(d.? / ö.?)
Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerimin ilk iki halifesinden biri olan Ömer Sikkînî Hazretleri Bursalı olup, Göynük'e gelerek yerleşmiş ve orada türbesin*de sırlanmıştır. Türbesi, altı köşeli ve kurşun kaplama kubbelidir. Melâmiyye tarikatının kurucusu olarak bilinen Ömer Sikkînî Hazretleri ile Akşemseddin Hazretleri arasında geçen olaylar, daha çok Melâmiyye der*vişleri tarafından kaleme alınan eserlerde anlatılmaktadır. Bu tarikatın ortaya çıkmasına sebep olan olay şudur: Bayramiyye tarikatı dervişleri Göynük'te toplanarak, Akşemseddin Hazretlerinden biat almışlar idi. Her gün tarikat mensupları dergâhta toplana*rak zikrederler, sonra da birbirleri ile müsafaha ederek dağılırlardı. Ömer Sikkînî Hazretleri meclise geldiği halde zikir halkasına girmez, bir köşeye çe*kilir, kendi iç âlemine dalarak, meclis dağılıncaya kadar bu hal üzere kalırdı. Akşemseddin Hazretleri, zikir halkasına katılmadığı takdirde, hilafet ta*cının başından alınacağını kendisine hatırlattı. Ömer Sikkînî Hazretleri bu söz karşısında, Akşemseddin Hazretleri'ne, Cuma namazından sonra müridleriyle birlikte evine gelmesini, Yüce Allah murad buyurmuş ise taç ve hırkayı orada kendisine teslim edeceğini söyledi. O gün Ömer Sikkînî Hazretleri, bahçede büyük bir ateş yaktı. Cuma na*mazından sonra Akşemseddin Hazretleri ve müridleri oraya geldiler. Ömer Sikkinî Hazretleri başında taç, sırtında hırkası olduğu halde yanmakta olan ate*şin içine girdi. Çıktığı zaman taç ve hırkası yanmış, fakat kendisine bir şey olmamıştı. Bu olaydan hemen sonra ortaya çıkan bu tarikat mensupları bu yüzden taç ve hırka giymezler. Tasavvuf kaynakları, bu menkıbeyi değişik şekillerde naklederler. Lâ'lizâde, Ömer Sikkînî Hazretleri'nin, Akşemseddin Hazretleri ile olan ihtilaflarını anlatırken, ocak gayretinin verdiği taassubu silememiştir. Bir kim*seyi takdir etmek, onun derecesinin çok yüksek olduğunu anlatmak için, bir başkasını küçültmeye hiç de ihtiyaç yoktur. Akşemseddin Hazretleri gibi fazi*letli bir kimsenin küçük meselelerle uğraşmayacağı gerçeğini unutmamak gerekir. Fatih Sultan Mehmed Hazretleri'nin bütün ihsan ve ikramlarını bir tarafa atarak Göynük'e yerleşip irşad görevini devam ettirme meziyetine sahip bir kimsenin şahsî çekişmelere girmesi düşünülemez. Bu menkıbeyi burada anlatmaktan maksadımız, Ömer Sikkînî Hazretle*ri’nin kurduğu Melâmiyye tarikatının, diğer tarikatlardan ayrı olan özelliklerini belirtmek içindir.
Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerimin ilk iki halifesinden biri olan Ömer Sikkînî Hazretleri Bursalı olup, Göynük'e gelerek yerleşmiş ve orada türbesin*de sırlanmıştır. Türbesi, altı köşeli ve kurşun kaplama kubbelidir. Melâmiyye tarikatının kurucusu olarak bilinen Ömer Sikkînî Hazretleri ile Akşemseddin Hazretleri arasında geçen olaylar, daha çok Melâmiyye der*vişleri tarafından kaleme alınan eserlerde anlatılmaktadır. Bu tarikatın ortaya çıkmasına sebep olan olay şudur: Bayramiyye tarikatı dervişleri Göynük'te toplanarak, Akşemseddin Hazretlerinden biat almışlar idi. Her gün tarikat mensupları dergâhta toplana*rak zikrederler, sonra da birbirleri ile müsafaha ederek dağılırlardı. Ömer Sikkînî Hazretleri meclise geldiği halde zikir halkasına girmez, bir köşeye çe*kilir, kendi iç âlemine dalarak, meclis dağılıncaya kadar bu hal üzere kalırdı. Akşemseddin Hazretleri, zikir halkasına katılmadığı takdirde, hilafet ta*cının başından alınacağını kendisine hatırlattı. Ömer Sikkînî Hazretleri bu söz karşısında, Akşemseddin Hazretleri'ne, Cuma namazından sonra müridleriyle birlikte evine gelmesini, Yüce Allah murad buyurmuş ise taç ve hırkayı orada kendisine teslim edeceğini söyledi. O gün Ömer Sikkînî Hazretleri, bahçede büyük bir ateş yaktı. Cuma na*mazından sonra Akşemseddin Hazretleri ve müridleri oraya geldiler. Ömer Sikkinî Hazretleri başında taç, sırtında hırkası olduğu halde yanmakta olan ate*şin içine girdi. Çıktığı zaman taç ve hırkası yanmış, fakat kendisine bir şey olmamıştı. Bu olaydan hemen sonra ortaya çıkan bu tarikat mensupları bu yüzden taç ve hırka giymezler. Tasavvuf kaynakları, bu menkıbeyi değişik şekillerde naklederler. Lâ'lizâde, Ömer Sikkînî Hazretleri'nin, Akşemseddin Hazretleri ile olan ihtilaflarını anlatırken, ocak gayretinin verdiği taassubu silememiştir. Bir kim*seyi takdir etmek, onun derecesinin çok yüksek olduğunu anlatmak için, bir başkasını küçültmeye hiç de ihtiyaç yoktur. Akşemseddin Hazretleri gibi fazi*letli bir kimsenin küçük meselelerle uğraşmayacağı gerçeğini unutmamak gerekir. Fatih Sultan Mehmed Hazretleri'nin bütün ihsan ve ikramlarını bir tarafa atarak Göynük'e yerleşip irşad görevini devam ettirme meziyetine sahip bir kimsenin şahsî çekişmelere girmesi düşünülemez. Bu menkıbeyi burada anlatmaktan maksadımız, Ömer Sikkînî Hazretle*ri’nin kurduğu Melâmiyye tarikatının, diğer tarikatlardan ayrı olan özelliklerini belirtmek içindir.