- Konum
- İstanbul
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Tem 2013
-
- Mesajlar
- 813
-
- MFC Puanı
- 14
Yazarı: Dr. Joyce BROTHERS, Edward P.F.EAGON
I.BÖLÜM
Gerekeni, gerektiği anda ve yerde hatırlamanız için, belleğin (hafızanın) sihirli gücü:
Hiç kimse unutkan biri olmak istemez. Çoğu kez Dilimin ucunda deyimini kullanmak durumunda kalmışsınızdır. Her zaman, hatta şu anda bile, bellek aksamalarınızı giderebilirsiniz.
Dilerseniz hatırlama gücünüzü on gün içinde on katına çıkartabilirsiniz. Aslında bu yetenek herkeste mevcuttur. Bu eşsiz yeteneğin tam kapasiteyle işletilmesi, onu kullanmayı istemeye bağılıdır ve istemek yeterlidir. Her alanda veriminizi artırmak ve aklınızdan geçirdiğiniz en olmayacak umutları bile aşacak hedeflere erişmek sizin elinizde.
Sıradan bir insan, belleğinin sadece % 10unu kullanabilir. Bununla birlikte içimizde zihinsel gücümüzden % 100 yararlanmamızı sağlayacak bir yetenek uyumaktadır.
Hafıza, hiç ara vermeden, sürekli çalışan zihinsel bir mekanizmadır.
*Verimli bir hafıza yoksa, çok şey yapılmadan kalır.
*Verimli bir hafıza yoksa, birçok önemli hedefe ulaşılamaz.
*Verimli bir hafıza yoksa, hayatın değerli diye sunduğu şeylerin büyük kısmı yitirilir.
Her şeyden önce bellememiz gereken bir gerçek: Kötü Bellek Yoktur! İyi ve kötü diye bilinen belleklerin tek farkı, hatırlama teknikleridir. Bu kitapta da anlatılan hatırlama tekniklerinden başka birşey değildir.
Belleği yaşanmış, işitilmiş ve okunmuş olan herşeyi sayısı hesapsız çekmecesi bulunan dev bir dolaba benzetebiliriz. Kullanacağımız bilginin çekmecesini açar, yardımcı bilgilerle destekleyebiliriz. Bir şey zihinde ilgi alanına göre kalır veya kalmaz. Mesela, dün veya herhangi bir zamanda sokağa çıkmışsınızdır.
Yolda tanıdık bir kimseye rastladınız mı?
Rastladıysanız, bu tanıdığınız nasıl giyinmişti?
Yolda bir kimseyle konuştunuz mu?
Ne üzerine konuştunuz?
Herhangi bir mağazanın önünden geçtiniz mi?
Vitrinine neler konmuştu?
Vereceğiniz cevapları iyice düşünün ve her ayrıntıyı hatırlamaya çalışın. Beyninizin ilginç bir işleme tarzı açığa çıkacaktır. Beyninizde kalan ilgi alanınıza giren olaylar olduğunu göreceksiniz.
Bundan sonraki her bölümde (kitapta gün deniliyor), bellek gücünüzdeki % 10luk artışı göreceksiniz Şu ana kadar sıradan bir insanın belleğine sahipsiniz.
% 100
% 90
% 80
% 70
% 60
% 50
% 40
% 30
% 20
% 10 Normal verim
İKİNCİ GÜN:
Bu bölümde iyi bir belleğe giden yolda iki önemli işaret taşını göreceğiz.
Hayatta yaptığımız herşeyin bir nedeni, bir gerekçesi vardır. Verimi yüksek, güçlü bir belleğe giden bu yola çıkmamızın gerekçesi ne?
Hatırlarsanız, yazarımızın gerekçesi para kazanmaktı. Bunun için hiç de bilmediği boks alanında bir yarışmada binlerce dolar para kazanmıştı.
Gereç, otomobilinizin deposuna koyduğunuz benzin gibidir. Yani sizi harekete geçirecek, güç verecek kaynaktır. Sonra sadece istemek kalır. İstemeniz marş motorunuzdur. Motor çalıştı mı, beyin motoru harekete geçer ve isteğiniz gerçekleşene kadar stop etmeyecektir.
BELLEK, GEREKÇENİN ŞİDDETİ ÖLÇÜSÜNDE GELİŞİR
Bu cümleyi bir defa daha okuyun. Yüksek sesle okuyun. Şimdi kitaba bakmadan tekrarlayın. Sonra da kaleminizi alıp bu cümleyi yazın.
Verimli bir bellek için sadece tekrar yeterli değildir. Mesela, telefonunuzu günde kaç defa kullanırsınız? Numaratörü kaç defa çevirirsiniz? Cevabınız defalarca olacaktır.
Peki, numaratörün iç tablasında harfler var mıdır? Varsa, büyük harfler mi? Küçük harfler mi? Renkleri ne? Defalarca bakmış olmanıza, ve defalarca kullanmış olmanıza rağmen bu soruları doğru olarak cevaplayacağınızı sanmıyorum.
O halde hafıza için sadece tekrar bir işe yaramaz. Tekrar, gerekçeyle anlam kazanır. O halde belleğin ikinci temel kuralı:
Gerekçe + Tekrar = Bellek Sağlamlığıdır.
Bellek motifini hiçbir zaman gözden kaçırmayanlar, sadece onlar amaçladıkları hedefe çabuk, kolay ve olabilecek en büyük başarıyla erişebilirler.
Onun için aşağıdaki noktaları içeren açık listeler yapmanız lazım.
1-Verimi yüksek bellek için nedenleriniz?
2-Mükemmel bellekten beklediğiniz yararlar?
Bunları bir kağıda yazınız. Bu kitapta Yazınız! denilen yerler yazılmazsa, başarılı olunamaz.
Belleğin üçüncü temel kuralı ise:
Hatırlama yeteneği ne kadar zorlanırsa, sağlamlığı da o kadar gelişir. Ayrıca yakın hedefler de bellek eğitiminde önemlidir.
Şunu asla unutmayınız: Bellek gerekçeye göre gelişir.
Gerekçe + Tekrar = Bellek Sağlamlığı
Hatırlama tekniğinin zorlaması.
% 50
% 40
% 30
% 20 Bellek gerekçesi
% 10 Normal verim
ÜÇÜNCÜ GÜN:
Verimli bir bellek için üçüncü adım keyfe bağımlılığı ve bağımsızlığı bir kenara bırakıp hedefe yürümektir.
Ah! Şu anda keyfim hiç yerinde değil. Birşey yapamam!
Bugün çalışmak hiç işime gelmiyor
Şimdi başka şeyler yapayım daha iyi
Bu bahanelerin her biri işten kaçmaktan başka birşey değildir.
Ertelemek her ne sebeple olursa olsun, güvensizlik oluşturur. İsteksizlik şu andan itibaren özür olarak değerini kaybetmiştir.
İş yapmanın keyifle bir bağlantısı yoktur. Çalışmaya hiç de hevesli olmadığınız günlerde de önemli işler yapmış, buna karşılık yataktan kalktığınız zaman bazı günler hiçbir işe başlayamadığınız olmuştur. İnsanın keyfinin olup olmaması bağlayıcı değildir. Bu ruh haletini yenebilirsiniz; ama nasıl?
İlk Adım: Gelgeç hedeflere hedef olmayınız. Çünkü bunlar zaman öldürme canavarından başka birşey değildir. Bellek gücünüzü artırmak istiyorsanız, işinize hemen başlamalısınız.
İkinci Adım: Her işe derhal girişin. Girişmek istediğiniz işe hemen girişmezseniz, kaybedersiniz. Erteleme (1 dakika bile olsa) yarın bir saat oluverir. Unutmayınız: Her İşe Derhal Girişiniz.
Üçüncü Adım: Başladığınız her işin sonunu getiriniz. şimdiye kadar yaptığınız şeylerin üstüne yatmanız için çok erken.
Bütün benliğiyle bu üç kurala göre hareket eden asla keyfinin kölesi olmayacaktır.
Özürlerin en göze çarpanı: Öğrenmek beni yoruyor! Yorulan beynimden arada bir istirahatı esirgememeliyim. Nice insanlar, durmuş ya da yorgun düşmüş beyinden yakınırlar. Oysa böyle birşey yoktur.
Bellek dorukları yani hatırlama günün hangi saatinde olduğu, kişisel tecrübelerle bilinebilir. Psikoloji deneylerinin neticesi, saat 20.00 ile 22.00 arasında hatırlama gücünün ikinci doruğuna çıktığını saptamıştır. Birinci zirve uyandıktan sonraki 2 saattir.
Keyif bağlılığından kurtaracak en güvenilir araç, bedeni rahatlatacak koşullardan sakınmaktır.
Başarıda doruk noktasını amaçlamak için kumaştan kaplaması olmayan bir iskemleye oturmaktır.
Bedensel gevşeme keyif canavarının en büyük müttefiğidir. Rahat bir ortamda yapılan bir toplantının konforun azaltıldığı bir ortamda yapılan toplantıdan daha verimsiz olduğu araştırmalarla ve tecrübelerle sabittir.
% 30 keyfe gem vurmak
% 20 Bellek gerekçesi
% 10 Normal verim
DÖRDÜNCÜ GÜN
Hatırlanacak şeye anlam kazandırın.
Unutmayınız:
*Herşeyin bir anlamı olmalıdır.
*Tutamak noktaları bulun ve bunlardan yararlanın
*Anlam ne kadar büyük lorusa, bellek de o kadar iyi olur.
*Tutamak noktalarınıza daha derin anlamlar verin.
*Herşey anlam kazanabilir. Yeter ki zihinde tutmak zorunluluğunu hissedin. Bu bir makinenin seri numarası, telefon numarası vs. olabilir.
Örneğin: 235812 rakamı nasıl anlam kazanır.
2(+1)= 3(+2)= 5(+3)= 8(+4)= 12
Mesela:
Şemsiye: 1 (Her zaman bir çubuklu olur)
Ayakkabı= 2 (Her zaman bir çift yani iki tane olur)
Pasta çatalı= 3 (Her zaman üç dişli olur)
Oyun masası= 4 (Her zaman dört ayaklı olur)
Eldiven= 5 (Beş parmaklı olur)
Sıraya koyarken sıranın mana ile alakasına dikkat edin.
Ya da manav için hazırladığınız, armut, elma çilek, bamya, fasulye, dereotu,ceviz alacaksınız. Kolayca akılda kalması için
Armut:A
Bamya:B
Ceviz:C
Dereotu
Elma:E
Fasulye:F
Başka türlü de düzenleyebiliriz:
Mesela, Ekmek, Salam, Makarna, Ampul, limon alacaksanız:
Salam
Ekmek
Limon
Ampul
Makarna
gibi bir sıralama yapabilirsiniz.
Yapacağınız iş alacağınız şeylerin sadece baş harflerini hatırlamanız yeter.
Bir telefon numarası 19 19 39
Bu 1.9.1939 ikinci dünya savaşının başlangıç tarihidir. Daha kısa bir numara: 14 92
1492-Kristof Kolombun Amerikayı keşfi.
2244 (Ne demektir? 2x2=4)
3618 (Ne demektir? 3.6=18)
2468 (Ne demektir? 2+2+2+2)
2173 (Ne demektir? 21:7=3)
Bir tekstil firması modelleri her defasında bir kodla ifade etmeyi keşfetti.
T.B= Taş bebek
M.T= Makineli Tüfek
M.K= Monte Kristo gibi.
Aşağıda 10 maddelik listeler göreceksiniz. Bu listeleri iyice okuyun sonra kitabı kapatıp sıralarını bozmadan yazmayı deneyin.
Liste A Liste B Liste C
1-BU1-KIZ1-OTOMOBİL
2-KÜÇÜK2-OYNUYOR2-KİTAP
3-KIZ3-BEBEK3-GÖK
4-BUNLA4-ENTARİ4-YİYECEK
5-UZUN5-ÇORAP5-İŞ
6-TAŞLI6-PAPUÇ6-AĞAÇ
7-YOLU7-ŞAPKA7-YARDIM
8-KOŞARAK8-ARABA8-İSKEMLE
9-EVE9-DİNGİL9-TAŞ
10-GİTMİŞ10-TEKER10-GÜĞÜM
Bu listeleri zihinden yazıp, yazamadığınızı kontrol edin ve sonuçları karışlaştırın.
Birinci liste kolaydı. İkinci dizide biraz daha zorlandınız. En zoru muhakkak ki üçüncü gruptu.
Ya şöyle nasıl? Bu kız bebeğiyle oynuyor, ona bir entari, sonra da çorap pabuç, şapka giydiriyor ve bebeğini bir dingili ve bir tekeri eksik arabaya oturtuyor. Daha kolay değil mi? Çünkü kelimelere manalar verdik ve birbirine bağladık. Peki C listesi:?
Onu da Otomobil-kitap, gök-yiyecek, iş-ağaç, yardım-iskemle, taş-güğüm gibi ikililerle yazalım.
Bir de ritimle deneyin. Önce D sonra E listelerini başlama ve bitim saatlerini yazarak deneyin
Başladım...
Şimdide E listesine anlam
LİSTE D LİSTE E katmayı deneyin
1-Deriz1-Gü1-Gü1-Gü+zel
2-Ev2-Tü2-TÜ2-Tü+nek
3-Yol3-Bü3-Bü3-Bü+tün
4-Ak4-Pen
5-Gök5-Ke
6-El6-Si
7-At7-Di
8-Eş8-Yo
9-Taş9-Za
10-Dil10-Ka
Bitirdim... Görüldüğü gibi bu şekilde daha kolay anlaşılır ve zihne çabuk nakşolunur. Burada önemli olan hatırlamak değil, sırasıyla hatırlamaktır.
Bir de tutamak noktası metodunu deneyelim:
1-BenBir tek kişi demektir; beni kendimi amaçlıyor= ben
2-Ayakkabı=Her zaman bir çift giyilir= iki
3-Şey=Her şeyin iyisi üçtür= üç.
4-Masa=masanın dört ayağı olur= dört
5-Parmak=Her elin beş parmağı olur= beş
6-Cadı=Çok sevilen bir çocuk masalı: Sabah tam altıda gelir= küçük tatlı cadı
7-Hafta=Her hafta yedi gündür= yedi
8-Gece=Geceler sekizde başlar= sekiz.
9-Sinema=Sinemaların saati genellikle dokuzdur= dokuz
10-Zenci=On küçük zenci ünlü bir kitaptır, oyundur= on
Kapatıp kavramları zihinden doğru sırasıyla söylemeyi deneyin. Daha kolay söyleyiverdiniz. Niçin? çünkü anlam kazandırdınız. Peki bu 10 kelimelik listeyi hayatta nasıl kullanacağız? Bir insanın günlük programı şöyle olsun:
saat 9
saat 10 BERBER
saat 11
saat 13 GÖZ DOKTORU
saat 14 SEYAHAT ACENTASI, TATİL İÇİN BİLET
saat 16 BEDİRDE AKŞAM ÇAYI.
Saat 10-10-zenci-10-küçük zenci-zenci kıvırcık saçlı-saç- berber
saat 13-Yani saat 1-1-ben-bekleme odasında yalnız-doktor-göz doktoru-saat 14-
saat-2-2-ayakkabılar-ayakkabılar oda kapısının dışında-otel-tatil-seyehat-seyehat acentası-bilet.
saat 16-yani 4-4-masa-masada çay-Bedirde çay.
Bunun tersi de yapılabilir.
Göz doktoru-doktor yardım eder. Kime?-bana-bu benim-ben:1:saat-13 gibi. Artık randevularınızın karmakarışık olacağını zannetmiyorum.
Bu metod bir konuşma hazırlarken de kullanılabilir. Konunun ana başlıkların anlamlı terimlerle destekler ve unutmayacağımız noktaları konuşma bölümleri yaparız.
Başka bir hatırlama tekniği de kafiyeli kısa ve manzum şiirlerdir.
Abraham Lincolnun yardımcısı kimdir? Şu andan itibaren hiç unutmayacaksınız Hamlini.
Bir diğer teknik de bildiğimiz olaylarla bağlamaktır. Telefon numaraları, katalog numaraları bu yolla akılda tutulabilir.
1517-Ridaniye Zaferi 1848 -Almanyada ihtilal 1879= 1979 - (eksi)100= 1979-100= 1879 gibi
Bir başka yöntem de hatırlanacak şeyi geçici olarak canlandırmaktır. Dramatize olaylar da ayrıca kalıcı olaylardır. Siyah fona yazılmış beyaz yazılar, beyaz fona yazılmış siyah yazılardan daha kalıcıdır.
% 40-Tutamak noktaları
% 30-Keyfe gem vurmak
% 20-Bellek gerekçesi
% 10-Normal verim.
BEŞİNCİ GÜN
Hiç unutmayın:
Kendinize bir hedef seçin
Bu hedefi hiç gözden kaçırmayın
Son amacınızı kendinize ara hedefler belirleyerek en hızlı biçimde izleyin
Planın taslak halinden fiil haline dönüşmesinin ilk şartı hedeftir. Bu kitabı niçin okuyorsunuz? Belleğinizi geliştirmek için o halde birinci hedef bu. Peki bu parlak hafızanızdan nasıl yararlanacaksınız? Bunu ancak kendiniz cevaplayabilirsiniz.
Hedefte kararlı olmadan, hiçbir girişimde başarılı olunamaz. Onun için apaçık bir hedef seçin ve bu hedefe ulaşmak için bütün size yardım edecek, destek olacak şeyleri bir kenara yazın. Hedefe yaklaştıkça heyecan artar ve hedef sizi çekmeye başlar. Yani hedefin çekim gücü vardır.
Kendinize ara hedefler bulun ve bu yolla vitesi hiçbir zaman boşa almayın. Bazen hiçbir şey düşünemez, yapamaz hale gelirsiniz. Unutmayın beyin hiçbir zaman yorulmaz, işlevini sürdürür yani siz vitesi boşa çıkartsanız dahi, bellek çalışıyordur. Kendinize ara hedefler bulmakla hem hızınızı üçe katlar hem de vitesi hiç boşa atmazsınız.
Varsayalım ki İngilizce öğrenmek istiyorsunuz. Kafanıza koyduğunuz bu amacı her gün 10 kelimelik bir listeyi ezberlemekle gerçekleştirebilirsiniz. Her kelime grubunun ezberinden sonra belleğin daha hızlı ve güvenilir çalıştığını fark edeceksiniz.
% 50-Hedef belirlemek
% 40-Tutanak Nokt.
% 30-Keyfe gem
% 20-Gerekçe
% 10-Normal
ALTINCI GÜN
Hiç unutmayın. Kendini ödüllendirme, bellek gücünü artırır. Kendini ödüllendirme geriye hatırlama için zaman ortaya çıkarır. Geriye hatırlamanın etkisi bellek verimini yükseltir. Her başarı zaten bir ödül olmakla birlikte ödüllendirme başarının artması demektir. Bir işe başladığımızda bizim kaçamak yaptığımız işler esasında birer ödüldür. Yani ödüllendirmek için çok masrafa hiç gerek yok. Sizin dikkatinizi dağıtan sebepler ne ise o sebeplerle kendinizi ödüllendirebilirsiniz. Bir fincan kahve, çay, telefon görüşmesi, sohbet birer ödüldür. Yapılan her işten sonra böyle bir ödülü hakettiğinizi unutmayın. Fakat bu ödül faslı, dikkati azaltmamalı. Mesela; iki bölüm olan tarih kitabının birinci bölümünü bitirip sinemaya gitmek ödül değildir. Çalışmanızı tümüyle tehlikeye sokan etkili bir dağınıklıktır. Yani ödüllendirme sizi oyalamaya iterek. Çalışmayı önlememeli.
Ayrıca ödülü geciktirmemelisiniz. Mesela; bu bölümü okuduktan sonra bir fincan çayı ödül koymuşsanız mutlaka bir saniye bile geçirmeden o çayı için; ama kesinlikle bir saniye önce değil. Çünkü gecikince ödülün etkisi azalacaktır. Ödüllendirmenin sınırı olmalı, hiçbir şekilde çalışmayı kesintiye uğratmamalıdır. Sonunda, doğru verilmiş kısa dinlenme araları zihinsel çalışma sonuçlarını hissedilir derecede iyileştirir.
Bu kısa arada geriye hatırlama vardır. Geriye hatırlama ile insan öğrendiği bilgiye yardımcı geçmiş yaşantısından o an öğrenmediği bilgileri hatırlayabilir.
% 60-kendini ödüllendirmek
YEDİNCİ GÜN
Hiç unutmayın:
*Aralama tekniği geriye hatırlamanın etkisini artırır.
*Aralama tekniği ile geriye hatırlama, bellek verimini yükseltir.
*Birşeyi sadece kısa süre için bellemek istemenizin dışında, asla beyninize tıkarcasına ezberlemeyin.
Aralama tekniği isimler, listeler ve mekanik biçimde belleklenen şeylerde işe yarar. Mesela aşağıdaki listeyi ezberlemeye çalışın.
ezberlemeye çalışın.
1-Şu andaki politik durum 1-Atom enerjisinin kullanma olanakları
2-İç Politika 2-Savaşta kullanılması
3-Uluslarası ilişkiler 3-Yok edici özelliği
4-Devlet başkanının yetkileri 4-Barışçı amaçlarla kullanılması
5-Anayasa değişikliği için öneriler 5-Atom enerjisi ve geleceğin dünyası
Bu listeyi bir defa okuduktan sonra hepsini hatırlayana dek iki listeyi de ezberleme zamanınızı not ettiğinizde ikinciyi daha hızlı ezberlediğinizi göreceksiniz.
% 70- Aralama tekniği
SEKİZİNCİ GÜN
Hiç unutmayın:
*Kuşbakışıyla canlı bir genel izlenim edinin.
*Bütünü mantıklı, organik ve zihne kolay giren parçalara bölün.
*Her parçanın kendi içinde bir bütün oluşturmasına dikkat edin.
*Tek tek parçaları, düşünce bağlantısı yasasına göre birbirleriyle birleştirin. Bir manzumenin ezberini küçüklükten beri hep kıta kıta yapardık. Ama en etkili yol o değilmiş. En etkili olanı bütüne bir kuşbakışıyla bakmak kıtalararası bağlantıyı kurup zihinde bir harita çizmekmiş.
Öbür türlü hergün bir kıtasını ezberlediniz şiiri birgün okumanız gerektiğinde beyninizin stop edişini çok görmüşsünüzdür.
Bu konuda yapılan birçok deney bütün metodunun kullanılmasının, parça metoduna oranla öğrenen kimseye yüzde yirmi bir zaman kazandırdığını kanıtlamıştır.
Bellek malzemeniz (mesela bir şiir) kısa ise bütün olarak öğrenin. Ama uzun bir ödev ise o zaman ödevi kuşbakışı gözden geçirin ve bölebildiğiniz en büyük parçalara bölün. Ancak bu bölünmeler de parçalar birbiriyle anlamlı olmalı.
Başta verdiğimiz dört parça,bütün kuralını da öğrendikten sonra verimi yüksek bellek hedefine sadece iki adım kaldı.
% 80-Kuşbakışı.
DOKUZUNCU GÜN
Uz okuma: İnşad da denilen kelime ve cümlelerin vurguların, anlamlarını belirterek ve dinleyiciyi duygulandırmayı amaçlayan yüksek sesle okuma.
Ezbere okunan parçayı uzun süre bellekte tutmak için, tekrar tekrar okumakla yetinmeyip, her tekrardan sonra yüksek sesle söyleyip akılda ne kadara kaldığını kontrol edin ve bu yüksek sesle okumayı bir uz okumaya dönüştürün.
Uz okuma:
1-Zaman kazandırır.
2-Ezberlemekte zorluk çekeceğiniz parçaları anlamanızı sağlar
3-Kalıcı bir hafıza izlenimi oluşturur. Uz okumanın zaman kazandırdığı da deneylerle ispat edilmiştir. Hafızadan bütünüyle yararlanmak isteyen, dikkatli gözlem yapmak zorundadır ve bütünü anlamak zorundadır.
Okunacak metni yüksek sesle okumak sizi verimi yüksek belleğe bir adım daha yaklaştıracaktır. Bu yolla görsel nitelik, işitsel nitelikle tamamlanır. Yüksek sesle okursanız zihinsel izlenimler canlanır. Kelimeler vücut kazanır. Bellenecek şeyi önce hafif sesle, sonra da yüksek sesle okuyan ve bunu uz okuyuşa dönüştüren kişi daha sonra hatırlamak durumunda kaldığında gerekeni yapmış demektir. Eğer ortam uygun değilse bu durumda bir kalem alıp bellenecek şeyi yazın. Bu da ikinci en iyi yöntemdir.
% 90-Yüksek sesle okuma metodu.
ONUNCU GÜN
Hafızanızın gelişiminde son menzile, insan zihninin en garip yeteneklerinden birini yardıma çağırmakla varılacak. Bu yetenek unutmaktır. O halde verimli bellek için son kuralı Belleğinize önemsiz şeyleri yüklemeyin. Onları unutun. Önemli şeyleri dahi hatırlamada güçlük çekmenizin sebebi bilincinizi zorlayan başka düşünceler tarafından rahatsız edilmesidir.
Belleği önemsiz şeylerden temizlemenin en iyi yöntemi tekrarlama ve uz okumaya dayanan öğrenme metotlarıdır. Eğer okuduğunuz veya duyduğunuz şey önemsizse, o zaman her türlü tekrarlamadan kaçının Ivır-zıvır şeyler önemli olanların yolunu tıkayarak hatırlama yeteneğini zedeler.
Kasıtlı unutma, güvenilir bir belleğin temelini kurar.
HİÇ UNUTMAYIN:
*Kasıtlı unutma, kusursuz belleğin anahtarıdır.
*Zihninize önemsiz şeyleri yüklemeyin
*Önemliyi hatırlamak için doğru unutmayı öğrenin
% 100Kasıtlı unutma
% 90Yüksek sesle okuma metodu
% 80Kuşbakışı
% 70Aralama tekniği
% 60Kendini ödüllendirmek
% 50Hedef belirlemek
% 40Tutamak noktaları
% 30Keyife gem vurmak
% 20Bellek gerekçesi
% 10Normal verim
EK BÖLÜM
Fotoğrafik Bellek Var mıdır
Fotoğrafik bellek diye birşey asla yoktur. Yani hiçbir insan bir bakışta bir sayfanın tamamını anlayamaz. İspatı:
A
S
C
F
R
L
T
Y
U
I
E
R
F
S
X
T
R
Z
X
C
H
U
I
O
N
Yukarıdaki kareye tam 60 saniye bakınız. Sonra harflerin üzerini kapatıp aşağıdaki soruları cevaplayınız:
1-Karedeki harfleri söyleyiniz
2-Sağda, sonuncu dikey dizideki harfleri söyleyiniz.
3-Sağ alt köşeyle sol üst köşe arasındaki harfleri söyleyiniz.
Evet! Sizce fotoğrafik bellek var mıdır?
ettiğiniz ölçüde sisteminize sorun eklersiniz. Başka biriyle birlikte yeyin. Konuşmak yeme hızını azaltmak için iyi bir yoldur. Sık sık atıştırmak yerine düzenli yemek yeyin. Yemek için müsait bir ara verin. Yemek yerken oturun. Kendinizi yemekle ödüllendirirken dikkatli olun.
Sağlıklı hayat için tavsiyeler:
Spor yapın. Dayanıklılık için egzersizler: Koşma, ip atlama vs. Güçlülük için egzersizler: Jimnastik Esneklik için egzersizler: Yoga Sigara ve alkolden uzak durun. Haplar ve ilaçların dozu: Mutlak ihtiyaç olmadıkça haplardan uzak durun.
6 ) Kontrollü Kalmanın Yolları
Olumlu düşünme için altın kurallar:
Başarıyı kabullenin.
Genellemelerle değil o duruma has şeylerle uğraşın.
En kötü korkularınızın gerçekleşme ihtimalini gerçekçi olarak değerlen- dirin.
Olabilecek en kötü senaryoyu düşünün.
Elinizden gelenin en iyisini yapın ve neticeyi kabullenin.
Kesinlik taşıyan şeyleri amaç edinin.
Olumsuz düşünceleri içinde bulunduğunuz çevre şartlarına göre değerlendirin.
Neyin yanlış olduğundan çok neyin doğru olduğu üzerinde yoğunlaşın.
Kendinize şöyle sorun: Bu beni niye üzüyor?
Olumlu düşünceden çok fazla şey beklemeyin.
Egonuzu nasıl desteklersiniz?
Başarılarınızı duyurun. Başarılarınızı kutlayın. Kendinize ödüller verin. İyi yanlarınızın listesini çıkarın. Başarılarınızı kaydedin.
Performansı tam ve doğru değerlendirmek:
Her olumsuz noktayı olumlu bir noktayla dengeleyin. Yapıcı eleştiriden yararlanın. Başarılar kadar başarısızlıkları da paylaşın. Düzeltmeniz gereken şeylerin farkında olun. Her hatadan çıkarılacak bir ders olduğunu unutmayın.
Kontrolü yeniden kazanmak:
Kendinize şöyle sorun: işler bir parça daha iyi gitseydi durum nasıl olurdu ? Yapabileceğiniz bir şey olup olmadığını araştırın . Stresli olduğunuzda beklentilerinizi azaltın. Tıpkı bir oyuncu gibi performansınızı prova edin. UNUTMAYINurumun kendisi değil, sizin bakış açısı stres vericidir.
Başkalarına Destek Vermenin, Destek Oluşturma
Ve Kullanmanın yolları:
Destek haritası çıkarma:
Kendinizi desteklemenin yolları ve araçların tespit edilmesidir. Desteklerinizin sayısı arttıkça, problemlerle başa çıkabilme yolun-da daha iyi donanmış olursunuz. Destek haritası çizmek, sahip olduğunuz (ya da olabileceğiniz) destekleri görmenize yardımcı olur. Kendinize sosyal, psikolojik ve fiziksel destekler bulun.
Desteği geliştirmenin yolları:
En önemli destek kaynağı kendinizsiniz. Kendinizi söylediklerinizle destekleyin. Bu sizi cesaretlendirecektir. Kendinizi destekleyen alışkanlıklar geliştirin. Nelerin sizde baskı ve endişeye yol açtığını bulun. Başınıza dert açan alışkanlıklardan kurtulun. Bunun için şunları yapabilirsiniz.
Kendinizle bir anlaşma yapın ve anlaşmaya uyduğunuz sürece kendinizi ödüllendirin.
Alışkanlığı bırakmanın sonuçlarını göz önüne getirin.
Kısa bir süre için alışkanlığınızı bırakmayı deneyin.
Bir kez tam olarak bıraktığınızda bir daha dönmemeye çalışın.
Alışkanlığı bırakmaktan dolayı acı çekmeyin ve kendinizi ödüllendirin.
Başkalarından destek arayın. İttifaklar kurun. Bu çevrenizden yararlanmada kullanılan özel bir terimdir. Bir danışmanla konuşmayı deneyin. Her şey sizin için bir destek kaynağı olabilir. Unutmayın, Ne giyerseniz osunuz. Giysileri hemen etki yapan beden dilinizin bir parçası olarak kullanmayı aklınızdan çıkarmayın. Hobiler ve günlük alışkanlıklar edinin. İş, dinlenme ve eğlenceyi unutmayın. Evcil hayvanları bir destek kaynağı olarak görün. Rahatlayabileceğiniz bir yeriniz olsun.
Nasıl destek oluruz:
Destekleyici olun, boş bir onaylayıcı değil. Pratik ve duygusal destekler önerin. İnsanlara ilerlemeleri için destekleyici olun.
1.Gerçeği söyleyen, kalpten gelen ses samimi ve rahattır.
2.Kendi iç problemlerini aşamayanlar inandırıcı olamazlar. (H. E. etkileyiciliği)
Ses Şifreleri: Düşünerek, eee veya mmm demeden konuşmak akıcı ve etkileyicidir. Şey ve yaniyi terk ettirmenin yollarını bulmalı. Duygularımızı gizlemeye çalışırken sözcükleri karıştırırız.
Sesin Tonu: Fazla bağırma, sesi düşürme, vurgulara dikkat, içten olma, ses yüksekliği, rezonansı önemlidir, tempo önemlidir. 150 kelime yerine 30-40 = M. Yılmaz. Sadece güçlü ve saygın insanlar yavaş ve düşük ses tonuyla konuşmaya cesaret edebilirler. Sesin tonu, yüksekliği konuya ve duruma göre değişken olmalıdır. İyi seçilmiş duraklamalar vücut tavırlarıyla desteklenirse etkili olur. İnandırıcı konuşma mesajın hızı ve akıcılığıyla sağlanır (Sünnet olan tane tane anlaşılır konuşmaktır. Üstadımızın belagatta anlattığı üslüplar da dikkate alınmalı). Konuşma ve ses tonunu birilerine tenkit ettirip veya banda alıp geliştirebiliriz.
Hülasa: Vazifesi hitabet ve tebliğ olan bu cemaatin her ferdi sünnetteki hitap tarzını, canlı mübelliğ hocamızı örnek alarak inceleyip kendi konuşma tarzını (ama mutlaka ihlas ve samimiyete dikkat ederek) geliştirmelidir.
Kitabın devamında Kennedy-Nixon-Carter-Ford tartışmalarını mukayeseli olarak anlatıyor.
Davranışların tutarlı, mantıklı, kendimizden, taklitsiz, çevreye karşı dikkatli, rahatsız etmeden, mütecessis, nazik, muhatabı anlayarak, üç düşünüp bir konuşarak, vakarlı ve sevimli vb. bir çizgiye oturtabilmelisiniz.
Kendimiz hakkındaki müspet bakışlara fihi nazar deyip eksiklileri öğrenmeye ve değiştirmeye çalışmalıyız.
Şahıs, ev, çevre hep düzenli tertipli olmalı, imajımızın halden ziyade makamımızı temsil etmesine dikkat etmeliyiz. İnsanların güven ve bağlılığını kazanmaya, kendimiz gibi olmaya, kendimizi davamıza adamaya, iç problemleri hallederek tutarlı fikirlerle insanlara yardıma koşmaya azimli olmalıyız.
EK 1. Power dergisi eki olan Kendinizi Nasıl Yönetirsiniz? (John Walsh) isimli kitabın 84 shf özeti.
Karar alırken basit ve güveniliri aramak yerine birden fazla ve istişareyle karar almalı.
Daha makul öneriler getirildiğinde kararlarınızı değiştirebilmelisiniz.
İyi yöneticiler her işten sorumludurlar ama en az karar verirler. Taksim-ül Amal, mesai tanzimi ve iş takibi iyi yapılmalı.
İyi idareci daha büyük yeni ve atılımcı kararlar alırken, basit ve rutin kararları alta bırakır.
Personel karar alıp, iş yapacak, başarılı olacak işte tavzif edilmeli.
İnsanlar niyet ve eylemi karıştırırlar. Alınan kararları takip edecek bir kişi mutlaka olmalıdır.
İcraatın safhalarını takip edecek rapor sistemi olmalı, vaatlerden çok teslim tarihleri ve sonuçla ilgilenilmelidir.
Kriz dönemlerinde yanlış bile olsa hızlı karar almalı ki kriz yayılmasın.
Önemli detay veya kozu en sona saklayın. Tam yeri gelince söyleyin.
Bir cemaatte hizipler oluşur, bazıları icraate katılmaz, sorunlar değil kişiler eleştirilirse, sorumluluklar savsaklanırsa ekibin çalışma problemleri var demektir.
Çözüm olarak yeni bir planlama, yakınlık-anlayış vb. yollar denenmeli.
İdarecinin altında karar alabilen bir fikir heyeti olmalı, problemleri çözmeli.
Anlayış göstermek kalbe girmenin en iyi yoludur. Dinlediğinizi hımm falan diyerek, bütün bedeninizle yönelerek yer yer muhatabı anladığınızı gösteren sorular sorarak ispat edin. Dinleyemeyecekseniz mutlaka yazılı rapor alın.
İyi bir dinleyici mütehammil, başka şeyle uğraşmaz ve düşünmez, anlamaya çalışır, hemen karar vermez, yüzüne bakar, konudan sapmaz. Dinlemezseniz dinlenmez-siniz.
Kötü bir toplantıda gereksiz kişiler vardır, altı kişiden fazlası karar almaya çalışı-yordur, bazıları hiç katılmıyor öneri getirmiyordur, istenilen şeyler sonraki toplantılara erteleniyordur, takip edecek kişi görevlendirilmiyordur, telefonlar açıktır, masa yuvarlaktır. Toplantıya geç kalmalarla gereksiz uzamalar oluyordur.
Resmi veya uzun toplantı yerine hızlı karar alan alt gruplar verimlidir.
Beyin Fırtınası:
1. Buluşlar yapılan yarı saygılı yarı resmi bir ortam oluşur
2.Hiçbir görüş eleştirilmez
3. Yeni fikirler teşvik görür
4. Yönetici teşvikçi ama baskıcı değildir
5. Herkes ciddi-az ciddi fikir öne sürmeli
6. Herkes sırasıyla konuşmalı
7. Fikirler tartışılıp, elenip, seçilmeli
Yönetici üzerindeki istişare yükünü dağıtmalı, bazı toplantılara altları göndermeli.
Toplantının sonuçlanması için yöneticinin biraz cesur ve patavatsız uzlaştırıcı olması lazımdır.
İnsanlar bitiş saati belli olmayan, aktif katılımları sınırlı olan, kendilerini ilgilendiren gündem sayısı az olan, gündem maddelerinin görüşme süresi belli olmayan, ruzname maddeleri ehemmiyet sırası belli olmayan toplantılara geç gelirler. Baş:18.27 Bit: 23.02. diye hassas saatler belirlenmeli.
Yönetici:
1. Gündemi sunmalı
2. Maddeleri takip etmeli
3. İşleyişi kontrol etmeli
4. Gevezeliği, önyargıyı ve ikili diyalogları önlemeli
5. Karşıt görüşleri özetlemeli
6. Sonraki toplantıya kadar etkin çözüm önermeli.
Yönetici bir psikolog gibi anlayışlı ve adil olmalı. Fikirlerden etkilenmeli, kabul etmeli, evet diyebilmeli, tartışma isteyenleri dengeleyebilmeli. Herkesin bir reyi olmalı.
Toplantıda en başarılı kişi duygu ve tepkilerini kontrol edendir, ses tonu iyi ayarlanmalı ve gerektiği kadar az ve öz konuşulmalıdır.
Fonksiyonunuz olmayan ve ilgisiz konularda izin alıp ayrılabilmelisiniz.
Tahrik edici cümle, davranış, fikirleri takmayın, şövenist olmayın.
İyi bir iletişim için hemen konuya girin, nedenleri izah edin, ne yapılacağını, planınızı aktarın, beklentilerinizi söyleyin. Yazı ve söz açık, basit, mantıklı ve öz olmalıdır.
Çalıştığınız insanların doğum, ölüm, hastalık vb. anlarını iyi takip edin.
İyi Bir Konuşma:
1. Makale üslubuyla olmaz, akıcı olmalı
2. Fazla edebi ve şatafatlı olmamalı
3. Kısa cümleler ve örnekler olmalı
4. Netlik ve üslubun çekiciliği
5.Kağıttan okumamak
6. Hızlı konuşmamak
İyi Bir Yazı:
1. Ne tür bir yazı olduğu belli olmalı
2. Başlıklar ve içindekiler olmalı üst ve alt
başlıklar olmalı
4. Cümleler kısa, öz, açık olmalı
5. Noktalama işaretleri düzgün olmalı
6. Paragraflar kısa olmalı
7. Genelleme yapılmamalı
8. Sonuçlar net ifade edilmeli.
Netice:
İslam fıtrat dini, Kur'an fıtratı yaratanın kelamı ve fıtratın fihristesi Hz. Ahmed (sav) canlı Kur'an ise şahsi, ailevi ve içtimai nihai hüküm verecek, söz kesecek mutlak davranış tarzları, kusursuz anlayış ve ifade, gönüllere girme en güzel şekilde Sultanımız (sav) hayatına dercedilmiştir.
O (sav) 'nun hayatının tetkik etmeli, Kur'an'ı hayata hayat yapmalı, Avrupa'lının afakta delillerini bularak enfüse yöneldiği şu dönemde enfüsteki hakikatlerden yola çıkarak Kur'an'ı asrın idrakini söyletmenin temsilcileri olabilmeliyiz.
I.BÖLÜM
Gerekeni, gerektiği anda ve yerde hatırlamanız için, belleğin (hafızanın) sihirli gücü:
Hiç kimse unutkan biri olmak istemez. Çoğu kez Dilimin ucunda deyimini kullanmak durumunda kalmışsınızdır. Her zaman, hatta şu anda bile, bellek aksamalarınızı giderebilirsiniz.
Dilerseniz hatırlama gücünüzü on gün içinde on katına çıkartabilirsiniz. Aslında bu yetenek herkeste mevcuttur. Bu eşsiz yeteneğin tam kapasiteyle işletilmesi, onu kullanmayı istemeye bağılıdır ve istemek yeterlidir. Her alanda veriminizi artırmak ve aklınızdan geçirdiğiniz en olmayacak umutları bile aşacak hedeflere erişmek sizin elinizde.
Sıradan bir insan, belleğinin sadece % 10unu kullanabilir. Bununla birlikte içimizde zihinsel gücümüzden % 100 yararlanmamızı sağlayacak bir yetenek uyumaktadır.
Hafıza, hiç ara vermeden, sürekli çalışan zihinsel bir mekanizmadır.
*Verimli bir hafıza yoksa, çok şey yapılmadan kalır.
*Verimli bir hafıza yoksa, birçok önemli hedefe ulaşılamaz.
*Verimli bir hafıza yoksa, hayatın değerli diye sunduğu şeylerin büyük kısmı yitirilir.
Her şeyden önce bellememiz gereken bir gerçek: Kötü Bellek Yoktur! İyi ve kötü diye bilinen belleklerin tek farkı, hatırlama teknikleridir. Bu kitapta da anlatılan hatırlama tekniklerinden başka birşey değildir.
Belleği yaşanmış, işitilmiş ve okunmuş olan herşeyi sayısı hesapsız çekmecesi bulunan dev bir dolaba benzetebiliriz. Kullanacağımız bilginin çekmecesini açar, yardımcı bilgilerle destekleyebiliriz. Bir şey zihinde ilgi alanına göre kalır veya kalmaz. Mesela, dün veya herhangi bir zamanda sokağa çıkmışsınızdır.
Yolda tanıdık bir kimseye rastladınız mı?
Rastladıysanız, bu tanıdığınız nasıl giyinmişti?
Yolda bir kimseyle konuştunuz mu?
Ne üzerine konuştunuz?
Herhangi bir mağazanın önünden geçtiniz mi?
Vitrinine neler konmuştu?
Vereceğiniz cevapları iyice düşünün ve her ayrıntıyı hatırlamaya çalışın. Beyninizin ilginç bir işleme tarzı açığa çıkacaktır. Beyninizde kalan ilgi alanınıza giren olaylar olduğunu göreceksiniz.
Bundan sonraki her bölümde (kitapta gün deniliyor), bellek gücünüzdeki % 10luk artışı göreceksiniz Şu ana kadar sıradan bir insanın belleğine sahipsiniz.
% 100
% 90
% 80
% 70
% 60
% 50
% 40
% 30
% 20
% 10 Normal verim
İKİNCİ GÜN:
Bu bölümde iyi bir belleğe giden yolda iki önemli işaret taşını göreceğiz.
Hayatta yaptığımız herşeyin bir nedeni, bir gerekçesi vardır. Verimi yüksek, güçlü bir belleğe giden bu yola çıkmamızın gerekçesi ne?
Hatırlarsanız, yazarımızın gerekçesi para kazanmaktı. Bunun için hiç de bilmediği boks alanında bir yarışmada binlerce dolar para kazanmıştı.
Gereç, otomobilinizin deposuna koyduğunuz benzin gibidir. Yani sizi harekete geçirecek, güç verecek kaynaktır. Sonra sadece istemek kalır. İstemeniz marş motorunuzdur. Motor çalıştı mı, beyin motoru harekete geçer ve isteğiniz gerçekleşene kadar stop etmeyecektir.
BELLEK, GEREKÇENİN ŞİDDETİ ÖLÇÜSÜNDE GELİŞİR
Bu cümleyi bir defa daha okuyun. Yüksek sesle okuyun. Şimdi kitaba bakmadan tekrarlayın. Sonra da kaleminizi alıp bu cümleyi yazın.
Verimli bir bellek için sadece tekrar yeterli değildir. Mesela, telefonunuzu günde kaç defa kullanırsınız? Numaratörü kaç defa çevirirsiniz? Cevabınız defalarca olacaktır.
Peki, numaratörün iç tablasında harfler var mıdır? Varsa, büyük harfler mi? Küçük harfler mi? Renkleri ne? Defalarca bakmış olmanıza, ve defalarca kullanmış olmanıza rağmen bu soruları doğru olarak cevaplayacağınızı sanmıyorum.
O halde hafıza için sadece tekrar bir işe yaramaz. Tekrar, gerekçeyle anlam kazanır. O halde belleğin ikinci temel kuralı:
Gerekçe + Tekrar = Bellek Sağlamlığıdır.
Bellek motifini hiçbir zaman gözden kaçırmayanlar, sadece onlar amaçladıkları hedefe çabuk, kolay ve olabilecek en büyük başarıyla erişebilirler.
Onun için aşağıdaki noktaları içeren açık listeler yapmanız lazım.
1-Verimi yüksek bellek için nedenleriniz?
2-Mükemmel bellekten beklediğiniz yararlar?
Bunları bir kağıda yazınız. Bu kitapta Yazınız! denilen yerler yazılmazsa, başarılı olunamaz.
Belleğin üçüncü temel kuralı ise:
Hatırlama yeteneği ne kadar zorlanırsa, sağlamlığı da o kadar gelişir. Ayrıca yakın hedefler de bellek eğitiminde önemlidir.
Şunu asla unutmayınız: Bellek gerekçeye göre gelişir.
Gerekçe + Tekrar = Bellek Sağlamlığı
Hatırlama tekniğinin zorlaması.
% 50
% 40
% 30
% 20 Bellek gerekçesi
% 10 Normal verim
ÜÇÜNCÜ GÜN:
Verimli bir bellek için üçüncü adım keyfe bağımlılığı ve bağımsızlığı bir kenara bırakıp hedefe yürümektir.
Ah! Şu anda keyfim hiç yerinde değil. Birşey yapamam!
Bugün çalışmak hiç işime gelmiyor
Şimdi başka şeyler yapayım daha iyi
Bu bahanelerin her biri işten kaçmaktan başka birşey değildir.
Ertelemek her ne sebeple olursa olsun, güvensizlik oluşturur. İsteksizlik şu andan itibaren özür olarak değerini kaybetmiştir.
İş yapmanın keyifle bir bağlantısı yoktur. Çalışmaya hiç de hevesli olmadığınız günlerde de önemli işler yapmış, buna karşılık yataktan kalktığınız zaman bazı günler hiçbir işe başlayamadığınız olmuştur. İnsanın keyfinin olup olmaması bağlayıcı değildir. Bu ruh haletini yenebilirsiniz; ama nasıl?
İlk Adım: Gelgeç hedeflere hedef olmayınız. Çünkü bunlar zaman öldürme canavarından başka birşey değildir. Bellek gücünüzü artırmak istiyorsanız, işinize hemen başlamalısınız.
İkinci Adım: Her işe derhal girişin. Girişmek istediğiniz işe hemen girişmezseniz, kaybedersiniz. Erteleme (1 dakika bile olsa) yarın bir saat oluverir. Unutmayınız: Her İşe Derhal Girişiniz.
Üçüncü Adım: Başladığınız her işin sonunu getiriniz. şimdiye kadar yaptığınız şeylerin üstüne yatmanız için çok erken.
Bütün benliğiyle bu üç kurala göre hareket eden asla keyfinin kölesi olmayacaktır.
Özürlerin en göze çarpanı: Öğrenmek beni yoruyor! Yorulan beynimden arada bir istirahatı esirgememeliyim. Nice insanlar, durmuş ya da yorgun düşmüş beyinden yakınırlar. Oysa böyle birşey yoktur.
Bellek dorukları yani hatırlama günün hangi saatinde olduğu, kişisel tecrübelerle bilinebilir. Psikoloji deneylerinin neticesi, saat 20.00 ile 22.00 arasında hatırlama gücünün ikinci doruğuna çıktığını saptamıştır. Birinci zirve uyandıktan sonraki 2 saattir.
Keyif bağlılığından kurtaracak en güvenilir araç, bedeni rahatlatacak koşullardan sakınmaktır.
Başarıda doruk noktasını amaçlamak için kumaştan kaplaması olmayan bir iskemleye oturmaktır.
Bedensel gevşeme keyif canavarının en büyük müttefiğidir. Rahat bir ortamda yapılan bir toplantının konforun azaltıldığı bir ortamda yapılan toplantıdan daha verimsiz olduğu araştırmalarla ve tecrübelerle sabittir.
% 30 keyfe gem vurmak
% 20 Bellek gerekçesi
% 10 Normal verim
DÖRDÜNCÜ GÜN
Hatırlanacak şeye anlam kazandırın.
Unutmayınız:
*Herşeyin bir anlamı olmalıdır.
*Tutamak noktaları bulun ve bunlardan yararlanın
*Anlam ne kadar büyük lorusa, bellek de o kadar iyi olur.
*Tutamak noktalarınıza daha derin anlamlar verin.
*Herşey anlam kazanabilir. Yeter ki zihinde tutmak zorunluluğunu hissedin. Bu bir makinenin seri numarası, telefon numarası vs. olabilir.
Örneğin: 235812 rakamı nasıl anlam kazanır.
2(+1)= 3(+2)= 5(+3)= 8(+4)= 12
Mesela:
Şemsiye: 1 (Her zaman bir çubuklu olur)
Ayakkabı= 2 (Her zaman bir çift yani iki tane olur)
Pasta çatalı= 3 (Her zaman üç dişli olur)
Oyun masası= 4 (Her zaman dört ayaklı olur)
Eldiven= 5 (Beş parmaklı olur)
Sıraya koyarken sıranın mana ile alakasına dikkat edin.
Ya da manav için hazırladığınız, armut, elma çilek, bamya, fasulye, dereotu,ceviz alacaksınız. Kolayca akılda kalması için
Armut:A
Bamya:B
Ceviz:C
Dereotu
Elma:E
Fasulye:F
Başka türlü de düzenleyebiliriz:
Mesela, Ekmek, Salam, Makarna, Ampul, limon alacaksanız:
Salam
Ekmek
Limon
Ampul
Makarna
gibi bir sıralama yapabilirsiniz.
Yapacağınız iş alacağınız şeylerin sadece baş harflerini hatırlamanız yeter.
Bir telefon numarası 19 19 39
Bu 1.9.1939 ikinci dünya savaşının başlangıç tarihidir. Daha kısa bir numara: 14 92
1492-Kristof Kolombun Amerikayı keşfi.
2244 (Ne demektir? 2x2=4)
3618 (Ne demektir? 3.6=18)
2468 (Ne demektir? 2+2+2+2)
2173 (Ne demektir? 21:7=3)
Bir tekstil firması modelleri her defasında bir kodla ifade etmeyi keşfetti.
T.B= Taş bebek
M.T= Makineli Tüfek
M.K= Monte Kristo gibi.
Aşağıda 10 maddelik listeler göreceksiniz. Bu listeleri iyice okuyun sonra kitabı kapatıp sıralarını bozmadan yazmayı deneyin.
Liste A Liste B Liste C
1-BU1-KIZ1-OTOMOBİL
2-KÜÇÜK2-OYNUYOR2-KİTAP
3-KIZ3-BEBEK3-GÖK
4-BUNLA4-ENTARİ4-YİYECEK
5-UZUN5-ÇORAP5-İŞ
6-TAŞLI6-PAPUÇ6-AĞAÇ
7-YOLU7-ŞAPKA7-YARDIM
8-KOŞARAK8-ARABA8-İSKEMLE
9-EVE9-DİNGİL9-TAŞ
10-GİTMİŞ10-TEKER10-GÜĞÜM
Bu listeleri zihinden yazıp, yazamadığınızı kontrol edin ve sonuçları karışlaştırın.
Birinci liste kolaydı. İkinci dizide biraz daha zorlandınız. En zoru muhakkak ki üçüncü gruptu.
Ya şöyle nasıl? Bu kız bebeğiyle oynuyor, ona bir entari, sonra da çorap pabuç, şapka giydiriyor ve bebeğini bir dingili ve bir tekeri eksik arabaya oturtuyor. Daha kolay değil mi? Çünkü kelimelere manalar verdik ve birbirine bağladık. Peki C listesi:?
Onu da Otomobil-kitap, gök-yiyecek, iş-ağaç, yardım-iskemle, taş-güğüm gibi ikililerle yazalım.
Bir de ritimle deneyin. Önce D sonra E listelerini başlama ve bitim saatlerini yazarak deneyin
Başladım...
Şimdide E listesine anlam
LİSTE D LİSTE E katmayı deneyin
1-Deriz1-Gü1-Gü1-Gü+zel
2-Ev2-Tü2-TÜ2-Tü+nek
3-Yol3-Bü3-Bü3-Bü+tün
4-Ak4-Pen
5-Gök5-Ke
6-El6-Si
7-At7-Di
8-Eş8-Yo
9-Taş9-Za
10-Dil10-Ka
Bitirdim... Görüldüğü gibi bu şekilde daha kolay anlaşılır ve zihne çabuk nakşolunur. Burada önemli olan hatırlamak değil, sırasıyla hatırlamaktır.
Bir de tutamak noktası metodunu deneyelim:
1-BenBir tek kişi demektir; beni kendimi amaçlıyor= ben
2-Ayakkabı=Her zaman bir çift giyilir= iki
3-Şey=Her şeyin iyisi üçtür= üç.
4-Masa=masanın dört ayağı olur= dört
5-Parmak=Her elin beş parmağı olur= beş
6-Cadı=Çok sevilen bir çocuk masalı: Sabah tam altıda gelir= küçük tatlı cadı
7-Hafta=Her hafta yedi gündür= yedi
8-Gece=Geceler sekizde başlar= sekiz.
9-Sinema=Sinemaların saati genellikle dokuzdur= dokuz
10-Zenci=On küçük zenci ünlü bir kitaptır, oyundur= on
Kapatıp kavramları zihinden doğru sırasıyla söylemeyi deneyin. Daha kolay söyleyiverdiniz. Niçin? çünkü anlam kazandırdınız. Peki bu 10 kelimelik listeyi hayatta nasıl kullanacağız? Bir insanın günlük programı şöyle olsun:
saat 9
saat 10 BERBER
saat 11
saat 13 GÖZ DOKTORU
saat 14 SEYAHAT ACENTASI, TATİL İÇİN BİLET
saat 16 BEDİRDE AKŞAM ÇAYI.
Saat 10-10-zenci-10-küçük zenci-zenci kıvırcık saçlı-saç- berber
saat 13-Yani saat 1-1-ben-bekleme odasında yalnız-doktor-göz doktoru-saat 14-
saat-2-2-ayakkabılar-ayakkabılar oda kapısının dışında-otel-tatil-seyehat-seyehat acentası-bilet.
saat 16-yani 4-4-masa-masada çay-Bedirde çay.
Bunun tersi de yapılabilir.
Göz doktoru-doktor yardım eder. Kime?-bana-bu benim-ben:1:saat-13 gibi. Artık randevularınızın karmakarışık olacağını zannetmiyorum.
Bu metod bir konuşma hazırlarken de kullanılabilir. Konunun ana başlıkların anlamlı terimlerle destekler ve unutmayacağımız noktaları konuşma bölümleri yaparız.
Başka bir hatırlama tekniği de kafiyeli kısa ve manzum şiirlerdir.
Abraham Lincolnun yardımcısı kimdir? Şu andan itibaren hiç unutmayacaksınız Hamlini.
Bir diğer teknik de bildiğimiz olaylarla bağlamaktır. Telefon numaraları, katalog numaraları bu yolla akılda tutulabilir.
1517-Ridaniye Zaferi 1848 -Almanyada ihtilal 1879= 1979 - (eksi)100= 1979-100= 1879 gibi
Bir başka yöntem de hatırlanacak şeyi geçici olarak canlandırmaktır. Dramatize olaylar da ayrıca kalıcı olaylardır. Siyah fona yazılmış beyaz yazılar, beyaz fona yazılmış siyah yazılardan daha kalıcıdır.
% 40-Tutamak noktaları
% 30-Keyfe gem vurmak
% 20-Bellek gerekçesi
% 10-Normal verim.
BEŞİNCİ GÜN
Hiç unutmayın:
Kendinize bir hedef seçin
Bu hedefi hiç gözden kaçırmayın
Son amacınızı kendinize ara hedefler belirleyerek en hızlı biçimde izleyin
Planın taslak halinden fiil haline dönüşmesinin ilk şartı hedeftir. Bu kitabı niçin okuyorsunuz? Belleğinizi geliştirmek için o halde birinci hedef bu. Peki bu parlak hafızanızdan nasıl yararlanacaksınız? Bunu ancak kendiniz cevaplayabilirsiniz.
Hedefte kararlı olmadan, hiçbir girişimde başarılı olunamaz. Onun için apaçık bir hedef seçin ve bu hedefe ulaşmak için bütün size yardım edecek, destek olacak şeyleri bir kenara yazın. Hedefe yaklaştıkça heyecan artar ve hedef sizi çekmeye başlar. Yani hedefin çekim gücü vardır.
Kendinize ara hedefler bulun ve bu yolla vitesi hiçbir zaman boşa almayın. Bazen hiçbir şey düşünemez, yapamaz hale gelirsiniz. Unutmayın beyin hiçbir zaman yorulmaz, işlevini sürdürür yani siz vitesi boşa çıkartsanız dahi, bellek çalışıyordur. Kendinize ara hedefler bulmakla hem hızınızı üçe katlar hem de vitesi hiç boşa atmazsınız.
Varsayalım ki İngilizce öğrenmek istiyorsunuz. Kafanıza koyduğunuz bu amacı her gün 10 kelimelik bir listeyi ezberlemekle gerçekleştirebilirsiniz. Her kelime grubunun ezberinden sonra belleğin daha hızlı ve güvenilir çalıştığını fark edeceksiniz.
% 50-Hedef belirlemek
% 40-Tutanak Nokt.
% 30-Keyfe gem
% 20-Gerekçe
% 10-Normal
ALTINCI GÜN
Hiç unutmayın. Kendini ödüllendirme, bellek gücünü artırır. Kendini ödüllendirme geriye hatırlama için zaman ortaya çıkarır. Geriye hatırlamanın etkisi bellek verimini yükseltir. Her başarı zaten bir ödül olmakla birlikte ödüllendirme başarının artması demektir. Bir işe başladığımızda bizim kaçamak yaptığımız işler esasında birer ödüldür. Yani ödüllendirmek için çok masrafa hiç gerek yok. Sizin dikkatinizi dağıtan sebepler ne ise o sebeplerle kendinizi ödüllendirebilirsiniz. Bir fincan kahve, çay, telefon görüşmesi, sohbet birer ödüldür. Yapılan her işten sonra böyle bir ödülü hakettiğinizi unutmayın. Fakat bu ödül faslı, dikkati azaltmamalı. Mesela; iki bölüm olan tarih kitabının birinci bölümünü bitirip sinemaya gitmek ödül değildir. Çalışmanızı tümüyle tehlikeye sokan etkili bir dağınıklıktır. Yani ödüllendirme sizi oyalamaya iterek. Çalışmayı önlememeli.
Ayrıca ödülü geciktirmemelisiniz. Mesela; bu bölümü okuduktan sonra bir fincan çayı ödül koymuşsanız mutlaka bir saniye bile geçirmeden o çayı için; ama kesinlikle bir saniye önce değil. Çünkü gecikince ödülün etkisi azalacaktır. Ödüllendirmenin sınırı olmalı, hiçbir şekilde çalışmayı kesintiye uğratmamalıdır. Sonunda, doğru verilmiş kısa dinlenme araları zihinsel çalışma sonuçlarını hissedilir derecede iyileştirir.
Bu kısa arada geriye hatırlama vardır. Geriye hatırlama ile insan öğrendiği bilgiye yardımcı geçmiş yaşantısından o an öğrenmediği bilgileri hatırlayabilir.
% 60-kendini ödüllendirmek
YEDİNCİ GÜN
Hiç unutmayın:
*Aralama tekniği geriye hatırlamanın etkisini artırır.
*Aralama tekniği ile geriye hatırlama, bellek verimini yükseltir.
*Birşeyi sadece kısa süre için bellemek istemenizin dışında, asla beyninize tıkarcasına ezberlemeyin.
Aralama tekniği isimler, listeler ve mekanik biçimde belleklenen şeylerde işe yarar. Mesela aşağıdaki listeyi ezberlemeye çalışın.
ezberlemeye çalışın.
1-Şu andaki politik durum 1-Atom enerjisinin kullanma olanakları
2-İç Politika 2-Savaşta kullanılması
3-Uluslarası ilişkiler 3-Yok edici özelliği
4-Devlet başkanının yetkileri 4-Barışçı amaçlarla kullanılması
5-Anayasa değişikliği için öneriler 5-Atom enerjisi ve geleceğin dünyası
Bu listeyi bir defa okuduktan sonra hepsini hatırlayana dek iki listeyi de ezberleme zamanınızı not ettiğinizde ikinciyi daha hızlı ezberlediğinizi göreceksiniz.
% 70- Aralama tekniği
SEKİZİNCİ GÜN
Hiç unutmayın:
*Kuşbakışıyla canlı bir genel izlenim edinin.
*Bütünü mantıklı, organik ve zihne kolay giren parçalara bölün.
*Her parçanın kendi içinde bir bütün oluşturmasına dikkat edin.
*Tek tek parçaları, düşünce bağlantısı yasasına göre birbirleriyle birleştirin. Bir manzumenin ezberini küçüklükten beri hep kıta kıta yapardık. Ama en etkili yol o değilmiş. En etkili olanı bütüne bir kuşbakışıyla bakmak kıtalararası bağlantıyı kurup zihinde bir harita çizmekmiş.
Öbür türlü hergün bir kıtasını ezberlediniz şiiri birgün okumanız gerektiğinde beyninizin stop edişini çok görmüşsünüzdür.
Bu konuda yapılan birçok deney bütün metodunun kullanılmasının, parça metoduna oranla öğrenen kimseye yüzde yirmi bir zaman kazandırdığını kanıtlamıştır.
Bellek malzemeniz (mesela bir şiir) kısa ise bütün olarak öğrenin. Ama uzun bir ödev ise o zaman ödevi kuşbakışı gözden geçirin ve bölebildiğiniz en büyük parçalara bölün. Ancak bu bölünmeler de parçalar birbiriyle anlamlı olmalı.
Başta verdiğimiz dört parça,bütün kuralını da öğrendikten sonra verimi yüksek bellek hedefine sadece iki adım kaldı.
% 80-Kuşbakışı.
DOKUZUNCU GÜN
Uz okuma: İnşad da denilen kelime ve cümlelerin vurguların, anlamlarını belirterek ve dinleyiciyi duygulandırmayı amaçlayan yüksek sesle okuma.
Ezbere okunan parçayı uzun süre bellekte tutmak için, tekrar tekrar okumakla yetinmeyip, her tekrardan sonra yüksek sesle söyleyip akılda ne kadara kaldığını kontrol edin ve bu yüksek sesle okumayı bir uz okumaya dönüştürün.
Uz okuma:
1-Zaman kazandırır.
2-Ezberlemekte zorluk çekeceğiniz parçaları anlamanızı sağlar
3-Kalıcı bir hafıza izlenimi oluşturur. Uz okumanın zaman kazandırdığı da deneylerle ispat edilmiştir. Hafızadan bütünüyle yararlanmak isteyen, dikkatli gözlem yapmak zorundadır ve bütünü anlamak zorundadır.
Okunacak metni yüksek sesle okumak sizi verimi yüksek belleğe bir adım daha yaklaştıracaktır. Bu yolla görsel nitelik, işitsel nitelikle tamamlanır. Yüksek sesle okursanız zihinsel izlenimler canlanır. Kelimeler vücut kazanır. Bellenecek şeyi önce hafif sesle, sonra da yüksek sesle okuyan ve bunu uz okuyuşa dönüştüren kişi daha sonra hatırlamak durumunda kaldığında gerekeni yapmış demektir. Eğer ortam uygun değilse bu durumda bir kalem alıp bellenecek şeyi yazın. Bu da ikinci en iyi yöntemdir.
% 90-Yüksek sesle okuma metodu.
ONUNCU GÜN
Hafızanızın gelişiminde son menzile, insan zihninin en garip yeteneklerinden birini yardıma çağırmakla varılacak. Bu yetenek unutmaktır. O halde verimli bellek için son kuralı Belleğinize önemsiz şeyleri yüklemeyin. Onları unutun. Önemli şeyleri dahi hatırlamada güçlük çekmenizin sebebi bilincinizi zorlayan başka düşünceler tarafından rahatsız edilmesidir.
Belleği önemsiz şeylerden temizlemenin en iyi yöntemi tekrarlama ve uz okumaya dayanan öğrenme metotlarıdır. Eğer okuduğunuz veya duyduğunuz şey önemsizse, o zaman her türlü tekrarlamadan kaçının Ivır-zıvır şeyler önemli olanların yolunu tıkayarak hatırlama yeteneğini zedeler.
Kasıtlı unutma, güvenilir bir belleğin temelini kurar.
HİÇ UNUTMAYIN:
*Kasıtlı unutma, kusursuz belleğin anahtarıdır.
*Zihninize önemsiz şeyleri yüklemeyin
*Önemliyi hatırlamak için doğru unutmayı öğrenin
% 100Kasıtlı unutma
% 90Yüksek sesle okuma metodu
% 80Kuşbakışı
% 70Aralama tekniği
% 60Kendini ödüllendirmek
% 50Hedef belirlemek
% 40Tutamak noktaları
% 30Keyife gem vurmak
% 20Bellek gerekçesi
% 10Normal verim
EK BÖLÜM
Fotoğrafik Bellek Var mıdır
Fotoğrafik bellek diye birşey asla yoktur. Yani hiçbir insan bir bakışta bir sayfanın tamamını anlayamaz. İspatı:
A
S
C
F
R
L
T
Y
U
I
E
R
F
S
X
T
R
Z
X
C
H
U
I
O
N
Yukarıdaki kareye tam 60 saniye bakınız. Sonra harflerin üzerini kapatıp aşağıdaki soruları cevaplayınız:
1-Karedeki harfleri söyleyiniz
2-Sağda, sonuncu dikey dizideki harfleri söyleyiniz.
3-Sağ alt köşeyle sol üst köşe arasındaki harfleri söyleyiniz.
Evet! Sizce fotoğrafik bellek var mıdır?
ettiğiniz ölçüde sisteminize sorun eklersiniz. Başka biriyle birlikte yeyin. Konuşmak yeme hızını azaltmak için iyi bir yoldur. Sık sık atıştırmak yerine düzenli yemek yeyin. Yemek için müsait bir ara verin. Yemek yerken oturun. Kendinizi yemekle ödüllendirirken dikkatli olun.
Sağlıklı hayat için tavsiyeler:
Spor yapın. Dayanıklılık için egzersizler: Koşma, ip atlama vs. Güçlülük için egzersizler: Jimnastik Esneklik için egzersizler: Yoga Sigara ve alkolden uzak durun. Haplar ve ilaçların dozu: Mutlak ihtiyaç olmadıkça haplardan uzak durun.
6 ) Kontrollü Kalmanın Yolları
Olumlu düşünme için altın kurallar:
Başarıyı kabullenin.
Genellemelerle değil o duruma has şeylerle uğraşın.
En kötü korkularınızın gerçekleşme ihtimalini gerçekçi olarak değerlen- dirin.
Olabilecek en kötü senaryoyu düşünün.
Elinizden gelenin en iyisini yapın ve neticeyi kabullenin.
Kesinlik taşıyan şeyleri amaç edinin.
Olumsuz düşünceleri içinde bulunduğunuz çevre şartlarına göre değerlendirin.
Neyin yanlış olduğundan çok neyin doğru olduğu üzerinde yoğunlaşın.
Kendinize şöyle sorun: Bu beni niye üzüyor?
Olumlu düşünceden çok fazla şey beklemeyin.
Egonuzu nasıl desteklersiniz?
Başarılarınızı duyurun. Başarılarınızı kutlayın. Kendinize ödüller verin. İyi yanlarınızın listesini çıkarın. Başarılarınızı kaydedin.
Performansı tam ve doğru değerlendirmek:
Her olumsuz noktayı olumlu bir noktayla dengeleyin. Yapıcı eleştiriden yararlanın. Başarılar kadar başarısızlıkları da paylaşın. Düzeltmeniz gereken şeylerin farkında olun. Her hatadan çıkarılacak bir ders olduğunu unutmayın.
Kontrolü yeniden kazanmak:
Kendinize şöyle sorun: işler bir parça daha iyi gitseydi durum nasıl olurdu ? Yapabileceğiniz bir şey olup olmadığını araştırın . Stresli olduğunuzda beklentilerinizi azaltın. Tıpkı bir oyuncu gibi performansınızı prova edin. UNUTMAYINurumun kendisi değil, sizin bakış açısı stres vericidir.
Başkalarına Destek Vermenin, Destek Oluşturma
Ve Kullanmanın yolları:
Destek haritası çıkarma:
Kendinizi desteklemenin yolları ve araçların tespit edilmesidir. Desteklerinizin sayısı arttıkça, problemlerle başa çıkabilme yolun-da daha iyi donanmış olursunuz. Destek haritası çizmek, sahip olduğunuz (ya da olabileceğiniz) destekleri görmenize yardımcı olur. Kendinize sosyal, psikolojik ve fiziksel destekler bulun.
Desteği geliştirmenin yolları:
En önemli destek kaynağı kendinizsiniz. Kendinizi söylediklerinizle destekleyin. Bu sizi cesaretlendirecektir. Kendinizi destekleyen alışkanlıklar geliştirin. Nelerin sizde baskı ve endişeye yol açtığını bulun. Başınıza dert açan alışkanlıklardan kurtulun. Bunun için şunları yapabilirsiniz.
Kendinizle bir anlaşma yapın ve anlaşmaya uyduğunuz sürece kendinizi ödüllendirin.
Alışkanlığı bırakmanın sonuçlarını göz önüne getirin.
Kısa bir süre için alışkanlığınızı bırakmayı deneyin.
Bir kez tam olarak bıraktığınızda bir daha dönmemeye çalışın.
Alışkanlığı bırakmaktan dolayı acı çekmeyin ve kendinizi ödüllendirin.
Başkalarından destek arayın. İttifaklar kurun. Bu çevrenizden yararlanmada kullanılan özel bir terimdir. Bir danışmanla konuşmayı deneyin. Her şey sizin için bir destek kaynağı olabilir. Unutmayın, Ne giyerseniz osunuz. Giysileri hemen etki yapan beden dilinizin bir parçası olarak kullanmayı aklınızdan çıkarmayın. Hobiler ve günlük alışkanlıklar edinin. İş, dinlenme ve eğlenceyi unutmayın. Evcil hayvanları bir destek kaynağı olarak görün. Rahatlayabileceğiniz bir yeriniz olsun.
Nasıl destek oluruz:
Destekleyici olun, boş bir onaylayıcı değil. Pratik ve duygusal destekler önerin. İnsanlara ilerlemeleri için destekleyici olun.
1.Gerçeği söyleyen, kalpten gelen ses samimi ve rahattır.
2.Kendi iç problemlerini aşamayanlar inandırıcı olamazlar. (H. E. etkileyiciliği)
Ses Şifreleri: Düşünerek, eee veya mmm demeden konuşmak akıcı ve etkileyicidir. Şey ve yaniyi terk ettirmenin yollarını bulmalı. Duygularımızı gizlemeye çalışırken sözcükleri karıştırırız.
Sesin Tonu: Fazla bağırma, sesi düşürme, vurgulara dikkat, içten olma, ses yüksekliği, rezonansı önemlidir, tempo önemlidir. 150 kelime yerine 30-40 = M. Yılmaz. Sadece güçlü ve saygın insanlar yavaş ve düşük ses tonuyla konuşmaya cesaret edebilirler. Sesin tonu, yüksekliği konuya ve duruma göre değişken olmalıdır. İyi seçilmiş duraklamalar vücut tavırlarıyla desteklenirse etkili olur. İnandırıcı konuşma mesajın hızı ve akıcılığıyla sağlanır (Sünnet olan tane tane anlaşılır konuşmaktır. Üstadımızın belagatta anlattığı üslüplar da dikkate alınmalı). Konuşma ve ses tonunu birilerine tenkit ettirip veya banda alıp geliştirebiliriz.
Hülasa: Vazifesi hitabet ve tebliğ olan bu cemaatin her ferdi sünnetteki hitap tarzını, canlı mübelliğ hocamızı örnek alarak inceleyip kendi konuşma tarzını (ama mutlaka ihlas ve samimiyete dikkat ederek) geliştirmelidir.
Kitabın devamında Kennedy-Nixon-Carter-Ford tartışmalarını mukayeseli olarak anlatıyor.
Davranışların tutarlı, mantıklı, kendimizden, taklitsiz, çevreye karşı dikkatli, rahatsız etmeden, mütecessis, nazik, muhatabı anlayarak, üç düşünüp bir konuşarak, vakarlı ve sevimli vb. bir çizgiye oturtabilmelisiniz.
Kendimiz hakkındaki müspet bakışlara fihi nazar deyip eksiklileri öğrenmeye ve değiştirmeye çalışmalıyız.
Şahıs, ev, çevre hep düzenli tertipli olmalı, imajımızın halden ziyade makamımızı temsil etmesine dikkat etmeliyiz. İnsanların güven ve bağlılığını kazanmaya, kendimiz gibi olmaya, kendimizi davamıza adamaya, iç problemleri hallederek tutarlı fikirlerle insanlara yardıma koşmaya azimli olmalıyız.
EK 1. Power dergisi eki olan Kendinizi Nasıl Yönetirsiniz? (John Walsh) isimli kitabın 84 shf özeti.
Karar alırken basit ve güveniliri aramak yerine birden fazla ve istişareyle karar almalı.
Daha makul öneriler getirildiğinde kararlarınızı değiştirebilmelisiniz.
İyi yöneticiler her işten sorumludurlar ama en az karar verirler. Taksim-ül Amal, mesai tanzimi ve iş takibi iyi yapılmalı.
İyi idareci daha büyük yeni ve atılımcı kararlar alırken, basit ve rutin kararları alta bırakır.
Personel karar alıp, iş yapacak, başarılı olacak işte tavzif edilmeli.
İnsanlar niyet ve eylemi karıştırırlar. Alınan kararları takip edecek bir kişi mutlaka olmalıdır.
İcraatın safhalarını takip edecek rapor sistemi olmalı, vaatlerden çok teslim tarihleri ve sonuçla ilgilenilmelidir.
Kriz dönemlerinde yanlış bile olsa hızlı karar almalı ki kriz yayılmasın.
Önemli detay veya kozu en sona saklayın. Tam yeri gelince söyleyin.
Bir cemaatte hizipler oluşur, bazıları icraate katılmaz, sorunlar değil kişiler eleştirilirse, sorumluluklar savsaklanırsa ekibin çalışma problemleri var demektir.
Çözüm olarak yeni bir planlama, yakınlık-anlayış vb. yollar denenmeli.
İdarecinin altında karar alabilen bir fikir heyeti olmalı, problemleri çözmeli.
Anlayış göstermek kalbe girmenin en iyi yoludur. Dinlediğinizi hımm falan diyerek, bütün bedeninizle yönelerek yer yer muhatabı anladığınızı gösteren sorular sorarak ispat edin. Dinleyemeyecekseniz mutlaka yazılı rapor alın.
İyi bir dinleyici mütehammil, başka şeyle uğraşmaz ve düşünmez, anlamaya çalışır, hemen karar vermez, yüzüne bakar, konudan sapmaz. Dinlemezseniz dinlenmez-siniz.
Kötü bir toplantıda gereksiz kişiler vardır, altı kişiden fazlası karar almaya çalışı-yordur, bazıları hiç katılmıyor öneri getirmiyordur, istenilen şeyler sonraki toplantılara erteleniyordur, takip edecek kişi görevlendirilmiyordur, telefonlar açıktır, masa yuvarlaktır. Toplantıya geç kalmalarla gereksiz uzamalar oluyordur.
Resmi veya uzun toplantı yerine hızlı karar alan alt gruplar verimlidir.
Beyin Fırtınası:
1. Buluşlar yapılan yarı saygılı yarı resmi bir ortam oluşur
2.Hiçbir görüş eleştirilmez
3. Yeni fikirler teşvik görür
4. Yönetici teşvikçi ama baskıcı değildir
5. Herkes ciddi-az ciddi fikir öne sürmeli
6. Herkes sırasıyla konuşmalı
7. Fikirler tartışılıp, elenip, seçilmeli
Yönetici üzerindeki istişare yükünü dağıtmalı, bazı toplantılara altları göndermeli.
Toplantının sonuçlanması için yöneticinin biraz cesur ve patavatsız uzlaştırıcı olması lazımdır.
İnsanlar bitiş saati belli olmayan, aktif katılımları sınırlı olan, kendilerini ilgilendiren gündem sayısı az olan, gündem maddelerinin görüşme süresi belli olmayan, ruzname maddeleri ehemmiyet sırası belli olmayan toplantılara geç gelirler. Baş:18.27 Bit: 23.02. diye hassas saatler belirlenmeli.
Yönetici:
1. Gündemi sunmalı
2. Maddeleri takip etmeli
3. İşleyişi kontrol etmeli
4. Gevezeliği, önyargıyı ve ikili diyalogları önlemeli
5. Karşıt görüşleri özetlemeli
6. Sonraki toplantıya kadar etkin çözüm önermeli.
Yönetici bir psikolog gibi anlayışlı ve adil olmalı. Fikirlerden etkilenmeli, kabul etmeli, evet diyebilmeli, tartışma isteyenleri dengeleyebilmeli. Herkesin bir reyi olmalı.
Toplantıda en başarılı kişi duygu ve tepkilerini kontrol edendir, ses tonu iyi ayarlanmalı ve gerektiği kadar az ve öz konuşulmalıdır.
Fonksiyonunuz olmayan ve ilgisiz konularda izin alıp ayrılabilmelisiniz.
Tahrik edici cümle, davranış, fikirleri takmayın, şövenist olmayın.
İyi bir iletişim için hemen konuya girin, nedenleri izah edin, ne yapılacağını, planınızı aktarın, beklentilerinizi söyleyin. Yazı ve söz açık, basit, mantıklı ve öz olmalıdır.
Çalıştığınız insanların doğum, ölüm, hastalık vb. anlarını iyi takip edin.
İyi Bir Konuşma:
1. Makale üslubuyla olmaz, akıcı olmalı
2. Fazla edebi ve şatafatlı olmamalı
3. Kısa cümleler ve örnekler olmalı
4. Netlik ve üslubun çekiciliği
5.Kağıttan okumamak
6. Hızlı konuşmamak
İyi Bir Yazı:
1. Ne tür bir yazı olduğu belli olmalı
2. Başlıklar ve içindekiler olmalı üst ve alt
başlıklar olmalı
4. Cümleler kısa, öz, açık olmalı
5. Noktalama işaretleri düzgün olmalı
6. Paragraflar kısa olmalı
7. Genelleme yapılmamalı
8. Sonuçlar net ifade edilmeli.
Netice:
İslam fıtrat dini, Kur'an fıtratı yaratanın kelamı ve fıtratın fihristesi Hz. Ahmed (sav) canlı Kur'an ise şahsi, ailevi ve içtimai nihai hüküm verecek, söz kesecek mutlak davranış tarzları, kusursuz anlayış ve ifade, gönüllere girme en güzel şekilde Sultanımız (sav) hayatına dercedilmiştir.
O (sav) 'nun hayatının tetkik etmeli, Kur'an'ı hayata hayat yapmalı, Avrupa'lının afakta delillerini bularak enfüse yöneldiği şu dönemde enfüsteki hakikatlerden yola çıkarak Kur'an'ı asrın idrakini söyletmenin temsilcileri olabilmeliyiz.