- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Padişah İle Fakir Genç
Devrin padişahı yanına vezir-i azâmını da alır, tebdil-i kıyafet ederek memleketi gezmeğe, teftiş ve kontrole çıkar.
Bir hayli gezip dolaşırlar nihayet bir sahrada vaktin bir hayli ilerlediğini, akşam olduğunu anlarlar. İleride gördükleri bir ışığa doğru giderler. Işığın geldiği yere yaklaşırlar ve seslenirler. Çadırdan bir delikanlı çıkar ve onları hoş geldiniz derviş babalar diye karşılar. Ellerini öper ve içeriye davet eder. İstirahatlarını temin eder. Akşam namazlarını birlikte kılarlar. Genç onlardan izin isteyerek ayrılır.
Padişah ile vezir bakarlar ki ev sahipleri çok mütevâzi ve temiz, fakat oldukça fakir kişilerdir. Bulundukları çadır bir perde ile ortasından ayrılmış olup, bir tarafında delikanlının yaşlı anası ile kendisi, bir tarafında ise gelen misafirler kalmaktadır. Nihayet genç elinde leğen, ibrik ve omuzunda tertemiz havlusu ile görünür. Misafirler ellerini yıkarlar ve kurulan sofrada huzur, sükûn ve samimiyet içerisinde yemeklerini yerler. Yatsı namazlarını edadan sonra misafirlerine rahatlıklar dileyerek yanlarından ayrılır. Sabah namazını müteakip kahvaltı yapılır ve misafirler izin isterler.
Veda edecekleri sırada padişah vezirinin kulağına fısıldar:
-Bu genç hoşuma gitti. Âlicenâb ve cömert bir delikanlı. Dikkat ettim akşam çadıra girerken bağlanmış bir keçileri vardı. Şu anda ise bu hayvanı göremiyorum. Demek ki akşam yediğimiz et bu keçinin eti imiş. Kendimizi tanıt ve davet et. Birazcık ihsanda bulunalım. Hiç değilse buralarda hayvancılık yapar, daha rahat geçinirler.
Vezir gence kendilerini tanıtır. Davet eder. Genç de daveti kabul eder. Bir müddet sonra bir Cuma günü İstanbula erkenden gelir. Padişahın Cuma namazını kıldırdığı cami-i şerifine erkenden gelir. Birinci safa mihraba yakın bir yere oturur. Nihayet padişah hutbeyi okur namazı kıldırır. Namazdan sonra ellerini kaldırıp hafif, sesle duaya başlar. Millet, memleket ve devletinin bekası için yaptığı duayı duyan genç duygulanır ve gönlünden der ki:
Koskoca bir padişah, ama yine Allaha muhtaç. Her şeyi Allahtan istiyor ve bekliyor. O halde ben niye padişahtan isteyeyim.
Böyle düşünür ve padişaha görünmeden obasına döner.
Ayet-i Kerime
Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir. (Enfal Suresi, 28)
Hadis-i Şerif
Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mümin) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz. (Buhârî, İmân, 7)
Bir hayli gezip dolaşırlar nihayet bir sahrada vaktin bir hayli ilerlediğini, akşam olduğunu anlarlar. İleride gördükleri bir ışığa doğru giderler. Işığın geldiği yere yaklaşırlar ve seslenirler. Çadırdan bir delikanlı çıkar ve onları hoş geldiniz derviş babalar diye karşılar. Ellerini öper ve içeriye davet eder. İstirahatlarını temin eder. Akşam namazlarını birlikte kılarlar. Genç onlardan izin isteyerek ayrılır.
Padişah ile vezir bakarlar ki ev sahipleri çok mütevâzi ve temiz, fakat oldukça fakir kişilerdir. Bulundukları çadır bir perde ile ortasından ayrılmış olup, bir tarafında delikanlının yaşlı anası ile kendisi, bir tarafında ise gelen misafirler kalmaktadır. Nihayet genç elinde leğen, ibrik ve omuzunda tertemiz havlusu ile görünür. Misafirler ellerini yıkarlar ve kurulan sofrada huzur, sükûn ve samimiyet içerisinde yemeklerini yerler. Yatsı namazlarını edadan sonra misafirlerine rahatlıklar dileyerek yanlarından ayrılır. Sabah namazını müteakip kahvaltı yapılır ve misafirler izin isterler.
Veda edecekleri sırada padişah vezirinin kulağına fısıldar:
-Bu genç hoşuma gitti. Âlicenâb ve cömert bir delikanlı. Dikkat ettim akşam çadıra girerken bağlanmış bir keçileri vardı. Şu anda ise bu hayvanı göremiyorum. Demek ki akşam yediğimiz et bu keçinin eti imiş. Kendimizi tanıt ve davet et. Birazcık ihsanda bulunalım. Hiç değilse buralarda hayvancılık yapar, daha rahat geçinirler.
Vezir gence kendilerini tanıtır. Davet eder. Genç de daveti kabul eder. Bir müddet sonra bir Cuma günü İstanbula erkenden gelir. Padişahın Cuma namazını kıldırdığı cami-i şerifine erkenden gelir. Birinci safa mihraba yakın bir yere oturur. Nihayet padişah hutbeyi okur namazı kıldırır. Namazdan sonra ellerini kaldırıp hafif, sesle duaya başlar. Millet, memleket ve devletinin bekası için yaptığı duayı duyan genç duygulanır ve gönlünden der ki:
Koskoca bir padişah, ama yine Allaha muhtaç. Her şeyi Allahtan istiyor ve bekliyor. O halde ben niye padişahtan isteyeyim.
Böyle düşünür ve padişaha görünmeden obasına döner.
Ayet-i Kerime
Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir. (Enfal Suresi, 28)
Hadis-i Şerif
Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mümin) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz. (Buhârî, İmân, 7)