-
- Üyelik Tarihi
- 9 Şub 2015
-
- Mesajlar
- 44,845
-
- MFC Puanı
- 29,224
Öyküleri pek çok dile çevrilen, bugüne dek 23 öyküsü sinemaya uyarlanan, Türkiyede ve yurtdışında birçok önemli ödülün de sahibi olan Osman Şahin kimdir?
Dört yanı sarp aşılmaz dağlarla tıkanmış, dünyadan yalıtlanmış, ıssız ortamların ağırlaştırdığı Toros köyümde, yarı pagan, Müslüman-Şaman karışımı göçebe kültürlerin harman olduğu ortamlarda geçti çocukluğum... 1940ta Mersinin bir Toros köyü olan Arslanköyde dogar. Kendi deyimiyle kiraç tepedeki domates fidani gibi olan yoksul bir çiftçi ailesinin 13 çocugundan biridir. Çocuklugu Toroslarda yoksulluk icinde geçer. Ilkögrenimini köyünde bitirir ve ikinci dogumu olarak gördügü Diyarbakir Dicle Köy Enstitüsüne girer. (yazarin, koy enstitulerine girisini anlatan yazisi icin tiklayin: TOROSLARDAKİ KAYIP ÇOCUK)
Dicle Köy Enstitüsü'nü bitirdikten sonra Sivereke bagli, Firat nehri kenarindaki, Bucak asiretine bagli Kalemli köyüne ögretmenligine atanir. Henüz 18 yasindayken, büyük asiret kavgalarinin, silaha tutkun yöre insanin içinde bulur kendini. Firat tastiginda, nehrin kiyisina kustugu insan ölülerini görür.
Bunlarla ilgili hep notlar alir. Yillar sonra bu notlari Kirmizi Yel, Firat'in Sirtindaki Kan / Bucaklar ve Yeraltinda Uçan Kus adli belgesel romanlariyla kitaplastirir. Bölgenin büyük asiretlerinden Bucaklar'in 200 yillik tarihiyle, 1960'li yillarda patlak veren Bucaklar Kan Davasi'nin içyüzünü anlattigi, Firat'in Sirtindaki Kan / Bucaklar, sadece Türk Edebiyat tarihine degil, bugün hala konusulan bir konu olarak, Türk siyasi tarihine de önemli bir eser olur.
1958de Ankara Gazi Egitim Enstitüsü Beden Egitimi bölümüne girer. Gazi Egitim ögrencisiyken Demokrat Partinin baskici rejimine karsi ögrenci yürüyüslerinde basi çeker. Ilk tayini Malatyaya çikar. 1961-67 yillari arasinda Malatya Lisesinde beden egitimi ögretmenligi yapar. Ögrenciligi de dahil hayatinin ondört yilinin geçtigi Dogu ve Güneydoguda özellikle, Malatya, Elazig, Tunceli, Maras yöresinde 33 köy hakkinda çok genis folklor arastirmalari yapar, 33 defter not alir. Bu arastirma ve incelemeler sonucu topladigi 1645 bulmaca ve bilmeceyi Su Kurusu adiyla yillar sonra yayimlar.
1967-1974 yillari arasinda Izmite spor ögretmeni olarak atanir. Türkiye Ögretmenler Sendikasinda (TÖS) çalisir. 1970 TRT ödülleri köy kökenli ve Köy Enstitüsü çikisli iki sanatçi çikarir ortaya. Bunlardan biri Ümit Kaftancioglu, digeriyse Osman Sahindir. 1970de yayimlanan Kirmiz Yel, Sahinin ilk kitabidir ve TRT Öykü Ödülünü alarak genis ilgi bulur. Daha sonra Türk sinemasinin unutulmaz filmleri olacak Kibar Feyzo, Adak ve Firatin Cinleri bu kitabinda yer alir. Sahine Türk sinemasinda eserleri en çok filme çekilen yazarlardan biri olma ünvanini getirecek yolun basidir bu ayni zamanda. Ilk öyküsünü Yilmaz Güney satin alir ancak filme çekemeden hapise girer. O parayla Istanbulda bir ev alir ve ögretmenlige Suadiye Lisesinde devam eder. Ancak 12 Eylül askeri rejimince Trabzonun Arsin ilçesine sürülerek emekli edilir.
Orhan Kemal Ödül Töreninde dostlarla...
Alpay Kabacalı, Adnan Binyazar, Balaban , Tahsin Yücel, Osman Şahin, Işık Öğütçü
1978 yilinda Aydinlik gazetesinde yayimlanan bir kitap tanitim yazisi yüzünden 3 Numarali Sikiyönetim Askeri Mahkemesinde yargilanarak, 142. maddeden 1,5 yil hapis cezasina mahkûm olur. 1983te Sile ve Yalova cezaevlerinde yatar. Cezaevinde iken Firar filminin öyküsünü yazar. Ayrica daha sonra cezaevinde gördügü, duydugu, yasadigi olaylari Kollari Bagli Dogan kitabinda hikayelestirir.
1980li ve 90li yillar Osman Sahinin yazarliginin en verimli zamanlari olur. 1980li yillarda dört kitap yazar. Bunlardan Agiz Içinde Dil ile 1980de Nevzat Üstün Öykü Ödülünü alir. 1990lar Osman Sahin adinin hem Türk sinemasinda hem de edebiyatinda adinin yurt disinda da sikça bahsedilmeye baslandigi yillar olur.
Son Yörük adli hikayesi 1992 yilinda Isveç'te Stockholm'de düzenlenen Enternasyonel Hümanizma Dernegi'nin açtigi yarismada ikinci olur. Ayni yil Selam Atesleri kitabiyla Ömer Seyfettin Öykü Ödülünü, 1994de de Sait Faik Öykü Ödülünü alir. 1998de Mahser ile Yunus Nadi Ödülüne layik görülür.
Öyküleri Polonya, Macar, Alman, Fransiz, Isveç dillerine çevrilir.
1990larin sonuna dogru Sahinin sinemaya uyarlanan ve çogunu kendisinin senaryolastirdigi 22 öyküsü vardir artik ve bunlar Türk Sinemasina yurtiçi ve yurtdisinda 24 ödül kazandirmistir. Yavuz Turgut'un çektigi Zügürt Aga; Atif Yilmaz'in çektigi Kibar Feyzo, Adak; Serif Gören'in çektigi Derman, Tomruk, Kurbagalar, Kan, Firar; Erden Kiral'in çektigi Ayna, Avci; Bilge Olgaç'in çektigi Gülüsan, Ipekçe filmleri Türk sinemasina unutulmaz eserler olarak girer. 1997'de IX. Ankara Uluslararasi Film Festivalinde sinemaya yaptigi katkilardan ötürü, Aziz Nesin Emek Ödülü ile, 1999 yilinda, 36. Antalya Altin Portakal Film Festivali'nde Yasam Boyu Altin Portakal Onur Ödülü ile onurlandirilir. 2003 yilinda kendi çocuklugunu anlattigi Ölüm Oyunlari ile Yunus Nadi Ödülünü alarak, bu ödüle iki kez layik görülen tek yazar olarak Türk Edebiyat tarihinde bir ilki gerçeklestirir.
Osman Sahin öykülerinde okurlarini, Dogu, Güneydogu, Çukurova ve Toros insanlarinin gizemli dünyalarina götürür. Insanin soyunun özünde varolan kötülügü, ölüm temasini, korkuyu, çarpitilmis cinsellikleri, kitligi, umutsuzlugu, efsanelesmis asklari, teknoloji ile gelen degisimin insana yaptigi etkileri, eski saman ve pagan kültürlerin izlerini yogun psikolojik bir derinlikle çoskulu, renkli, dogurgan, siirsel bir anlatimla yazar.
Dört yanı sarp aşılmaz dağlarla tıkanmış, dünyadan yalıtlanmış, ıssız ortamların ağırlaştırdığı Toros köyümde, yarı pagan, Müslüman-Şaman karışımı göçebe kültürlerin harman olduğu ortamlarda geçti çocukluğum... 1940ta Mersinin bir Toros köyü olan Arslanköyde dogar. Kendi deyimiyle kiraç tepedeki domates fidani gibi olan yoksul bir çiftçi ailesinin 13 çocugundan biridir. Çocuklugu Toroslarda yoksulluk icinde geçer. Ilkögrenimini köyünde bitirir ve ikinci dogumu olarak gördügü Diyarbakir Dicle Köy Enstitüsüne girer. (yazarin, koy enstitulerine girisini anlatan yazisi icin tiklayin: TOROSLARDAKİ KAYIP ÇOCUK)
Dicle Köy Enstitüsü'nü bitirdikten sonra Sivereke bagli, Firat nehri kenarindaki, Bucak asiretine bagli Kalemli köyüne ögretmenligine atanir. Henüz 18 yasindayken, büyük asiret kavgalarinin, silaha tutkun yöre insanin içinde bulur kendini. Firat tastiginda, nehrin kiyisina kustugu insan ölülerini görür.
Bunlarla ilgili hep notlar alir. Yillar sonra bu notlari Kirmizi Yel, Firat'in Sirtindaki Kan / Bucaklar ve Yeraltinda Uçan Kus adli belgesel romanlariyla kitaplastirir. Bölgenin büyük asiretlerinden Bucaklar'in 200 yillik tarihiyle, 1960'li yillarda patlak veren Bucaklar Kan Davasi'nin içyüzünü anlattigi, Firat'in Sirtindaki Kan / Bucaklar, sadece Türk Edebiyat tarihine degil, bugün hala konusulan bir konu olarak, Türk siyasi tarihine de önemli bir eser olur.
1958de Ankara Gazi Egitim Enstitüsü Beden Egitimi bölümüne girer. Gazi Egitim ögrencisiyken Demokrat Partinin baskici rejimine karsi ögrenci yürüyüslerinde basi çeker. Ilk tayini Malatyaya çikar. 1961-67 yillari arasinda Malatya Lisesinde beden egitimi ögretmenligi yapar. Ögrenciligi de dahil hayatinin ondört yilinin geçtigi Dogu ve Güneydoguda özellikle, Malatya, Elazig, Tunceli, Maras yöresinde 33 köy hakkinda çok genis folklor arastirmalari yapar, 33 defter not alir. Bu arastirma ve incelemeler sonucu topladigi 1645 bulmaca ve bilmeceyi Su Kurusu adiyla yillar sonra yayimlar.
1967-1974 yillari arasinda Izmite spor ögretmeni olarak atanir. Türkiye Ögretmenler Sendikasinda (TÖS) çalisir. 1970 TRT ödülleri köy kökenli ve Köy Enstitüsü çikisli iki sanatçi çikarir ortaya. Bunlardan biri Ümit Kaftancioglu, digeriyse Osman Sahindir. 1970de yayimlanan Kirmiz Yel, Sahinin ilk kitabidir ve TRT Öykü Ödülünü alarak genis ilgi bulur. Daha sonra Türk sinemasinin unutulmaz filmleri olacak Kibar Feyzo, Adak ve Firatin Cinleri bu kitabinda yer alir. Sahine Türk sinemasinda eserleri en çok filme çekilen yazarlardan biri olma ünvanini getirecek yolun basidir bu ayni zamanda. Ilk öyküsünü Yilmaz Güney satin alir ancak filme çekemeden hapise girer. O parayla Istanbulda bir ev alir ve ögretmenlige Suadiye Lisesinde devam eder. Ancak 12 Eylül askeri rejimince Trabzonun Arsin ilçesine sürülerek emekli edilir.
Orhan Kemal Ödül Töreninde dostlarla...
Alpay Kabacalı, Adnan Binyazar, Balaban , Tahsin Yücel, Osman Şahin, Işık Öğütçü
1978 yilinda Aydinlik gazetesinde yayimlanan bir kitap tanitim yazisi yüzünden 3 Numarali Sikiyönetim Askeri Mahkemesinde yargilanarak, 142. maddeden 1,5 yil hapis cezasina mahkûm olur. 1983te Sile ve Yalova cezaevlerinde yatar. Cezaevinde iken Firar filminin öyküsünü yazar. Ayrica daha sonra cezaevinde gördügü, duydugu, yasadigi olaylari Kollari Bagli Dogan kitabinda hikayelestirir.
1980li ve 90li yillar Osman Sahinin yazarliginin en verimli zamanlari olur. 1980li yillarda dört kitap yazar. Bunlardan Agiz Içinde Dil ile 1980de Nevzat Üstün Öykü Ödülünü alir. 1990lar Osman Sahin adinin hem Türk sinemasinda hem de edebiyatinda adinin yurt disinda da sikça bahsedilmeye baslandigi yillar olur.
Son Yörük adli hikayesi 1992 yilinda Isveç'te Stockholm'de düzenlenen Enternasyonel Hümanizma Dernegi'nin açtigi yarismada ikinci olur. Ayni yil Selam Atesleri kitabiyla Ömer Seyfettin Öykü Ödülünü, 1994de de Sait Faik Öykü Ödülünü alir. 1998de Mahser ile Yunus Nadi Ödülüne layik görülür.
Öyküleri Polonya, Macar, Alman, Fransiz, Isveç dillerine çevrilir.
1990larin sonuna dogru Sahinin sinemaya uyarlanan ve çogunu kendisinin senaryolastirdigi 22 öyküsü vardir artik ve bunlar Türk Sinemasina yurtiçi ve yurtdisinda 24 ödül kazandirmistir. Yavuz Turgut'un çektigi Zügürt Aga; Atif Yilmaz'in çektigi Kibar Feyzo, Adak; Serif Gören'in çektigi Derman, Tomruk, Kurbagalar, Kan, Firar; Erden Kiral'in çektigi Ayna, Avci; Bilge Olgaç'in çektigi Gülüsan, Ipekçe filmleri Türk sinemasina unutulmaz eserler olarak girer. 1997'de IX. Ankara Uluslararasi Film Festivalinde sinemaya yaptigi katkilardan ötürü, Aziz Nesin Emek Ödülü ile, 1999 yilinda, 36. Antalya Altin Portakal Film Festivali'nde Yasam Boyu Altin Portakal Onur Ödülü ile onurlandirilir. 2003 yilinda kendi çocuklugunu anlattigi Ölüm Oyunlari ile Yunus Nadi Ödülünü alarak, bu ödüle iki kez layik görülen tek yazar olarak Türk Edebiyat tarihinde bir ilki gerçeklestirir.
Osman Sahin öykülerinde okurlarini, Dogu, Güneydogu, Çukurova ve Toros insanlarinin gizemli dünyalarina götürür. Insanin soyunun özünde varolan kötülügü, ölüm temasini, korkuyu, çarpitilmis cinsellikleri, kitligi, umutsuzlugu, efsanelesmis asklari, teknoloji ile gelen degisimin insana yaptigi etkileri, eski saman ve pagan kültürlerin izlerini yogun psikolojik bir derinlikle çoskulu, renkli, dogurgan, siirsel bir anlatimla yazar.