Latince bir terim olan “Ordo Ab Chao”, “Kaostan Kaynaklanan Düzen” [1] ya da “Düzensizlikten Doğan Düzen” [2] anlamlarına gelir.[1]
“Ordo Ab Chao”, “Karanlıktan Gelen Işık” anlamına gelen ve aynı imaya sahip başka bir Latince cümle olan “Lux In Tenebris” ya da “Lux E Tenebrious” ile ilişkili bir cümledir. [1] “Lux E tenebrious” ifadesi, Latince İncil’den alınmıştır. İncil’in Yuhanna bölümünde şöyle der: [3]
“Et lux in tenebris lucet et tenebrae eam non comprehenderunt.”
Anlamı: “Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi.” (Yuhanna 1:5)
“Ordo Ab Chao”, Masonik kısaltma sisteminde O∴ A∴ C∴ şeklinde yazılır.[4]
“Ordo Ab Chao”, Masonluk’ta 33. derecenin sloganıdır ve bir Mason’a verilebilecek en yüksek onur ve rollerden biri olan Hâkim Büyük Genel Müfettiş nişanlarında bulunabilir. Bunun yanında çeşitli örgütleri temsil eden diğer mühürlerde ve bayraklarda da yer alır.[1]
33. dereceye erişen Masonlara, gururla taktıkları bu “mücevher” verilir.
33. dereceye yükselmiş Mason üyelere gururla takmaları için bir “mücevher” verilir. Bu mücevher, iç içe geçmiş üç üçgenle süslenmiştir ki, bu işaret, şeytan teslisi ve 666 sayısını temsil eder. [5][6]
“Ordo Ab Chao” ifadesi, Hâkim Büyük Genel Müfettiş nişanının görkemli süslemelerinde görülür. Bu nişan, biri diğerinin üzerinde üç altın üçgenden oluşan ve birbirine geçmiş dokuz köşeli bir yıldızın altında oturan bir Cermen Haçı üzerinde yer almaktadır. Sol alt kısmından sağ üst kısmına doğru bir kılıç ve ters yönde bir Adalet eli uzanır. Ortada “Düzen“in mavi kalkanı vardır. Kalkanın üzerindeki sancakta ise bir kartal ve kalkanın sağ tarafında altın bir denge ve üzerinde altın bir kareye oturan altın bir pusula vardır.
Tüm kalkanın etrafında, altın harflerle Latince “ORDO AB CHAO” sözcükleriyle yazılmış mavi bir şerit bulunur ve bu şerit, her biri kuyruğunu ağzında tutan iki altın yılandan oluşan bir çift daire ile çevrelenmiştir. Ana üçgenlerin kesişmesiyle oluşan küçük üçgenlerden mavi şeride en yakın olan dokuz tanesi kırmızı renklidir ve her birinin üzerinde S.A.P.I.E.N.T.I.A. (Latince: bilgelik, muhakeme, hafıza) kelimesini oluşturan harflerden biri bulunur. [7]
410. Sivil İşler Taburu logosu.
“Ordo Ab Chao”, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri Ordusu 410. Sivil İşler Taburu’nun [8] ve “Real Phoenix FC” adlı futbol takımının [9] da mottosudur.
Terim kısa süre önce Sean R. Bailey tarafından yazılan “Order Out Of Chaos The Land of Masonry“nin yayınlanmasıyla bir kitap başlığında yerini almıştır.[10]
Kaos ve FelsefeGünlük dilde “Kaos”, dağınıklık, kargaşa, başıbozukluk, düzensizlik, manasına gelir. Kökü, Yunancada “Khaos” kelimesinden gelmektedir. Boşluk, uçurum, uzay boşluğu, hudutsuzluk, ıssızlık, girdap manasına gelir.
Eski Yunancada “Kaos”, düzenin zıttı olarak, farklılıkların kaybolduğu, cisimlerin eridiği, yani düzenin ortadan kalktığı; her şeyin homojen bir sıvı kitlesine dönüştüğü deniz demektir. “Kaos” deyince ilk akla gelen; “her şeyin birbirine girdiği, doğrusal olmayan” sonucun “felaket” olduğu bir süreçtir. Oysa bu çıkarımlar zamanımızda yıkılmıştır.
“Khaos”, Yunan mitolojisinde bir çeşit ilkel tanrısal varlık olarak gösterilir. Kaos, düzen’den ya da öteki adıyla Evren’den (Kozmos) önce gelmiştir. “Yunanlılara göre evrene önce düzensizlik “Kaos” egemendir. Onun yerini alan Uranos’un “Gök” yıldızları toz haline getirmesi ve gezegenleri karmaşık bir biçimde hareket ettirmesi de düzeni yani Kozmos’u simgeliyordu.”
Bu mitte sürekli devam eden değişim döngüsünden bahsedilir. Kaos da düzen de geçicidir. Bu bir sarkaç gibi, dengeyi gözeten ancak dinamik ve değişken bir süreçtir. Bireye düşen ilk önce kendi evini düzene sokmaktır. Orada bir kozmos yaratmaktır. Bilgeliğin başlangıcı budur. Kaos düzendedir, düzen ise kaosta çünkü her şey değişir! Kimse hiç değişmeyen bir şeyle karşılaşmamıştır
Escher, şöyle der: “Düzenin olanaksızlığına doğru gidişten akıl almaz bir şekilde düzenin oluşumunu; düzenden kaosun, kaosun düzenden belirişini gözlemleriz.”
Kaos ve düzen salınımın iki sınır değeridir. Kalp atışları gibi ritim değişikliğine uğrar ama sonra eski ritmine geri döner. Onların ayrılıklarında birlik, birliklerinde ayrılık vardır. Düzende kaos, kaosta ise düzen bulunmaktadır. Var oluş, denge ve dengesizliğin, istikrar ve sapmanın, düzen ve düzensizliğin birliğidir. Tam düzen de, tam düzensizlik de yok oluştur.
“Kaos ve düzen” mikro ölçekte bitmeyen bir nefis mücadelesidir. Düalite, evrenin yasasıdır ve insanoğlunun kendi içerisinde büyük savaşıdır. Birlik ancak bu kaosun bir an olsun dinamik bir düzene yani dengeye ulaşması ile sağlanır. Bu hem makro hem de mikro ölçekte yani hem evrende hem de onun izdüşümü olan insanda aynı şekildedir.
Yaşamlarında ve toplumlarda gerekli yenilenmeler ve aydınlanmaları yaratmak üzere aklı ve zekâsı esaretten kurtulmuş olan insanlık hakikat yolunda yılmadan yürüyecektir. Cehalet ve taassubun baskısından kurtulmuş, gerçekten “hür olan” insanlık akıl ve bilimin yoldaşlığı ve güçlü sezgisi ile dogmaları her yüzyılda yıkmıştır, gelecekte de yıkacaktır.
Kaos, oluş, bozuluş ve evrimleşme, dinamik sistemlerin kuramlaştırılmasıyla ilgilidir. Bireysel çerçevede de gözlemleyebileceğimiz gibi değişime şiddetli bir direnç söz konusudur. Basit bir insanın gönlüne girmenin en kestirme yolu onu onaylamak ya da övmektir. Gözleri parlayacak, koltukları kabaracaktır. Onunla aynı fikirde olmanız, onaylamanız onun için yeterli olacaktır.
Kaos düşüncesinin en temel kavramı ise değişmedir. Bu ise kitleler için çaba gerektireceğinden huzur kaçırıcı ve rahatsız edicidir. Mutlaka bir iten ve durmak isteyen olacaktır. Değişim hele ki aydınlanma yönündeki dogmaları yıkan yenilenme, eski düzenin rahatını kaçıracaktır. Yine bireysel çerçevede düşünecek olursak insanoğlunun kendine koyduğu dogmalar yıkılması en güç olanlardır. Albert Einstein’in dediği gibi: “Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur.”
Kendilerini esir alan zaaflar ve sabit fikirliliklerden kurtulmuş insanlık bir ülküdür. Önyargılarından sıyrılmış, doğuştan kabulleri olmayan, “biat etmek” kültüründen uzak, tutkularını kontrol eden, duygularına hâkim, birey olabilen, tevazu sahibi, ölçülü ve erdemli insanlık; gerektiğinde her “Kaostan Düzeni” çıkarmayı becerebilecektir. En zor şartlar onlara, büyük rekabeti ve büyük başarıları düşündürecek; asla yıldırmayacak, güçlüklerin içerisindeki gizli fırsatları gösterecektir. Aydın birey, mücadele adamıdır. Umutsuzluğa kapılmaz, en kaotik görünen durumda dahi cesur bir “Şövalye” gibi gereğini yapmaktan ve daha büyük bir iyilik için kendini feda etmekten bir an bile çekinmeyecektir. [11]
Kaostan Gelen Düzen“Dünya olayları tesadüfen meydana gelmez. İster ulusal meselelerle, ister ticaretle ilgili olsun, gerçekleşmeleri sağlanıyor; ve çoğu çantanın iplerini elinde tutanlar tarafından sahneleniyor ve yönetiliyor. ” (Denis Healey - Eski İngiltere Savunma Bakanı, Maliye Bakanı, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve 30 yıldır Bilderberg Kurucu ve Yönlendirme Komitesi Üyesi.’)
Latince olan “Ordo ab Chao” terimi, basitçe “Kaos’tan Nizam’a” der bizlere. “Kaosun getirdiği düzen”, “düzen kaostan doğar”, “düzensizlikten doğan düzen” ya da “Kaostan düzene” şeklinde basit çıkarımlar kaos ve düzenin birbirinden ayrılmaz ilişkisini tam olarak açıklamaktan uzaktır. “Kaos”; anlayamadığımız bir düzen halidir; görebildiğimiz kadarı ise “kozmos”tur. Dışarıdan bakıldığında sabit ve “düzenli” gibi gözüken, ama asıl karmaşayı içinde barındıran durum için kullanılabilecek bir deyimdir. Bu süreçte bir son yoktur. “Kuyruğu ağzında halka oluşturan yılan” gibi evrenin birliğini, temsil eden bir dinamik denge mottosudur. Ezelden ebede, kaostan düzene, dinamizmin ve evrenin ahenkli dinamik dengesinin formülüdür.[11]
Kaos teorisinde, her şey çatışmaya dayandırılmaktadır. İnsanların can, mal, namus güvenliği olmayacak tarzda meydana getirilebilecek bir ortam, istenen kargaşayı sağlayabilecektir. Aile bireylerinin, akrabaların, komşuların, kabilelerin, aşiretlerin, etnik yapıların ve farklı inanç gruplarının birbirine güvenmediği, kimsenin önünü, çevresini, geleceğini göremediği ve iradesinin felç edilip direncinin kırıldığı ve çaresizlik içerisinde kıvrandığı, hatta birbirine düşman olduğu, çatıştığı, bir kaos ortamı, bu şeytanı mekanizmanın ana ilkesidir. Buna, ‘Ordo Ab Chao’ (‘Kaostan Kaynaklanan Düzen’) adını vermektedirler: [12]
“Aslında, kaos sayesinde Şeytan amaçlarına ulaşılabildiği için tüm şeytanı güçler kaosa bayılır. Şeytanı öğreti, ancak planlanmış bir büyük kargaşa ve kaos döneminin ardından Yeni Dünya Düzeninin kurulabileceğini öne sürer. Söz konusu “kaostan kaynaklanan düzen” kavramı, tüm mason öğretilerinin temelinde ortak öğretidir. [5]
Hıristiyanlığın ortaya çıktığı M.S. 1. yüzyıldan itibaren dönemin en güçlü imparatorluğu olan Roma, Hıristiyan inancına karşı insanlık tarihinin en acımasız baskı ve zulümlerini uygularken, Hıristiyanlık inancı adeta o dönemde insanlığın yaşadığı bu kaos karşısında, ORDO AB CHAO “Karanlıktan Düzene” geçiş olarak, Pagan Roma Gizem Dinleri karşında M.S. 391-392 yılındaki Roma imparatorluk kararnamesi ile resmî din olmuştur. Başta Roma’nın yayıldığı tüm topraklar olmak üzere yeryüzündeki insanlığın bu kaostan düzene geçişini sağlamıştır.
Böylece yıllarca baskı gördüğü Roma’da, verdiği mücadelelerle Hıristiyanlık resmî din olarak kabul edilince, Pagan inancının bu gizemli inançları da din tarihinin karanlık sayfalarına gömülmüştür. Ayrıca St. Barbara (Ortodoks Kilisesi’nde Aya Varvara bilinir) ve Aya Yorgi yahut batıdaki adıyla Saint Georges gibi azizlerin, Nikomedia’da İmparator Diokletianus döneminde öldürüldüğüne dair bilgiler ve “Roma Martyroloji”sinde şehitler olarak kaynaklarda isimleri geçmektedir. [13]
“Ordo Ab Chao” ya da “Kaostan Gelen Düzen“in gizli toplum mantrası, son 250 yılın psikopat bankacılarına, işadamlarına ve politikacılarına, bu slogan doğrultusunda sayısız savaş, devrim, terör eylemi ve suikast üretmeleri için ilham verdi.
Ordo Ab Chao, 33. derece İskoç Ayini Masonluğunun ve aynı zamanda İlluminati’nin sloganıdır ve ‘yüksek siyaseti’ anlayanların bildiği gibi, gerçek kararlar Meclis, Kabine, Mahkeme Salonu ya da Toplantı Odası’nda değil, Locada alınır. Bireyin 33. derece Masonluğa ya da ilişkili bir gizli toplum düzeni içinde eşdeğer bir seviyeye başlatılması neredeyse siyasi, adli, kurumsal ya da ceza yüksek makamlarının bir ön şartıdır.[14]
Bu cümle, tam anlamıyla, Masonlar mevcut yapıyı yıkıp halkın düzen için haykırmasına neden olursa, hükümdar olarak ortaya çıkacakları ve aradıkları dünyaya sahip olacakları anlamına geliyor. Yani “Şeytani Yeni Dünya Düzeni”. [15]
Bu türden olayların okültizmle ilgisi olduğu (1988 yılında Yüksek Ana Konsey, İskoç Ayini tarafından yayımlanan), “Işığa Bir Köprü” isimli Masonik kitapta öne sürülüyor. Bu kitabın sayfalarında Albert Pike’nin, kriz ve akabindeki kargaşa sayesinde “Kutsal Mason Kardeşliği İmparatorluğu’nun er geç gerçekleşeceği” teorisini tekrar okuyoruz. Evet, Mason mantığına göre, düzen kaosun içinden gelecek, Ordo Ab chao. Elbette bu, gerçek kendilerinden saklandığı ve sembollerle içinde gizlendiği için, daha aşağı düzeydeki Masonların hakkında hiçbir şey bilmedikleri bir okült öğretisi. Ama llluminati İç Çemberi ve uşakları için ise, inançlarının temel ilkesi. Daha üst seviyedeki üyeler, plan uygulanırken kitle ölümlerinin ve geniş çaplı kan dökülmesinin -eşsiz kaos emredildiğini - çok iyi biliyorlar.[16]
Kaostan gelen düzen teorisinin birçok yansıması vardır. Örneğin Hıristiyanlar doğan çocuğun günahkâr olduğuna vaftizle bu günahtan arındığına inanırlar. Müslümanlar ise her doğan çocuğun fıtratı üzerine doğduğunu söyler. İlkinde olumsuzluktan olumluya bir yöneliş varken, ikincisinde olumlu bir başlangıç vardır. Birincisi kaostan gelen düzen iddiası gibi aynı mantıktan beslenirken, ikincisi her şeyin bir düzen içerisinde yaratıldığını kabul eder.
Bu teoriyi sahiplenen Batılılar, Avrupa’da düzeni tesis edebilmek için asırlarca süren kaos ortamından geçmiştir. Toprak sahipleriyle burjuvazinin güç çatışması, kiliseyle devletin çatışması, mezhep savaşları, sömürgelerdeki paylaşım savaşları, ulus devlet olma sürecinde yaşanan krizler ya da Fransız İhtilâli, hep bir kaos ortamını gösterir. Bu kaosların neticesinde bugün karşımıza mevcut batının kapitalist düzeni ortaya çıkmıştır.[17]
Gizli toplum kontrollü politik sistemin çalışma şekli, mevcut tüm doğal ve geleneksel çerçeveleri ve modelleri yıkmak için sürekli olarak kaos üretmektir, böylece üzerinde psikopatik düzen tarzlarını - otoriter bir yeni dünya - yaratmak için boş bir sosyal tuval üretirler: Düzen! Bu, tahakküm hiyerarşisinin tüm yüksek seviyelerini, gizli toplum hiyerarşisi tarafından filtrelenmiş olanlar hariç, herkes için “kapalı dükkan” haline getirerek başarılır. Bilderberg, Bohemian Grove ve Davos gibi etkinliklerde senaryolar yazılır ve tartışılır. Gelecekteki eylemler için gelecekteki oyuncular seçilir, diğerleri geçmiş rolleri için ödüllendirilir ve bazıları emekli olur ya da öldürülür.“Tüm dünya bir aşamadır” ve “Ordo Ab Chao”nun sonuçları, sistem hiyerarşisinin bu üst seviyelerine girenler için genellikle felaket ya da ölümcül olsa da, genel halk için sonuçlar çok daha yıkıcıdır. |
|
|