Oruç kelimesinin Arapçası savm ve sıyamdır. Bir şeyden kendini alıkoymak, el çekmek anlamındadır. Dini bir ibadet olarak şöyle tanımlanabilir: Kişinin niyet etmek suretiyle imsak vaktinden itibaren güneş batana kadar kendisini yeme, içme ve cinsel isteklerden alıkoymasıdır.
İslamın beş temel şartından biri de tutmakla mükellef olanların, ramazan ayı boyunca Allah için oruç tutmalarıdır. Oruç, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır.
Oruç tutmanın kişi ve toplum açısından pek çok yararı vardır.
Bunlardan bazıları şöyledir:
1. Kişi beden ve ruh yönünden, oruçla huzur bulur. İradeyi güçlendirir. Yılın diğer günlerinde imkanları dahilinde her isteğini yapmaya çalışan insanlar, oruç sebebiyle imkanları olsa da yemez, içmez. Böylece irade güçlenir.
2. Oruç, kısa süreli de olsa yoksulların halini hissetme, onlara karşı daha şefkatli olma bilinci kazandırır.
3. İnsan bedeni, bir ay boyunca rahatlamış olur. Belli bir düzende yemek ve içmek, mideyi dinlendirir. İnsan, oruçla vücudunu bir ay süreyle disipline eder.
4. Oruç ibadeti ile sevap kazanırız. Hz. Peygamber, hakkıyla oruç tutan kişinin geçmiş günahlarının bağışlanacağını söylemiştir. Yine tuttuğumuz oruç bize Allahın sevgisini kazandırır.
5. Oruç ibadeti kişiyi kötülüklere karşı korur. Oruçlu kişi her tür kötü düşünce ve davranıştan uzak durmaya her zamankinden daha çok önem verir. Hz. Muhammed bu şekilde tutulan orucun kişiyi cehenneme gitmekten kurtaracağına şu sözüyle dikkat çekmiştir: Oruç savaşın tehlikelerinden koruyan bir kalkan gibi sizi ateşten koruyan bir kalkandır. Eğer kişi sevabını kaçırmazsa..."
6. Sadece Allah emrettiği için bir süre isteklerinden uzak kalan insan, oruçla eğitilir, sabrı öğrenir.
7. Oruç, kişiliğin oluşumunda büyük pay sahibidir. İnsanların yanında değilken de bir şey yemeyen insan, iç ve dış yönüyle gösterişten uzaktır, samimi davranmayı öğrenmiştir.
Oruç, sevabı çok olan ve kul ile Allah arasında özel yeri olan bir ibadettir.
Hz. Peygamber bir hadisinde Rabbimizin oruç ibadetine ne kadar değer verdiğini şöyle ifade etmiştir:
Kutlu ve yüce olan Allah şöyle buyuruyor: Oruç benim içindir yani benim rızamı kazanmak için tutulur. Onun mükafatını da fazlasıyla ben vereceğim. Oruçlu kimsenin iki sevinçli anı vardır. Önce iftar açarken sevinir. Ancak asıl sevinç Allaha kavuştuğunda mükafat alırken olacaktır. Allaha yemin olsun ki oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha iyidir.
Kuran-ı Kerimin bakara suresinde oruç tutmayı emreden ayetler
Ey iman edenler! Oruç, sizden önce gelip geçmiş kimselere farz kılındığı gibi size de sayılı günlerde farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. Sizden her kim, hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. Oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere, bir yoksulu doyuracak fidye gerekir. Kim de gönülden (fidyeyi artırıp) hayır yaparsa bu, onun için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüklere rağmen) oruç tutmanız, sizin için daha hayırlıdır.
Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu yanlıştan ayırmanın açık delilleri olarak Kuran-ı Kerim'in, kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler, onda oruç tutsun
Bu ayetlerden ilki, orucun hem bize hem de önceki peygamberlerin halklarına farz olduğunu belirtmiştir. Son ayet ise farz orucun, ramazan ayında olduğunu, aynı zamanda ramazan ayının Kuranın indirildiği ay olduğunu haber vermiştir.
Temel ayet
Ey iman edenler! Oruç, sizden önce gelip geçmiş kimselere farz kılındığı gibi size de sayılı günlerde farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. (Bakara suresi, 183. ayet.)
Temel hadis
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Yalanı, onunla iş yapmayı bırakmayan kimsenin, (oruç tutarak) yeme-içmesini bırakmasına, Allahın ihtiyacı yoktur. (Buhari, Savm 8.)
İslamın beş temel şartından biri de tutmakla mükellef olanların, ramazan ayı boyunca Allah için oruç tutmalarıdır. Oruç, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır.
Oruç tutmanın kişi ve toplum açısından pek çok yararı vardır.
Bunlardan bazıları şöyledir:
1. Kişi beden ve ruh yönünden, oruçla huzur bulur. İradeyi güçlendirir. Yılın diğer günlerinde imkanları dahilinde her isteğini yapmaya çalışan insanlar, oruç sebebiyle imkanları olsa da yemez, içmez. Böylece irade güçlenir.
2. Oruç, kısa süreli de olsa yoksulların halini hissetme, onlara karşı daha şefkatli olma bilinci kazandırır.
3. İnsan bedeni, bir ay boyunca rahatlamış olur. Belli bir düzende yemek ve içmek, mideyi dinlendirir. İnsan, oruçla vücudunu bir ay süreyle disipline eder.
4. Oruç ibadeti ile sevap kazanırız. Hz. Peygamber, hakkıyla oruç tutan kişinin geçmiş günahlarının bağışlanacağını söylemiştir. Yine tuttuğumuz oruç bize Allahın sevgisini kazandırır.
5. Oruç ibadeti kişiyi kötülüklere karşı korur. Oruçlu kişi her tür kötü düşünce ve davranıştan uzak durmaya her zamankinden daha çok önem verir. Hz. Muhammed bu şekilde tutulan orucun kişiyi cehenneme gitmekten kurtaracağına şu sözüyle dikkat çekmiştir: Oruç savaşın tehlikelerinden koruyan bir kalkan gibi sizi ateşten koruyan bir kalkandır. Eğer kişi sevabını kaçırmazsa..."
6. Sadece Allah emrettiği için bir süre isteklerinden uzak kalan insan, oruçla eğitilir, sabrı öğrenir.
7. Oruç, kişiliğin oluşumunda büyük pay sahibidir. İnsanların yanında değilken de bir şey yemeyen insan, iç ve dış yönüyle gösterişten uzaktır, samimi davranmayı öğrenmiştir.
Oruç, sevabı çok olan ve kul ile Allah arasında özel yeri olan bir ibadettir.
Hz. Peygamber bir hadisinde Rabbimizin oruç ibadetine ne kadar değer verdiğini şöyle ifade etmiştir:
Kutlu ve yüce olan Allah şöyle buyuruyor: Oruç benim içindir yani benim rızamı kazanmak için tutulur. Onun mükafatını da fazlasıyla ben vereceğim. Oruçlu kimsenin iki sevinçli anı vardır. Önce iftar açarken sevinir. Ancak asıl sevinç Allaha kavuştuğunda mükafat alırken olacaktır. Allaha yemin olsun ki oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha iyidir.
Kuran-ı Kerimin bakara suresinde oruç tutmayı emreden ayetler
Ey iman edenler! Oruç, sizden önce gelip geçmiş kimselere farz kılındığı gibi size de sayılı günlerde farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. Sizden her kim, hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. Oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere, bir yoksulu doyuracak fidye gerekir. Kim de gönülden (fidyeyi artırıp) hayır yaparsa bu, onun için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüklere rağmen) oruç tutmanız, sizin için daha hayırlıdır.
Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu yanlıştan ayırmanın açık delilleri olarak Kuran-ı Kerim'in, kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler, onda oruç tutsun
Bu ayetlerden ilki, orucun hem bize hem de önceki peygamberlerin halklarına farz olduğunu belirtmiştir. Son ayet ise farz orucun, ramazan ayında olduğunu, aynı zamanda ramazan ayının Kuranın indirildiği ay olduğunu haber vermiştir.
Temel ayet
Ey iman edenler! Oruç, sizden önce gelip geçmiş kimselere farz kılındığı gibi size de sayılı günlerde farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. (Bakara suresi, 183. ayet.)
Temel hadis
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Yalanı, onunla iş yapmayı bırakmayan kimsenin, (oruç tutarak) yeme-içmesini bırakmasına, Allahın ihtiyacı yoktur. (Buhari, Savm 8.)