- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Orjinal Aşklar
Genç kız karşıda göründü.Zayıf ama endamlı biri idi. Yürürken yere bakıyordu. Yüzü gülmüyordu. İçine hapsolmuş depresif bir hali vardı. Yaklaştı merhaba dedi. Genç adam yıllardır beklediğim bu evet bu dedi kendi kendine. İçi anlatılmaz bir sevinçle doldu. Hiç böyle hissetmemişti kendini. İlk görüşte aşk hafif kalırdı genç adamın bu haleti ruhiyesini betimlemeye.Bu yaşına kadar kendini hiç böyle farklı hissetmemişti. Arabaya bindiler en yakın sahilde durdular. Kıyıya yaklaştılar.Rüzgar genç kızın saçlarını genç adamın yüzüne doğru savuruyordu.Saçlarının kokusu çok hoştu.Genç adam içine çekiyordu saçlarının kokusunu.Denize iyice yaklaştılar.Genç kız Şu şişeleri kıralım mı dedi kayalardaki boş şişeleri göstererek.. Genç adam tabi dedi eğildi, yerden bir şişe alıp verdi..Kız kayalara vurdu. Birtane daha istedi.. Onuda kayalarda patlattı. Her patlama ona ferahlık veriyordu çok hoşuna gitmişti. Sahilde kırılacak şişe kalmamıştı. Genç kızın ilgiye sevgiye ihtiyacını olduğunu anlamıştı genç adam.Kızın elini tuttu..Elini beline attı beraber ayakta durarak bir müddet rüzgarlı denizi seyrettiler.
Genç adam ömrünce hiç aşık olmamıştı. İçi aşkla sevgi ile doluydu. Aşkın kutsal olduğuna inanıyordu. İçindeki bu özel duyguyu özel biri ile paylaşması gerektiğine inanıyordu. Daldan dala konmak onun karakteri değildi. Her yabancı tene dokunuşunda sevgisinin tükeneceğine , büyüsünü yitireceğine inanıyordu.Belki aşk konusunda biraz eski kafalı idi..Bu yüzden genç adam mucize derecesinde duygu yüklü idi. Allahın insanlara bahşettiği bu kutsal duyguyu öyle yoğun taşıyordu ki, dokunduğu kişinin bunu hissetmemesi imkansızdı.Sevgi konusunda neredeyse şifalı bir bedene sahipti.
Genç kız geçmişte sevgi ve aşk adına talihsizlikler yaşamıştı. Duyguları çok aşınmıştı. Aşk ve sevgi sandığı duygusal gelgitler onu depresyona itmişti. Genç adamın sevgi dolu dokunuşları genç kıza çok iyi gelmişti.Genç kız bir farklılık hissetmişti ancak ne olduğunu anlayacak bir durumda değildi. Böylesine el değmemiş sevda yüklü insan kaç kişiye kısmet olur ki? İki genç şehirlerarası uzaklıkta olduklarından genç adam sürekli telefon ediyor ilgisini enerjisini ona aktarıyordu. Konuşmaları genç kızı o kadar özel hissettiriyordu ki genç kız günden güne hayata bağlanıyordu. Genç adam adeta onun doktoru gibi olmuştu.Genç kızın artık yüzü gülüyordu..O depresif halinden eser kalmamıştı.
Genç adam deli gibi aşık olmuştu; öyle ki her saniye onu düşünüyordu. İçi içine sığmıyordu. Onu çok seviyordu bazı günler allaha onu kendisine bahşettiği için dua ediyor; mutluluktan ağlıyordu.Çok mutluydu , öyle mutlu idi iki yolda yürürken ne olur ne olmaz diye başka kızların yüzüne bile bakmıyordu. Bu büyünün bozulmasından ; onu kaybetmekten öylesine korkuyordu.
Uzaklıktan ve genç adamın işinden dolayı haftada sadece pazar günleri görüşebiliyorlardı. Genç adam onu mutlu etmek için elinden geleni yapıyordu. Her gelişinde ona çok sevdiği sütlü çikolata getiriyordu..Arada sırada ona sürpriz yapıp çiçek alıyordu. Güzel bir hafta sonundan sonra genç adam akşama doğru evine dönüyordu.Genç kız artık kendisini çok daha iyi hissediyordu. Hayata öylesine bağlandı , öyle kendine güveni geldi ki, yeniden fark edilmeye başlandı. Etrafında yeniden ilgi halkaları oluşmaya başladı Şeytanımsı fikirler aklını çelmeye başladı. O eski günlerini unutup kötü fikirlerin esiri olmaya başladı.Genç adamın kendisine verdiği sevgi dolu enerjiyi harcamaya başladı..Ancak ne yazık ki o bunun farkında değildi.
Genç adam sevgilisinin değiştiğini hissetmeye başladı Bir gariplik vardı. Sevgilisinden o eski enerjiyi artık alamıyordu. Onu böylesine mutlu eden sevgili; aynı güçte onu mutsuzluğa ve karamsarlığa çekmeye başladı. Küçük şeylerden anlamsız tartışmalar yaşamaya başladılar. Bir gün genç kız ayrılmak istediğini genç adama söyledi. Küçük hediyelerini kapı ağzında eline tutuşturdu..Genç adamın gözleri doldu. Ağlamamak için kendini zor tuttu. Sevgilisi çok rahat davranıyordu, kurbanının başına ilmik geçirmek üzere olan bir cellat kadar soğukkanlı idi. Bu kadar basit olmuştu onun için.
Genç adam yas tutmaya başladı Dayanamıyordu yüreği yerinden sökülmüştü. Sevgilisinin bakışları , saçlarının kokusu hayalinden gitmiyordu. Bu acıya dayanmak çok zordu.. Birkaç kez geri dönmek istedi , çiçekler gönderdi ancak genç kız ufak bir açıklama yapma lütfu bile göstermeden reddetti...Genç adamın acısı o kadar büyüktü ki, ancak ölüm acısıyla karşılaştırılabilirdi.Genç adam işini yapamaz oldu, işinden ayrılmak zorunda kaldı. Üzüntü dolu, uykusuz geceler onun kaderi oldu.
Genç kız bir konuda yanılıyordu.Kendisine yaşam enerjisi veren onu hayata bağlayan enerjiyi tükettiğinin farkında değildi. Aylar sonra genç kız başladığı yere döndü..Elinde yine hayal kırıklıkları kaldı. Yaşadığı bu inişler genç kızın psikolojisini fena halde bozdu. Zaman geçtikçe ona dokunan ellerde bir şeylerin eksik olduğunu hissetmeye başlamıştı. Kendisini o karanlık çukurdan çekip çıkaran eski sevgilisinin ellerini arıyordu.
Genç kız telefona sarıldı. Alo dedi. Sesi üzgündü. Genç adam efendim dedi. Gençkız mahçup bir edayla Ne yapıyorsun dedi? Genç adamın boğazı düğümlendi. Kendini topladı iyiyim dedi. Aslında yalan söylüyordu. İyi değildi. Hala deli gibi seviyordu..Ağlamamak için kendini zor tutuyordu.Genç adam son kez gücünü toplayarak beni birdaha arama lütfen , sevmiyorum seni dedi.. Genç kız çok şaşırdı ve o da peki dedi aramam birdaha dedi..Genç adam telefonu kapattıktan sonra hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Genç adamın içinde bir şey kalmamıştı.Zira yıllardır içinde sakladığı sevgiyi ona vermişti. Her bir yabancı elin dokunuşunda parçalanmıştı sevgi denilen bu büyü.
Sevgi su gibi en küçük çatlaktan sızar ,boya gibi her dokunanın elinde biraz kalır. Sevginize yabancı eller dokunmasın.Sevgi kutsaldır..Siz siz olun sevgi elinizde iken kıymetini bilin.
Genç kız karşıda göründü.Zayıf ama endamlı biri idi. Yürürken yere bakıyordu. Yüzü gülmüyordu. İçine hapsolmuş depresif bir hali vardı. Yaklaştı merhaba dedi. Genç adam yıllardır beklediğim bu evet bu dedi kendi kendine. İçi anlatılmaz bir sevinçle doldu. Hiç böyle hissetmemişti kendini. İlk görüşte aşk hafif kalırdı genç adamın bu haleti ruhiyesini betimlemeye.Bu yaşına kadar kendini hiç böyle farklı hissetmemişti. Arabaya bindiler en yakın sahilde durdular. Kıyıya yaklaştılar.Rüzgar genç kızın saçlarını genç adamın yüzüne doğru savuruyordu.Saçlarının kokusu çok hoştu.Genç adam içine çekiyordu saçlarının kokusunu.Denize iyice yaklaştılar.Genç kız Şu şişeleri kıralım mı dedi kayalardaki boş şişeleri göstererek.. Genç adam tabi dedi eğildi, yerden bir şişe alıp verdi..Kız kayalara vurdu. Birtane daha istedi.. Onuda kayalarda patlattı. Her patlama ona ferahlık veriyordu çok hoşuna gitmişti. Sahilde kırılacak şişe kalmamıştı. Genç kızın ilgiye sevgiye ihtiyacını olduğunu anlamıştı genç adam.Kızın elini tuttu..Elini beline attı beraber ayakta durarak bir müddet rüzgarlı denizi seyrettiler.
Genç adam ömrünce hiç aşık olmamıştı. İçi aşkla sevgi ile doluydu. Aşkın kutsal olduğuna inanıyordu. İçindeki bu özel duyguyu özel biri ile paylaşması gerektiğine inanıyordu. Daldan dala konmak onun karakteri değildi. Her yabancı tene dokunuşunda sevgisinin tükeneceğine , büyüsünü yitireceğine inanıyordu.Belki aşk konusunda biraz eski kafalı idi..Bu yüzden genç adam mucize derecesinde duygu yüklü idi. Allahın insanlara bahşettiği bu kutsal duyguyu öyle yoğun taşıyordu ki, dokunduğu kişinin bunu hissetmemesi imkansızdı.Sevgi konusunda neredeyse şifalı bir bedene sahipti.
Genç kız geçmişte sevgi ve aşk adına talihsizlikler yaşamıştı. Duyguları çok aşınmıştı. Aşk ve sevgi sandığı duygusal gelgitler onu depresyona itmişti. Genç adamın sevgi dolu dokunuşları genç kıza çok iyi gelmişti.Genç kız bir farklılık hissetmişti ancak ne olduğunu anlayacak bir durumda değildi. Böylesine el değmemiş sevda yüklü insan kaç kişiye kısmet olur ki? İki genç şehirlerarası uzaklıkta olduklarından genç adam sürekli telefon ediyor ilgisini enerjisini ona aktarıyordu. Konuşmaları genç kızı o kadar özel hissettiriyordu ki genç kız günden güne hayata bağlanıyordu. Genç adam adeta onun doktoru gibi olmuştu.Genç kızın artık yüzü gülüyordu..O depresif halinden eser kalmamıştı.
Genç adam deli gibi aşık olmuştu; öyle ki her saniye onu düşünüyordu. İçi içine sığmıyordu. Onu çok seviyordu bazı günler allaha onu kendisine bahşettiği için dua ediyor; mutluluktan ağlıyordu.Çok mutluydu , öyle mutlu idi iki yolda yürürken ne olur ne olmaz diye başka kızların yüzüne bile bakmıyordu. Bu büyünün bozulmasından ; onu kaybetmekten öylesine korkuyordu.
Uzaklıktan ve genç adamın işinden dolayı haftada sadece pazar günleri görüşebiliyorlardı. Genç adam onu mutlu etmek için elinden geleni yapıyordu. Her gelişinde ona çok sevdiği sütlü çikolata getiriyordu..Arada sırada ona sürpriz yapıp çiçek alıyordu. Güzel bir hafta sonundan sonra genç adam akşama doğru evine dönüyordu.Genç kız artık kendisini çok daha iyi hissediyordu. Hayata öylesine bağlandı , öyle kendine güveni geldi ki, yeniden fark edilmeye başlandı. Etrafında yeniden ilgi halkaları oluşmaya başladı Şeytanımsı fikirler aklını çelmeye başladı. O eski günlerini unutup kötü fikirlerin esiri olmaya başladı.Genç adamın kendisine verdiği sevgi dolu enerjiyi harcamaya başladı..Ancak ne yazık ki o bunun farkında değildi.
Genç adam sevgilisinin değiştiğini hissetmeye başladı Bir gariplik vardı. Sevgilisinden o eski enerjiyi artık alamıyordu. Onu böylesine mutlu eden sevgili; aynı güçte onu mutsuzluğa ve karamsarlığa çekmeye başladı. Küçük şeylerden anlamsız tartışmalar yaşamaya başladılar. Bir gün genç kız ayrılmak istediğini genç adama söyledi. Küçük hediyelerini kapı ağzında eline tutuşturdu..Genç adamın gözleri doldu. Ağlamamak için kendini zor tuttu. Sevgilisi çok rahat davranıyordu, kurbanının başına ilmik geçirmek üzere olan bir cellat kadar soğukkanlı idi. Bu kadar basit olmuştu onun için.
Genç adam yas tutmaya başladı Dayanamıyordu yüreği yerinden sökülmüştü. Sevgilisinin bakışları , saçlarının kokusu hayalinden gitmiyordu. Bu acıya dayanmak çok zordu.. Birkaç kez geri dönmek istedi , çiçekler gönderdi ancak genç kız ufak bir açıklama yapma lütfu bile göstermeden reddetti...Genç adamın acısı o kadar büyüktü ki, ancak ölüm acısıyla karşılaştırılabilirdi.Genç adam işini yapamaz oldu, işinden ayrılmak zorunda kaldı. Üzüntü dolu, uykusuz geceler onun kaderi oldu.
Genç kız bir konuda yanılıyordu.Kendisine yaşam enerjisi veren onu hayata bağlayan enerjiyi tükettiğinin farkında değildi. Aylar sonra genç kız başladığı yere döndü..Elinde yine hayal kırıklıkları kaldı. Yaşadığı bu inişler genç kızın psikolojisini fena halde bozdu. Zaman geçtikçe ona dokunan ellerde bir şeylerin eksik olduğunu hissetmeye başlamıştı. Kendisini o karanlık çukurdan çekip çıkaran eski sevgilisinin ellerini arıyordu.
Genç kız telefona sarıldı. Alo dedi. Sesi üzgündü. Genç adam efendim dedi. Gençkız mahçup bir edayla Ne yapıyorsun dedi? Genç adamın boğazı düğümlendi. Kendini topladı iyiyim dedi. Aslında yalan söylüyordu. İyi değildi. Hala deli gibi seviyordu..Ağlamamak için kendini zor tutuyordu.Genç adam son kez gücünü toplayarak beni birdaha arama lütfen , sevmiyorum seni dedi.. Genç kız çok şaşırdı ve o da peki dedi aramam birdaha dedi..Genç adam telefonu kapattıktan sonra hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Genç adamın içinde bir şey kalmamıştı.Zira yıllardır içinde sakladığı sevgiyi ona vermişti. Her bir yabancı elin dokunuşunda parçalanmıştı sevgi denilen bu büyü.
Sevgi su gibi en küçük çatlaktan sızar ,boya gibi her dokunanın elinde biraz kalır. Sevginize yabancı eller dokunmasın.Sevgi kutsaldır..Siz siz olun sevgi elinizde iken kıymetini bilin.