Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Osmanlıda Dilencilik

diShy

~ یơυℓℓεss ..
Onursal Üye
  • Üyelik Tarihi
    27 Kas 2009
  • Mesajlar
    24,120
  • MFC Puanı
    79



Osmanlı tarihinin her döneminde yardımı hak eden yoksullarla
virgs.gif
çalışabilecek durumda olduğu halde dilenciliği tercih ettiği düşünülen kimseler yakalanıp kürek ve kalebentlik gibi çeşitli cezalara çaptırılmıştır.



Onsekizinci yüzyılın sonlarından itibaren dilencilere ilişkin politikalarda değişme başlamıştır. Bu değişim
virgs.gif
devletin “ pozitif sosyal politikalarının “ doğrudan muhatapları haline dönüşme yoluna girmişlerdir.




Bu tarihlerde devletin
virgs.gif
kamusal mekanları dilencilerden temizlemek ve gelip geçenlerin dilenciler tarafından rahatsız edilmelerinin önünün alınması oluşturmuştur”. Osmanlı açısından dilenciler ekmekle sorumlu oldukları toprakları terk edip İstanbul’a gelmişlerdir. “[Çiftu çubuk kaçkunu]” ve hemen ait oldukları yere geri gönderilmeleri gerekmekdir.


Yine onsekizinci yüzyılın ikinci yarısından itibaren çalışamayacak durumda olan kişilerin de dilenmesine artık izin verilmemeye başlanılmıştır. Bu kişilerin kamusal mekanda gezinmeleri önlenmekte ve geçinmeleri için de nakdi yardımlar yapılmaya başlanılmıştır.

Devlet dilencilere yeni uygulama yapmakla beraber eski uygulamalarda devam etmiştir. Meşru görülen yoksulların dilenmesine müsaade edilmiştir. 1788 tarihli bir belgede belirtildiği üzere
virgs.gif
arzuhalinde geçimini dilencilikle sağladığını ve cizyesini ödeyemediğini belirtmiştir. Makro’nun dilencilik yapmasına izin verilmiş ve ismi de cizye defterinden silinmiştir.


II.Mahmud dönemi İstanbul’unda yeni düzenlemelere gidilmiştir. II.Mahmud “ se’ele” ( dilenciler ) Müdürlüğü veya “ Fukara Müdürlüğü “ adı altında birim oluşturmuş ve 1834 tarihinde Süleyman Ağa adlı birisini bu göreve atamıştır. Bu kişi ayriyeten maaşı da devlet tarafından karşılanıyor. Bu yenilik dilenciler kethüdalığından fukara müdürlüğüne geçiştir. Bu yenilik
virgs.gif
dilenciliği denetim altında tutma arzusunda olduğunun bir işaretidir.


Devletin dilencilere yönelik bir politik değişimlerinin bir etkeni de
virgs.gif
kırsal kesimlerden özellikle 18.yüzyılın ikinci yarısından itibaren bir göç başlamıştır. Devlette bu göçün önüne geçebilmek için tam önlem alıyor.


19.Asrın ikinci yarısından itibaren
virgs.gif
İstanbul’a göçü azaltmıştır. Ancak yüzyılın son çeyreğinde bu istikrarlı ortam bozulmuştur. Maliye bir kriz ortamına girmiştir. Devlet borçlarını ödeyemez hale gelmiştir. Özellikle 19.asırda kaybedilen savaşlar yüzünden bir göç dalgası olmuş ve İstanbul yoğun bir nüfus göçüne maruz kalmıştır. Devletin bu göçle baş edebilmesi oldukça zor olmuştur.


1890’lı yılların gazetelerinde
virgs.gif
köprü üzerinde dilenciliğin önlenmesine ilişkin bir talimatname hazırlamıştır. Teklife göre Darülaceze görevlileri yakalanan her bir vakayı dikkatle inceleyecekler ve gerçekten yoksul olanları Darülaceze’ye taşralı olanları da memleketlerine göndereceklerdir. Anne baba sahibi çocuklar ailelerinden kefalet alınmak şartıyla iade edileceklerdir. Cüzzam hastalığına sahip olanlar ise Üsküdar’daki Miskinler Dergahına gönderileceklerdir.


Osmanlı elitinin dilenciler hakkındaki görüşlerini gazetelerden öğrenebiliriz. 28 Ekim 1900 tarihinde Meclis-i Vükela Osmanlı Devletinde Sadrazamın başkanlığındaki Şeyhülislamla diğer nâzırlardan meydana gelen meclisin adı; vekiller meclisi. Bu meclis
virgs.gif
yâni Bakanlar kurulu demektir.


Sabah gazetesinde yer alan bir yazıda
virgs.gif
velhasıl maişetlerini tedarike gayri muktedir olan mesakinlerden “ oluşmaktadır. Bunlar için yapılacak olan “müessesat-ı aide-i hayriyesine“ göndermektir. Bu kişilerin sayısı fazladır. Dolayısıyla vilayetlere gönderilmesi uygun görülmüştür.


İkinci sınıf “ âlil ve sakat fakat aile sahibi bulunanlar” oluşturmaktadır. Bunların kendileri Darülaceze’ye çocukları da Darüleytan
virgs.gif
Darüşşafaka veya ıslahhanelere konulmalıdır.


Üçüncü sınıf
virgs.gif
genç kızlar ve velisiz kadınlar” oluşturmaktadır. Bunlar “tese‘ül eden ( dilenen ) hamisiz çocuklar ile genç kızlar ıslahhanelere ve diğer “ müessesat-ı münasibe-i hayriyye’ye” gönderilmelidir. Burada ayrıca bazı genç kızların dilencilik maskesi altında fuhuş yaptığı vurgulanıyor.


Son sınıfa da çalışmaya gücü yettiği halde dilencilik yapanlar oluşturmaktadır. Sabah gazetesinin yazarına göre dilencilerin çoğu bu sınıfa dahildir. Bu kimseler en önemli tehlike olarak görülmekte
virgs.gif
sadece memleketlerine gönderilmesi yetmemekte bunların üretken hale gelinmesi için uğraşılmalıdır. Fakat halen dilencilik yapacak olurlarsa cezai tedbirlere başvurulması önerilmektedir.


Sabah gazetesinde çıkan yazılardan anlaşılacağı üzere
virgs.gif
dilencileri önlemediği gerekçesiyle eleştirilmektedir. Habere göre ; “ Dilencilerin sokaklardan toplanılması hakkında artık nafile yere söz söylemeyeceğiz. Fakat hiç olmazsa geceleri köprü üzerindeki dilencilerin toplanılması hakkında zabıtanın nazarı dikkatini celb etmek arzusundan kendimizi men edemedik” haberiyle belirtilmektedir.


Abdülhamid döneminde dilencilere barınak olarak
virgs.gif
bir yandan Abdülhamid’in yoksul halkın yegane koruyucu olduğu şeklindeki imajı güçlendirmek diğer yandan da Osmanlı Devleti’nin modern görüntüsünü pekiştirmek üzere gündeme gelmiştir.


Darülacezenin her ne kadar Abdülhamid’in iktidar sembolü ise de
virgs.gif
dilenciliğe karşı mücadele kapsamında gündeme alınmış. Zira Darülacezenin açıldığı gün 31 Ocak 1896 tarihinden birkaç gün sonra konuyla ilgili iki ayrı nizamname yayınlanmıştır. “


Tese’ülün Men’ine Dair Nizamname”
virgs.gif
İstanbullu olup olmadıklarına bakılmaksızın taşraya sürüleceklerdir.


II.Meşrutiyet devrinde dilenciliğin ve serseriliğin önlenmesi konusunda Osmalı eliti ile hükümet arasındaki ayrılıklar ortadan kalkacaktır. Meşrutiyet rejimi öncelikle
virgs.gif
refah sistemini bürokratik ve seküler (dünyevi) bir zemine oturtmak arzusunda olmuştur.


II.Meşrutiyet’te ayrıca dilencilik serserilik ve potansiyel suçluluk kavramları kapsamı içinde değerlendirilmeye başlanılmıştır. Bu yeni yasa daha çok şehirdeki yoksul ahaliyi kontrolünü sağlamaya yöneliktir. Bu konuda ayrıca
virgs.gif
Osmanlı polisine sosyal ve ahlaki kontrolleri yükleyerek polisin toplumdaki konumunu yükseltmiştir.
 
Üst Alt