-
- Üyelik Tarihi
- 9 Şub 2015
-
- Mesajlar
- 44,845
-
- MFC Puanı
- 29,224
Ferit Orhan Pamuk birçok edebiyat ödülünün yanısıra 2006 yılında Nobel Ödülünü kazanarak bu ödülü alan en genç iki kişiden biri olmuştur. Kitapları altmış dile çevrildi, yüzü aşkın ülkede yayımlandı ve 11 milyon baskı yaptı. 2006 yılında TIME dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri seçilen Pamuk Nobel ödülünü alan ilk ve tek türk .
Biyografisi
Orhan Pamuk yazarlığa 1974 yılında başladı. 1979 yılında ilk romanı olan Karanlık ve Işık ile katıldığı Milliyet Roman Yarışmasında birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Bu romanı ancak 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları adıyla yayımlandı. 1983 yılında bu kitapla Orhan Kemal Roman Ödülüne layık görüldü.
Pamukun daha sonra yazdığı kitaplar da çok sayıda ödül kazandı. İkinci romanı olan Sessiz Ev 1984 yılında Madaralı Roman Ödülünü kazandı. Bu romanın Fransızca tercümesi de 1991 yılında Prix de la Découverte Européenne ödülüne hak kazandı. 1985 yılında yayımlanan tarihi romanı Beyaz Kale ile 1990 yılında ABDde Independent Award for Foreign Fiction ödülünü kazandı ve yurtdışında tanınmaya başlandı. Orhan Pamuk, 2002 yılında yayımlanan Kar kitabını, Türkiyenin etnik ve politik meseleleri üzerine kurulu bir politik roman olarak tanımlamaktadır. Kar romanı Amerikada 2004 yılında yılın en iyi 10 kitabından biri olarak gösterilmiştir. Yıllar geçtikçe Orhan Pamukun Türkiye dışındaki ünü artmaya devam etti. 1998 yılında yayımlanan Benim Adım Kırmızı 24 dile çevrildi ve 2003 yılında İrlandanın ünlü International IMPAC Dublin Literary Award ödülünü kazandı.
Romanlarının dışında, yazılarından ve söyleşilerinden seçmelerin ve bir hikâyesinin yer aldığı Öteki Renkler (1999) ve Ömer Kavurun yönettiği Gizli Yüz adlı filmin senaryosu (1992) vardır. Bu senaryo, 1990 yılında yayımladığı Kara Kitap romanındaki bir bölümden yola çıkılarak yazılmıştır.
Orhan Pamuk ABDde yayımlanan Time dergisinin 8 Mayıs 2006 tarihli sayısının Time 100: Dünyamızı Biçimlendiren Kişiler başlıklı kapak yazısında tanıtılan 100 kişiden biri oldu. 2007 Mayısında yapılan 60. Cannes Film Festivalinde jüri üyeliği yapmıştır.
Nobel Ödülü
Orhan Pamuk 12 Ekim 2006 tarihinde Nobel Edebiyat Ödülünü kazanarak Nobel Ödülü kazanan ilk Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tarihe geçmiştir. Akademinin 12 Ekim 2006 günü saat 14:00 civarında yayımladığı, 2006 Nobel Edebiyat Ödülü Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan Orhan Pamuka verilmiştir.
şeklindeki basın bildirisiyle Nobel Edebiyat Ödülünün Orhan Pamuka verildiği resmen açıklandı. Pamuk 7 Aralık 2006′da, İsveç Akademisinde Babamın Bavulu başlığı altında hazırladığı Nobel konuşmasını Türkçe yaptı, Türkçe bilmeyen izleyiciler ellerindeki çeviri metinden konuşmayı takip etti, birçok televizyon kanalı konuşmasını canlı yayınladı. Orhan Pamuk ödülünü 10 Aralık 2006 günü Stockholm Konser Salonunda düzenlenen ödül töreninde İsveç kralı XVI. Carl Gustafın elinden aldı.
Romancılığı
Orhan Pamukun romancılığı postmodern roman kategorisinde değerlendirilmektedir. Eleştirmen Yıldız Ecevit Orhan Pamuku Okumak adlı kitabında onun avangard romancılığını değerlendirmektedir. Özellikle Beyaz Kale, Kara Kitap, Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızıdan yola çıkarak bize kendisini ve olayların gelişimini anlatır. Aynı şekilde edebiyat tarihçisi Jale Parla da Don Kişottan Günümüze Roman adlı kapsamlı yapıtında, Benim Adım Kırmızıdan hareketle Orhan Pamukun eserlerini karşılaştırmalı edebiyat bağlamında irdeler. Parlaya göre Pamuk, Türk romanının aldığı önemli dönemeçlerin sahibi olan bir yazardır. Doğu-batı sorunsalıyla estetik düzeyde hesaplaşmaya yönelen Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay gibi önemli yazarlardan birisidir Pamuk, bu sorunsalı kültürel ve felsefi içerimleriyle edebiyatına taşımış, özellikle Kara Kitapta bu tema bağlamında önemli, çok katmanlı bir edebi metin örneği sergilemiştir.
Eleştiriler
Orhan Pamukun Nobel Edebiyat Ödülünü kazanması değişik tepkilerle karşılaştı. Ödülün Pamuka Türkiye tarihi ile ilgili demeçleri dolayısıyla verildiği iddiasında bulunuldu. [13] Orhan Pamuk Nobel ödülünü almadan on ay önce 19 Aralık 2005 Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan Erol Manisalının Orhan Pamuk Nobeli Garantiledi başlıklı yazısı Pamukun ödülü almasının ardından popülerleşti ve Orhan Pamukun Nobeli hakkındaki olumsuz eleştiriler bu yönde gelişti. TRTde Banu Avarın hazırlayıp sunduğu Sınırlar Arasında adlı belgeselin Pamukun Nobel ödülünü almasından bir gün sonra yayımlanan bölümünde Pamuk, Nobel ödülleri ve İsveç ile ilgili olumsuz eleştiriler yer aldı. Demirtaş Ceyhun hazırladığı imza metninde Orhan Pamukun kitaplarını Amerikan patentli postmodern romanlar olarak adlandırmış ve Nobel ödülünün Pamuka verilmiş bir ücret olduğunu söylemiştir. Basında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin Orhan Pamuku kutlamadığına dikkat çekildi. Ödüle yabancı basından olumsuz eleştiriler de gelmiş, ödülün siyasi sebeplerden dolayı verildiği belirtilmiştir.
Orhan Pamukun eserlerinde Atatürk hakkında kullandığı üslup ve yazıları da kimi eleştirilere uğradı.
Orhan Pamukun eserlerindeki bazı bölümlerin diğer yazarlara ait başka eserlerden fazlasıyla esinlendiği iddia edilmiştir.
Orhan Pamukun Sri Lankada düzenlenecek olan Edebiyat Festivaline katılması Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (Reporters sans frontières) tarafından eleştirildi. Örgüt Orhan Pamuku ve festivale katılmak isteyen diğer edebiyatçıları Sri Lankadaki baskıları meşru hale getirmekle suçladı.
Orhan Pamuk davası
Yazar Orhan Pamuk, Das Magazin adlı haftalık İsviçre dergisine verdiği bir röportajda, Bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü. Benden başka kimse bundan bahsetmeye cesaret edemedi açıklamasında bulununca hakkında TCKnın 301. maddesinden Türklüğe hakaret davası açıldı.
16 Aralık 2005′de ilk duruşması yapılan Pamuk davası Adalet Bakanlığından beklenen yazı gelmediği için 7 Şubat 2006 tarihine ertelendi. Şişli Asliye Ceza Mahkemesi, bu tür davalar için Adalet Bakanlığının yazılı izninin gerektiğini belirterek izin verilip verilmediğinin sorulması için bakanlığa yazı yazılmasına karar verdi ve duruşmayı da 7 şubata erteledi. Duruşmanın ertelenmesi kararına AB yetkililerinden tepkiler geldi. Dava günü Şişli Adliyesi önündeki Pamuk ve yabancı yetkililere yönelik protesto gösterileri, Türkiye ve dünya basınında önemli yer tuttu.
AB Türkiye Karma Parlamento Eş Başkanı Joost Lagendijk, hükümet, parlamentoya değişiklik yasası getirebilir. Yapılacak şey budur. Türkiyenin imajına büyük bir zarar vermiştir. Avrupada kötü bir imaj doğmuştur. Ünlü bir yazar hakkında dava açarsanız, dışarıda milliyetçiler bu yazarı dövmek için arabasına saldırırsa, burada ciddi bir sorun vardır dedi.
AP Türkiye Raportörü Camiel Eurlings de, hükümetin yazar Orhan Pamuk davasını düşürmesi gerektiğini belirterek, hükümet reform taahhüdüne sadık kalmalı şeklinde konuştu.
Türkiye ile AB arasında ciddi gerilime neden olan Orhan Pamukun hakkındaki dava 22 Ocak 2006 tarihinde düştü.
Adalet Bakanlığı, Şişli İkinci Asliye Ceza Mahkemesine gönderdiği yazıda, Yeni Ceza Yasası gereği izin yetkisi olmadığını hatırlatarak, Pamukun yargılanması için Adalet Bakanlığının izin verdiğine ilişkin belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın düşmesine karar verdi.
Biyografisi
Orhan Pamuk yazarlığa 1974 yılında başladı. 1979 yılında ilk romanı olan Karanlık ve Işık ile katıldığı Milliyet Roman Yarışmasında birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Bu romanı ancak 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları adıyla yayımlandı. 1983 yılında bu kitapla Orhan Kemal Roman Ödülüne layık görüldü.
Pamukun daha sonra yazdığı kitaplar da çok sayıda ödül kazandı. İkinci romanı olan Sessiz Ev 1984 yılında Madaralı Roman Ödülünü kazandı. Bu romanın Fransızca tercümesi de 1991 yılında Prix de la Découverte Européenne ödülüne hak kazandı. 1985 yılında yayımlanan tarihi romanı Beyaz Kale ile 1990 yılında ABDde Independent Award for Foreign Fiction ödülünü kazandı ve yurtdışında tanınmaya başlandı. Orhan Pamuk, 2002 yılında yayımlanan Kar kitabını, Türkiyenin etnik ve politik meseleleri üzerine kurulu bir politik roman olarak tanımlamaktadır. Kar romanı Amerikada 2004 yılında yılın en iyi 10 kitabından biri olarak gösterilmiştir. Yıllar geçtikçe Orhan Pamukun Türkiye dışındaki ünü artmaya devam etti. 1998 yılında yayımlanan Benim Adım Kırmızı 24 dile çevrildi ve 2003 yılında İrlandanın ünlü International IMPAC Dublin Literary Award ödülünü kazandı.
Romanlarının dışında, yazılarından ve söyleşilerinden seçmelerin ve bir hikâyesinin yer aldığı Öteki Renkler (1999) ve Ömer Kavurun yönettiği Gizli Yüz adlı filmin senaryosu (1992) vardır. Bu senaryo, 1990 yılında yayımladığı Kara Kitap romanındaki bir bölümden yola çıkılarak yazılmıştır.
Orhan Pamuk ABDde yayımlanan Time dergisinin 8 Mayıs 2006 tarihli sayısının Time 100: Dünyamızı Biçimlendiren Kişiler başlıklı kapak yazısında tanıtılan 100 kişiden biri oldu. 2007 Mayısında yapılan 60. Cannes Film Festivalinde jüri üyeliği yapmıştır.
Nobel Ödülü
Orhan Pamuk 12 Ekim 2006 tarihinde Nobel Edebiyat Ödülünü kazanarak Nobel Ödülü kazanan ilk Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tarihe geçmiştir. Akademinin 12 Ekim 2006 günü saat 14:00 civarında yayımladığı, 2006 Nobel Edebiyat Ödülü Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan Orhan Pamuka verilmiştir.
şeklindeki basın bildirisiyle Nobel Edebiyat Ödülünün Orhan Pamuka verildiği resmen açıklandı. Pamuk 7 Aralık 2006′da, İsveç Akademisinde Babamın Bavulu başlığı altında hazırladığı Nobel konuşmasını Türkçe yaptı, Türkçe bilmeyen izleyiciler ellerindeki çeviri metinden konuşmayı takip etti, birçok televizyon kanalı konuşmasını canlı yayınladı. Orhan Pamuk ödülünü 10 Aralık 2006 günü Stockholm Konser Salonunda düzenlenen ödül töreninde İsveç kralı XVI. Carl Gustafın elinden aldı.
Romancılığı
Orhan Pamukun romancılığı postmodern roman kategorisinde değerlendirilmektedir. Eleştirmen Yıldız Ecevit Orhan Pamuku Okumak adlı kitabında onun avangard romancılığını değerlendirmektedir. Özellikle Beyaz Kale, Kara Kitap, Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızıdan yola çıkarak bize kendisini ve olayların gelişimini anlatır. Aynı şekilde edebiyat tarihçisi Jale Parla da Don Kişottan Günümüze Roman adlı kapsamlı yapıtında, Benim Adım Kırmızıdan hareketle Orhan Pamukun eserlerini karşılaştırmalı edebiyat bağlamında irdeler. Parlaya göre Pamuk, Türk romanının aldığı önemli dönemeçlerin sahibi olan bir yazardır. Doğu-batı sorunsalıyla estetik düzeyde hesaplaşmaya yönelen Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay gibi önemli yazarlardan birisidir Pamuk, bu sorunsalı kültürel ve felsefi içerimleriyle edebiyatına taşımış, özellikle Kara Kitapta bu tema bağlamında önemli, çok katmanlı bir edebi metin örneği sergilemiştir.
Eleştiriler
Orhan Pamukun Nobel Edebiyat Ödülünü kazanması değişik tepkilerle karşılaştı. Ödülün Pamuka Türkiye tarihi ile ilgili demeçleri dolayısıyla verildiği iddiasında bulunuldu. [13] Orhan Pamuk Nobel ödülünü almadan on ay önce 19 Aralık 2005 Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan Erol Manisalının Orhan Pamuk Nobeli Garantiledi başlıklı yazısı Pamukun ödülü almasının ardından popülerleşti ve Orhan Pamukun Nobeli hakkındaki olumsuz eleştiriler bu yönde gelişti. TRTde Banu Avarın hazırlayıp sunduğu Sınırlar Arasında adlı belgeselin Pamukun Nobel ödülünü almasından bir gün sonra yayımlanan bölümünde Pamuk, Nobel ödülleri ve İsveç ile ilgili olumsuz eleştiriler yer aldı. Demirtaş Ceyhun hazırladığı imza metninde Orhan Pamukun kitaplarını Amerikan patentli postmodern romanlar olarak adlandırmış ve Nobel ödülünün Pamuka verilmiş bir ücret olduğunu söylemiştir. Basında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin Orhan Pamuku kutlamadığına dikkat çekildi. Ödüle yabancı basından olumsuz eleştiriler de gelmiş, ödülün siyasi sebeplerden dolayı verildiği belirtilmiştir.
Orhan Pamukun eserlerinde Atatürk hakkında kullandığı üslup ve yazıları da kimi eleştirilere uğradı.
Orhan Pamukun eserlerindeki bazı bölümlerin diğer yazarlara ait başka eserlerden fazlasıyla esinlendiği iddia edilmiştir.
Orhan Pamukun Sri Lankada düzenlenecek olan Edebiyat Festivaline katılması Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (Reporters sans frontières) tarafından eleştirildi. Örgüt Orhan Pamuku ve festivale katılmak isteyen diğer edebiyatçıları Sri Lankadaki baskıları meşru hale getirmekle suçladı.
Orhan Pamuk davası
Yazar Orhan Pamuk, Das Magazin adlı haftalık İsviçre dergisine verdiği bir röportajda, Bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü. Benden başka kimse bundan bahsetmeye cesaret edemedi açıklamasında bulununca hakkında TCKnın 301. maddesinden Türklüğe hakaret davası açıldı.
16 Aralık 2005′de ilk duruşması yapılan Pamuk davası Adalet Bakanlığından beklenen yazı gelmediği için 7 Şubat 2006 tarihine ertelendi. Şişli Asliye Ceza Mahkemesi, bu tür davalar için Adalet Bakanlığının yazılı izninin gerektiğini belirterek izin verilip verilmediğinin sorulması için bakanlığa yazı yazılmasına karar verdi ve duruşmayı da 7 şubata erteledi. Duruşmanın ertelenmesi kararına AB yetkililerinden tepkiler geldi. Dava günü Şişli Adliyesi önündeki Pamuk ve yabancı yetkililere yönelik protesto gösterileri, Türkiye ve dünya basınında önemli yer tuttu.
AB Türkiye Karma Parlamento Eş Başkanı Joost Lagendijk, hükümet, parlamentoya değişiklik yasası getirebilir. Yapılacak şey budur. Türkiyenin imajına büyük bir zarar vermiştir. Avrupada kötü bir imaj doğmuştur. Ünlü bir yazar hakkında dava açarsanız, dışarıda milliyetçiler bu yazarı dövmek için arabasına saldırırsa, burada ciddi bir sorun vardır dedi.
AP Türkiye Raportörü Camiel Eurlings de, hükümetin yazar Orhan Pamuk davasını düşürmesi gerektiğini belirterek, hükümet reform taahhüdüne sadık kalmalı şeklinde konuştu.
Türkiye ile AB arasında ciddi gerilime neden olan Orhan Pamukun hakkındaki dava 22 Ocak 2006 tarihinde düştü.
Adalet Bakanlığı, Şişli İkinci Asliye Ceza Mahkemesine gönderdiği yazıda, Yeni Ceza Yasası gereği izin yetkisi olmadığını hatırlatarak, Pamukun yargılanması için Adalet Bakanlığının izin verdiğine ilişkin belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın düşmesine karar verdi.