- Konum
- Cennet Şelaleleri. ♡
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 4,143
-
- MFC Puanı
- 312
Başbakanı hedef alan kampanyaya bakın;
Diaspora, Ermeni lobisinin birbiri ardına çıkarttığı soykırım kararlarına tepki olarak, İllegal faaliyetler içindeki Ermenilerin durumunu değerlendirebileceklerini söyledi diye...
Hukuk neyi gerektiriyorsa onu yapacaklarını ifade etti diye...
Ne hezeyanlar...
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakanı, kaçak çalışan Ermenilerden Özür dileyecekmiş!..
Öylesine çığırdan çıkmış ki adamlar; taraflısıyla, tarafsızıyla...
Resmen;
Ermenileri soykırıma tabi tuttuğunuzu kabul edin çağrısında bulunuyorlar.
Hiç sevmem o lafı ama yeri geldi;
İhanetin dik alâsı!..
Hayır; kimsenin 1915te işbaşında bulunan İ.T. takımını savunduğu filan yok;
Bugün CHP çatısı altında temsil edilen ve günümüzün hassas kurumlarında da bolca uzantısı olan İttihatçıların her türlü pisliğe bulaşmış olabileceklerini teslim ederiz.
Lâkin; bunlar parmak hesabıyla karar verilebilecek işler midir?..
Tarihi yargılamak, Parlamentoların mı, yoksa namuslu tarihçilerin mi işidir?..
Belgeler mi konuşacak, yoksa satılık parmaklar mı?..
ONLAR NEYSE DE MUHAFAZAKÂR TAKIMINA NE OLUYOR!..
Evet; bir de bunlar var; dünyaya solun bacak arasından bakan hastalıklı muhafazakârlar!..
Onlar da, Başbakanın bu haklı tepkisine ya sessiz kalarak, ya da satır aralarında çakarak destek veriyorlar.
Başbakan tahmin ediyordur herhalde, ayağı kaydığı anda, ilk itecek olan da bu ilkesiz adamlar!..
YİNE YALNIZ KALDIK, KAVANOZ DİPLİ DÜNYADA!..
Malûm, geçtiğimiz günlerde Devlet Bakanı Aliye Kavaf, Eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu söyledi.
Bundan daha doğru, daha isabetli bir söz olabilir mi;
Eşcinsellerin tedavi ihtiyacına vurgu yapmanın neresi ayrımcılık?.
Aksine; Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan, görevinin gereğini yerine getirdi.
Bir şekilde düşmüş olan bu insanlara yardım elini uzattı.
Bunca olumsuz örneğe rağmen yine de şaşırıyor insan; medya, Vakit dışında neredeyse ittifak halinde Bakana cephe almaz mı!..
Bir kısım medya denilen; açıktan destek verdi sapıklığa...
Kompleksli muhafazakâr takımı da, Bakana yönelik hafif taciz atışları ile ya da sessiz kalarak sundu desteğini.
İzlediniz; homoları Mecliste toplayıp, Bu bir hastalık değildir. Gaaayet normal bir durumdur. Herkese tavsiye edilir!!! dedirten CHPnin dengesini bozan sorular sadece bizden geldi.
Anlaşılan o ki; bir bizmişiz bu pislikten rahatsızlık duyan!..
Ermeni meselesinde de öyle...
Muhafazakâr denilen gazetelerde köşe tutan, ahı bitmiş vahı kalmış eski tüfeklerin öncülüğünde bir kampanya yürütülmekte.
Dün bu adamlardan biri çıkmış, her zamanki gibi ağzını burnunu yayarak, Başbakana çakıyor.
Hayır; Başbakana muhalefet edilebilir de;
İllegal faaliyetler içindeki Ermenilerin durumunu gözden geçireceğiz sözünün neresinde yanlış var?
Ne yapacaktı, Kaçak çalışanları koruyup kollayacağını mı söyleyecekti.
Ermeninin teröristi bile mübarek bu adamlar için!..
Hepsi Ermeni ya; öyle bir bağ var aralarında!..
Bakıyorum, nerede bir sapık; nerede bir Kaçak Ermeni; bir kısım medya hararetle destek veriyor.
Muhafazakâr medya denilen ise, korkudan mıdır, ezik-büzüklükten midir, nedendir; bu takımın kuyruğuna takılmış gidiyor...
Sağıma-soluma bakıyorum;
Kimse yok mu?..
Bakıyorum;
YOK gibi!..
Her birinin kendince hesabı var; kimi malı götürüyor, kimi imaj peşinde, öbekleşmeler olmuş, çeteler kurulmuş...
Herkesin bir çetesi var; Ergenekon yapılanmasına esas olan üzüm salkımı modelinde olduğu gibi, herkes birbirinden habersiz sanki.
Habersiz gibi de aralarında bir bağ var gibi!..
Kimi din karşıtı görünümlü, kimi dindar ya da dine saygılı...
Kimi darbe yandaşı gibi görüyor, kimi karşıtı..
İlk bakışta birbirlerinden bağımsız gibiler ama... Bakıyorsunuz, hepsi aynı köke bağlı!..
Aynı yerden tutuluyor üzümler...
Hepsi bir sapa bağlı...
Kimi farkında, kimi değil!..
Diaspora, Ermeni lobisinin birbiri ardına çıkarttığı soykırım kararlarına tepki olarak, İllegal faaliyetler içindeki Ermenilerin durumunu değerlendirebileceklerini söyledi diye...
Hukuk neyi gerektiriyorsa onu yapacaklarını ifade etti diye...
Ne hezeyanlar...
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakanı, kaçak çalışan Ermenilerden Özür dileyecekmiş!..
Öylesine çığırdan çıkmış ki adamlar; taraflısıyla, tarafsızıyla...
Resmen;
Ermenileri soykırıma tabi tuttuğunuzu kabul edin çağrısında bulunuyorlar.
Hiç sevmem o lafı ama yeri geldi;
İhanetin dik alâsı!..
Hayır; kimsenin 1915te işbaşında bulunan İ.T. takımını savunduğu filan yok;
Bugün CHP çatısı altında temsil edilen ve günümüzün hassas kurumlarında da bolca uzantısı olan İttihatçıların her türlü pisliğe bulaşmış olabileceklerini teslim ederiz.
Lâkin; bunlar parmak hesabıyla karar verilebilecek işler midir?..
Tarihi yargılamak, Parlamentoların mı, yoksa namuslu tarihçilerin mi işidir?..
Belgeler mi konuşacak, yoksa satılık parmaklar mı?..
ONLAR NEYSE DE MUHAFAZAKÂR TAKIMINA NE OLUYOR!..
Evet; bir de bunlar var; dünyaya solun bacak arasından bakan hastalıklı muhafazakârlar!..
Onlar da, Başbakanın bu haklı tepkisine ya sessiz kalarak, ya da satır aralarında çakarak destek veriyorlar.
Başbakan tahmin ediyordur herhalde, ayağı kaydığı anda, ilk itecek olan da bu ilkesiz adamlar!..
YİNE YALNIZ KALDIK, KAVANOZ DİPLİ DÜNYADA!..
Malûm, geçtiğimiz günlerde Devlet Bakanı Aliye Kavaf, Eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu söyledi.
Bundan daha doğru, daha isabetli bir söz olabilir mi;
Eşcinsellerin tedavi ihtiyacına vurgu yapmanın neresi ayrımcılık?.
Aksine; Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan, görevinin gereğini yerine getirdi.
Bir şekilde düşmüş olan bu insanlara yardım elini uzattı.
Bunca olumsuz örneğe rağmen yine de şaşırıyor insan; medya, Vakit dışında neredeyse ittifak halinde Bakana cephe almaz mı!..
Bir kısım medya denilen; açıktan destek verdi sapıklığa...
Kompleksli muhafazakâr takımı da, Bakana yönelik hafif taciz atışları ile ya da sessiz kalarak sundu desteğini.
İzlediniz; homoları Mecliste toplayıp, Bu bir hastalık değildir. Gaaayet normal bir durumdur. Herkese tavsiye edilir!!! dedirten CHPnin dengesini bozan sorular sadece bizden geldi.
Anlaşılan o ki; bir bizmişiz bu pislikten rahatsızlık duyan!..
Ermeni meselesinde de öyle...
Muhafazakâr denilen gazetelerde köşe tutan, ahı bitmiş vahı kalmış eski tüfeklerin öncülüğünde bir kampanya yürütülmekte.
Dün bu adamlardan biri çıkmış, her zamanki gibi ağzını burnunu yayarak, Başbakana çakıyor.
Hayır; Başbakana muhalefet edilebilir de;
İllegal faaliyetler içindeki Ermenilerin durumunu gözden geçireceğiz sözünün neresinde yanlış var?
Ne yapacaktı, Kaçak çalışanları koruyup kollayacağını mı söyleyecekti.
Ermeninin teröristi bile mübarek bu adamlar için!..
Hepsi Ermeni ya; öyle bir bağ var aralarında!..
Bakıyorum, nerede bir sapık; nerede bir Kaçak Ermeni; bir kısım medya hararetle destek veriyor.
Muhafazakâr medya denilen ise, korkudan mıdır, ezik-büzüklükten midir, nedendir; bu takımın kuyruğuna takılmış gidiyor...
Sağıma-soluma bakıyorum;
Kimse yok mu?..
Bakıyorum;
YOK gibi!..
Her birinin kendince hesabı var; kimi malı götürüyor, kimi imaj peşinde, öbekleşmeler olmuş, çeteler kurulmuş...
Herkesin bir çetesi var; Ergenekon yapılanmasına esas olan üzüm salkımı modelinde olduğu gibi, herkes birbirinden habersiz sanki.
Habersiz gibi de aralarında bir bağ var gibi!..
Kimi din karşıtı görünümlü, kimi dindar ya da dine saygılı...
Kimi darbe yandaşı gibi görüyor, kimi karşıtı..
İlk bakışta birbirlerinden bağımsız gibiler ama... Bakıyorsunuz, hepsi aynı köke bağlı!..
Aynı yerden tutuluyor üzümler...
Hepsi bir sapa bağlı...
Kimi farkında, kimi değil!..