- Konum
- Başkent `
-
- Üyelik Tarihi
- 21 Eyl 2013
-
- Mesajlar
- 1,833
-
- MFC Puanı
- 145
Törpülenen akıl, daha keskin olur, umutsuzluk mağaralarına düşmez.
Bir toplumun değeri, okumuşlarıyla değil, ancak okuyanlarıyla artar.
Okumak, aydınlık ufuklarla kucaklaşmak demektir.
Merak, bütün şaheserlerin doğumunu hazırlayan ilk sancıdır.
Kitap, her şeydir... Dosttur, sırdaştır, kocaman bir dünyadır.
Merak, altın bir penceredir. O pencereden içeriye kim girmek istemez?
Okudukça, yüce dağların üstünden aşan yolları öğrendim.
Meyvelerinden soyunan bilgi ağacı, gelen her yeni dönemde, daha çok meyve döker.
Mertlik duygusunun boş bıraktığı bahçelerde, kalleşlikler, çirkinlikler, kötülükler boy atar, yaşamanın tadı kaçar.
Kendisini anlatmak ve çağının tanığı olmak için yola çıkan insan, her şeyden önce yazıya sığınmalıdır.
İstiklâl, kendi işimizi kendimiz görebilmektir.
Herkes; kendi doğrularını, hemen her fırsatta haykırıyor.
Hayat, boynumuza borç olan sorumluluklarımızın altın destanıdır.
Hasret; yaşama sevincini ayağa kaldıran, kanatlandırıp uçuran bir kıvılcım.
Sevgi dolu bir yüreğin sahibi olduğumuz gün, güneşi bile fethedebiliriz.
Umut, çelikleşmiş hayatın gülen yüzüdür.
Yalan, ağzımızdaki küfür, gönlümüzdeki kirdir.
Türk'ün dehasının taç beyti Atatürk!
Başarı sensin. İlk adımınla birlikte, korkusuz yürümelisin!
Umut, altın bir kuş olmalı, yaşamak için yakalamak istediğimiz.
Sözün tapusu, yazı.
Sözün hası, altın değerinde olanı, kısa kesilenidir.
Nutuk denilen, Atatürkün o büyük aynası olmasaydı, genç Türkiye Devletini anlayabilir, ayaklarının üstüne sağlam olarak bastırabilir miydik?
Vatana olan bağlılığımızı zayıflatan duygulara yakamızı kaptırdığımız gün, göğün bütün yıldızları başımıza yağar.
Vatan, kutsal bir ocaktır. Ocakları tüttürebildiğimiz nice zamanlarda, hürriyetin de, bayrağın da sahibi oluruz.
Uzayın bilinmezlerine ulaşmak, "bilgi çağında devrim yapmak" için, sadece uygar olmak yeter.
Sorumluluk, çile çiçeğidir.
Güneş yıldızları kıskanmasaydı, her gün doğmazdı.
Hürriyet, sevdiğiniz çiçeklere benzer.
Sebepli sebepsiz korkulara yakanı kaptırma.
Şiir, bizim insan yanımız.
Olsaydım. kendimizle hesaplaşmanın ikinci adımı ya da bir başka adıdır.
Mecnunun kederi kaderimiz olsa, isyan ederdik.
Kıskançlık, süvarisini bir bulabilirse, uygarlık yolunun bütün düğümleri tek tek açılmaz mı?
Gün kaybolur, ay doğar.
Gökkuşağı yedi renk. Birini de sen yakala!
Doktor yazar, eczacı okur. Kim demiş bizde okuryazar yok diye?
Çocuklar, sabırsızlığın deli fişekleri.
Aramak, aranmanın kapısıdır.
Zaman bir su gibidir, durmaksızın akar, gider.
Bir toplumun değeri, okumuşlarıyla değil, ancak okuyanlarıyla artar.
Okumak, aydınlık ufuklarla kucaklaşmak demektir.
Merak, bütün şaheserlerin doğumunu hazırlayan ilk sancıdır.
Kitap, her şeydir... Dosttur, sırdaştır, kocaman bir dünyadır.
Merak, altın bir penceredir. O pencereden içeriye kim girmek istemez?
Okudukça, yüce dağların üstünden aşan yolları öğrendim.
Meyvelerinden soyunan bilgi ağacı, gelen her yeni dönemde, daha çok meyve döker.
Mertlik duygusunun boş bıraktığı bahçelerde, kalleşlikler, çirkinlikler, kötülükler boy atar, yaşamanın tadı kaçar.
Kendisini anlatmak ve çağının tanığı olmak için yola çıkan insan, her şeyden önce yazıya sığınmalıdır.
İstiklâl, kendi işimizi kendimiz görebilmektir.
Herkes; kendi doğrularını, hemen her fırsatta haykırıyor.
Hayat, boynumuza borç olan sorumluluklarımızın altın destanıdır.
Hasret; yaşama sevincini ayağa kaldıran, kanatlandırıp uçuran bir kıvılcım.
Sevgi dolu bir yüreğin sahibi olduğumuz gün, güneşi bile fethedebiliriz.
Umut, çelikleşmiş hayatın gülen yüzüdür.
Yalan, ağzımızdaki küfür, gönlümüzdeki kirdir.
Türk'ün dehasının taç beyti Atatürk!
Başarı sensin. İlk adımınla birlikte, korkusuz yürümelisin!
Umut, altın bir kuş olmalı, yaşamak için yakalamak istediğimiz.
Sözün tapusu, yazı.
Sözün hası, altın değerinde olanı, kısa kesilenidir.
Nutuk denilen, Atatürkün o büyük aynası olmasaydı, genç Türkiye Devletini anlayabilir, ayaklarının üstüne sağlam olarak bastırabilir miydik?
Vatana olan bağlılığımızı zayıflatan duygulara yakamızı kaptırdığımız gün, göğün bütün yıldızları başımıza yağar.
Vatan, kutsal bir ocaktır. Ocakları tüttürebildiğimiz nice zamanlarda, hürriyetin de, bayrağın da sahibi oluruz.
Uzayın bilinmezlerine ulaşmak, "bilgi çağında devrim yapmak" için, sadece uygar olmak yeter.
Sorumluluk, çile çiçeğidir.
Güneş yıldızları kıskanmasaydı, her gün doğmazdı.
Hürriyet, sevdiğiniz çiçeklere benzer.
Sebepli sebepsiz korkulara yakanı kaptırma.
Şiir, bizim insan yanımız.
Olsaydım. kendimizle hesaplaşmanın ikinci adımı ya da bir başka adıdır.
Mecnunun kederi kaderimiz olsa, isyan ederdik.
Kıskançlık, süvarisini bir bulabilirse, uygarlık yolunun bütün düğümleri tek tek açılmaz mı?
Gün kaybolur, ay doğar.
Gökkuşağı yedi renk. Birini de sen yakala!
Doktor yazar, eczacı okur. Kim demiş bizde okuryazar yok diye?
Çocuklar, sabırsızlığın deli fişekleri.
Aramak, aranmanın kapısıdır.
Zaman bir su gibidir, durmaksızın akar, gider.