolara ve eğlencelere gitmeyeceğini düşünmektedir.
Dayısının evine gittiğinde karşılaştığı manzara ve anlatılan hikaye Neriman çok etkilemiştir. Hikaye anlatılırken kendisini kızın yerine ve Şinasiyi de Rus gencin yerine koyarak olayları aklında canlandırmış ve bir karara varmıştır. Anlatan hikaye NerimanI doğru yola iletmiştir.
Yazar Hakkında Bilgi
Peyami Safa
(1899- 15 Haziran 1961): Yazar. İstanbulda doğdu. Meşhur şair İsmail Safanın oğludur. Düzenli bir öğrenim göremedi. Kendi kendisini yetiştirdi. 13 yaşında hayata atıldı. Posta Telgraf Nezaretinde çalıştı. Öğretmenlik (1914-1918), gazetecilik (1918-1961) yaptı. Hayatını yazıları ile kazandı. İstanbulda öldü.
Peyami Safa halk için yazdığı edebî değeri olmayan romanlarını Server Bedi imzası ile yayınladı. Sayıları 80′i bulan bu eserler arasında; Cumbadan Rumbaya (1936) romanıyla, Cingöz Recai polis hikâyeleri dizisi en ünlüleridir. Ayrıca ders kitapları da yazdı.
Romanları: Gençliğimiz (1922), Şimşek (1923), Sözde Kızlar (1923), Mahşer (1924), Bir Akşamdı (1924), Süngülerin Gölgesinde (1924), Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü (1925), Canan (1925), Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1930), Fatih-Harbiye (1931), Atilla (1931), Bir Tereddüdün Romanı (1933), Matmazel Noralyanın Koltuğu (1949), Yalnızız (1951), Biz İnsanlar (1959). Hikâyeleri: Hikâyeler (Halil Açıkgöz derledi, 1980). Oyunu: Gün Doğuyor (1932). İnceleme- denemeleri: Türk İnkılâbına Bakışlar (1938), Büyük Avrupa Anketi (1938), Felsefî Buhran (1939